- 11 Aralık 2014
- 118
- 63
- 18
canım sıkkın sabah sabah yazıyorum.
eşimle beş sene önce sevdik bribirimizi, demek ki sevmemişiz yeterince şimdi daha iyi anlıyorum. evleneceğimiz sıra bir kapan baskısı. hadi Allah rızası için dedik kapandık. evliliğimizin ikinci günü eşimin kutudaki fotoğraflarını karıştırırken eşimin eski sevgilisinin fotoğrafı karşıma çıkıyor. sayıp sövüyorum eşime bunun işi ne burda, karışmış unutmuşum diyor, yahu aradan seneler geçmiş nasıl unutmuşum burda işte. o gün benim için unutulmaz bir gün. kıza sayıp sövüyorum bi yandan onun tepkisini ölçmek için, eşim ise bana kızıyor bir yandan....sevgimi birden düşürdü bu durum, eşimi benimseyemedim zannederim ki o günden sonra çünkü başladı her şey.... bana ait değilmiş gibi... sinek küçük mide bulandırır misali benim midemi hep hala daha bulandırır bu olay.. (dalı budağı da var ama girmek istemiyorum burda detaylarına)
5 senelik evliliğimizde hep aktif biri oldu, ilgi alakası genelde dışarı işlerindeydi. evin hiçbir ihtiyacını eksik bırakmaz ama beni bırakır. çocuk doğduktan sonra bebekle uyumaya başladım, iki senedir ayrı yerlerde uyuyoruz eşimle. ben kafaya takmıyorum, o da kafaya takmıyor, öyle görünüyor....
ben alakamı bebeğe yöneltince onu iyice bıraktım, o da vakıf makıf işiydi oydu buydu iyice iş dünyasına dalmış vaziyette.... evde genel manada huzurumuz ehh fena sayılmaz... ama zırt pırt küçücük şeylerden tartışmaya başlıyoruz. onu çok kibirli buluyorum, her lafı bana batıyor. o ise beni kaba buluyor, kadın öfkesini göstermemeliymiş, ağlasa da ip gibi akmalıymış sessizce vs. annesi gibi bir kadın istiyor, beni annesiyle kıyaslıyor. evde sesimiz çok yükselmez gerçi, bebeği kötü etkilememek için uzak dururum kasıtlı olarak ama insan sinirleri işte bozuluyor. birbirimize batıyoruz arkadaşlar. esprilerimiz bile batıyor sanki...
10 sene önceki duygusal bir birlikteliğimin izleri yapıştı yakama bu aralar, rüyalarıma girip duruyor. eşime olan sevgimi sorguluyorum. sanki mantığım ve yuva dirliği için yaşıyor gibiyim. içgüdülerimle hareket etmiyorum asla. etmem de..
eşime ne hissediyorum: beni sevmiyormuş gibi, ben onun hoşuna giden bir şey yaptıkça beni seviyormuş gibi, şartlı sevgi gibi... bana tahammülü yok gibi... beni tanımıyor eşim, yüreğimin içini göremedi hiçbir zamani beni keşfedemedi, inemedi iç dünyama...bence o bir odun gibi, bense su... biz iletişim kuramıyoruz hayat ayrı pencerelerden bakıyoruz sanırım.birbirimizi kabullendiğimize gerçekten eş gibi gördüğümüze inanmıyorum. kendimi iyi hissetmek istiyorum, eşimle mutlu olmak, ASLINDA EŞİMLE YENİDEN AŞIK OLMAK istiyorum.. ama o duygulardan öyle uzağım ki... sadece tek taraflı değil, ikimiz e halimizle tavrımızla ilişkiyi yıprattık biliyorum.. soğuk savaşlarımız vardır bizim, küseriz, bilhassa eşim günlece surat yapabilir en basit bir şeyden. ona az sesimi yükseltsem iş bitmiştir, ona hakarettir bu çünkü... burcu terazi belki ondan bu bakış açısı diyorum.. ama insan 5 senede birbirine alışamaz mı be kardeşim....
