- 18 Mart 2013
- 3.770
- 12.158
-
- Konu Sahibi SilentSerenity
- #81
Şimdi adamla kadın sıfırdan iş kurup büyütseler birlikte zenginleşselerdi kendi parası gibi görebilirdi kadın ama belli ki zaten zengin olan bir ailenin oğluyla evlenmiş konu sahibi. Böyle durumda ben de olsam kendi param gibi hissedemem açıkçası, büyük konuşmayım ama zaten maddi olarak çok büyük farkların olduğu bir ailenin oğluyla evlenmem, hem kendim ezik hissederim hem de ailemi hor görürlerse çok zoruma gider sağlıklı bir evlilik sürdüremem. Ki ben meslek sahibi iyi bir geliri olan biriyim. Benim yaşadığım yerde zengin aileler geline hemen kolayca koklatmazlar mesela, fakir de yaşatmazlar tabi ama gelinin gönül rahatlığıyla paracıkları yemesi için ya kayınailenin ölmesini beklemesi lazım. Ya da oyuncu bir tip olup ağızlarından girip burunlarından çıkması ama ilk ihtimal daha güçlü :))Ya meblağ nedir bilemem ama biraz üzücü buluyorum.. Para benim değil eşimin, zengin olan o ben değilim algısıyla kimseyi beklenti içine sokmamaya çalışma çabası falan bilemedim yaaa.. Neyse bizim fakir aklımız bu kadarını çözemez
Zaten sizinle aynı fikirdeyim ayrıca mesajlarımdan nasıl anladınız bilmiyorum ama ben zengin diye kocasının bütün sülalesine aynı imkanları sağlaması fikrinde değilim.. Bu kadar sığ düşüncede bir kadın değilim.. Ben o zaman şöyle diyeyim anlatmak istediğimi ben aynı durumda olsam aileme yaptığım yardımlar falan gözüme gelmezdi.. Ben dilediğimce harcayabiliyorken evimden çocuğumdan kısmadan aileme destek olurdum.. Bu kadar basit.. Yazımı güzelce okursanız zaten ailesinin de her fırsatta beklenti içine girmesini sömürme aşamasına geldiği noktada da itici bulduğumu yazmış olduğumu görürsünüz.. Silinmedi zaten hepsi duruyor bakabilirsiniz.. Tabi yazdığım herşey benm şahsi görüşüm...Kanunen konu sahibinin dediği doğru, evlilikte evlenmeden önce aileden gelen mallar ve zenginlik sizin olmuyor, adam evlilik içinde kazanmamış ki anladığım kadarı ile adamın bile değil ailesinin zenginliği ,aile şirketi , konu sahibinin eşi ailesinin imkanları ile kazanılan paradan eşini de yararlandırıyor o kadar, hal böyleyken kadın sırf bir imza attı evlendi diye kendisinin gram katkısı olmadığı eşinin ailesine ait paraya mala benim param benim param diye dolaşması mı gerçek evlilik, kaldı ki adam eşinin tüm ihtiyaçlarını altında arabasına kadar karşılıyorken, neden karısının ailesine kocası iş kurmak için konu sahibinin değimi ile milyon vermek zorunda , ya da eşinin tüm sülalesine eşine sağladığı imkanları sağlamak zorunda, hani burada diyorlar ya gelin kayınvalideye bakmak zorunda değil çünkü onun annesi değil diye, aynı şey adam içinde geçerli sırf o aileye damat girdi ve zengin diye karısının sülalesine sponsor olmak zorunda mı? Neden bu çifte standart, kaldı ki bu ailenim tek evladı kızı mı? Konu sahibi zaten anne babasına otutmaları için ev sağlayarak gayet büyük bir fedakarlık istemiş eşinden, bunun için teşekkür etmek yerine para ver,ziynet ver, iş kur diye taleplerde bulunmak normal mi? Burada aynı şeyi erkeğin ailesi yapsa kadın zengin olup , erkek fakir olsaydı da oğlanın ailesi böyle şeyler isteseydi adamın ve ailesinin ve insanlığını bırakırdık ne adamlığını, bence biraz objektif olalım. Zorda olan aileye tabiki yardım edilir ki konu sahibi ve eşi de etmiş zaten ama fazlasını talep etmek, kızından kadınlığını kullanarak kocasından kendileri için para istemesini talep etmek en hafif tabirle yüzsüzlüktür sadece.
Aynen öyle ama insanların neyi nerde anlattığı da önemli.Zenginliğe çok vurgu olduğu İçin bu anlatımda o bana tuhaf geldi.Fizyolojik olarak yiyecek ekmeği olmayan veya barınma sorunu olan birinin bu kadının derdini anlaması ne derece mümkün ? Ama o alttakini anlayabilir ve haline şükredebilir.Sorunu çözülmeyecek birşey değil çünkü.Yani bilemedim en alttaki en üstekini bilemez de en üstteki alttaki gibi davranabilir empati yapabilir.Yani üsteki alttaki gibi dert yanarsa zaten üste çıkamamış demektir, ki bunun örneği bu.Çok bilimsel gördüm sizi. Inanın Maslowun en alt basamağını zorlayan insanların dahi hiyerarşinin en üstündeki ihtiyaçlarını tatmin etmeye çalıştığı bir dönemdeyiz. O basamaktaki ihtiyaclari tatmin edenleri izliyor, takip ediyor ve öykünüyor. Bu bizim bir doktora oturumunda munazara konumuzdu. Kendi aç ama elinde son model cep telefonuyla gezen ülkem insanı ile beraber yaşıyoruz.
