Eşim anne olmamı istemiyor...

Bunun mümkün olduğunu bu site sayesinde öğrendim. Bu konu bir süredir aklımda ama bundan söz etsem, bu kez de eşim şunları düşünür.
Benden bi şekilde ayrılacak, ilerde birini bulacak ve ondan çocuk yapacak. O zaman bana inancını yitirir ve evliliği sürdürmek zorlaşır.
Zihnine bu fikri sokmam istemem.
Lütfen bana kızmayın, hâlâ mı eşini düşünüyorsun diye, ikimizi birlikte düşünüyorum.

Bunun mümkün olduğunu bu site sayesinde öğrendim. Bu konu bir süredir aklımda ama bundan söz etsem, bu kez de eşim şunları düşünür.
Benden bi şekilde ayrılacak, ilerde birini bulacak ve ondan çocuk yapacak. O zaman bana inancını yitirir ve evliliği sürdürmek zorlaşır.
Zihnine bu fikri sokmam istemem.
Lütfen bana kızmayın, hâlâ mı eşini düşünüyorsun diye, ikimizi birlikte düşünüyorum.
Amma kiymetliymis yalanci kocaniz. O sizin hayallerinizi yok edebiliyor ama siz Beni yanlis anlar belki diye bir ihtimalden bile bahsedemiyorsunuz. Yazik size
 
Siz 25 ve 40 yaşlarında sağlık olarak aynı mısınız? Ben kesinlikle değilim. İleri yaşlarda gebelik tabii ki daha riskli. Herşeyden önce bebeğin down sendromlu olma riski artıyor.
Etrafımda da duyuyorum. İlk çocuğunu 20 yaşlarında doğurup ikincisini 30 yaşlarında doğuranları. İkinci gebeliklerinde daha zorlandıklarını söylüyorlar
Aynı güç ve enerji bakımından birebir atnı değilimdir mutlaka. Ama bu yaşıma kadar etrafımda gördüğüm, ve birkaç sene zihinsel engellilerle çalıltığım döenmde gördüğüm hiçbir çocuk geç yalta anne olanlardan değildi. Kendi gördükleirmden referansla tahminde bulundum. Normal doğum için doktorum esneyebilirsin demişti sadece.
 
Aynı güç ve enerji bakımından birebir atnı değilimdir mutlaka. Ama bu yaşıma kadar etrafımda gördüğüm, ve birkaç sene zihinsel engellilerle çalıltığım döenmde gördüğüm hiçbir çocuk geç yalta anne olanlardan değildi. Kendi gördükleirmden referansla tahminde bulundum. Normal doğum için doktorum esneyebilirsin demişti sadece.
Düzeltme. Esneyemeyebilirsin o nedenle normal doğum riskli olur demişti
 
Çeşitli fikirler gelmiş, iyi niyetli olduğum için çok da eleştiri almışım.

