Deryass'dan Seçmeler

Adam karısının kedisinden o kadar nefret ediyormus ki, ne yapıp yapıp ondan kurtulmanın yollarını
düşünüyormuş.. Sonunda bir sabah kediyi arabaya attığı gibi evlerinin 20 blok otesinde bi sokağa
götürmüş, onu orda bırakıp doğru işe gitmiş. Aynı akşam işten eve gelmiş bir bakmış kedi evin
bahcesinde karısıyla oynuyor, kadın neşe içinde "ayy bütün gün onu aradım, ama akşam üstü bir
baktım gelivermiş, evin yolunu nasıl da bulurmuş benim akıllı kedim." Adam tabi çok bozulmuş ama
belli etmemiş.. Ertesi sabah yine kediyi arabasına atmış, bu sefer evin 40 blok otesinde bi sokağa
götürüp bırakmış yine işe gitmiş, akşam işten eve gelmiş bir de ne görsün kedi salonda yine karısıyla
yerlerde yuvarlanıyor.. Ertesi gün adam kediyi 60 blok oteye bırakmış, akşam gelmiş yine kedi evde..
Sonraki gun 70 blok öteye bırakmış, aksam kedi yine evde.. Adam artık ertesi sabah kediyi arabaya
koymuş, 90 blok oteye gitmiş.. Ordan köprü yoluna girmiş, ilk çıkıştan sağa dönmüş, ordan tekrar sağa
dönmüş, gitmiş gitmiş, bir 20 blok daha uzağa gitmiş, sola dönmüş, biraz daha gitmiş, ve kediyi orda
arabadan atmış. Saatler sonra evin telefonu calmış, adam karısını arıyor: - "Hayatım, kedi orda mı?" -
"Evet.. neden sordun?" - "Şunu telefona bir çağırsana... kayboldum..!"
 
İlk defa bir dügün törenine katılan küçük kız annesine fısıltıyla sorar :
- "Neden gelinler beyaz gelinlik giyer? "
- "Çünkü , yavrucum, beyaz mutlulugun rengidir, bugün de onun en mutlu günü …" diyerek anne kızının sorusunu cevaplandırmaya çalışır.
Küçük kız biraz düşünür ve ikinci sorusunu sorar .
- "O zaman damat neden siyah giyiniyor......


hakkaten yaaaa merak ettim erkekler niye siyah giiyiyo...karalara bürünüyo.....:))
 
Bir gün havacilarin karacilarin ve denizcilerin en yüksek
komutanlari askerlerinin cesaretlerini
birbirlerine ispatlamak için toplanmislar. Karacilarin komutani bir
asker çagirmis. Asker "Emret komutanim" diyerek yanina gitmis.
Komutani yere yatmasini istemis. Daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermis. Asker kilini bile kipirdatmadan yattigi yerde beklemis ve malumunuz ezilmis. Komutan digerlerine dönerek "iste cesaret" demis.
Havacilarin komutani bir asker çagirmis. Asker yine "Emret
komutanim" diyerek komutaninin yanina gitmis. Komutani helikoptere binmesini emretmis. Asker helikoptere binmis ve havalanmis. Daha sonra komutani askere asagiya parasütsüz atlamasini emretmis. Asker de emre itaat etmis ve atlamis. Yere çakilmis ve can vermis. Komutan da digeri gibi dönerek:
"iste cesaret" demis.
Sira gelmis denizci komutana. Denizci komutan askerini çagirmis.
Asker "Ne var lan" demis.
Komutan "Gel buraya!.." emrini vermis.
Asker de ona "Hade len" demis.
Komutan diger komutanlara dönerek
"iste cesaret..." demiş.
 
