Popüler Konu Düşünce Gücü/Pozitif Düşünce/Olumlamalar

Kendine getirmek için sert bir dille yazmış olabilirim. Ne olursunuz kendi kıymetimizi bilelim yaa. İslam dinine mensupsak, inanıyorsak gereğini yerine getirelim. Dinimiz açık büfe değil ki. istediğini alıp, istemediğimizi yok sayacağız. Doğruysa doğru eğriyse eğri. Yaradan'ın kanunları, istekleri bizimkinden üstün olmalı ki huzuru yakalayalım. Kaldı ki, sadece bu dünya için yaşamıyoruz.
 
rise_rainbow arkadaşım, kötü niyetle yazmadığına eminim ancak herkesin yolculuğu, herkesin inancı, herkesin inanç derecesi farklı. Hepimiz Allah ile ayrı şekilde, ayrı yollarla bağlantıdayız. Kimsenin burada dinimizi açık büfe olarak gördüğünü de düşünmüyorum. Burası düşünce gücü ve pozitif düşünce olumlamalar başlığı, güzel şeyler söyleyelim ki, güzel bir enerji yayalım. Arkadaşımızın ihtiyacı olan şey de budur belki. Çok sevgiler.
 
Haklısın ama bazen de kendimize gelmek için birilerinin sert bir dille sarsması gerekir. Şöyle bir silkelenmek, ne oluyor demek için.
Sanal ortamı da, iş ortamınız da pek samimi bulmuyorum. Yapılan yanlışlar söylenmiyor, sürekli bir pohpohlama, yüze gülme durumu var. Yanlış düzelmiyor, yapılmaya devam ediliyor.
Hatta bazen dinimize küfr ediliyor, çeşitli haksızlıklar, yanlışlıklar kol geziliyor, insanlar bana değmeyen yılan bin yaşasın modunda. Ben biraz köyün delisi durumundayım ve doğru söyleyeni de dokuz köyden kovduklarının da farkındayım ama doğrucu Davut olmaktan da vazgeçmeyeceğim.
 
Ablası yerine koydum onun, inan kardeşim olsa direkt bunları söylerdim. Hiç vaktim yok iken vakit ayırdım. Kırılmasın, elindekinin kıymetini bilsin. Benden de sevgiler herkese.
 
Ablası yerine koydum onun, inan kardeşim olsa direkt bunları söylerdim. Hiç vaktim yok iken vakit ayırdım. Kırılmasın, elindekinin kıymetini bilsin. Benden de sevgiler herkese.

Abla da olsan kimseyi böyle sarsma hakkın olmadığını düşünüyorum. Kendini bu konuda ne kadar ehil ve tamam, eksiksiz, tüm doğruları bilen biri olarak görüyorsun ki başkasının hayatına karışma hak ve cüretini gösteriyorsun ?

Biraz had bilmek lazım, tövbe lazım, zira Allah kuluna şah damarından yakındır, hesap gününün tek sahibidir (başka hiç kimse yargılayamaz), en önemlisi de hesap bireysel sorulacak, herkes kendini düzeltsin, öyle ben onun iyiliği için dedim gibi kılıflara bürünmesin. Çok sakıncalı bir şey bu, insanların hayatlarına din, aile, şu bu her ne sebeple olursa olsun müdahil olmak, zorla yönlendirmek çok ciddi psikolojik sorunlara da yol açar, bunun vebalini de kimse taşıyamaz.
 
