• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

eşi yeniden sevmek mümkün mü

canım sıkkın sabah sabah yazıyorum.
eşimle beş sene önce sevdik bribirimizi, demek ki sevmemişiz yeterince şimdi daha iyi anlıyorum. evleneceğimiz sıra bir kapan baskısı. hadi Allah rızası için dedik kapandık. evliliğimizin ikinci günü eşimin kutudaki fotoğraflarını karıştırırken eşimin eski sevgilisinin fotoğrafı karşıma çıkıyor. sayıp sövüyorum eşime bunun işi ne burda, karışmış unutmuşum diyor, yahu aradan seneler geçmiş nasıl unutmuşum burda işte. o gün benim için unutulmaz bir gün. kıza sayıp sövüyorum bi yandan onun tepkisini ölçmek için, eşim ise bana kızıyor bir yandan.... :KK43: sevgimi birden düşürdü bu durum, eşimi benimseyemedim zannederim ki o günden sonra çünkü başladı her şey.... bana ait değilmiş gibi... sinek küçük mide bulandırır misali benim midemi hep hala daha bulandırır bu olay.. (dalı budağı da var ama girmek istemiyorum burda detaylarına)

5 senelik evliliğimizde hep aktif biri oldu, ilgi alakası genelde dışarı işlerindeydi. evin hiçbir ihtiyacını eksik bırakmaz ama beni bırakır. çocuk doğduktan sonra bebekle uyumaya başladım, iki senedir ayrı yerlerde uyuyoruz eşimle. ben kafaya takmıyorum, o da kafaya takmıyor, öyle görünüyor....
ben alakamı bebeğe yöneltince onu iyice bıraktım, o da vakıf makıf işiydi oydu buydu iyice iş dünyasına dalmış vaziyette.... evde genel manada huzurumuz ehh fena sayılmaz... ama zırt pırt küçücük şeylerden tartışmaya başlıyoruz. onu çok kibirli buluyorum, her lafı bana batıyor. o ise beni kaba buluyor, kadın öfkesini göstermemeliymiş, ağlasa da ip gibi akmalıymış sessizce vs. annesi gibi bir kadın istiyor, beni annesiyle kıyaslıyor. evde sesimiz çok yükselmez gerçi, bebeği kötü etkilememek için uzak dururum kasıtlı olarak ama insan sinirleri işte bozuluyor. birbirimize batıyoruz arkadaşlar. esprilerimiz bile batıyor sanki...
10 sene önceki duygusal bir birlikteliğimin izleri yapıştı yakama bu aralar, rüyalarıma girip duruyor. eşime olan sevgimi sorguluyorum. sanki mantığım ve yuva dirliği için yaşıyor gibiyim. içgüdülerimle hareket etmiyorum asla. etmem de..

eşime ne hissediyorum: beni sevmiyormuş gibi, ben onun hoşuna giden bir şey yaptıkça beni seviyormuş gibi, şartlı sevgi gibi... bana tahammülü yok gibi... beni tanımıyor eşim, yüreğimin içini göremedi hiçbir zamani beni keşfedemedi, inemedi iç dünyama...bence o bir odun gibi, bense su... biz iletişim kuramıyoruz hayat ayrı pencerelerden bakıyoruz sanırım. :KK43: birbirimizi kabullendiğimize gerçekten eş gibi gördüğümüze inanmıyorum. kendimi iyi hissetmek istiyorum, eşimle mutlu olmak, ASLINDA EŞİMLE YENİDEN AŞIK OLMAK istiyorum.. ama o duygulardan öyle uzağım ki... sadece tek taraflı değil, ikimiz e halimizle tavrımızla ilişkiyi yıprattık biliyorum.. soğuk savaşlarımız vardır bizim, küseriz, bilhassa eşim günlece surat yapabilir en basit bir şeyden. ona az sesimi yükseltsem iş bitmiştir, ona hakarettir bu çünkü... burcu terazi belki ondan bu bakış açısı diyorum.. ama insan 5 senede birbirine alışamaz mı be kardeşim....

mutsuzum, yani genel anlamda mutluyum da, eşim açısından mutsuzum.. ):
yeninden sevmek, kırılan kalpleri onarmak, tedavi edip, bembeyaz bir sayfa açmak mümkün mü kızlar... bilhassa evlilerin yorumlarına ihtiyacım var


Bence güzel bir masa hazırla eşine sende hazırlan tabi sonrada esinle güzel güzel konuş canım konuşmadan hiçbir şey çözülmez bak allah ne güzel size evlat vermis onun kıymetini bilin :)
 
Biraz terbiyenizi takının. İnsanların kutsal saydığı örtüsüne ÇAPUT diyemezsiniz. Bu, konuyu başka yerlere götürür. Arkadaş, derdini anlatmış, tavsiye istemiş. Hayret bir şey. Biraz insan olun insan!!!
Bende söylemeden gecemicem lütfen kimsenin baskı yada değil ki bizim sorunumuz değil açık yada kapalı kimsenin başörtüsü hakkında caputgibi şeyler kullanmıyalim o dinde kutsal sayılan bir örtü bazıları kabul eder ve kullanır bazıları etmez ve kullanmaz tercih meselesi bizim haddi mize düşen bişey değil yorumlarımizi yaparken lütfen saygi gosterelim
 
bak bak koca baskısıyla çaputlara bürünen ezikler burada külhanbeyi kesiliyor.. o kadar sert kadınsan kocana da diklenseydin ya pasif kadın?
yemezler güzelim bu numaraları kocana diklenecektin beni değiştiremezsin diyecektin ama sen de nerede o güç anca sanal dünyada boş boş konuşursun.
Ne kadar saygısızca bir üsluptur bu..
Çaput dediğiniz şey Allahın emri ve bu üslupla konuşmaya hiç mi hiç hakknız yok!
Konu sahibine de saygısızlık biz kapalılara da...
Ezik değiliz Allahın emrini yapmak eziklik değil yüceliktir.
Düşünce ve yaşam farkımız da bu !
 