Bir Turk, bir Amerikali ve bir Alman
>> birlikte saunaya gitmisler.
>> Bellerinde birer havlu saunada oturmuşlar
>> ter atarlarken, bip bip bip diye ses
>>duyulmus
>> Amerikali, sag eliyle sol koluna dokunup,>>"Cagri cihazim caldi.
>> Derimin altindaelektronik devre var
>>da..."
>>demis.
>> Aradan biraz zaman gecmis, bu
>>sefer bir
>> cep telefonu calmaya baslamis. Bunun
>>uzerine
>> Alman, sol avuc icini kulagina goturmus
&g t;>ve
>>konusmaya baslamis.
>> Gorusmesi bitince, Turk'e ve Amerikaliya
>>dönup,
>> Avcumun icinde cep telefonu devresi var
>>da..."
>>demiş.
>> Teknolojik olarak geri kalmayi
>>gururuna
>>yediremiyen Turk,
>>
>> Bana bir dakika izin verin"demiş ve
>>disari çikmış.
>> . Birkac dakika sonra dönduğünde
>> poposunun arasina sıkışmış tuvalet kagidi
>>sarkiyormuş.
>> Amerikali ve Alman'in kendisine garip garip
>>baktigini görünce,
>> cevabi patlatmiş . F aks geliyoda
>>
 

--------------------------------------------------------------------------------

Sapka satarak geçinen bir adamin yolu bir gün bir ormana düsmüs.
Adam biraz yürüdükten sonra sicaktan ve yorgunluktan bunalmis, bir
agacin altina oturmus. Sapkalarla dolu sepetini de yere koymus ve uykuya
dalmis.
Birkaç saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanmis. Birde bakmis ki
Yanindaki sepet bombos... Sapkalar gitmis. Kafasini kaldirip agaca
bakmis, agacin dallarinda bir sürü maymun, her birinin kafasinda adamin
sapkalari...

Adam baslamis dusunmeye ;
"Ben simdi ne yapacağım, sapkalari bu maymunlardan nasil geri
alacağım Düsünceli bir sekilde kafasini kasirken bakmis ki, maymunlar da
Adamin taklidini yapiyor, kafalarini kasiyorlar. Adam ellerini havaya
kaldirmis, maymunlar da...derken adam ne yapacagini bulmus, kendi
kafasindaki sapkayi çikarip yere atmis, maymunlar da şapkaları çıkartıp
aşağı atmışlar...Adam böylece bütün sapkalari geri almis, sepetine koyup
yoluna devam etmis.

Aradan 50 yil geçmis...Artik adamin bir torunu varmis, o da dedesi
Gibi sapka saticisi olmus. Günlerden bir gün onun da yolu ayni ormana
düsmüs. Hava yine çok sicakmis ve genç adam bir agacin altina oturmus,
sapkalarla dolu sepetini yanina koymus ve uykuya dalmis... Bir saat
sonra uyanmis, bir de bakmis ki sepetin içinde sapkalar yok... Derken tuhaf
sesler duymus, bir de kafasini kaldirmis ki agacin üstünde bir sürü maymun,
hepsinin kafasinda birer sapka.

Düsünmüs... " Dedem yillar once bana bir hikaye anlatmisti...ne
Yapacagimi çok iyi biliyorum..." demiş. Adam kafasini kasimaya baslamis,
maymunlar da aynisini yapmislar...Adam ellerini havaya kaldirmis,
maymunlar da.. ve adam gülümseyerek kendi basindaki sapkayi çikarmis
yere atmis... O anda agaçtaki maymunlardan biri yere inmis, adamin yere
attigi sapkayi kapmis, adama da bir tokat atmis ve
söyle demis:

"Sadece senin mi deden var şeref..z..."
 
Yaşlı çift evliliklerinin kırkıncı yıl dönümünde paraya kıymışlar, Avusturalya' da tatil yapmaya karar
vermişlerdi. Pencereden saatlerdir okyanusu seyrediyorlardı .

Sessizliği pilotun anonsu bozdu: "Sayın yolcularımız! Korkarım size kötü bir haberim var.
Motorlarımızdan biri sustu, diğeri de susmak üzere. Acil iniş yapmak zorundayız."