mutsuzum, yani genel anlamda mutluyum da, eşim açısından mutsuzum.. ):
yeninden sevmek, kırılan kalpleri onarmak, tedavi edip, bembeyaz bir sayfa açmak mümkün mü kızlar... bilhassa evlilerin yorumlarına ihtiyacım var
Bende söylemeden gecemicem lütfen kimsenin baskı yada değil ki bizim sorunumuz değil açık yada kapalı kimsenin başörtüsü hakkında caputgibi şeyler kullanmıyalim o dinde kutsal sayılan bir örtü bazıları kabul eder ve kullanır bazıları etmez ve kullanmaz tercih meselesi bizim haddi mize düşen bişey değil yorumlarımizi yaparken lütfen saygi gosterelimBiraz terbiyenizi takının. İnsanların kutsal saydığı örtüsüne ÇAPUT diyemezsiniz. Bu, konuyu başka yerlere götürür. Arkadaş, derdini anlatmış, tavsiye istemiş. Hayret bir şey. Biraz insan olun insan!!!
Ne kadar saygısızca bir üsluptur bu..bak bak koca baskısıyla çaputlara bürünen ezikler burada külhanbeyi kesiliyor.. o kadar sert kadınsan kocana da diklenseydin ya pasif kadın?
yemezler güzelim bu numaraları kocana diklenecektin beni değiştiremezsin diyecektin ama sen de nerede o güç anca sanal dünyada boş boş konuşursun.
canım sıkkın sabah sabah yazıyorum.
eşimle beş sene önce sevdik bribirimizi, demek ki sevmemişiz yeterince şimdi daha iyi anlıyorum. evleneceğimiz sıra bir kapan baskısı. hadi Allah rızası için dedik kapandık. evliliğimizin ikinci günü eşimin kutudaki fotoğraflarını karıştırırken eşimin eski sevgilisinin fotoğrafı karşıma çıkıyor. sayıp sövüyorum eşime bunun işi ne burda, karışmış unutmuşum diyor, yahu aradan seneler geçmiş nasıl unutmuşum burda işte. o gün benim için unutulmaz bir gün. kıza sayıp sövüyorum bi yandan onun tepkisini ölçmek için, eşim ise bana kızıyor bir yandan....sevgimi birden düşürdü bu durum, eşimi benimseyemedim zannederim ki o günden sonra çünkü başladı her şey.... bana ait değilmiş gibi... sinek küçük mide bulandırır misali benim midemi hep hala daha bulandırır bu olay.. (dalı budağı da var ama girmek istemiyorum burda detaylarına)
5 senelik evliliğimizde hep aktif biri oldu, ilgi alakası genelde dışarı işlerindeydi. evin hiçbir ihtiyacını eksik bırakmaz ama beni bırakır. çocuk doğduktan sonra bebekle uyumaya başladım, iki senedir ayrı yerlerde uyuyoruz eşimle. ben kafaya takmıyorum, o da kafaya takmıyor, öyle görünüyor....
ben alakamı bebeğe yöneltince onu iyice bıraktım, o da vakıf makıf işiydi oydu buydu iyice iş dünyasına dalmış vaziyette.... evde genel manada huzurumuz ehh fena sayılmaz... ama zırt pırt küçücük şeylerden tartışmaya başlıyoruz. onu çok kibirli buluyorum, her lafı bana batıyor. o ise beni kaba buluyor, kadın öfkesini göstermemeliymiş, ağlasa da ip gibi akmalıymış sessizce vs. annesi gibi bir kadın istiyor, beni annesiyle kıyaslıyor. evde sesimiz çok yükselmez gerçi, bebeği kötü etkilememek için uzak dururum kasıtlı olarak ama insan sinirleri işte bozuluyor. birbirimize batıyoruz arkadaşlar. esprilerimiz bile batıyor sanki...
10 sene önceki duygusal bir birlikteliğimin izleri yapıştı yakama bu aralar, rüyalarıma girip duruyor. eşime olan sevgimi sorguluyorum. sanki mantığım ve yuva dirliği için yaşıyor gibiyim. içgüdülerimle hareket etmiyorum asla. etmem de..
