Biraz kafamı toparlayıp yazmaya karar verdim. Nasıl başlasam... Önceki gün kötü bi akşam geçirdik. Eşim işyerinden geldi oturduk güzel yemeğiimizi yedik, mutfağımı toparladım, sonra biraz oturma odasında takıldık.Hattaa bana bayagı bi sevgisini gösterdi vs.vs.
Görümcem yeni eve taşındığı için onlara gidecektik. Artık hazırlanma vakti geldi, ben yatakodasında üstümü giyiniyorum. Eşim geldi, ben ne giyeceksem çıkar ver dedi. Ben de "ben de hazırlanmaya çalışıyorum, dolabını aç hemen alıp giyeceksin zaten.orda hazır" dedim. Israr etti sen vereceksin diye. E o kadar yıkayıp ütüleyen, oraya hazırlayan ben değilmişim gibi bi de ben verecekmişim de giyecekmiş. Olur bi de giydireyim bari. Ara ara böyle yapar zaten çıkar da ver diye, benim de ödüm kopar şimdi gene bişey çıkar diye gönülsüz olduğumu göstereerek veririm eline. Vee ben vermediğim için bağırmaya başladı, elime mi yappışırmış, versem noolurmuş, ver dediyse verecekmişim. Ben vermemekte ısrar ettim, zaten kendim anca hazırlanıyorum, vakit de gelmiş. Derken gitti oturma odasına oturdu. Gitmiyorum, sen nereye gidersen git diye. Orda bizi bekliolar. Ben giyeceğini verene kadar bir yere gitmeyecekmiş. Mecbur kaldım, getirdim koltuğun üzerine attım.
Ben kapıyı kitlerken bindi asansöre gitti beni beklemeden. Sonra arabayı sinirli sinirli kullanmaya başladı. Tekrar bağırmaya başladı. el kol hareketleri bişeyler. Neyse pastanenein önüne geldik, pasta alacağız. O kadar ısrar ettim, hatta kapısını açıp gelmiyor msusun diye ısrar ettim. Beni akşam vakti tek başıma pastaneye yolladı, sen git ne alacaksan al diye. Benim bildiğim koca yanındaysa gider o alır o saatte pastayı. Almayım diyorum ama elimiz boş gitmek de olmaz, biliyorum o almadan gider. Salak gibi gittim aldım geldim. Ve arabaya binince "Koca" diyorum, başka da bişey demiyorum, dedim. Çünki daha fazla sinirlendirmek istemedim. Ama bi taraftan da söylemesem yaptığını doğru sanacak hep.
Zoruma gitti güya beni cezalandırıyor, hani çocuğa hadi al gel dersin ya arabada,beni çocuk gibi kullanıyor yaaa.
Daha bitmedi. Sonra biraz ilerledik. Arabayı sağa çekti, çıktı gidiyor nerdeyse. Daha önceden kırmızı ışıkta arabayı bırakıp gitme olayı yaşadım ve hemen koltuğa geçip arabayı aldım gittim, güya kuldan utanıyorum. Bi tanıdık görür diye. Ne diye sürdüysem arabayı o zman salak mıyım neyim, bırak otur hanım hanım, o da rezil olsun trafikte. Baktım arabada beni o saatte yağmurlu akşamda bırakıp gidecek yine. Kolundan tutyorum gitmesin diye, ne salağım yaaa. Bi tarftan da o an bütün sinirlerim boşaldı, başladım ağlamaya, iyice çığlık atıyorum arabanın içinde. Ve bana söylediği şu söze inanabiliyor musnuz" Eğer ben ver dediğmde vermiyorsan, kapı orada!!!" Önce duymazlıktan geldim,hatta yanlış mı duydum acaba dedim çünki o kadar kötü birisi değil diye biliyorum ben eşimi. Keyfi olunca bana yardım da eder, sevgisini de gösterir. Sonra duydun mu son söylediğimi diye üstüne gitti söylediğinin,o an dünya başıma yıkıldı. O kadar üzüldüm ki!!!Ben hak ediyor muyum acaba o sözleri diye.
Beni öyle görünce gitmedi, bindik gittik görümceye. Tabi benim surattan ağladığım vs. herşey belli. Ses de meydanda, çıkmıyor bile gitmiş ses. Orda oturduk öyle öyle. Ben zorla gülmeye çalışıyorum, tabii anladılar kayınvalidem kayınpederim, görümcem. Sırf haber verdik, bi de ilk kez gidiyoruz evlerine diye gittim. Kuldan utanmak bu oluyor herhalde, güya duymayacaklar aramızdakileri.