Dün gece eşim saat 1'de işten geldi ve sabah 4'e kadar uzun uzun konuştuk.
Onu anladığımı ama bunun benim hakkım olduğunu anlattım. Gerekçesinin benimle ilgisi olmadığını ve bana haksızlık ettiğini de açık açık izah ettim. Hiç sinirlenmeden, kavgacı bir tutum içine girmeden, tehdit savurmadan ve duygusal olarak zayıf görünmeden.
Empatinin önemini iyi biliyorum.
Ben onu anlıyorum, içindeki iyi tarafı da görüyorum. Siz uzaktan uzağa, gerçekten iyi niyetle sayısız fikir verdiniz ama yapıcı olan yaklaşımlar sayesinde biz eşimle ortak bir dil konuşmaya başladık.
Tek kaygısı oğlu değilmiş. Eşim boşanmış bir ailenin çocuğu, kendi de ilk eşinden boşanmış. Bunlar hafife alınacak şeyler değil. Bizim ilk tanıştığımız dönemde, şiddetli bir tartışma sonucu ben ondan ayrılma kararı almıştım daha yol yakınken. O zaman çok üzülmüştü ve konuyu affedip tatlıya bağlasak da, zihninde o kaybetme korkusu kalmış.
Bunları anlattı. Ya sen de gidersen, ya bir çocuğum daha dağılmış bir ailede ortada kalırsa vb kaygılarını dinledim.
Hayat ne getirir bilmiyorum ama ben seni yarı yolda bırakmak için yola çıkmadım, elimden geldiğince de her konuda yanında durdum, o zamanlar az tanıyorduk birbirimizi, eski travmalarımın izleri tazeydi, ilişkimizin dinamiğini oturtmamıştık dedim.
Onu anladığımı gördüğünde, onun da beni anladığını ve bunu istemediği için değil, korktuğu için böyle dile getirdiğini anlattı ve benden özür diledi. Bu yumurta dondurma konusunu da, güzellikle nasıl söyleyeceğimi öneren üyemizin cümlelerine benzer cümlelerle ona anlattım. Onu da anladı çünkü karşımdaki insan, körü körüne savunduğum biri değil, sevgisine inandığım biri.
Daha sayamayacağım kadar çok şey konuştuk bu konuda. Hepsi yapıcı şeylerdi.
Biz şimdi; süreçte yaşanacak olası aksamalar ihtimaline karşımhem yumurta dondurma işlemini yapacağız, hem tedavi olacağız ve hem de doğal yollarla çocuk sahibi olmak için de korunmayı bırakacağız. Korunan kendisiydi bu güne kadar. İlk zamanlar daha yeniyiz diye acele etmedik, yazın da tatillerden sonra karar vermiştik çocuk konusuna.
Sonra o sorunlar baş gösterince, korkuları arttı demek ki.

Öfkeyle bu güne kadar hiçbir sorunumu çözemedim, o nedenle hep şunu savunacağım.
Üslup her şeydir.
.
Ve benim eşim dün gece hiçbir söze gerek bırakmadan, korunmaktan vazgeçti.
Sürekli kendini düşünmeyip eşini düşünüyorsun benzeri cümleler de okudum ama bu hayatın içinde olan benim. Onu en iyi ben tanıyorum. Bunalımda olduğum için çözümü tek başıma göremiyorum dedim, bu nedenle de sizlerden yardım istedim. Faydasını da gördüm. Çünkü gerçekten insan üzüldüğünde, çok basit çözümleri göremeyebiliyor.

Bu konuda bana her birinizin cümleleri ışık tuttu, her birinize ayrı ayrı son kez teşekkür ediyorum.

Dilerim bir gün müjdeli haberlerle de kucaklaşırız.
Herkese sağlık dolu bir hafta sonu diliyorum.
İnsallah gönlünüze gore saglikli evlat sahibi olursunuz. Bence annelik cok guzel yasanmasi gereken bi duygu.
Ayrica yasiniz icin de olumsuz düşünmeyin. Saglikli gebelikleri, cocuklari olan bir cok kadin var. Kaderimizde ne varsa onu yasiyoruz🌸🫶
 
Amma kiymetliymis yalanci kocaniz. O sizin hayallerinizi yok edebiliyor ama siz Beni yanlis anlar belki diye bir ihtimalden bile bahsedemiyorsunuz. Yazik size
Lütfen üslubunuza dikkat edin. Konu sizin algıladığınız yüzeysellikte değil.
 
Çeşitli fikirler gelmiş, iyi niyetli olduğum için çok da eleştiri almışım.