Yazdığınız herşeye katılıyorum.. Fakat sizde belirtmişsiniz bu durumun hoş olmadığını.. Bende bu hoş olmayan durumdan bahsettim zatenŞimdi adamla kadın sıfırdan iş kurup büyütseler birlikte zenginleşselerdi kendi parası gibi görebilirdi kadın ama belli ki zaten zengin olan bir ailenin oğluyla evlenmiş konu sahibi. Böyle durumda ben de olsam kendi param gibi hissedemem açıkçası, büyük konuşmayım ama zaten maddi olarak çok büyük farkların olduğu bir ailenin oğluyla evlenmem, hem kendim ezik hissederim hem de ailemi hor görürlerse çok zoruma gider sağlıklı bir evlilik sürdüremem. Ki ben meslek sahibi iyi bir geliri olan biriyim. Benim yaşadığım yerde zengin aileler geline hemen kolayca koklatmazlar mesela, fakir de yaşatmazlar tabi ama gelinin gönül rahatlığıyla paracıkları yemesi için ya kayınailenin ölmesini beklemesi lazım. Ya da oyuncu bir tip olup ağızlarından girip burunlarından çıkması ama ilk ihtimal daha güçlü :))
Ailenin de kızlarımızı zor durumda bırakmayalım diye düşünmemesi çok ayıp. Kadın eşinden her yardım istediğinde taviz vermiş oluyor kendinden ama umurlarında değil hala damadın sırtından iş kurma peşindeler.
Haklısınız, sizi çok iyi anlıyorum. Bizim tartıştığımız hususların biri de şuydu: aşağıda mutsuz olarak gördüklerimizden yukarıdakiler çok daha mutsuz. Bu ornek çok iyi oturuyor. Konu sahibi, aç değil açıkta değil ancak temel sevgi ihtiyacını karşılayamıyor, yalnızlaşmış.Aynen öyle ama insanların neyi nerde anlattığı da önemli.Zenginliğe çok vurgu olduğu İçin bu anlatımda o bana tuhaf geldi.Fizyolojik olarak yiyecek ekmeği olmayan veya barınma sorunu olan birinin bu kadının derdini anlaması ne derece mümkün ? Ama o alttakini anlayabilir ve haline şükredebilir.Sorunu çözülmeyecek birşey değil çünkü.Yani bilemedim en alttaki en üstekini bilemez de en üstteki alttaki gibi davranabilir empati yapabilir.Yani üsteki alttaki gibi dert yanarsa zaten üste çıkamamış demektir, ki bunun örneği bu.
Bu yaprak dökümünü izlemeyen bir ben varım herhaldeYaprak Dökümü Necla Aydınoğlu ve Hayriye-Şevket Tekin hikayesi.
Çünkü basamakları sırayla çıkmamış o yüzden alttakiler gibi hissediyor dertleniyor ama üsttekiler gibi yaşıyor.Yalnızlaştığının örneği bunu burada dile getirmesi zaten.Ama bence hala alttakiler gibi çünkü uslup ve empati durumu hala onu üste taşıyamamışHaklısınız, sizi çok iyi anlıyorum. Bizim tartıştığımız hususların biri de şuydu: aşağıda mutsuz olarak gördüklerimizden yukarıdakiler çok daha mutsuz. Bu ornek çok iyi oturuyor. Konu sahibi, aç değil açıkta değil ancak temel sevgi ihtiyacını karşılayamıyor, yalnızlaşmış.
Bu kadar merak ediyorsanız açıklayayım. Kayınpederim eski Vali. Liseye yeni başladığımda onlar benim memleketime Vali olarak geldiler. Ankara da kolej de okurken babası Vali olunca kolej yerine devlet okuluna göndermiş. Aynı lisedeydik tanışmamız bu. Kayınpederim ise o dönemde de kardeşiyle ortak dış ticaret işleri yapıyormuş. Sonra kardeşi out oğlu in. Açıklayıcı mı? Eğitim fakültelerini küçümsemeniz de hiç hoş değil ayrıca benim kv'm de eğitim fakültesi mezunu...