 

çok teşekkür ederim benim için Müslümanlık böyle bir şey değil ister yanlış ister doğru Allah la arama kimseyi sokmam ama konu o kadar yersiz ki yorum o kadar gereksiz ki ya ben adamdan ayrılalı 6 ay olmuş barışmayı da düşünmüyorum ama sebep din değil insan olmaması yani Müslüman olan türk erkeklerinden çok da farklı bişey yaşatmadı bana
 

yani ben o olayı atlatalı çok oldu benim derdim çok çok başka ben hristiyandı zaten oh kurtuldum demiyorum ama evet insan değildi iyi ki olmadı diyorum yani ama yaşadıklarımdan dolayı cidden pskolojim bozuldu ben kendimi iyileştirmeye uğraşıyorum sadece
 

her söyleyişimde böyle mi söyliyim ?
 
ha bu ara da şuan görüştüğüm kişi de İspanyol ablacım o bölümü okumamış sanırım boşver abla yok bişey valla yok
 

Sertlik ve Müslümanlık kavramını ben aynı kefeye koymuyorum.
İslam dini hoşluk dinidir, güzellik dinidir, anlayış ve sevgi dinidir.
Ben bir tek Allah'ın kuluna gösterdiği sertlikten sakınmaya çalışırım.
Hiçbirimiz diğerimizden üstün değiliz.
Hepimize güzel akşamlar diliyorum.
 
Kızlar, topik konusu dışına çıkmak istemiyorum ama yazmadan duramadım. Din /inanç konusu o kadar özel ki bu konuda bir hiyerarşi yaratmamaya, aşağıdakiler ve yukarıdakiler diye sınıflandırmamaya çok dikkat etmek lazım.
Ben, müslüman olduğum için kendi dinimden örnek vericem.

Çok seyahat ederim, 20'den fazla ülkede bulundum, kiminde yaşadım hatta, dolayısıyla pek çok dini izleme fırsatım oldu. En çok şaşırdığım ve beni bugüne getiren anımı anlatayım : "Mısır'da, Hz Hüseyin Cami'nde cemaatle öğle namazına durdum. Namaza başladık, yanımdaki kadının koltuğunun altında bir portföy çanta, kıyamda onunla, rükuda onunla, sürekli kıpır kıpır, secdede başının önünde, tövbe estağfurullahhh diyorum ama gözüm kayıyor. Öteki yanımdaki başka alem, kıyamda ellerini başının üstüne dua eder gibi kaldırıyor, değişik bir takım hareketler, bana fenalık geldi, "ya bunlar ne yapıyor, yaşlı başlı kadınlar namaz kılmayı mı bilmiyor" diye. Namazı kıldım, Allah affetsin deyip kenara çekildim, insanları izliyorum. Tek doğru ben olamam dedim ve sordum. Meğer o cami, 4 mezhebin (Hanefi, Şafii, Hanbeli, Maliki), birlikte namaz kıldığı tek camiymiş. Fark, mezhep anlayışından kaynaklanıyormuş. " Kur'an tek, peygamberimiz tek (o zaman sünnet te tek olmalı) e peki bu ayrım nasıl olur? Aklım almadı ama bu bilgiyi kenara koydum. O gün bugündür, kimsenin işine, namazına, şuyuna buyuna karışmam, onun daha doğruyu bilmediği ne belli ??? Belki benden daha çok şey biliyor? Veya farklı bir şey öğrenme fırsatı olmamış, anası babası, mahalle hocası öyle öğretmiş, öylesi en doğru geliyor ona. Ona da ben tuhafım /yanlışım.

New York'ta Miraç kandilinde, aceleyle, yanlışlıkla Şii camiine girme tecrübemi, Trinidad ve Tabago'lu, 3 kez hacca gitmiş bir kadından dinlediğim Şii inancına hiç girmeyeyim. Ortadoğu'nun kültürel etkilerinden bağımsız bir görüş... O da ayrı bir tecrübeydi. Topiği konu dışı fazla meşgul etmiyeyim.

Ez cümle, tek doğru, en doğru biz veya bize doğru diye öğretilenler olmayabilir. Fanatik olmamalı, herkese, her düşünceye açık, hoşgörülü ve toleranslı olmakta fayda var, yargı günü sahibi tektir. Kısıtlı bilgi ve görgümüzle haddimizi bilmek, yargıya karışmamak gerektiğini düşünüyorum. Sürçü lisan ettiysem affola...
 