Dün gece eşim saat 1'de işten geldi ve sabah 4'e kadar uzun uzun konuştuk.
Onu anladığımı ama bunun benim hakkım olduğunu anlattım. Gerekçesinin benimle ilgisi olmadığını ve bana haksızlık ettiğini de açık açık izah ettim. Hiç sinirlenmeden, kavgacı bir tutum içine girmeden, tehdit savurmadan ve duygusal olarak zayıf görünmeden.
Empatinin önemini iyi biliyorum.
Ben onu anlıyorum, içindeki iyi tarafı da görüyorum. Siz uzaktan uzağa, gerçekten iyi niyetle sayısız fikir verdiniz ama yapıcı olan yaklaşımlar sayesinde biz eşimle ortak bir dil konuşmaya başladık.
Tek kaygısı oğlu değilmiş. Eşim boşanmış bir ailenin çocuğu, kendi de ilk eşinden boşanmış. Bunlar hafife alınacak şeyler değil. Bizim ilk tanıştığımız dönemde, şiddetli bir tartışma sonucu ben ondan ayrılma kararı almıştım daha yol yakınken. O zaman çok üzülmüştü ve konuyu affedip tatlıya bağlasak da, zihninde o kaybetme korkusu kalmış.
Bunları anlattı. Ya sen de gidersen, ya bir çocuğum daha dağılmış bir ailede ortada kalırsa vb kaygılarını dinledim.
Hayat ne getirir bilmiyorum ama ben seni yarı yolda bırakmak için yola çıkmadım, elimden geldiğince de her konuda yanında durdum, o zamanlar az tanıyorduk birbirimizi, eski travmalarımın izleri tazeydi, ilişkimizin dinamiğini oturtmamıştık dedim.
Onu anladığımı gördüğünde, onun da beni anladığını ve bunu istemediği için değil, korktuğu için böyle dile getirdiğini anlattı ve benden özür diledi. Bu yumurta dondurma konusunu da, güzellikle nasıl söyleyeceğimi öneren üyemizin cümlelerine benzer cümlelerle ona anlattım. Onu da anladı çünkü karşımdaki insan, körü körüne savunduğum biri değil, sevgisine inandığım biri.
Daha sayamayacağım kadar çok şey konuştuk bu konuda. Hepsi yapıcı şeylerdi.
Biz şimdi; süreçte yaşanacak olası aksamalar ihtimaline karşımhem yumurta dondurma işlemini yapacağız, hem tedavi olacağız ve hem de doğal yollarla çocuk sahibi olmak için de korunmayı bırakacağız. Korunan kendisiydi bu güne kadar. İlk zamanlar daha yeniyiz diye acele etmedik, yazın da tatillerden sonra karar vermiştik çocuk konusuna.
Sonra o sorunlar baş gösterince, korkuları arttı demek ki.

Öfkeyle bu güne kadar hiçbir sorunumu çözemedim, o nedenle hep şunu savunacağım.
Üslup her şeydir.
.
Ve benim eşim dün gece hiçbir söze gerek bırakmadan, korunmaktan vazgeçti.
Sürekli kendini düşünmeyip eşini düşünüyorsun benzeri cümleler de okudum ama bu hayatın içinde olan benim. Onu en iyi ben tanıyorum. Bunalımda olduğum için çözümü tek başıma göremiyorum dedim, bu nedenle de sizlerden yardım istedim. Faydasını da gördüm. Çünkü gerçekten insan üzüldüğünde, çok basit çözümleri göremeyebiliyor.

Bu konuda bana her birinizin cümleleri ışık tuttu, her birinize ayrı ayrı son kez teşekkür ediyorum.

Dilerim bir gün müjdeli haberlerle de kucaklaşırız.
Herkese sağlık dolu bir hafta sonu diliyorum.
Yaş dolayısıyla yumurta dondurmak yerine (genetik test yaptırarak) embryo dondurmayı düşünebilirsiniz. Diğer yandan yumurta dondurursanız ileride eşinizden ayrılma durumuzda dondurulmuş yumurtalarınızı yine de kullanabilirsiniz.
 
Çeşitli fikirler gelmiş, iyi niyetli olduğum için çok da eleştiri almışım.