Evet çünkü aslında varlık kendinin değil, eşinin ailesinin. Sürdürdüğü yasam başkalarına bağımlı. Bunu ise çevresine izah edemiyor. Kendini olduğu gibi aksettirse çevreye, bu satırları yazmıyor olacaktı. Eşinin çizdiği yanlış imaj, yardım ve çeşitli bonkörlükler onu zor duruma düşürmüş.Çünkü basamakları sırayla çıkmamış o yüzden alttakiler gibi hissediyor dertleniyor ama üsttekiler gibi yaşıyor.Yalnızlaştığının örneği bunu burada dile getirmesi zaten.Ama bence hala alttakiler gibi çünkü uslup ve empati durumu hala onu üste taşıyamamış
Yanlış yere konu açmışsın.Maslowun en üstünden gelmişsin burda fizyolojik dertleri olan kk üyelerine anlattığın derde bak.Ben olsam zenginlik kavramına vurgu yapmadan da anlatabilirdim bu derdi.
bu başlığın standartı çok yüksek gerçekten...imrendimÇok bilimsel gördüm sizi. Inanın Maslowun en alt basamağını zorlayan insanların dahi hiyerarşinin en üstündeki ihtiyaçlarını tatmin etmeye çalıştığı bir dönemdeyiz. O basamaktaki ihtiyaclari tatmin edenleri izliyor, takip ediyor ve öykünüyor. Bu bizim bir doktora oturumunda munazara konumuzdu. Kendi aç ama elinde son model cep telefonuyla gezen ülkem insanı ile beraber yaşıyoruz.
Bunların hepsi gösteriyor ki aslında aileler arasındaki denklik önemli.Vizyon anlayışı ve sosyal görü benzer olmalı.Evet çünkü aslında varlık kendinin değil, eşinin ailesinin. Sürdürdüğü yasam başkalarına bağımlı. Bunu ise çevresine izah edemiyor. Kendini olduğu gibi aksettirse çevreye, bu satırları yazmıyor olacaktı. Eşinin çizdiği yanlış imaj, yardım ve çeşitli bonkörlükler onu zor duruma düşürmüş.
Yazdıklarınıza katılmakla beraber zenginler öğretmenlik okumaz diye bir şey yok bence ama ev hanımlığıda yapmaz demenız doğru kesinlikle şahsen ben kayın veya görümce olsam konu sahıbının bu kadar aılesıne akıtmasına ayar çekerdimTanışma hikayeniz benim "Türk dizisi "kategorisindeymis,(inanmadim anlaminda degil, sıradısı şans anlaminda, hani sekreter ile holding sahibi aşk yasiyor filan ya) merakimi giderdiginiz icin tesekkurler, allah mesut etsin.
Eğitim fakültesini kücümsemek degil benm soyledigim, her ortamin kendine göre bir insan profili olur, bunu az cok herkes bilir.
Egitim Fakultesinde ortalama üstü zenginler olmaz.
Aynı şekilde çok zengin birisi de ögretmenlik yapmaz.
Ben hiç okula ferrari ile gelen ögrtmen görmedim, gören varsa soylesin.
Liseden beri zengin valinin oğlu ile ilişkim olsa kendimi biraz daha geliştirip farklı bir bölüm okurdum.
Davul dengi dengine derler ya o anlamda.
Bu sefer de sizi kücümsediğimu düsünmeyin lütfen, ama insanin aklına geliyor ister istemez, Kp Sirket sahibi vali, kv bile Ünv mezunu, vs, ben de o kadar imkanin içinde ev hanimi olacagim ...
Bilemedim...
Genelde her nesil bir öncekinden az buçuk ilerde olur.
Cunku eski imkanlar ile simdikiler bir degil.
Kv egitim fakulteli ise bu cok iyi bisey, cunku onlarin nesli icin bu ileri bir seviye.
Sira sizin nesle gelince buna "aa cok iyi" diyemeyiz.
Babasi ilkokul mezunu annesi okuma yazma bilmeyenler bile şimdi cok rahat üniversite mezunu oluyor.
Bu insanların anne babalari ünv mezunu olsalardi cocuklar da bikac tik daha iyi olacaklardi.
insallah anlatabilmisimdir derdimi.
Konunun dısina ciktigim icin kusura bakmayin ama konunuz da biraz enteresan geldi bana.
Bunca yil kendi aileniz ile evliliginizn dengesini bulmus olmaliydiniz.
ozellikle boyle siradisi evliliklerde ilk yillar zor alisilir sonra sonra duzen oturur, siz biraz gec kalmissiniz.
ailenize soyleyeceginiz tek sey " ben bu para konulari ile ilgli hic ilglinemiyorum, siz direk eşimle konusun beni karistirmayin"
Konu sahibinin ailesi de önceden fakr-ü zaruret içinde değilmiş aslına bakarsanız. Çok statükocu degilimdir ama denkligi ararım bu tip iliskilerde. Ekonomik eşitlik her zaman mümkün olamayabiliyor ama sosyo-kültürel denklik cidden elzem. Zaten olsaydı, ne kadar zor durumda da kalınsa karşı taraftan istifade etmeye çalışan bir zihniyet olmazdı.Bunların hepsi gösteriyor ki aslında aileler arasındaki denklik önemli.Vizyon anlayışı ve sosyal görü benzer olmalı.