Arkadaşım aşağıdaki yazımı "evliliğini kurtarma istediğinin ön planda olduğunu" varsayarak yazıyorum. Bir kere önce sorunların kaynağına inmek lazım kanımca...İlk mesajını esas alırsak; bilinçaltında yattığını düşündüğüm kendi çıkarımlarımı yazmak istiyorum önce müsaadenle:

1- Öncelikle senin içinde birikmiş bir öfke olduğunu düşünüyorum kocana karşı ama sadece kocana karşı değil evlilik nedeniyle hayatındaki değişime karşı. Misal buna örnek; baskıyla kapanmak olabilir, ya da bekarken aktif bir insansan evlilik nedeniyle eskiden zevk aldığın şeyleri evlendikten sonra yapamaman vb bir yoksunluk olabilir. ve bu yoksunlukların sebebi olarak evlilik kavramını ve kocanı suçlamak...
2- Gerek eşinin sana davranışlarından gerekse senin kendi iç hesaplaşmalarından kaynaklı değerli olduğunu bilmene rağmen değersizlik duygusunu çok fazla hissetmen ve kendini pasifize edilmiş görmen.
3- Kendince zamanında birşeylerin düzelmesi için yaptığın girişimlerden olumlu sonuç alamadığını görüp vazgeçmek ve ben gerekeni yaptım olmadı diyip artık onun birşeyler yapması gerek beklentisine girmen . O girişimi göremeyince de içindeki kızgınlığı körükleyip aranızda aşılmaz mesafeler olduğu duygusunu besleyerek umutsuzluk/mutsuzluk yaşaman.
4- Bir kere eşine karşı negatif düşüncelerin arttıkça onun herşeyinin daha da gözüne batması sonucu sürekli negatif düşünmeye meyillenmen ve o arada iyi taraflarını görememen.
5- Eşine karşı tepkin nedeniyle gösteremediğin tüm ilgiyi bebeğine yoğunlaştırman hem kendini ona hem de onu kendine bağımlı kılman (özellikle geceleri onun yanında yatman gibi)

Bu listeye birkaç madde daha eklenebilir ama benim hissettiğim belli başlı duygular bunlar ve sorunların temelinde de iletişim eksikliği yatıyor. Sonuç olarak tespit etmek yeterli değil elbette bir de bunlara çözüm bulmak gerekir. Ama yine de sorunun kaynağını tespit etmek çözüme giden yolu oldukça kolaylaştırıyor. Bu konuda uzman değilim, alim değilim ama ben de belki işine yarar diye aklıma gelen birkaç önerimi paylaşmak istiyorum seninle...Bazısı manevi, bazısı bilimsel bazısı da kişisel öneri... Sana hangisi yakın ve mantıklı geliyorsa ondan faydalanmanı diliyorum.

1- Önce kendini tanıman , neyi neden hissettiğinin kaynağını sorgulaman gerekiyor.( mesela; o fotoğrafı hala kafana takıyor olmanın asıl sebebi ne acaba? Farzedelim ki o fotografı saklamış olması senin gözünde hala o bayana birşeyler hissettiği duygusunu mu tetikliyor. Senin ondan beklediğin ilgiyi vermemesine bir sebep mi ya da bir bahane mi arıyorsun acaba bilinçaltında gibi...)

2- Çoğumuz şunu unutuyoruz ki erkekler ve kadınlar çok farklı düşünce yapısına sahip yaratılmışlarız. Bir kere kesinlikle aynı şeyi çok farklı yönden değerlendiren beyinlerimiz var. Öncelikle birbirimizin iletişim/sevgi vb dilini öğrenmemiz lazım. Ben yıllar önce okuduğum bir kitaptan çok faydalanmıştım. Sana da tavsiye ederim okumanı. Kitabın ismi : "Erkekler Marstan Kadınlar Venüsten" yazarı John Gray. Kitabı alma imkanın yoksa internette e-kitap şeklinde olanını bilgisayarına indirip okuyabilirsin. Sanırım bu yazarın bir de evlililer için ikinci kitabı da çıkmış ama onu okumadım.

3- 5 yıl içinde evliliğinde seni olumsuz etkileyen olayların negatif etkisini azaltmak için ya da senin endişelerinin, korkularının, değersizlik duygularının şiddetini azaltmak için"EFT-Duygusal Özgürleştirme Tekniğini" kullanabilirsin. Çoğu terapistin de uyguladığı bir yöntem bu bahsettiğim ve detaylarını incelediğinde başta çok saçma gelebilir ama sakın vazgeçme ve mutlaka kendinde uygula. Çok zor değil ve kendi kendine yapılabilir bir yöntem. Netten araştırırsan nasıl yapıldığını gösteren birçok videoya ulaşabilirsin. Aklıma bir fikir daha geldi tam şuanda. Bilinçaltı telkin müzikleri var internette. Ev işi yaparken, gazete okurken vs arka planda bu tarz telkin mp3 leri indirip telinden/bilgisayarından çalabilirsin . Bu telkin müziklerinin arka planında olumlamalar var bilinçaltına yerleşmesi için ama sen sadece müziğin sesini duyuyorsun telkinleri duymuyosun bile...( aslında benim internetten indirdiğim mp3 lerin linkini verirdim ama forumda daha yeniyim ve link vermek yasak mıdır değil midir bilmiyorum )

4- Manevi yönden de bir önerim olacak sana. Bunu bana bir yakınım önermişti ve arada aklıma geldikçe uyguluyorum ve sanki işe yarıyor. İnşallah sen de görürsün faydasını. Allah'ın isimlerinden "Ya Vedud" esmasını sık sık tekrarlamak. Bir de eşin evde iken ona farkettirmeden yüzüne bakarak, evde değilse bir fotoğrafına bakarak o da yoksa yüzünü düşünerek sürekli salavat getirmek . Özellikle gergin ve kızgın olduğunda bunu denemeni tavsiye ederim emin ol içindeki öfkenin azaldığını ve eşine daha bir muhabbetle baktığını hissedeceksin.