eşime ne hissediyorum: beni sevmiyormuş gibi, ben onun hoşuna giden bir şey yaptıkça beni seviyormuş gibi, şartlı sevgi gibi... bana tahammülü yok gibi... beni tanımıyor eşim, yüreğimin içini göremedi hiçbir zamani beni keşfedemedi, inemedi iç dünyama...bence o bir odun gibi, bense su... biz iletişim kuramıyoruz hayat ayrı pencerelerden bakıyoruz sanırım.birbirimizi kabullendiğimize gerçekten eş gibi gördüğümüze inanmıyorum. kendimi iyi hissetmek istiyorum, eşimle mutlu olmak, ASLINDA EŞİMLE YENİDEN AŞIK OLMAK istiyorum.. ama o duygulardan öyle uzağım ki... sadece tek taraflı değil, ikimiz e halimizle tavrımızla ilişkiyi yıprattık biliyorum.. soğuk savaşlarımız vardır bizim, küseriz, bilhassa eşim günlece surat yapabilir en basit bir şeyden. ona az sesimi yükseltsem iş bitmiştir, ona hakarettir bu çünkü... burcu terazi belki ondan bu bakış açısı diyorum.. ama insan 5 senede birbirine alışamaz mı be kardeşim....
mutsuzum, yani genel anlamda mutluyum da, eşim açısından mutsuzum.. ):
yeninden sevmek, kırılan kalpleri onarmak, tedavi edip, bembeyaz bir sayfa açmak mümkün mü kızlar... bilhassa evlilerin yorumlarına ihtiyacım var
onun dalaşmaları bitmez canım, sen en iyisi kızını al ve bir haftalığına ailenin ya da bir akrabanın yanına git, izin vermez diye düşünürsen, önceden bir bahane uydurup öyle söyle, ( x biraz rahatsızmış, bi gidip göreyim gibi)... hiç olmadı sevdiğiniz biri gelsin evinize (anne, kardeş, kuzen, yeğen, arkadaş, vb.)
anlatma canım benim ! senin eşin konuşmaktan anlayacak tiplerden değil, dikkat edersen sana yazdığım destanda hiç "otur ona derdini anlat, oturun sorunlarınızı konuşun" gibi şeyler demedim çünkü boşa uğraşırsın, herkesin algı kriterleri farklıdır senin eşin laftan değil hareketlerden anlar.. "edebiyat yapma" demesinin sebebi de bu, evet çok çirkin bir tavır, ama laftan anlamadığı için bunun gibi gelişigüzel-gidişiçirkin cevaplar veriyor..
çünkü sevgi depon boşalmış ! baskılardan, kavgalardan, yatak ayrılığından kaynaklanan soğukluk bütün deponu boşaltmış, kendini değersiz hissetme durumu gelişmiş.. bu durum uzun süredir devam ettiği için de sebep gördüğün şeylere ve kişilere öfke duyman, nefret etmen çok normal.. o depo dolmadıkça negatif duyguların geçmez.. her ne kadar sebebi kendi tavırları olsa da eşinizin de sevgi deposu boş ! çözüm : benzin ver, benzin al.. unutma ; senin benzin verme şeklin öncelikle hareketlerin olmalı !
sana öyle geliyor.. öyle olsa bile inan düzeltilebilir birşey, ben de 2 bebek büyüttüm ikisi de bana yapışık büyüdüler desem hiç abatrmış olmam hele emzirme dönemlerim tam bir kabustu, emzik almadılar, ayakta sallatmadılar hep emmek kucakta uyumak istediler, ne yaptıysam çare olmadı ikisinde de emzirme dönemini 14. ayda bitirdim, emzirme döneminden sonra rahat ettim.. ama emzirme dönemlerinde aynı senin gibi bazen yatağımda yatmadım, bazen çocuk kucağımda uyudum, bazen aramızda uyudu derken eşimden asla değil ama cinsellikten uzaklaştım, çünkü çok yoruluyordum ve ne yapsam çözüm olmadığından stres yapıyordum.. stres altındayken cinsellik benim için olamaz birşeydi.. daha kötüsü ; ben bu isteksizliğimin hep devam edeceğini düşünüp çok üzülüyordum.. neyseki eşimin de önceliği çocuklar olduğu için bu dönemi hiç dert etmedi, bunun geçici bir dönem olduğunu söyleyip bana destek oldu, arada planlı fırsatlar yaratarak beraber oluyorduk.. çok defa "ingaa" sesleriyle planlarımız bozulsa da olduğu kadar deyip bazen gülerek bazen sinir olarak hayatımıza devam ediyorduk..
sonuç mu : sizi yatağınızdan ve eşinizden ayıran sebepler ortadan kalkınca her şey normale dönüyor, ve o günler hiç yaşanmamış gibi oluyor..
yapman gereken "maymunluk yapmak" değil onun anladığı dilden konuşmak !!
nedeni ; baskılar ve anlaşmazlıklar yüzünden kendini değersiz hissetmen !
burçlara inanmadığımı söylemiştim ama madem öyle ; söndürün havasını, düşürün burnunu..
işte en başından beri sizi asıl mutsuz eden şey; bu büyük zıtlık noktanız!