Dün gece eşim saat 1'de işten geldi ve sabah 4'e kadar uzun uzun konuştuk.
Onu anladığımı ama bunun benim hakkım olduğunu anlattım. Gerekçesinin benimle ilgisi olmadığını ve bana haksızlık ettiğini de açık açık izah ettim. Hiç sinirlenmeden, kavgacı bir tutum içine girmeden, tehdit savurmadan ve duygusal olarak zayıf görünmeden.
Empatinin önemini iyi biliyorum.
Ben onu anlıyorum, içindeki iyi tarafı da görüyorum. Siz uzaktan uzağa, gerçekten iyi niyetle sayısız fikir verdiniz ama yapıcı olan yaklaşımlar sayesinde biz eşimle ortak bir dil konuşmaya başladık.
Tek kaygısı oğlu değilmiş. Eşim boşanmış bir ailenin çocuğu, kendi de ilk eşinden boşanmış. Bunlar hafife alınacak şeyler değil. Bizim ilk tanıştığımız dönemde, şiddetli bir tartışma sonucu ben ondan ayrılma kararı almıştım daha yol yakınken. O zaman çok üzülmüştü ve konuyu affedip tatlıya bağlasak da, zihninde o kaybetme korkusu kalmış.
Bunları anlattı. Ya sen de gidersen, ya bir çocuğum daha dağılmış bir ailede ortada kalırsa vb kaygılarını dinledim.
Hayat ne getirir bilmiyorum ama ben seni yarı yolda bırakmak için yola çıkmadım, elimden geldiğince de her konuda yanında durdum, o zamanlar az tanıyorduk birbirimizi, eski travmalarımın izleri tazeydi, ilişkimizin dinamiğini oturtmamıştık dedim.
Onu anladığımı gördüğünde, onun da beni anladığını ve bunu istemediği için değil, korktuğu için böyle dile getirdiğini anlattı ve benden özür diledi. Bu yumurta dondurma konusunu da, güzellikle nasıl söyleyeceğimi öneren üyemizin cümlelerine benzer cümlelerle ona anlattım. Onu da anladı çünkü karşımdaki insan, körü körüne savunduğum biri değil, sevgisine inandığım biri.
Daha sayamayacağım kadar çok şey konuştuk bu konuda. Hepsi yapıcı şeylerdi.
Biz şimdi; süreçte yaşanacak olası aksamalar ihtimaline karşımhem yumurta dondurma işlemini yapacağız, hem tedavi olacağız ve hem de doğal yollarla çocuk sahibi olmak için de korunmayı bırakacağız. Korunan kendisiydi bu güne kadar. İlk zamanlar daha yeniyiz diye acele etmedik, yazın da tatillerden sonra karar vermiştik çocuk konusuna.
Sonra o sorunlar baş gösterince, korkuları arttı demek ki.

Öfkeyle bu güne kadar hiçbir sorunumu çözemedim, o nedenle hep şunu savunacağım.
Üslup her şeydir.
.
Ve benim eşim dün gece hiçbir söze gerek bırakmadan, korunmaktan vazgeçti.
Sürekli kendini düşünmeyip eşini düşünüyorsun benzeri cümleler de okudum ama bu hayatın içinde olan benim. Onu en iyi ben tanıyorum. Bunalımda olduğum için çözümü tek başıma göremiyorum dedim, bu nedenle de sizlerden yardım istedim. Faydasını da gördüm. Çünkü gerçekten insan üzüldüğünde, çok basit çözümleri göremeyebiliyor.

Bu konuda bana her birinizin cümleleri ışık tuttu, her birinize ayrı ayrı son kez teşekkür ediyorum.

Dilerim bir gün müjdeli haberlerle de kucaklaşırız.
Herkese sağlık dolu bir hafta sonu diliyorum.
İnşallah en yakın zamanda hamileyim başlığı ile gelirsiniz
 
Kocanız ilk çocuğuna babalık yapmamış. Sizin çocuğunuza babalık yapacağından emin misiniz?
Bu ağır bir iddia. Babalık yapmadığı kanısına nasıl vardınız?
İnsanlar boşanabilirler, evliyken de çocuklarının ergenlik problemleri yaşanabilir.
Hayatta her şey bizler için. Yazdığım mesajda da; çocuğuna babalık yapmıyor demedim. Ergenlik çağında bir çocukla iletişim kurmakta şu an zorlanıyor dedim sadece.
Ben bile eşimin eski ailesi hakkında bu kadar net konuşmazken, şaşırdım bu iddianıza.