Sen onun avukatı mısın? Arkadaş gayet te kendini savunup, net ifade edebiliyor.
2.si madem benim yaptığım şey başkasının hayatına karışmak ve hadsizlik yapmak, senin yaptığın nedir? Bana da karışma o zaman!!!
Ne zamandan beri İslama aykırı bir şeyi dile getirmek ve namaz kıl diye tavsiye de bulunmak üstünlük taslamak oldu? Ben burada ne kendimi övdüm ne de kendimle ilgili bir şeyler anlattım!
O senin görüşün. Dinimiz her konuda soft algıdan oluşmuyor. Dinde zorlama yok kısmı İslama girme hususunda yok.
“Bununla beraber Allah ve Resulü bir işe hükmettiği zaman, gerek mümin bir erkek ve gerekse mümin bir kadın için, o işlerinde başka bir tercih hakkı yoktur. Her kim de Allah ve Resulüne âsi olursa açık bir sapıklık etmiş olur.”(Ahzab 36)
Başka dinden kız alınır, kız verilmez. Arkadaş Tuğçe kazaz gibi din değiştirip kilise de mi evlenecekti? Sonra özüne dönmeye çalışıp, arayışa mı girecekti? Bak eski sevgilisinin ailesi dindarmış ve Müslüman olduğu için kendisini istememişler. Taaa buradan benim onuruma dokundu. Bu hassaslığı bir Müslümanın göstermesi gerekirdi.
Çocuk olunca vaftiz mi olunacak mesela!!. Elbette ki bu şekilde evliliği seçebilir. Bu şekilde benim etrafımda da evlenen var. Bu kişiler dindar olmamakla beraber, bütün sorumluluklarını sırtlarına alıp, ülkemizde kendi kültürümüzde çocuklarını yetiştiriyorlar.
Birinin yanlışını dile getirmek, diğerini üstün yapmaz. Farklı bakış açısından bakıp, yine kendi dilediğini seçecek. Herkesin hür iradesi de var, aklıda var çok şükür.
Bu arkadaş mücadele verdiğine göre, dindar olmak isteme yolunda umudu var demektir.(bana göre)
ha bu ara da şuan görüştüğüm kişi de İspanyol ablacım o bölümü okumamış sanırım boşver abla yok bişey valla yok
Yabancı olmasında sorun yok ki ablacım. Önce insan olsun sonra Müslüman.
Din benim yaşantımda önemli değil, onun dinin ona, benim dinim bana diyorsa, hayat senin hayatın. Seçtiğin duruma göre de iki cihanda bedelini taşı bileyecek olgunlukta olman dileğiyle.

Çok uzatmayacağım. Vaktim olsa uzun uzzzuunn tartışırdım.
"Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyiniz. Onlar sadece birbirlerinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zâlimler topluluğuna doğru yolu göstermez. Kalplerinden hasta olanlar “Bize bir felâket gelmesinden korkuyoruz” diyerek, onların arasına koştuklarını görürsünüz. Belki Allah fetih, ya da kendi katından bir iş getirir de onlar, içlerinden gizlediklerine pişman olurlar. (O zaman) iman edenler: “Bunlar mıdır sizinle beraber olduklarına bütün güçleriyle yemin edenler?” diyeceklerdir. Onların bütün yaptıkları boşa gitmiştir de kaybedenlerden olmuşlardır." (Maide, 51-53)
Namazın kılınışına karışma ile, Hristiyan yada Yahudi'yle yarenlik yapma ve evlenmeye kalkma aynı kefeye nasıl koyulabilir. Tabi ki her mezhepte ufak tefek uygulama farklılıkları var, ama unutmayın ki şekli şemaili farlı da olsa her mezhepte namaz kılmak var.
Tekrar cevap yazmayacağım. Herkese mutlu günler.
 
Son düzenleyen: Moderatör:


Farz et ki ablan olarak ben de seni sarstim, silkeledim . Ne o rahatsız mı oldun ?
 
ya tartı
 
BU ARADA BU KİTABI DA MUTLAKA ALMALIYIZ !!!