5- Cinselliğin eşler arasındaki en önemli bağ olduğu gerçeğini asla ve asla unutma ve asla eşini cinsellikten mahrum ederek cezalandırmaya kalkma. Emin ol ters teper. Bu yangına körükle gitmekten başka birşey değildir. Biliyorum biz kadınlar eğer öfkeli isek, kırgınsak cinsellik falan aklımıza gelmez aksine öyle bir durumda cinsellik yaşandığında öfkemiz artar ve kendimizi eşimiz tarafından kullanılmış hissederiz. Ama bu duygudan kurtulmamız gerekiyor. Eğer bu konuda çok zorlanıyorsan - kapalı olduğunu söylemenden dolayı bu konuda bilgin olduğunu düşünerek bu cümleleri yazıyorum- dinen bir kadının evlilikte en önemli vazifesinin eşini o konuda tatmin etmek olduğunu hatırlayarak bir nevi ibadet olarak görmeyi deneyebilirsin birlikte olmayı. Sonuçta bilinçaltımıza neyi ne şekilde verirsek onu alır.

6- Olaylara sadece kendi bakış açından bakmamanı öneriyorum. Bir de zaman zaman kendini eşinin yerine koy ve evlilik konusunda neler hissedebileceğini düşün, onun tarafından da olaylara bakmayı dene "acaba o mutlu mu" diye. Kısacası empati kur. İnatlaşmak çoğu zaman işleri daha da kötüye sardırıyor.

7- Eğer gerçekten evliliğini kurtarmak istiyorsan atacağın adımları kendinden taviz vermek olarak görüp kendine daha yolun başında ket vurma. Şunu unutma belki de aradığın ilgi alaka, mutluluk, sevgi senin atacağın adımların arkasından gelecek ...( Yukarıdaki mesajların bazılarında gerçekten güzel fikirler vardı )

8- Kendini sürekli olumsuz duygulara kaptırma lütfen . Bazen relaks olmak gerekiyor çünkü böyle yaptıkça hayattaki güzellikleri göremeyecek kadar körleşiyoruz ve mutsuzluğumuzu, umutsuzluğumuzu besliyoruz bol bol ...


Benden şimdilik bu kadar arkadaşım. Kendi fikir ve tecrübelerimi paylaştım burada. Asla ama asla kimseyi yargılamak-suçlamak vb bir niyetim yoktur lütfen yanlış anlaşılmasın. Allah yuvanın muhabbetini arttırsın, bebeğinle-eşinle birlikte huzuru, sağlığı, bolluğu bereketi ve mutluluğu eksik etmesin evinizden inşallah . Amin !
 
Evlilikte olur biyle seyler...Bunu yasayan sadece sen degilsin..hepimiz bi kac kez yasamisizdir yada yasayacagiz..cunku bazen.erkekler gercekten insani cileden cikariyor..Ama Allah eslerimizin yoklugunu gostermesin ve yuvamizi bozmasin...İcindeyken bilemiyoruz ama yuvanin dagilmasi kolay bise degil...Bide insanoglu ne kadar tahammulsuzlesti yaa
 
canım sıkkın sabah sabah yazıyorum.
eşimle beş sene önce sevdik bribirimizi, demek ki sevmemişiz yeterince şimdi daha iyi anlıyorum. evleneceğimiz sıra bir kapan baskısı. hadi Allah rızası için dedik kapandık. evliliğimizin ikinci günü eşimin kutudaki fotoğraflarını karıştırırken eşimin eski sevgilisinin fotoğrafı karşıma çıkıyor. sayıp sövüyorum eşime bunun işi ne burda, karışmış unutmuşum diyor, yahu aradan seneler geçmiş nasıl unutmuşum burda işte. o gün benim için unutulmaz bir gün. kıza sayıp sövüyorum bi yandan onun tepkisini ölçmek için, eşim ise bana kızıyor bir yandan.... :( sevgimi birden düşürdü bu durum, eşimi benimseyemedim zannederim ki o günden sonra çünkü başladı her şey.... bana ait değilmiş gibi... sinek küçük mide bulandırır misali benim midemi hep hala daha bulandırır bu olay.. (dalı budağı da var ama girmek istemiyorum burda detaylarına)

5 senelik evliliğimizde hep aktif biri oldu, ilgi alakası genelde dışarı işlerindeydi. evin hiçbir ihtiyacını eksik bırakmaz ama beni bırakır. çocuk doğduktan sonra bebekle uyumaya başladım, iki senedir ayrı yerlerde uyuyoruz eşimle. ben kafaya takmıyorum, o da kafaya takmıyor, öyle görünüyor....
ben alakamı bebeğe yöneltince onu iyice bıraktım, o da vakıf makıf işiydi oydu buydu iyice iş dünyasına dalmış vaziyette.... evde genel manada huzurumuz ehh fena sayılmaz... ama zırt pırt küçücük şeylerden tartışmaya başlıyoruz. onu çok kibirli buluyorum, her lafı bana batıyor. o ise beni kaba buluyor, kadın öfkesini göstermemeliymiş, ağlasa da ip gibi akmalıymış sessizce vs. annesi gibi bir kadın istiyor, beni annesiyle kıyaslıyor. evde sesimiz çok yükselmez gerçi, bebeği kötü etkilememek için uzak dururum kasıtlı olarak ama insan sinirleri işte bozuluyor. birbirimize batıyoruz arkadaşlar. esprilerimiz bile batıyor sanki...
10 sene önceki duygusal bir birlikteliğimin izleri yapıştı yakama bu aralar, rüyalarıma girip duruyor. eşime olan sevgimi sorguluyorum. sanki mantığım ve yuva dirliği için yaşıyor gibiyim. içgüdülerimle hareket etmiyorum asla. etmem de..