Sorunuza da cevap vereyim.
Evet, çocuğuma babalık yapacağına inanıyorum. Ben anneliğimi, kendisi de babalığını yapacak.
 
Düzeltme. Esneyemeyebilirsin o nedenle normal doğum riskli olur demişti
Bende 42 yaşında anne oldum. Normal doğum istedim. 5-6 doktora gittim. “Sen normal doğum yapacağım desen, biz müsade etmeyiz” dediler. Hatta bir tanesi dedi ki “20 yaşlarında olsan neyse ama Allah korusun bu doğumunda bir aksilik olsa senin yeniden hamile kalma ihtimalin ne? Bir sıkımlık kurşunun var. Bunu harcayamazsın”
 
42 yasinda anne oldum. Hamilelik sorunsuz gecti. Saglikli cocugum var. Eski 40 yaslardaki kadinlar gibi degiliz. Cevremdeki arkadaslarimda hemen hemen hepsi 40 yaslarinda dogum yaptilar. Hakkinizda hayirlisi. Hersey gönlünüzce olsun
 
Bu olaylar kontrolden çıktı ve eşim kendini baba olamamakla suçlayıp, çocuğun hayat boyu problemlerinin devam ettiğinden bahsederek, baba olmak istemediğini söyledi bana.
Bahane.... Sorumluluk almak istemiyor. Ne de olsa bir çocuk sahibi. Ve sahip olduğu çocuk da sorunları olan bir çocuk. Bir çocuk daha yapıp başını ağrıtmak istemiyor. Size bunu yaşatmaya hakkı yok. Her kadın ya da erkeğin anne ya da baba olma hakkı vardır. Kimse bu hakkı elinizden alamaz. Olmuyorsa boşanın. Ne de olsa evli kalsanız da ayrılsanız da çocuk olmayacak.
 
Anne olmak isteyen bir kadına vaat verip hayaller kurup sonra paşanın keyfen baba olmak istemiyorum lüksü yok.
Bu sizi kandırmaktır.
Yalan söylemektir.
İhanettir.
Ortada çok büyük bir sorun var. İyice düşünün bu kişiyle bence
Kesinlikle çok doğru bir yorum. Yıpratır insanı. Çünkü istemiyorum demek ayrı istiyorum ama şu an zamanı değil demek ayrı. Bu adam çocuk istemiyor. Siz tepki verirsiniz diye de sizi oyalamış. Önce tamam demiş bakmış ki yükün altından kalkamayacak vazgeçmiş.
 
