En beğendiğiniz şiir dizeleri...



Ben Yokum Artık

Sevmiştim bir zaman, delicesine
Tapardım isminin, ilk hecesine
Bu aşk binasını, delercesine
Yıkmana gerek yok, ben yokum artık

Gönülden gönüle, girebilirsin
Önüne geleni, sevebilirsin
İstediğin yere, gidebilirsin
Durmana gerek yok, ben yokum artık

Geçirdim ömrümü, senin kahrınla
Çok şeyi yaşadık, benim sabrımla
Kavga gürültüyle, laf silahınla
Vurmana gerek yok, ben yokum artık

Sen varken aramam, ipte cambazı
Haram ettin bana, baharı yazı
İyiyi kötüyü, olur olmazı
Sormana gerek yok, ben yokum artık

Neden böyle oldun, bilemiyorum
Ne kadar istesem, gülemiyorum
Her şey senin olsun, istemiyorum
Kırmana gerek yok, ben yokum artık

Muhtaç ettin beni, yaban ellere
Acımadan vurdun, yerden yerlere
Artık bundan sonra, ilden illere
Sürmene gerek yok, ben yokum artık

Düşseydin silmezdim, ela gözüme
En büyük zararı, verdin özüme
Dost duşman içinde, bakıp yüzüme
Gülmene gerek yok, ben yokum artık

Emsalin varmıdır, etrafına bak
Sevda özveridir, olur mu kıyak
Sofranın üstüne, çatalla tabak
Koymana gerek yok, ben yokum artık

Beni öldürmeden, verdin toprağa
Benzettin dalından, düşen yaprağa
Al yeşil giyinip, bahçeye bağa
Çıkmana gerek yok, ben yokum artık

Aramam, o masum bakışlarını
Unutmam, canımı yakışlarını
Pişman olmuş gibi, göz yaşlarını
Dökmene gerek yok, ben yokum artık

Murat der vazgeçtim, ben artık senden
Butün varlığını, sildim gönlümden
Varımı yoğumu, aldın elimden
Kovmana gerek yok, ben yokum artık








Murat Demir

 
Yanında her kimse çok şanslıymış söyle
Farkında mı bilmem kıymetini bilse
Hiç değişmemişsin gerçi pek yakından göremedim
Kaçtım önünden çekildim
Hayat sürer gider teslim yıllara
Gönül bazen yenik düşer aşklara
Unut desen unutulmaz bir yara
Kaldı senden bana acı hatıra

Yanında her kimse çok şanslıymış söyle
Farkında mı bilmem kıymetini bilse
Hiç değişmemişsin gerçi pek yakından göremedim
Kaçtım önünden çekildim
Hayat sürer gider teslim yıllara
Gönül bazen yenik düşer aşklara
Unut desen unutulmaz bir yara
Kaldı senden bana acı hatıra

Yanında her kimse çok şanslıymış söyle
Farkında mı bilmem kıymetini bilse
Fatih Erkoç..​
 
geceyi düsleriz gündüzken,
geceyken de gündüzü,
yitirebileceklerimiz yitiktir
onlardan uzaktayken ama
özleriz, döneriz yeniden
yitirmeden
yitirebileceklerimizi
yitiremediklerimize.

ORUÇ ARUOBA
 
BU YOL BİZİM YOLUMUZDUR
GIDIP GERİ DÖNMEMEK VAR
SIRA KİMDE BELLİ OLMAZ
GERİ DÖNÜP GÖRMEMEK VAR

BU BİR VEDA SARKISIDIR
GIDENLERE SLM OLSUN
KALANLARLA YOLA DEVAM
UMUT BİZİM IŞIĞIMIZ

GİDİPTE DÖNMEMEK VAR
GELİPTE GÖRMEMEK VAR
BU BİR VEDA SARKISIDIR
YÜZÜNE EL SÜRMEMEK VAR

BİLMELİSİN BİLMELİSİN
ÜMİTSİZLİK YOK
SANA HOSCAKAL DIYEMEM
AMA ŞİMDİ GİTME VAKTİ
YÜREGIMDE CANLAR VURUR
KALBIM SÖKÜLÜYOR SANKİ

SANA HOSCAKAL DIYEMEM
AMA SIMDI GITME VAKTI
YÜREGIMDE HASRET BİTER
UMUTSUZ OLMA YETER
Suavi...
 
Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.

Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
Ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin.

Sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
Fakat asla ümitsizliği değil...

NAZIM HİKMET
özledim çoook çok......
 
Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.

NAZIM HİKMET
 

İşte budur süperrsin hazalelif duygularına sağlık
 
Yitirdiğin her şeyde kazandığın bir şey vardır,

kazandığın her şeyde biraz yitirdiklerin.

Bu yüzden birileri ısınıp dururken dinmez üşümelerin.

Hayat karşına nasıl çıkarsa çıksın,

seni ne kadar yıpratırsa yıpratsın sakın vazgeçme.



Ve unutma;

Eğer hayallerin olmazsa bir gün başkasının hayali olamazsın!

Her şey; bir sokak çocuğunun elini cebine sokabildiği kadar boş.

Öznesi olmayan cümleler gibi değersiz.

Ve senin "Naber" soruna, "İyilik" dediğim kadar yalan...



[ Yılmaz Odabaşı ]
 
Suyun derinliği aynıydı

Ama senin beline benimse omuzlarıma geliyordu

Bütün yapraklar sararıp düşecekti

...Ama ilk ben düştüm kalanlar arkamdan korkuyla baktı



Bütün aşklar çok büyük olacaktı

Ama en büyük bizimkisi diyecektik

Her bir insan eşsiz olacaktı

Ama hep kendimizi en değerli zannedecektik



Çamur mu sürmek istiyorsun başkasının duygularına

Önce senin ellerin kirlenecek

Suyla mı gidiyorsun bir başkasının yanan yüreğine

O yürekte hep yerin olacak



Sana bilmediğin bir şey söyleyemem

Ben de hiçbir şey bilmiyorum

Ne kadar iyilik varsa hepimiz için

Hepsini dileyip gerisine direniyorum



Çok sonraları fark edecektik

İyilik temizlik bile göreceli olacaktı

O kadar hızlı kirlenecektik ki

Masumiyet fotoğraflarda eskiyip solacaktı



Korkuyor musun senden farklı olan her şeyden

Korktuğun şey kendi içinde büyüyecek

Ortak mı oluyorsun bir başkasının yalnızlığına

Yüreğin yalnızlık nedir bilmeyecek .


 
Korkuyor musun senden farklı olan her şeyden

Korktuğun şey kendi içinde büyüyecek

Ortak mı oluyorsun bir başkasının yalnızlığına

Yüreğin yalnızlık nedir bilmeyecek .

Ne güzel anlatmış beni
 
Bende susuyorum sevgimi saklayıp içimde
Duyuyorsun değilmi suskunluğumu nasıl haykırıyor
Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim
Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde...
 
Gece bir hendeğe düşercesine,
Birden kucağına düştüm gerçeğin.
Sanki erdim çetin bilmecesine,
Hem geçmiş zamanın,hem geleceğin.


Necip Fazıl Kısakürek
 
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Uzun bir hastalık gibi
Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi
Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı
Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi
Bitti.

Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibi
Sokağa çıkmalıyım şimdi ve çoktandır
İhmal ettiğim dostlara yeni bir adres bırakmalıyım
Pencereleri açmalı, kitapları düzenlemeliyim
Belki bir yağmur yağar akşama doğru
Yarıda bıraktığım şiirleri tamamlarım

Aşk da bitti diyordu ya bir şair
Aşk bitti işte tam da öyle.
 
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.

Ölmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.

Belki haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…