Jeo Vitalenin son kitabı Uyanış kursunun sonunda hooponopona ile ilgili gelen 10 soruya verdiği cevaplar;

1) Söylediklerinizin her zaman aynı sırayı izlemediğini fark ettim. Burada sıralamanın önemli olduğunu duymuştum ama sonraa bunun tersi söylendi. Hatalı davranmaktan ve bu süreçle ilgili yanlış anlamanın sonucu olumsuz etkileyeceğinden endişeleniyorum.

Cevap: Bunların hangi sırayla söylediğiniz önemli değil. Önemli olan söylemeniz. Kendi iç güdünüze göre davrananın ve nasıl doğru buluyorsanız o sırayla söyleyin. Duygularınızın sizi yönlendirmesine izin verin. Son zero limit toplantısında Dr. Hew bu dört cümleyi seni seviyorum ve teşekkür ederim olarak kısalttı. Bu cümlelere takılıp kalmak arınma ya da temizlenme konusunda bir başka sorun oluşturur. Bu cümleler yalnızca, sizin sıfıra ulaşmanızı sağlayacak arınma yöntemi için kullanacağınız basit bir araçtır. Hepsi bu. Bunları yanlış sırayla kulanmakla ilgili korkunızdan da arınmanız gerekir.

2) Arınırken kime hitap ediyorum? Kendime mi? Arındığım kişiye mi? Bunu anlayamadım.

Cevap: Bunu asla öbür kişiye söylemiyorsunuz. Yaptığınız şey, öbür kişiyi ya da nesneyi bir sorun olarak gören yanınızı arındırmaktır. Başka biri ya da başka bir şeyle ilgili değildir. Dışınızdaki nesne, bir şeyler değiştirmek için sizi tetikler. Siz dışınızı arındırmak peşinde değilsiniz. Siz iç dünyanızı değiştirmek istiyorsunuz. Bunu da arınma cümleleri ile yapıyorsunuz. Siz ilahi varlığa hitap etmektesiniz başka birine değil
 
Güçlü duruşundan dolayı seni tebrik ederim öncelikle. Sorulmadan anlattığına göre yaşadığın durumu sıkıntılı görüp çare arıyorsun diye anlıyorum ve durumu anlatıyor olman seni eleştiriye açık hale getiriyor.
Son nefesimizde dahi Mü'mün olarak gideceğimizin garantisi olmadığa inanırım o yüzden de kimseyi yargıla hakkımız olmadığını düşünürüm. Eleştirmekle yargıyı karıştırmayalım. Şu da bir gerçek ki nasıl bir yaşantımız var ise o hal ile de ölürüz. Gerçeklik ile doğruyu da karıştırmayalım. Doğrular her insana göre değişebilir. Gerçek olan ise herkes ve her durum için geçerlidir. Neyse..
Aynı filmi tekrar yaşıyor olman senin yaralarını geçirmeyecek maalesef, sürekli kıyas yapman da unutmanı sağlamayacak. (anladın sen onu ). Biraz zamana ihtiyacın var.
Direkt duygularıyla hareket etmeyen mantıksal bir kızsın. Eğer sabırla ve duayla beklersen gönlüne ve aklına uyan hayırlı bir evlilik yapacağına inanıyorum. Kimsenin hayatı güllük gülistanlık değil. Herkesin imtihanı farklı ve imtihanımız sürekli yenileniyor. Senin imtihanın da bu yönde oluyor.
Kaderinde olan evliliğe giderken, ne olup bittiğini anlamıyorsun bile. Bir bakıyorsun nişanlanmış, bir bakıyorsun ki evlenmişsin. Hatta sanki kendini dışardan izliyorsun gibi oluyorsun, Allah Allah bütün bunları yaşayan ben miyim diyor insan.
Yürekten ,içinin yağları eriyerek istediğimiz her şey mutlaka kabul olur. Rabbimiz bize ne istedik te vermedi, bir düşünmek lazım. Sadece sabırla , ısrarla en önemlisi hayırlısı ile istemeye devam etmek lazım.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…