Bakın kendimden size örnek vereyim. Ben 10 senedir sedef hastasiyim. Ama sadece saçımda var. Evliliğim sırasında çift rahim teşhisi konuldu. Daha 1 senelik evli idim. Dr bana çocuğum olmayacağını söyledi. Öyle deyince korunmayı bıraktık. Benim hemen çocuğum oldu ama anomali nedeniyle gebelik sonlandırıldı. Bu süreçte çok üzüldük ağladık vs vs. Ama bakın bundan sonrası ilginç....
Eşim calismami isteyen ve çalışma hayatımın kesintiye uğramasını istemeyen biri idi. Çalışırken hamile kalıp doğum iznine ayrılıp tekrardan ise dönmemi isteyen biri idi. Ben ise çift rahim nedeniyle %100 riskli gebelik sınıfına giriyordum. Evlendiğimde 29 yaşında idim. Hamile kaldığımda 30 yaşında idim.
Esimin böyle talebi olunca endişelerim artmaya başladı. Riskli idim çalışmayı istemiyordum. Çocuğum olsun sonra çalışma hayatına bakarım dedim ama eşim bunu içten içe hiç kabullenmedi. İş bulamamamdan korkuyordu. Neyse gebelik sonlanmasından sonra 2 sene geçti. Randevu alıyordum. Bir şeye kızıyordu bahaneyle randevuyu iptal ettiriyordu. Zaten ilk gebeligimde işinden izin alıp çocuğun kalp atışlarını falan dinlemeye de gelmedi. Kontrollere tek gidiyordum. Bir konuşma esnasında aslında çocuk istemediğini sen istedin diye çocuk öldü dedi bana. Ben şok gecirdim. Çocuk yapmadı. Calismami istedi. Pandemiye denk geldi iş bulamadım. İse giriyordum tamam çocuk yapacağız diyordu. Memnun kalmayıp işten cikiyordum hemen çocuk yapma fikrinden cayiyordu. Kısaca bir isteyip bir istemiyordu. Ben çok istiyordum. O yüzden yıpranmaya başladım. Çünkü iş hayatı için bu isteğimden dolayı ertelemek beni duygusal olarak cokertiyordu. (Maddi sıkıntı yoktu) Ben oldum 32 yaşında. Yaşım ilerledikce kaygılarım artmaya başladı. Yaş geçiyor. Ee çocuğun doğması büyümesi falan filan diyorsun. Sonra bana her ufak tartışmada çocuk istemediğini söyledi. Sebep olarak da sedef hastalığımı öne sürdü. Tamamen iyileşsin sonra hamile kalırsın dedi. Benim iyiliğim için imiş. Sedef kronik bir hastalık ve 10 senedir bende var. Konuşmama rağmen ısrarla sedef hastalığımin iyileşmesini öne sürdü. Ama en ufak tartışmada çocuk istemiyorum diyordu. Biz böyle tartışıyoruz ileride daha çok tartışmalar olur ve çocuk etkilenir dedi. Mesajlarda da çocuk istemediğini söyledi. İse ilk girdigim gün sabah mesaj attı. Müdürün çocuk düşünüyor musunuz diye sorarsa şu anlık düşünmediğimizi söyle dedi. 1 sene calisacakmisim sonra çocuk olacakmış. Girdiğim iş 2 vardiyalı. 12 saat çalışıyorum. Ben hangi ara çocuk yapıp bakacağım. Hangi güç ile hamile şekilde çalışacağım. Strese giriyordum. Ama o bu kısmı hiç düşünmedi. Sen zaten çalışmak istemiyorsun ben zorluyorum diyordu. Tartışma sebebimizin ana konusu zaten çocuk ve benim iş hayatım idi. Yaşım oldu 33. Bir gün bana senden anne olmaz sana kesinlikle guvenmiyorum. İnşaallah senden cocugum olmaz dedi. O gün bu adamın beni oyaladigini çocuk istemediğini anladım. Sonra araba parası biriktiriyordu. Araba alalım sonra çocuk dedi. Baktım ki sürekli bir bahanesi var. Temelde benim issizligim var. Bana çocuk olursa olur olmasa da sorun değil. Olmazsa 40 yaşında tüp bebek tedavisi oluruz dedi. Ki benim çocuğum oluyordu. Tüp bebek tedavisinin maddi ve manevi zorulugunu düşünmemis miydi? Bence tek derdi belli idi. Siz anladınız.
Baktım dusundum. Dedim bundan çocuğum olsa Allah korusun bir engeli olsa ya da başına bişey gelse sen istedin böyle oldun der. Bu beni daha çok üzer dedim. Zorla güzellik olmaz dedim. Zorla baba da yaptıramam dedim. Bosansamda çocuk olmayacak evli olsam da durum belli dedim. Boşanmayı seçtim. Bu sadece bir nedeni idi. Ama kullandığı senden anne olmaz sana kesinlikle guvenmiyorum lafını hiç unutmuyorum. Bu benim icimde yara olarak kaldı.
Diyeceğim o ki.... Çocuk isteyen kişi her türlü ister. İstemiyorum kelimesi ağızdan çıktı mı o durumda sizin yapacağınız birşey yok. İsteyen adam sağa sola bakmaz. Bahane üretmez. Umarım hayal kırıklığı yasamazsiniz. Hakkınızda hayirlisi olsun.
 