Bi önceki akşam da şöyle bişey olmuştu, Kendi içerden geliyor, bana da diyor ki çekirdek getir de çitelim. Ben de o gün kayınvalidemde yorulmuştum, misafirleri vardı, hem de oruç oruç hizmet ettim yani düşünün. Ve her gün çekirdek çitilir her yer batar bizim evde. Dedim ki "getireceğim ama inan o kadar yolruldum ki" güya halimi anlatıyorum. Gittim getirdim, ara ara söylediği bişey var, "çocuk olunca ne yapacaksak" dedi yine. Güya ben çok nazlı yetişmişim, evin tek kızıyım bu arada. Yani çocuk da yok, yokken böyle de o zman noolcaksa gibi. "Ben de en beceriksizler bile beceriyo da ben mi beceremiycem , bi daha bana bunu söyleme" dedim.
Hep şundan yakınır, annesi çok ezmiş oğlanları, kızlarını ezdirmemek için. Onlar da maşşallah hiç abi diye saygıları yok. Çayy koy dese, sen koy diyen tipler. Onlarınki de aşırı yani.
İlk evlendiğimizde yaptığım işler gözüne görünüyordu, artık hiç görünmüyor. Yani artık rutine bindi, yaptığım herşeyi benim görevim gibi görmeye başladı. Üstelik emir verince de yapacakmışım. Kendi kızkardeşlerine kuramamış ya hakimiyet, ödü küpuyor ki ben de öyle olurum diye. Oysa ki o kadar sevgi saygı gösteriyorum ki. Şu an konuşmadığım halde bile, kahvaltısını yemeğini hazırlıyorum.
Yani iyiyken çok iyi, hatta hep der ben senden razıyım diye, kötüyken de böyle ağır bi lafı söyleyebiliyor, kapı şurda diye. Dengesi bi tuhaf. Hiç biri değil de bu söz çok zoruma gitti kızlar.Normalde iyi anlaşırız aslında ama şu an çok üzülüyorum. Yani koca olmak, erkeklik bu sanıyor, yani al dedğinide alacak ver dediğinde verecek.Aksine benim de hemen kabul edecek bi karakterim yok, üstüme geldikçe kendimi yiyorum. Tavsiyelerinizi beklyiorum...uzun oldu kusura bakmayın.
:sinifsinif:
Görümcem yeni eve taşındığı için onlara gidecektik. Artık hazırlanma vakti geldi, ben yatakodasında üstümü giyiniyorum. Eşim geldi, ben ne giyeceksem çıkar ver dedi. Ben de "ben de hazırlanmaya çalışıyorum, dolabını aç hemen alıp giyeceksin zaten.orda hazır" dedim. Israr etti sen vereceksin diye. E o kadar yıkayıp ütüleyen, oraya hazırlayan ben değilmişim gibi bi de ben verecekmişim de giyecekmiş. Olur bi de giydireyim bari. Ara ara böyle yapar zaten çıkar da ver diye, benim de ödüm kopar şimdi gene bişey çıkar diye gönülsüz olduğumu göstereerek veririm eline. Vee ben vermediğim için bağırmaya başladı, elime mi yappışırmış, versem noolurmuş, ver dediyse verecekmişim. Ben vermemekte ısrar ettim, zaten kendim anca hazırlanıyorum, vakit de gelmiş. Derken gitti oturma odasına oturdu. Gitmiyorum, sen nereye gidersen git diye. Orda bizi bekliolar. Ben giyeceğini verene kadar bir yere gitmeyecekmiş. Mecbur kaldım, getirdim koltuğun üzerine attım.
Ben kapıyı kitlerken bindi asansöre gitti beni beklemeden. Sonra arabayı sinirli sinirli kullanmaya başladı. Tekrar bağırmaya başladı. el kol hareketleri bişeyler. Neyse pastanenein önüne geldik, pasta alacağız. O kadar ısrar ettim, hatta kapısını açıp gelmiyor msusun diye ısrar ettim. Beni akşam vakti tek başıma pastaneye yolladı, sen git ne alacaksan al diye. Benim bildiğim koca yanındaysa gider o alır o saatte pastayı. Almayım diyorum ama elimiz boş gitmek de olmaz, biliyorum o almadan gider. Salak gibi gittim aldım geldim. Ve arabaya binince "Koca" diyorum, başka da bişey demiyorum, dedim. Çünki daha fazla sinirlendirmek istemedim. Ama bi taraftan da söylemesem yaptığını doğru sanacak hep.