çözümü: bir adım sen gideceksin bir adım o gelecek, kim önce gitti kim sonra geldi bakmadan, attığınız adımları göstere göstere yani bak ben bunu senin için yapıyorum algısını onda oluşturarak, ve bazen talep ederek bazen de bekleyerek onun da adımlar atmasını sağlamak..
sanki benim bebeklerimden bahsediyorsun, o kadar aynıydılar ki.. bebeğin kaç aylık cnm ?
Yemezlerse gargara yap.bak bak koca baskısıyla çaputlara bürünen ezikler burada külhanbeyi kesiliyor.. o kadar sert kadınsan kocana da diklenseydin ya pasif kadın?
yemezler güzelim bu numaraları kocana diklenecektin beni değiştiremezsin diyecektin ama sen de nerede o güç anca sanal dünyada boş boş konuşursun.
YorumLarinizda cok haklisiniz esasen. Ordan baslayacagim ise zaten. Cok tesekkur ederimbence yatakları ayırmak hiç ama hiç iyi olmamış..
herkesin bebeği oluyor, geceleri defalarca yataklarından kalkıp bebeklerini emziriyor...
bu asla bahane olamazdı...
çocuk oldu kocam değişti derler ama sanki çocuk olduğu zaman asıl değişen kadınlar..
evlat tabi ki çok sevilir ama o evladın bir de babası var, bir de eş var...
çocuk kadar bakıma muhtaç olmasa da o adamın da bir takım ihtiyaçları var.
onunla da paylaşılması gereken şeyler var..
birlikte uyumak kadar güzel bir şey olamaz bence...
kadın da erkek de birbirine bence daha çok bağlanmalı... sevgileri daha çoğalmalı ki evlatları da mutlu bir yuvada büyüsün.. bebek oldu diye yatak ayırıp her şeyi bebeğe göre ayarlamak evliliği hiçe saymak olmuş...
insanın ne derdi varsa var, hayat arkadaşı ile aynı yastığa başını koymalı...
evlilikler böyle ayakta duruyor..
yatakları birleştirmeden, paylaşımlarınızı çoğaltmadan yeniden aşık olamazsınız diye düşünüyorum..
Yok bitanem. Bes sene sonra degil. Evlenecegimiz sira demistim. Hos ben de istemesem onu vesile olarak gordum, iyi zan besledim kapandim.ama baski hic hissetmedim dersem yalan olur.Sevgi ve askin olusmasi için ilkönce saygi olmasi lazim ve esin sana hiç bir zaman saygi duymadi. 5 yildan sonra karsidaki insani degistirmek nedir? 5 yil senin açik halin ile gezdikten sonra nasil sana kapanma baskisi yapabilir? Flört etmek için açik kiz iyi oluyorda, evlenecegi kiz için yetmiyor mu? Asil bu asamada bile esinden ayrilman gerekiyordu.
Bunu bildigin için o fotoraf sana daha çok koydu. Sen esine o kadar fedakarlik yaptin ve karsiligi ne? Halen atilmamis eski fotoraflar. Hani desen daha 1 yil berabersiniz birsey demem, ama koca 5 yildan sonra o fotorafin halen ortalikta gezmesi bende saygisizlik olarak kabul ederdim. Esinden sanirim durumu kurtarmak için, gönlünü almak için hiç birsey yapmamis. Niye yapsin ki? Kadin dedigin esine karsi gelmez, sessiz birseydir, tipki harika annesi gibi
Esinde evdeki sorumluluklardan kaçmak için, problemlerinizi çözmek istemedigi için vakifi bahane olarak kullaniyor.