Son düzenleme:
Her yazılanı okudum ve hepinize içtenlikle teşekkür ediyorum öncelikle.
Bu süreçte boşanmayı çözüm olarak görmüyorum çünkü günümüz koşullarında tek başıma bir çocuğun sorumluluğunu alamam, evlat edinmek için gerekli şartları sağlayamam. Zaten bekar bir anne olmayı hiç hayal etmedim.
Aile ortamında büyüyecek bir çocuk düşledim hep ve hâlâ aynı fikirdeyim.
Evlenmek için başka bir çok sebebim vardı.
Bekar anne olmayi hayal etmedim demissiniz ama hamileyken aldatilan kadinlar var. Erkeklerin ne zaman gidecegi belli olmuyor ki. Elinizde olan bir sey degil. Adam onceki evliliginde de cocugun yaninda pek olmamis ve bosanmis. Sizin evliliginizde daha farkli olacaginin bir garantisi yok ki. Eger bekar anne olmayi goze alamiyorsaniz o kadar da cocuk istemiyorsunuz demektir. Bu durumda bosanmaniza gerek yok bence de. Ama sizin yerinizde olsam benden cocuk istemeyen adamdan ben hic istemezdim. Asik olan adam karisindan cocugu olmasini ister, hayal eder. Dusunun, siz de baska bir erkekten cocugunuz olsun istemiyorsunuz cunku o adama asiksiniz. Bunlari cocuk yapmayi kesinlikle dusunmeyen evli bir kadin olarak yaziyorum.
 
. Evliliğim sırasında çift rahim teşhisi konuldu. Daha 1 senelik evli idim. Dr bana çocuğum olmayacağını söyledi. Öyle deyince korunmayı bıraktık. Benim hemen çocuğum oldu ama anomali nedeniyle gebelik sonlandırıldı. Bu süreçte çok üzüldük ağladık vs vs. Ama bakın bundan sonrası ilginç....
eşinizin yaklaşımı bambaşkaymış evli kalınacak gibi değilmiş gerçekten orası ayrı da
bana ilginç gelen evlenmeden önce hiç mi jinekolojik muayene olmadınız 29 yaşına kadar çift rahimli olduğunuzu bilmiyor muydunuz?
inanamadım gerçekten köyde mi yaşıyordunuz neydi yani buna engel?
 