eşime ne hissediyorum: beni sevmiyormuş gibi, ben onun hoşuna giden bir şey yaptıkça beni seviyormuş gibi, şartlı sevgi gibi... bana tahammülü yok gibi... beni tanımıyor eşim, yüreğimin içini göremedi hiçbir zamani beni keşfedemedi, inemedi iç dünyama...bence o bir odun gibi, bense su... biz iletişim kuramıyoruz hayat ayrı pencerelerden bakıyoruz sanırım. :KK43: birbirimizi kabullendiğimize gerçekten eş gibi gördüğümüze inanmıyorum. kendimi iyi hissetmek istiyorum, eşimle mutlu olmak, ASLINDA EŞİMLE YENİDEN AŞIK OLMAK istiyorum.. ama o duygulardan öyle uzağım ki... sadece tek taraflı değil, ikimiz e halimizle tavrımızla ilişkiyi yıprattık biliyorum.. soğuk savaşlarımız vardır bizim, küseriz, bilhassa eşim günlece surat yapabilir en basit bir şeyden. ona az sesimi yükseltsem iş bitmiştir, ona hakarettir bu çünkü... burcu terazi belki ondan bu bakış açısı diyorum.. ama insan 5 senede birbirine alışamaz mı be kardeşim....

mutsuzum, yani genel anlamda mutluyum da, eşim açısından mutsuzum.. ):
yeninden sevmek, kırılan kalpleri onarmak, tedavi edip, bembeyaz bir sayfa açmak mümkün mü kızlar... bilhassa evlilerin yorumlarına ihtiyacım var




Tabi yeniden baslamak mumkun. Küllerinden doğmak gibi, ama ilk adimi atmalisiniz. Hatasi cok ama zamaninda duzeltmediginiz icin sizde hatalisiniz. Beraber uyuyun mutlaka bu olmazsa hicbir sorun yokken bile mesafe olur zaten. Size eskiden aldigi biseyi yadasoyledigi guzel syleri gun yuzune cikarin. Disari cikmaya vaktiniz yoksa bile evde rimantik yemek yap. Sevginiz degil bnce heyecaniniz bitmis. En onemlisi gulumseyin ina
 
Mesajı gönderdikten sonra aklıma gelen bir sürü yeni düşünceyi ekledim düzenle seçeneğiyle ama malesef mesaj düzenleme süresi 10 dakikaymış ve yazdığım bidünya şey boşa gitti :( Hepsini baştan yazamıcam çünkü doğaçlama yazmıştım ama son bir önerim daha olacak sana arkadaşım...Sorunların temelinde şöyle bir duygu/sorgulama yatıyor olabilir mi acaba ?

Mesela; evlenmeden önce aktif ve özgüvenli bir karakter olmana rağmen evlendikten sonra eşinin talepleri ve evliliğinin gerektirdiği şekilde senin karakterine göre pasif, tabiri caizse varolan kapasiteni kullanamadığın sıradan bir yaşam tarzını tercih etmenden dolayı zaten kendini sorgularken, bir de uğruna bu tercihi yaptığın adamın zaman zaman "kabasın" vs gibi seni beğenmez söylemlerini duyduğunda hepten öfkelenmen ve pişmanlık duyman....Ve nihayetinde de seni değersizleştirdiği için senin de onu değersizleştirecek gerekçeleri kafanda ön planda tutarak ve hatta ona aynı şekilde davranarak intikam almaya çalışman gibi...


Offf amma uzun ve karmaşık bir cümle oldu ama sabahın beşinde ancak bu kadar toparlayabildim söylemek istediklerimi ...Umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir... Şayet yazdıklarım sana uyuyorsa son bir tavsiyem olacak arkadaşım uymuyorsa zaten dikkate bile alma ...

Öyle ya da böyle bir tercih yaptın ve bu evlilik gerçekleşti...Bu saatten sonra sorgulamaların yerine kabullenme duygusunu koymak gerek...Enerjini, içinde bulunduğun ortamda kapasiteni maksimum şekilde değerlendirebileceğin ve özgüvenini yeniden besleyecek kişisel hobilere, faaliyetlere yönlendirmeyi dene bir de...Düşün düşün nereye kadar ? Bir söz vardır klişe ama ben çok severim...Sen acıları ektikçe yüreğine sulayan çok olur ve sen kendi değerini bilmezsen başkası hiç bilmez ... O YÜZDEN DEĞİŞİME KENDİMİZDEN BAŞLAMAK GEREK !

Yepyeni güzel birgün başlıyor hadi hepimizin günü aydın olsun...;) Sağlıcakla...
 
Kendinizi cok guzel ifade etmissiniz.yazdiklariniza gore tabiki umut var.biraz cabayla hersey guzel oluck.once yatak odasi sorununu cozmekle baslasan iyi olucak.o duzene girince erkeklrde cok iyi oluyolar.
 
onun dalaşmaları bitmez canım, sen en iyisi kızını al ve bir haftalığına ailenin ya da bir akrabanın yanına git, izin vermez diye düşünürsen, önceden bir bahane uydurup öyle söyle, ( x biraz rahatsızmış, bi gidip göreyim gibi)... hiç olmadı sevdiğiniz biri gelsin evinize (anne, kardeş, kuzen, yeğen, arkadaş, vb.)



anlatma canım benim ! senin eşin konuşmaktan anlayacak tiplerden değil, dikkat edersen sana yazdığım destanda hiç "otur ona derdini anlat, oturun sorunlarınızı konuşun" gibi şeyler demedim çünkü boşa uğraşırsın, herkesin algı kriterleri farklıdır senin eşin laftan değil hareketlerden anlar.. "edebiyat yapma" demesinin sebebi de bu, evet çok çirkin bir tavır, ama laftan anlamadığı için bunun gibi gelişigüzel-gidişiçirkin cevaplar veriyor..



