canım sıkkın sabah sabah yazıyorum.
eşimle beş sene önce sevdik bribirimizi, demek ki sevmemişiz yeterince şimdi daha iyi anlıyorum. evleneceğimiz sıra bir kapan baskısı. hadi Allah rızası için dedik kapandık. evliliğimizin ikinci günü eşimin kutudaki fotoğraflarını karıştırırken eşimin eski sevgilisinin fotoğrafı karşıma çıkıyor. sayıp sövüyorum eşime bunun işi ne burda, karışmış unutmuşum diyor, yahu aradan seneler geçmiş nasıl unutmuşum burda işte. o gün benim için unutulmaz bir gün. kıza sayıp sövüyorum bi yandan onun tepkisini ölçmek için, eşim ise bana kızıyor bir yandan....
sevgimi birden düşürdü bu durum, eşimi benimseyemedim zannederim ki o günden sonra çünkü başladı her şey.... bana ait değilmiş gibi... sinek küçük mide bulandırır misali benim midemi hep hala daha bulandırır bu olay.. (dalı budağı da var ama girmek istemiyorum burda detaylarına)
5 senelik evliliğimizde hep aktif biri oldu, ilgi alakası genelde dışarı işlerindeydi. evin hiçbir ihtiyacını eksik bırakmaz ama beni bırakır. çocuk doğduktan sonra bebekle uyumaya başladım, iki senedir ayrı yerlerde uyuyoruz eşimle. ben kafaya takmıyorum, o da kafaya takmıyor, öyle görünüyor....
ben alakamı bebeğe yöneltince onu iyice bıraktım, o da vakıf makıf işiydi oydu buydu iyice iş dünyasına dalmış vaziyette.... evde genel manada huzurumuz ehh fena sayılmaz... ama zırt pırt küçücük şeylerden tartışmaya başlıyoruz. onu çok kibirli buluyorum, her lafı bana batıyor. o ise beni kaba buluyor, kadın öfkesini göstermemeliymiş, ağlasa da ip gibi akmalıymış sessizce vs. annesi gibi bir kadın istiyor, beni annesiyle kıyaslıyor. evde sesimiz çok yükselmez gerçi, bebeği kötü etkilememek için uzak dururum kasıtlı olarak ama insan sinirleri işte bozuluyor. birbirimize batıyoruz arkadaşlar. esprilerimiz bile batıyor sanki...
10 sene önceki duygusal bir birlikteliğimin izleri yapıştı yakama bu aralar, rüyalarıma girip duruyor. eşime olan sevgimi sorguluyorum. sanki mantığım ve yuva dirliği için yaşıyor gibiyim. içgüdülerimle hareket etmiyorum asla. etmem de..
eşime ne hissediyorum: beni sevmiyormuş gibi, ben onun hoşuna giden bir şey yaptıkça beni seviyormuş gibi, şartlı sevgi gibi... bana tahammülü yok gibi... beni tanımıyor eşim, yüreğimin içini göremedi hiçbir zamani beni keşfedemedi, inemedi iç dünyama...bence o bir odun gibi, bense su... biz iletişim kuramıyoruz hayat ayrı pencerelerden bakıyoruz sanırım.
birbirimizi kabullendiğimize gerçekten eş gibi gördüğümüze inanmıyorum. kendimi iyi hissetmek istiyorum, eşimle mutlu olmak, ASLINDA EŞİMLE YENİDEN AŞIK OLMAK istiyorum.. ama o duygulardan öyle uzağım ki... sadece tek taraflı değil, ikimiz e halimizle tavrımızla ilişkiyi yıprattık biliyorum.. soğuk savaşlarımız vardır bizim, küseriz, bilhassa eşim günlece surat yapabilir en basit bir şeyden. ona az sesimi yükseltsem iş bitmiştir, ona hakarettir bu çünkü... burcu terazi belki ondan bu bakış açısı diyorum.. ama insan 5 senede birbirine alışamaz mı be kardeşim....
mutsuzum, yani genel anlamda mutluyum da, eşim açısından mutsuzum.. ):
yeninden sevmek, kırılan kalpleri onarmak, tedavi edip, bembeyaz bir sayfa açmak mümkün mü kızlar... bilhassa evlilerin yorumlarına ihtiyacım var