Bakın kendimden size örnek vereyim. Ben 10 senedir sedef hastasiyim. Ama sadece saçımda var. Evliliğim sırasında çift rahim teşhisi konuldu. Daha 1 senelik evli idim. Dr bana çocuğum olmayacağını söyledi. Öyle deyince korunmayı bıraktık. Benim hemen çocuğum oldu ama anomali nedeniyle gebelik sonlandırıldı. Bu süreçte çok üzüldük ağladık vs vs. Ama bakın bundan sonrası ilginç....
Eşim calismami isteyen ve çalışma hayatımın kesintiye uğramasını istemeyen biri idi. Çalışırken hamile kalıp doğum iznine ayrılıp tekrardan ise dönmemi isteyen biri idi. Ben ise çift rahim nedeniyle %100 riskli gebelik sınıfına giriyordum. Evlendiğimde 29 yaşında idim. Hamile kaldığımda 30 yaşında idim.
Esimin böyle talebi olunca endişelerim artmaya başladı. Riskli idim çalışmayı istemiyordum. Çocuğum olsun sonra çalışma hayatına bakarım dedim ama eşim bunu içten içe hiç kabullenmedi. İş bulamamamdan korkuyordu. Neyse gebelik sonlanmasından sonra 2 sene geçti. Randevu alıyordum. Bir şeye kızıyordu bahaneyle randevuyu iptal ettiriyordu. Zaten ilk gebeligimde işinden izin alıp çocuğun kalp atışlarını falan dinlemeye de gelmedi. Kontrollere tek gidiyordum. Bir konuşma esnasında aslında çocuk istemediğini sen istedin diye çocuk öldü dedi bana. Ben şok gecirdim. Çocuk yapmadı. Calismami istedi. Pandemiye denk geldi iş bulamadım. İse giriyordum tamam çocuk yapacağız diyordu. Memnun kalmayıp işten cikiyordum hemen çocuk yapma fikrinden cayiyordu. Kısaca bir isteyip bir istemiyordu. Ben çok istiyordum. O yüzden yıpranmaya başladım. Çünkü iş hayatı için bu isteğimden dolayı ertelemek beni duygusal olarak cokertiyordu. (Maddi sıkıntı yoktu) Ben oldum 32 yaşında. Yaşım ilerledikce kaygılarım artmaya başladı. Yaş geçiyor. Ee çocuğun doğması büyümesi falan filan diyorsun. Sonra bana her ufak tartışmada çocuk istemediğini söyledi. Sebep olarak da sedef hastalığımı öne sürdü. Tamamen iyileşsin sonra hamile kalırsın dedi. Benim iyiliğim için imiş. Sedef kronik bir hastalık ve 10 senedir bende var. Konuşmama rağmen ısrarla sedef hastalığımin iyileşmesini öne sürdü. Ama en ufak tartışmada çocuk istemiyorum diyordu. Biz böyle tartışıyoruz ileride daha çok tartışmalar olur ve çocuk etkilenir dedi. Mesajlarda da çocuk istemediğini söyledi. İse ilk girdigim gün sabah mesaj attı. Müdürün çocuk düşünüyor musunuz diye sorarsa şu anlık düşünmediğimizi söyle dedi. 1 sene calisacakmisim sonra çocuk olacakmış. Girdiğim iş 2 vardiyalı. 12 saat çalışıyorum. Ben hangi ara çocuk yapıp bakacağım. Hangi güç ile hamile şekilde çalışacağım. Strese giriyordum. Ama o bu kısmı hiç düşünmedi. Sen zaten çalışmak istemiyorsun ben zorluyorum diyordu. Tartışma sebebimizin ana konusu zaten çocuk ve benim iş hayatım idi. Yaşım oldu 33. Bir gün bana senden anne olmaz sana kesinlikle guvenmiyorum. İnşaallah senden cocugum olmaz dedi. O gün bu adamın beni oyaladigini çocuk istemediğini anladım. Sonra araba parası biriktiriyordu. Araba alalım sonra çocuk dedi. Baktım ki sürekli bir bahanesi var. Temelde benim issizligim var. Bana çocuk olursa olur olmasa da sorun değil. Olmazsa 40 yaşında tüp bebek tedavisi oluruz dedi. Ki benim çocuğum oluyordu. Tüp bebek tedavisinin maddi ve manevi zorulugunu düşünmemis miydi? Bence tek derdi belli idi. Siz anladınız.
Baktım dusundum. Dedim bundan çocuğum olsa Allah korusun bir engeli olsa ya da başına bişey gelse sen istedin böyle oldun der. Bu beni daha çok üzer dedim. Zorla güzellik olmaz dedim. Zorla baba da yaptıramam dedim. Bosansamda çocuk olmayacak evli olsam da durum belli dedim. Boşanmayı seçtim. Bu sadece bir nedeni idi. Ama kullandığı senden anne olmaz sana kesinlikle guvenmiyorum lafını hiç unutmuyorum. Bu benim icimde yara olarak kaldı.
Diyeceğim o ki.... Çocuk isteyen kişi her türlü ister. İstemiyorum kelimesi ağızdan çıktı mı o durumda sizin yapacağınız birşey yok. İsteyen adam sağa sola bakmaz. Bahane üretmez. Umarım hayal kırıklığı yasamazsiniz. Hakkınızda hayirlisi olsun.
Yeminle hala evliyim diyeceksin diye odum koptu😐 okurken beni yordu, dengesiz bir insanmis.. ne istedigini bilmeyen.. sedef hastaligi omurluk azalir cogalir ama gecmez genel olarak. Konu cocukmus ama baska birseyde ayni dengesizligi yasadin ya da yasayacaktin.
 
Bende herkesin dediğini diyeceğim. Hiç doğum yapmamışsınız vücut olarak yıpranmamış çocuğun verdiği sıkıntıları yaşamadığınız için kendinizi 30 düşünebilirsiniz. Doğum ve çocuk bakmanın insanın ömründen götürdüğünü düşünenlerdenim 😁 o yüzden korkmayın vücudunuzdan. Daha gençsiniz.
 
X