çünkü sevgi depon boşalmış ! baskılardan, kavgalardan, yatak ayrılığından kaynaklanan soğukluk bütün deponu boşaltmış, kendini değersiz hissetme durumu gelişmiş.. bu durum uzun süredir devam ettiği için de sebep gördüğün şeylere ve kişilere öfke duyman, nefret etmen çok normal.. o depo dolmadıkça negatif duyguların geçmez.. her ne kadar sebebi kendi tavırları olsa da eşinizin de sevgi deposu boş ! çözüm : benzin ver, benzin al.. unutma ; senin benzin verme şeklin öncelikle hareketlerin olmalı !



sana öyle geliyor.. öyle olsa bile inan düzeltilebilir birşey, ben de 2 bebek büyüttüm ikisi de bana yapışık büyüdüler desem hiç abatrmış olmam hele emzirme dönemlerim tam bir kabustu, emzik almadılar, ayakta sallatmadılar hep emmek kucakta uyumak istediler, ne yaptıysam çare olmadı ikisinde de emzirme dönemini 14. ayda bitirdim, emzirme döneminden sonra rahat ettim.. ama emzirme dönemlerinde aynı senin gibi bazen yatağımda yatmadım, bazen çocuk kucağımda uyudum, bazen aramızda uyudu derken eşimden asla değil ama cinsellikten uzaklaştım, çünkü çok yoruluyordum ve ne yapsam çözüm olmadığından stres yapıyordum.. stres altındayken cinsellik benim için olamaz birşeydi.. daha kötüsü ; ben bu isteksizliğimin hep devam edeceğini düşünüp çok üzülüyordum.. neyseki eşimin de önceliği çocuklar olduğu için bu dönemi hiç dert etmedi, bunun geçici bir dönem olduğunu söyleyip bana destek oldu, arada planlı fırsatlar yaratarak beraber oluyorduk.. çok defa "ingaa" sesleriyle planlarımız bozulsa da olduğu kadar deyip bazen gülerek bazen sinir olarak hayatımıza devam ediyorduk..

sonuç mu : sizi yatağınızdan ve eşinizden ayıran sebepler ortadan kalkınca her şey normale dönüyor, ve o günler hiç yaşanmamış gibi oluyor..



yapman gereken "maymunluk yapmak" değil onun anladığı dilden konuşmak !!



nedeni ; baskılar ve anlaşmazlıklar yüzünden kendini değersiz hissetmen !
burçlara inanmadığımı söylemiştim ama madem öyle ; söndürün havasını, düşürün burnunu.. ;)



işte en başından beri sizi asıl mutsuz eden şey; bu büyük zıtlık noktanız!

çözümü: bir adım sen gideceksin bir adım o gelecek, kim önce gitti kim sonra geldi bakmadan, attığınız adımları göstere göstere yani bak ben bunu senin için yapıyorum algısını onda oluşturarak, ve bazen talep ederek bazen de bekleyerek onun da adımlar atmasını sağlamak..





sanki benim bebeklerimden bahsediyorsun, o kadar aynıydılar ki.. bebeğin kaç aylık cnm ?

Aah ah canim... Kizim 20aylik emzik almadi kendi kendine uyumayi ogretemedik.oyle bir meme duskunu ki sanki yeni dogmus..ben yanindaysam bir dk. Yanindan ayrilamam. Babasi varken bile odak noktasi benim. İnsallah kesebilirsem emmeden biraz
rahatlayabilecegim. İlk cocuk bi de ustune cok dustuk cok sevdik cok nazlattik, hata mi yaptik bilemedim. Geceden sabaha deliksiz uyudugu gun buyuk bir parti yapacagim.....
Fikirlerini ara ara okuyorum bu aksamdan basladim bir seyler yspmaya..ve hemen olumlu donut aldim. Sen ve sen gibi iyi yurekliler iyi ki var.
Bazi saygisizlar ise icleri camur baglamis, onlara verecek tek cevabim Peygamber efendimixin hadisi «kinadiginiz sey basiniza gelmedikce olmezsiniz»
 
bak bak koca baskısıyla çaputlara bürünen ezikler burada külhanbeyi kesiliyor.. o kadar sert kadınsan kocana da diklenseydin ya pasif kadın?
yemezler güzelim bu numaraları kocana diklenecektin beni değiştiremezsin diyecektin ama sen de nerede o güç anca sanal dünyada boş boş konuşursun.
Yemezlerse gargara yap.
Benim icimde oyle bir guc var ki sen ve senin gib saygisizlara karsi ozellikle tahmin bile edemezsin.
Caput demissin. Yarin oburgun canini teslim ettiginde bir caputa sarip koyacaklar tabutun icine. Tabutun ustune de bir caput serecekler kadin oldugunu temsilen. Sen kendini dusun. Benim gibilere dis gecirmeye calisacagina once azmis nefsine dis gecir.
Hadi eyvallah.
 
çoğu itiraf etmekten çekinse de bence cinsellik, evliliğin en önemli bileşenlerinden ve amaçlarındandır
bu bağlamdaki soğukluğu aşmadan ilişkiyi doğru yöne sürükleyebileceğinizden emin değilim
konuyla ilgili çözüme ulaşınca, tutku gelip oturacaktır aranıza
ki geçmişte bu konuda heyecanı yaşamışsınızdır ikiniz de
o halde yeniden canlandırın
gerisi gelecektir eminim

erkeklerinki genelde düz mantıktır
bizim gibi bakışla, sözle, ses tonuyla..vs ayrıntılarla pek ilgilendiklerini zannetmiyorum

ilişkiye, ona ve kendinize bir şans verin.. (ki bu sizin için de ihtiyaçtır)
yeniden heyecanlanınca...EVET YENİDEN AŞIK DA OLABİLECEKSİNİZDİR!
mutlu olursunuz dilerim;)
 
bence yatakları ayırmak hiç ama hiç iyi olmamış..
herkesin bebeği oluyor, geceleri defalarca yataklarından kalkıp bebeklerini emziriyor...
bu asla bahane olamazdı...

çocuk oldu kocam değişti derler ama sanki çocuk olduğu zaman asıl değişen kadınlar..
evlat tabi ki çok sevilir ama o evladın bir de babası var, bir de eş var...

çocuk kadar bakıma muhtaç olmasa da o adamın da bir takım ihtiyaçları var.
onunla da paylaşılması gereken şeyler var..
birlikte uyumak kadar güzel bir şey olamaz bence...

kadın da erkek de birbirine bence daha çok bağlanmalı... sevgileri daha çoğalmalı ki evlatları da mutlu bir yuvada büyüsün.. bebek oldu diye yatak ayırıp her şeyi bebeğe göre ayarlamak evliliği hiçe saymak olmuş...

insanın ne derdi varsa var, hayat arkadaşı ile aynı yastığa başını koymalı...
evlilikler böyle ayakta duruyor..

yatakları birleştirmeden, paylaşımlarınızı çoğaltmadan yeniden aşık olamazsınız diye düşünüyorum..
YorumLarinizda cok haklisiniz esasen. Ordan baslayacagim ise zaten. Cok tesekkur ederim
 
Sevgi ve askin olusmasi için ilkönce saygi olmasi lazim ve esin sana hiç bir zaman saygi duymadi. 5 yildan sonra karsidaki insani degistirmek nedir? 5 yil senin açik halin ile gezdikten sonra nasil sana kapanma baskisi yapabilir? Flört etmek için açik kiz iyi oluyorda, evlenecegi kiz için yetmiyor mu? Asil bu asamada bile esinden ayrilman gerekiyordu.

Bunu bildigin için o fotoraf sana daha çok koydu. Sen esine o kadar fedakarlik yaptin ve karsiligi ne? Halen atilmamis eski fotoraflar. Hani desen daha 1 yil berabersiniz birsey demem, ama koca 5 yildan sonra o fotorafin halen ortalikta gezmesi bende saygisizlik olarak kabul ederdim. Esinden sanirim durumu kurtarmak için, gönlünü almak için hiç birsey yapmamis. Niye yapsin ki? Kadin dedigin esine karsi gelmez, sessiz birseydir, tipki harika annesi gibi :KK14:

Esinde evdeki sorumluluklardan kaçmak için, problemlerinizi çözmek istemedigi için vakifi bahane olarak kullaniyor.

Bilemedem sahsima konusacaksam ben böyle düsenen bir adam ile yapamazdim. Kadinlari bu kadar küçümseyen bir adam ile evlenmezdim hatta. Senin için son çare ise esin ile oturup her konuyu detaylica, bagirmadan, çagirmadan konusmak. Içindekilerini anlat, ve gerekirse artik evlilik terapistine gidebilirsiniz son çare olarak.

Bilemiyorum, ik sene ayri yatmaktan, sayginin yok oldugu yerde daha evlilik kurtarilirmi? o_O
Yok bitanem. Bes sene sonra degil. Evlenecegimiz sira demistim. Hos ben de istemesem onu vesile olarak gordum, iyi zan besledim kapandim.ama baski hic hissetmedim dersem yalan olur.
Ki mizacima cok ters bu baski isleri. Daha yumusak mizacli olsam belki de daha mutlu olurdum.
 
eşimin mailinde benden önceki sevgilisi ile beraber çektirdiği ilk fotosunu bulmuştum ben. Ama sanırım kasıtlı olmadığına inanmıştım onca mailin arasında karışmış gitmiş diye.. sonra bilgisayarın aka planı yaptım eşime hiç bir şey demeden...hemen sildi kaldırdı özürler diledi unutmuşum diye...onu hatırladım şimdi.....

Keşke kapanmasaydınız...
Aile terapistine gider mi eşiniz?
Ev hanımı mısınız? Uğraş alanınız bir mesleğiniz var mı?
Kapandigima uzun vadede pisman oldigumu soyleyemem. Calisiyorum ve cok sayida ugras alanim var-di. Bir kismi evlenince bir kismi da cocuktan sonra durakladi. Ama sukur hala cok kitap okurum.
Eski ben ne yapar? Gitar calar beste yspar, oyku yazar, tablo yapar, deli gibi puzzle cozer yapar da yapar.
Silkelenip bi kendime gelmem su olu topragini ustumden atmam lazim.insallah.
 
Uslubu bu kadar hos olan bi kadini niye mutsuz ederler anlamam :) zevkle okudum inan...
cnm sunu hic unutmamaliyiz aslinda, sorunlarin uzerine gidip cozmeye yonelik bisey yapmadiginda cig gibi buyuyo...en bst bi huzursuzlugu bile ertelememek lazim...ben evliligimde bunu ogrendim kisa zamanda..kendini zorla ve meseleyi coz,esini kaybetme...
 
Arkadaşım aşağıdaki yazımı "evliliğini kurtarma istediğinin ön planda olduğunu" varsayarak yazıyorum. Bir kere önce sorunların kaynağına inmek lazım kanımca...İlk mesajını esas alırsak; bilinçaltında yattığını düşündüğüm kendi çıkarımlarımı yazmak istiyorum önce müsaadenle:

1- Öncelikle senin içinde birikmiş bir öfke olduğunu düşünüyorum kocana karşı ama sadece kocana karşı değil evlilik nedeniyle hayatındaki değişime karşı. Misal buna örnek; baskıyla kapanmak olabilir, ya da bekarken aktif bir insansan evlilik nedeniyle eskiden zevk aldığın şeyleri evlendikten sonra yapamaman vb bir yoksunluk olabilir. ve bu yoksunlukların sebebi olarak evlilik kavramını ve kocanı suçlamak...
2- Gerek eşinin sana davranışlarından gerekse senin kendi iç hesaplaşmalarından kaynaklı değerli olduğunu bilmene rağmen değersizlik duygusunu çok fazla hissetmen ve kendini pasifize edilmiş görmen.
3- Kendince zamanında birşeylerin düzelmesi için yaptığın girişimlerden olumlu sonuç alamadığını görüp vazgeçmek ve ben gerekeni yaptım olmadı diyip artık onun birşeyler yapması gerek beklentisine girmen . O girişimi göremeyince de içindeki kızgınlığı körükleyip aranızda aşılmaz mesafeler olduğu duygusunu besleyerek umutsuzluk/mutsuzluk yaşaman.
4- Bir kere eşine karşı negatif düşüncelerin arttıkça onun herşeyinin daha da gözüne batması sonucu sürekli negatif düşünmeye meyillenmen ve o arada iyi taraflarını görememen.
5- Eşine karşı tepkin nedeniyle gösteremediğin tüm ilgiyi bebeğine yoğunlaştırman hem kendini ona hem de onu kendine bağımlı kılman (özellikle geceleri onun yanında yatman gibi)

Bu listeye birkaç madde daha eklenebilir ama benim hissettiğim belli başlı duygular bunlar ve sorunların temelinde de iletişim eksikliği yatıyor. Sonuç olarak tespit etmek yeterli değil elbette bir de bunlara çözüm bulmak gerekir. Ama yine de sorunun kaynağını tespit etmek çözüme giden yolu oldukça kolaylaştırıyor. Bu konuda uzman değilim, alim değilim ama ben de belki işine yarar diye aklıma gelen birkaç önerimi paylaşmak istiyorum seninle...Bazısı manevi, bazısı bilimsel bazısı da kişisel öneri... Sana hangisi yakın ve mantıklı geliyorsa ondan faydalanmanı diliyorum.

1- Önce kendini tanıman , neyi neden hissettiğinin kaynağını sorgulaman gerekiyor.( mesela; o fotoğrafı hala kafana takıyor olmanın asıl sebebi ne acaba? Farzedelim ki o fotografı saklamış olması senin gözünde hala o bayana birşeyler hissettiği duygusunu mu tetikliyor. Senin ondan beklediğin ilgiyi vermemesine bir sebep mi ya da bir bahane mi arıyorsun acaba bilinçaltında gibi...)

2- Çoğumuz şunu unutuyoruz ki erkekler ve kadınlar çok farklı düşünce yapısına sahip yaratılmışlarız. Bir kere kesinlikle aynı şeyi çok farklı yönden değerlendiren beyinlerimiz var. Öncelikle birbirimizin iletişim/sevgi vb dilini öğrenmemiz lazım. Ben yıllar önce okuduğum bir kitaptan çok faydalanmıştım. Sana da tavsiye ederim okumanı. Kitabın ismi : "Erkekler Marstan Kadınlar Venüsten" yazarı John Gray. Kitabı alma imkanın yoksa internette e-kitap şeklinde olanını bilgisayarına indirip okuyabilirsin. Sanırım bu yazarın bir de evlililer için ikinci kitabı da çıkmış ama onu okumadım.

3- 5 yıl içinde evliliğinde seni olumsuz etkileyen olayların negatif etkisini azaltmak için ya da senin endişelerinin, korkularının, değersizlik duygularının şiddetini azaltmak için"EFT-Duygusal Özgürleştirme Tekniğini" kullanabilirsin. Çoğu terapistin de uyguladığı bir yöntem bu bahsettiğim ve detaylarını incelediğinde başta çok saçma gelebilir ama sakın vazgeçme ve mutlaka kendinde uygula. Çok zor değil ve kendi kendine yapılabilir bir yöntem. Netten araştırırsan nasıl yapıldığını gösteren birçok videoya ulaşabilirsin. Aklıma bir fikir daha geldi tam şuanda. Bilinçaltı telkin müzikleri var internette. Ev işi yaparken, gazete okurken vs arka planda bu tarz telkin mp3 leri indirip telinden/bilgisayarından çalabilirsin . Bu telkin müziklerinin arka planında olumlamalar var bilinçaltına yerleşmesi için ama sen sadece müziğin sesini duyuyorsun telkinleri duymuyosun bile...( aslında benim internetten indirdiğim mp3 lerin linkini verirdim ama forumda daha yeniyim ve link vermek yasak mıdır değil midir bilmiyorum )

4- Manevi yönden de bir önerim olacak sana. Bunu bana bir yakınım önermişti ve arada aklıma geldikçe uyguluyorum ve sanki işe yarıyor. İnşallah sen de görürsün faydasını. Allah'ın isimlerinden "Ya Vedud" esmasını sık sık tekrarlamak. Bir de eşin evde iken ona farkettirmeden yüzüne bakarak, evde değilse bir fotoğrafına bakarak o da yoksa yüzünü düşünerek sürekli salavat getirmek . Özellikle gergin ve kızgın olduğunda bunu denemeni tavsiye ederim emin ol içindeki öfkenin azaldığını ve eşine daha bir muhabbetle baktığını hissedeceksin.

5- Cinselliğin eşler arasındaki en önemli bağ olduğu gerçeğini asla ve asla unutma ve asla eşini cinsellikten mahrum ederek cezalandırmaya kalkma. Emin ol ters teper. Bu yangına körükle gitmekten başka birşey değildir. Biliyorum biz kadınlar eğer öfkeli isek, kırgınsak cinsellik falan aklımıza gelmez aksine öyle bir durumda cinsellik yaşandığında öfkemiz artar ve kendimizi eşimiz tarafından kullanılmış hissederiz. Ama bu duygudan kurtulmamız gerekiyor. Eğer bu konuda çok zorlanıyorsan - kapalı olduğunu söylemenden dolayı bu konuda bilgin olduğunu düşünerek bu cümleleri yazıyorum- dinen bir kadının evlilikte en önemli vazifesinin eşini o konuda tatmin etmek olduğunu hatırlayarak bir nevi ibadet olarak görmeyi deneyebilirsin birlikte olmayı. Sonuçta bilinçaltımıza neyi ne şekilde verirsek onu alır.