Bilemedem sahsima konusacaksam ben böyle düsenen bir adam ile yapamazdim. Kadinlari bu kadar küçümseyen bir adam ile evlenmezdim hatta. Senin için son çare ise esin ile oturup her konuyu detaylica, bagirmadan, çagirmadan konusmak. Içindekilerini anlat, ve gerekirse artik evlilik terapistine gidebilirsiniz son çare olarak.
Bilemiyorum, ik sene ayri yatmaktan, sayginin yok oldugu yerde daha evlilik kurtarilirmi?
Kapandigima uzun vadede pisman oldigumu soyleyemem. Calisiyorum ve cok sayida ugras alanim var-di. Bir kismi evlenince bir kismi da cocuktan sonra durakladi. Ama sukur hala cok kitap okurum.eşimin mailinde benden önceki sevgilisi ile beraber çektirdiği ilk fotosunu bulmuştum ben. Ama sanırım kasıtlı olmadığına inanmıştım onca mailin arasında karışmış gitmiş diye.. sonra bilgisayarın aka planı yaptım eşime hiç bir şey demeden...hemen sildi kaldırdı özürler diledi unutmuşum diye...onu hatırladım şimdi.....
Keşke kapanmasaydınız...
Aile terapistine gider mi eşiniz?
Ev hanımı mısınız? Uğraş alanınız bir mesleğiniz var mı?
amin Allah sana da cok guzellikler versin.Arkadaşım aşağıdaki yazımı "evliliğini kurtarma istediğinin ön planda olduğunu" varsayarak yazıyorum. Bir kere önce sorunların kaynağına inmek lazım kanımca...İlk mesajını esas alırsak; bilinçaltında yattığını düşündüğüm kendi çıkarımlarımı yazmak istiyorum önce müsaadenle:
1- Öncelikle senin içinde birikmiş bir öfke olduğunu düşünüyorum kocana karşı ama sadece kocana karşı değil evlilik nedeniyle hayatındaki değişime karşı. Misal buna örnek; baskıyla kapanmak olabilir, ya da bekarken aktif bir insansan evlilik nedeniyle eskiden zevk aldığın şeyleri evlendikten sonra yapamaman vb bir yoksunluk olabilir. ve bu yoksunlukların sebebi olarak evlilik kavramını ve kocanı suçlamak...
2- Gerek eşinin sana davranışlarından gerekse senin kendi iç hesaplaşmalarından kaynaklı değerli olduğunu bilmene rağmen değersizlik duygusunu çok fazla hissetmen ve kendini pasifize edilmiş görmen.
3- Kendince zamanında birşeylerin düzelmesi için yaptığın girişimlerden olumlu sonuç alamadığını görüp vazgeçmek ve ben gerekeni yaptım olmadı diyip artık onun birşeyler yapması gerek beklentisine girmen . O girişimi göremeyince de içindeki kızgınlığı körükleyip aranızda aşılmaz mesafeler olduğu duygusunu besleyerek umutsuzluk/mutsuzluk yaşaman.
4- Bir kere eşine karşı negatif düşüncelerin arttıkça onun herşeyinin daha da gözüne batması sonucu sürekli negatif düşünmeye meyillenmen ve o arada iyi taraflarını görememen.
5- Eşine karşı tepkin nedeniyle gösteremediğin tüm ilgiyi bebeğine yoğunlaştırman hem kendini ona hem de onu kendine bağımlı kılman (özellikle geceleri onun yanında yatman gibi)
Bu listeye birkaç madde daha eklenebilir ama benim hissettiğim belli başlı duygular bunlar ve sorunların temelinde de iletişim eksikliği yatıyor. Sonuç olarak tespit etmek yeterli değil elbette bir de bunlara çözüm bulmak gerekir. Ama yine de sorunun kaynağını tespit etmek çözüme giden yolu oldukça kolaylaştırıyor. Bu konuda uzman değilim, alim değilim ama ben de belki işine yarar diye aklıma gelen birkaç önerimi paylaşmak istiyorum seninle...Bazısı manevi, bazısı bilimsel bazısı da kişisel öneri... Sana hangisi yakın ve mantıklı geliyorsa ondan faydalanmanı diliyorum.
1- Önce kendini tanıman , neyi neden hissettiğinin kaynağını sorgulaman gerekiyor.( mesela; o fotoğrafı hala kafana takıyor olmanın asıl sebebi ne acaba? Farzedelim ki o fotografı saklamış olması senin gözünde hala o bayana birşeyler hissettiği duygusunu mu tetikliyor. Senin ondan beklediğin ilgiyi vermemesine bir sebep mi ya da bir bahane mi arıyorsun acaba bilinçaltında gibi...)
2- Çoğumuz şunu unutuyoruz ki erkekler ve kadınlar çok farklı düşünce yapısına sahip yaratılmışlarız. Bir kere kesinlikle aynı şeyi çok farklı yönden değerlendiren beyinlerimiz var. Öncelikle birbirimizin iletişim/sevgi vb dilini öğrenmemiz lazım. Ben yıllar önce okuduğum bir kitaptan çok faydalanmıştım. Sana da tavsiye ederim okumanı. Kitabın ismi : "Erkekler Marstan Kadınlar Venüsten" yazarı John Gray. Kitabı alma imkanın yoksa internette e-kitap şeklinde olanını bilgisayarına indirip okuyabilirsin. Sanırım bu yazarın bir de evlililer için ikinci kitabı da çıkmış ama onu okumadım.
3- 5 yıl içinde evliliğinde seni olumsuz etkileyen olayların negatif etkisini azaltmak için ya da senin endişelerinin, korkularının, değersizlik duygularının şiddetini azaltmak için"EFT-Duygusal Özgürleştirme Tekniğini" kullanabilirsin. Çoğu terapistin de uyguladığı bir yöntem bu bahsettiğim ve detaylarını incelediğinde başta çok saçma gelebilir ama sakın vazgeçme ve mutlaka kendinde uygula. Çok zor değil ve kendi kendine yapılabilir bir yöntem. Netten araştırırsan nasıl yapıldığını gösteren birçok videoya ulaşabilirsin. Aklıma bir fikir daha geldi tam şuanda. Bilinçaltı telkin müzikleri var internette. Ev işi yaparken, gazete okurken vs arka planda bu tarz telkin mp3 leri indirip telinden/bilgisayarından çalabilirsin . Bu telkin müziklerinin arka planında olumlamalar var bilinçaltına yerleşmesi için ama sen sadece müziğin sesini duyuyorsun telkinleri duymuyosun bile...( aslında benim internetten indirdiğim mp3 lerin linkini verirdim ama forumda daha yeniyim ve link vermek yasak mıdır değil midir bilmiyorum )
4- Manevi yönden de bir önerim olacak sana. Bunu bana bir yakınım önermişti ve arada aklıma geldikçe uyguluyorum ve sanki işe yarıyor. İnşallah sen de görürsün faydasını. Allah'ın isimlerinden "Ya Vedud" esmasını sık sık tekrarlamak. Bir de eşin evde iken ona farkettirmeden yüzüne bakarak, evde değilse bir fotoğrafına bakarak o da yoksa yüzünü düşünerek sürekli salavat getirmek . Özellikle gergin ve kızgın olduğunda bunu denemeni tavsiye ederim emin ol içindeki öfkenin azaldığını ve eşine daha bir muhabbetle baktığını hissedeceksin.
5- Cinselliğin eşler arasındaki en önemli bağ olduğu gerçeğini asla ve asla unutma ve asla eşini cinsellikten mahrum ederek cezalandırmaya kalkma. Emin ol ters teper. Bu yangına körükle gitmekten başka birşey değildir. Biliyorum biz kadınlar eğer öfkeli isek, kırgınsak cinsellik falan aklımıza gelmez aksine öyle bir durumda cinsellik yaşandığında öfkemiz artar ve kendimizi eşimiz tarafından kullanılmış hissederiz. Ama bu duygudan kurtulmamız gerekiyor. Eğer bu konuda çok zorlanıyorsan - kapalı olduğunu söylemenden dolayı bu konuda bilgin olduğunu düşünerek bu cümleleri yazıyorum- dinen bir kadının evlilikte en önemli vazifesinin eşini o konuda tatmin etmek olduğunu hatırlayarak bir nevi ibadet olarak görmeyi deneyebilirsin birlikte olmayı. Sonuçta bilinçaltımıza neyi ne şekilde verirsek onu alır.
6- Olaylara sadece kendi bakış açından bakmamanı öneriyorum. Bir de zaman zaman kendini eşinin yerine koy ve evlilik konusunda neler hissedebileceğini düşün, onun tarafından da olaylara bakmayı dene "acaba o mutlu mu" diye. Kısacası empati kur. İnatlaşmak çoğu zaman işleri daha da kötüye sardırıyor.