Zoruma gitti güya beni cezalandırıyor, hani çocuğa hadi al gel dersin ya arabada,beni çocuk gibi kullanıyor yaaa.
Daha bitmedi. Sonra biraz ilerledik. Arabayı sağa çekti, çıktı gidiyor nerdeyse. Daha önceden kırmızı ışıkta arabayı bırakıp gitme olayı yaşadım ve hemen koltuğa geçip arabayı aldım gittim, güya kuldan utanıyorum. Bi tanıdık görür diye. Ne diye sürdüysem arabayı o zman salak mıyım neyim, bırak otur hanım hanım, o da rezil olsun trafikte. Baktım arabada beni o saatte yağmurlu akşamda bırakıp gidecek yine. Kolundan tutyorum gitmesin diye, ne salağım yaaa. Bi tarftan da o an bütün sinirlerim boşaldı, başladım ağlamaya, iyice çığlık atıyorum arabanın içinde. Ve bana söylediği şu söze inanabiliyor musnuz" Eğer ben ver dediğmde vermiyorsan, kapı orada!!!" Önce duymazlıktan geldim,hatta yanlış mı duydum acaba dedim çünki o kadar kötü birisi değil diye biliyorum ben eşimi. Keyfi olunca bana yardım da eder, sevgisini de gösterir. Sonra duydun mu son söylediğimi diye üstüne gitti söylediğinin,o an dünya başıma yıkıldı. O kadar üzüldüm ki!!!Ben hak ediyor muyum acaba o sözleri diye.
Beni öyle görünce gitmedi, bindik gittik görümceye. Tabi benim surattan ağladığım vs. herşey belli. Ses de meydanda, çıkmıyor bile gitmiş ses. Orda oturduk öyle öyle. Ben zorla gülmeye çalışıyorum, tabii anladılar kayınvalidem kayınpederim, görümcem. Sırf haber verdik, bi de ilk kez gidiyoruz evlerine diye gittim. Kuldan utanmak bu oluyor herhalde, güya duymayacaklar aramızdakileri.
Bi önceki akşam da şöyle bişey olmuştu, Kendi içerden geliyor, bana da diyor ki çekirdek getir de çitelim. Ben de o gün kayınvalidemde yorulmuştum, misafirleri vardı, hem de oruç oruç hizmet ettim yani düşünün. Ve her gün çekirdek çitilir her yer batar bizim evde. Dedim ki "getireceğim ama inan o kadar yolruldum ki" güya halimi anlatıyorum. Gittim getirdim, ara ara söylediği bişey var, "çocuk olunca ne yapacaksak" dedi yine. Güya ben çok nazlı yetişmişim, evin tek kızıyım bu arada. Yani çocuk da yok, yokken böyle de o zman noolcaksa gibi. "Ben de en beceriksizler bile beceriyo da ben mi beceremiycem , bi daha bana bunu söyleme" dedim.
Hep şundan yakınır, annesi çok ezmiş oğlanları, kızlarını ezdirmemek için. Onlar da maşşallah hiç abi diye saygıları yok. Çayy koy dese, sen koy diyen tipler. Onlarınki de aşırı yani.
İlk evlendiğimizde yaptığım işler gözüne görünüyordu, artık hiç görünmüyor. Yani artık rutine bindi, yaptığım herşeyi benim görevim gibi görmeye başladı. Üstelik emir verince de yapacakmışım. Kendi kızkardeşlerine kuramamış ya hakimiyet, ödü küpuyor ki ben de öyle olurum diye. Oysa ki o kadar sevgi saygı gösteriyorum ki. Şu an konuşmadığım halde bile, kahvaltısını yemeğini hazırlıyorum.
Yani iyiyken çok iyi, hatta hep der ben senden razıyım diye, kötüyken de böyle ağır bi lafı söyleyebiliyor, kapı şurda diye. Dengesi bi tuhaf. Hiç biri değil de bu söz çok zoruma gitti kızlar.Normalde iyi anlaşırız aslında ama şu an çok üzülüyorum. Yani koca olmak, erkeklik bu sanıyor, yani al dedğinide alacak ver dediğinde verecek.Aksine benim de hemen kabul edecek bi karakterim yok, üstüme geldikçe kendimi yiyorum. Tavsiyelerinizi beklyiorum...uzun oldu kusura bakmayın.
:sinifsinif: