S sinirboyu evet arkadaşım bu dediklerin hepsi çok doğru şeyler kesinlikle katılıyorum. Ozaman daha fazla detay vereyim. Biz ilk görüştüğümüz gün 6 saat birbirimize kendmizi anlattık asla sıradan maraton(memur kafası derler ya ne demekse artık) istemiyoruz evlilik hakkında fikirler düşünceler..Herşey gerçekten tamda istediğimiz gibi istediğimiz kafadaydı. Ki hala aynı devam ediyordu. Şöyle söylüyeyim çalışmama rağmen 2 haftasonu üst üste istanbulda olduğumuzu bilmem her fırsatta şehirdışı, yurtdışı tatili, bir gün evdeysek ertesi gün bambaşka bir aktivite. 4 yıllık evliliğim boyunca 2 gün üst üste evimde oturduğumu bilmem. Kılık kıyafet tarz olarak bakım vs bu açılardan herzaman bakımlı, sürekli spor yapan akşamları koşu yürüyüş aksatmayan bir çifttik. Bunun gibi daha bir dünya şey sayabilirim. Ki bu dediğim gibi ilk zamandan beri hayalini kurduğumuz evliliğimizdi sonuna kadar da yaşadık. Şimdi bu adamın evlilik bu değildi ben böyle hayal etmedm deme şansı yok herşey ortak alınan karardı, onun zevkiydi, benim zevkmdi bir şekilde yaşadık. Sıradan değildi ki hiç birşey.
evlilige ve icsel yolculuga bakis acimiz kesinlikle benzer. Sizin ne demek istediginizi anladim ben. Ama bu olayda bence sebep bu degil. Neden derseniz, ayni o filmlerdeki gibi adamin biranda icine sindirerek gitmesi durumu yok. Adam aglayip zirliyor zaman zaman. Bilmem kac aylik sure koyuyor. Yani bu jetonlar düşmüş olsa iki secenek var; ya benim de yasadigim gibi muhafazakar yasama veda etme istegini esiyle paylasip, esini seviyorsa onunla bu hayati bu eksende sürdürme konusunda uzlasmak. Ya da arkasina bakmadan gemileri yakip gitmek. Ne esya, ne vicdan, ne bekleyis... buradaki adamcagizin belli ki icini kemiren, yanlis yaptigini bildigi, daha amiyene tabirle yedigi bi b.k var!
her ne kadar ben jetonlar düşmüş desem de o dediğim sadece "bu hayatı istemiyorum" noktası içindi yoksa, "bunu istemiyorum da ne b.k istiyorum ben de bilmiyorum", tadında olabilir kendisi, gibi bir şey demeye çalışmıştım. ha evli ve 30 yaşında bir adam bu lükse sahip midir? kafa karışıklığı ve eksik ama adı koyulamayan bir şeylerle ayrılık olur mu derseniz,haklısınız. Bu eksikler çok büyük şeylerse olur tabi bence, de neymiş eksik bilemeyince işte bir şey de demek zor. Ancak şunu düşünüyorum her neyse arayışında olduğu şey (bu ister muhafazakar hayattan kayma, yeni heyecanlar keşfetme, vb. olsun, ister bir halt yemiş olsun da vicdan yapsın bilmiyorum) o kadar güçlü ki demek adam herkes tarafından kınanacağını bile bile ayrılmak istiyor. Sizi kaybetmeyi göze alıyor ki karaktersiz bir adam olsa böyle rüya gibi bir evliliği bırakamazdı, erkekler rahatlarına düşkündür. Kurulu düzenini bırakamazlar, genelde.
Bir de şunu söylemek isterim: ben lise ve üniveriste boyunca hep akademisyen olmak istedim bu benim varoluş gayem gibi bir şeydi. Çok çok başarılı bir öğrenciydim, türkiyede dereceli filan. çok şahane bir programdan (y.dışı) kabul aldım. kendimi parçalacasına da çalıştım. ama bıraktım. olmadı. içime sinmedi. sebeplerini bana sorsanız saatlerce anlatırım ama öyle büyük kocaman sebepler değil işte. (yani muadili olara dayak yok aldatma yok,gibi) Ama işte olmayınca olmadı. Herkes çok çoook üstüme de geldi, babam yüzüme bakmadı. Fakat en baştan çok da güzel başka bir düzen kurdum. Elbette o başarıları çöpe atmadım, birikim saydım, kazanım saydım. çalınmış yıllar gibi hiç görmedim. Umarım bu anlattıklarımda size ulaşan yerler olur :)