7- Eğer gerçekten evliliğini kurtarmak istiyorsan atacağın adımları kendinden taviz vermek olarak görüp kendine daha yolun başında ket vurma. Şunu unutma belki de aradığın ilgi alaka, mutluluk, sevgi senin atacağın adımların arkasından gelecek ...( Yukarıdaki mesajların bazılarında gerçekten güzel fikirler vardı )
8- Kendini sürekli olumsuz duygulara kaptırma lütfen . Bazen relaks olmak gerekiyor çünkü böyle yaptıkça hayattaki güzellikleri göremeyecek kadar körleşiyoruz ve mutsuzluğumuzu, umutsuzluğumuzu besliyoruz bol bol ...
Benden şimdilik bu kadar arkadaşım. Kendi fikir ve tecrübelerimi paylaştım burada. Asla ama asla kimseyi yargılamak-suçlamak vb bir niyetim yoktur lütfen yanlış anlaşılmasın. Allah yuvanın muhabbetini arttırsın, bebeğinle-eşinle birlikte huzuru, sağlığı, bolluğu bereketi ve mutluluğu eksik etmesin evinizden inşallah . Amin !
Cok guzel sagolasin canim. Psikolog oldugindan suphelendim cunku ilk paragrafin harfiyen dogru... Yuregine aci ektikce sulayan cok olur. Unutmam daha.Mesajı gönderdikten sonra aklıma gelen bir sürü yeni düşünceyi ekledim düzenle seçeneğiyle ama malesef mesaj düzenleme süresi 10 dakikaymış ve yazdığım bidünya şey boşa gittiHepsini baştan yazamıcam çünkü doğaçlama yazmıştım ama son bir önerim daha olacak sana arkadaşım...Sorunların temelinde şöyle bir duygu/sorgulama yatıyor olabilir mi acaba ?
Mesela; evlenmeden önce aktif ve özgüvenli bir karakter olmana rağmen evlendikten sonra eşinin talepleri ve evliliğinin gerektirdiği şekilde senin karakterine göre pasif, tabiri caizse varolan kapasiteni kullanamadığın sıradan bir yaşam tarzını tercih etmenden dolayı zaten kendini sorgularken, bir de uğruna bu tercihi yaptığın adamın zaman zaman "kabasın" vs gibi seni beğenmez söylemlerini duyduğunda hepten öfkelenmen ve pişmanlık duyman....Ve nihayetinde de seni değersizleştirdiği için senin de onu değersizleştirecek gerekçeleri kafanda ön planda tutarak ve hatta ona aynı şekilde davranarak intikam almaya çalışman gibi...
Offf amma uzun ve karmaşık bir cümle oldu ama sabahın beşinde ancak bu kadar toparlayabildim söylemek istediklerimi ...Umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir... Şayet yazdıklarım sana uyuyorsa son bir tavsiyem olacak arkadaşım uymuyorsa zaten dikkate bile alma ...
Öyle ya da böyle bir tercih yaptın ve bu evlilik gerçekleşti...Bu saatten sonra sorgulamaların yerine kabullenme duygusunu koymak gerek...Enerjini, içinde bulunduğun ortamda kapasiteni maksimum şekilde değerlendirebileceğin ve özgüvenini yeniden besleyecek kişisel hobilere, faaliyetlere yönlendirmeyi dene bir de...Düşün düşün nereye kadar ? Bir söz vardır klişe ama ben çok severim...Sen acıları ektikçe yüreğine sulayan çok olur ve sen kendi değerini bilmezsen başkası hiç bilmez ... O YÜZDEN DEĞİŞİME KENDİMİZDEN BAŞLAMAK GEREK !
Yepyeni güzel birgün başlıyor hadi hepimizin günü aydın olsun...Sağlıcakla...
Yok bitanem. Bes sene sonra degil. Evlenecegimiz sira demistim. Hos ben de istemesem onu vesile olarak gordum, iyi zan besledim kapandim.ama baski hic hissetmedim dersem yalan olur.
Ki mizacima cok ters bu baski isleri. Daha yumusak mizacli olsam belki de daha mutlu olurdum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?