6- Olaylara sadece kendi bakış açından bakmamanı öneriyorum. Bir de zaman zaman kendini eşinin yerine koy ve evlilik konusunda neler hissedebileceğini düşün, onun tarafından da olaylara bakmayı dene "acaba o mutlu mu" diye. Kısacası empati kur. İnatlaşmak çoğu zaman işleri daha da kötüye sardırıyor.

7- Eğer gerçekten evliliğini kurtarmak istiyorsan atacağın adımları kendinden taviz vermek olarak görüp kendine daha yolun başında ket vurma. Şunu unutma belki de aradığın ilgi alaka, mutluluk, sevgi senin atacağın adımların arkasından gelecek ...( Yukarıdaki mesajların bazılarında gerçekten güzel fikirler vardı )

8- Kendini sürekli olumsuz duygulara kaptırma lütfen . Bazen relaks olmak gerekiyor çünkü böyle yaptıkça hayattaki güzellikleri göremeyecek kadar körleşiyoruz ve mutsuzluğumuzu, umutsuzluğumuzu besliyoruz bol bol ...


Benden şimdilik bu kadar arkadaşım. Kendi fikir ve tecrübelerimi paylaştım burada. Asla ama asla kimseyi yargılamak-suçlamak vb bir niyetim yoktur lütfen yanlış anlaşılmasın. Allah yuvanın muhabbetini arttırsın, bebeğinle-eşinle birlikte huzuru, sağlığı, bolluğu bereketi ve mutluluğu eksik etmesin evinizden inşallah . Amin !
amin Allah sana da cok guzellikler versin.
Her maddeni okudum yaziciya gondersem mi diye dusunuyorum. Donup donup fikir alacagim bir yazi olmus.cok tesekkurler. Bilincalti benim de ilgi alanim, o adami ben de takip ediyorum ve o bahsettigin altyspisi Kuran olan melodileri de biliyorum. Diger soyledigin maddeyi de mutlaka netten arastirip yapacagim.
Davranis manasindaki onerilerin cok yerinde. Bu forumda kaybetmek istemedigim bir kisiliksin.optum.
 
Mesajı gönderdikten sonra aklıma gelen bir sürü yeni düşünceyi ekledim düzenle seçeneğiyle ama malesef mesaj düzenleme süresi 10 dakikaymış ve yazdığım bidünya şey boşa gitti :( Hepsini baştan yazamıcam çünkü doğaçlama yazmıştım ama son bir önerim daha olacak sana arkadaşım...Sorunların temelinde şöyle bir duygu/sorgulama yatıyor olabilir mi acaba ?

Mesela; evlenmeden önce aktif ve özgüvenli bir karakter olmana rağmen evlendikten sonra eşinin talepleri ve evliliğinin gerektirdiği şekilde senin karakterine göre pasif, tabiri caizse varolan kapasiteni kullanamadığın sıradan bir yaşam tarzını tercih etmenden dolayı zaten kendini sorgularken, bir de uğruna bu tercihi yaptığın adamın zaman zaman "kabasın" vs gibi seni beğenmez söylemlerini duyduğunda hepten öfkelenmen ve pişmanlık duyman....Ve nihayetinde de seni değersizleştirdiği için senin de onu değersizleştirecek gerekçeleri kafanda ön planda tutarak ve hatta ona aynı şekilde davranarak intikam almaya çalışman gibi...


Offf amma uzun ve karmaşık bir cümle oldu ama sabahın beşinde ancak bu kadar toparlayabildim söylemek istediklerimi ...Umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir... Şayet yazdıklarım sana uyuyorsa son bir tavsiyem olacak arkadaşım uymuyorsa zaten dikkate bile alma ...

Öyle ya da böyle bir tercih yaptın ve bu evlilik gerçekleşti...Bu saatten sonra sorgulamaların yerine kabullenme duygusunu koymak gerek...Enerjini, içinde bulunduğun ortamda kapasiteni maksimum şekilde değerlendirebileceğin ve özgüvenini yeniden besleyecek kişisel hobilere, faaliyetlere yönlendirmeyi dene bir de...Düşün düşün nereye kadar ? Bir söz vardır klişe ama ben çok severim...Sen acıları ektikçe yüreğine sulayan çok olur ve sen kendi değerini bilmezsen başkası hiç bilmez ... O YÜZDEN DEĞİŞİME KENDİMİZDEN BAŞLAMAK GEREK !

Yepyeni güzel birgün başlıyor hadi hepimizin günü aydın olsun...;) Sağlıcakla...
Cok guzel sagolasin canim. Psikolog oldugindan suphelendim cunku ilk paragrafin harfiyen dogru... Yuregine aci ektikce sulayan cok olur. Unutmam daha.
 
Yok bitanem. Bes sene sonra degil. Evlenecegimiz sira demistim. Hos ben de istemesem onu vesile olarak gordum, iyi zan besledim kapandim.ama baski hic hissetmedim dersem yalan olur.
Ki mizacima cok ters bu baski isleri. Daha yumusak mizacli olsam belki de daha mutlu olurdum.


Siz 5 sene cikmadinizmi? Ben öyle anladim. Ayrica baski hic bir zaman iyi birsey degil. Rencide edici birsey. Sen kilolu olsaydin ve flört zamaninda bu problem degilde evlenince seni baski altina alsaydi, bu rencide edici birsey degilmi? Ki kilo vermek kötü birsey degil elbette.

Flört icin yeterli isen, evlilik icin niye degil? Seni degistirmeye calisan birinden hayir gelmez canim, gördügün gibi..:KK14:
 
Back
X