"Neyse ki altımızda haritada görülmeyen bir ada var ve sahiline inmeye çalışacağız."

"Bunu başarabilirsek tek sorunumuz bizi bulabilmeleri olacak."

Uçak minik adanın kumsalına başarılı bir iniş yaptı, kimsenin burnu kanamadı.

Uzun bir rahatlama sessizliğinden sonra adam karısının ellerini tuttu, gözlerine endişeyle baktı;

"Mona, bu ayki kredi kartı borcunu ödemiş miydin?" "Hayır sevgilim, unutmuşum. Kızdın mı?"

Adam endişeyle yine sordu: "Araba kredisinin taksitini ödemiş miydin?" "Özür dilerim canım, onu da
ödememiştim."

Yaşlı adam karısının ellerini bıraktı ve kırk yıldır yapmadığı şekilde ona sıkı sıkıya sarıldı. Karısı şaşkın,
korkarak sordu. "İyi misin tatlım?"

"Hiç olmadığım kadar. Bizi bulacaklar!" :)
 
--------------------------------------------------------------------------------


Yaşlı bir çiftçi trafik kazasında mağdur olduğu gerekçesiyle,
mahkemede savunmak yapmaytaydı.
Kazaya sebep olan nakliye firmasının avukatı sordu:

-Kaza yerine gelen polis ekibine "İyiyim" demediniz mi?

Çiftçi ifadesine başladı:
-Traktörümün arkasında besili ineğim sarıkız ile birlikte giderken, bu
nakliye şirketinin kamyonu.

Avukat sözünü kesti;
-Ayrıntıları sormuyorum, yalnızca şu soruya cevap verin.
Kaza terine gelen polis ekibine "İyiyim" Dediniz mi? Demediniz mi?

-Şimdi efendim, biz sarıkız ile birlikte giderken.

Avukat yine çiftçinin sözünü kesti ve hakime dönerek:
-Efendim, Bu adam kaza yerine gelen polis ekibine, kendisine durumunu
sorduğu zaman "Çok iyiyim" demişti.
Şimdi aradan 3-4 hafta geçtikten sonra mağduriyetini öne sürerek,
müvekkilimi dava ediyor.


Lütfen kaza sırasında iyi olduğunu söyleyip söylemediği konusunda ki
soruma doğrudan cevap vermesini söyler misiniz?

Hakim:
-Bir dakika. Önce şu sarıkız hikayesini duymak istiyorum.

Çiftçi hakime teşekkür edip, ifadesini sürdürür:
-Bu nakliye şirketinin kamyonu traktörüme çarptığında, ben bir hendeğe,
sarıkız başka bir hendeğe savrulduk.
Sersemlemiş bir halde yatarken, diğer taraftan sarıkızın yanık yanık
böğürmelerini duyabiliyordum.
Belli ki çok acı çekiyordu.
O sırada hemen ordan geçmekte olan polis ekibi durdu ve memurlardan birisi
gidip diğer hendekte yatan sarıkıza baktı.
1 - 2 dakika sonra da tabancasını çıkarttı ve inlemekte olan sarıkızı iki
kaşının ortasından vurdu.
Ardından elinde dumanı tüten tabancası ile yanıma geldi ve bana "Sen
nasılsın Amca" diye sordu.
 
Adam trafikte 'alçaktan uçarak' giderken polise yakalanır... kenara çeker arabadan iner:
- Buyrun Memur Bey!
- Beyefendi aşırı hız yaptığınız için sizi durdurmak zorundayım, ehliyetiniz lütfen?
- Ehliyetim yok, son yaptığım kazada ehliyetime el koydular Memur Bey.
- Peki aracınızın ruhsatını görebilir miyim?
- Araba benim diil Memur Bey çaldım ben bu arabayı.
- Anlamadım nasıl yani, siz bu arabayı çaldınız, öyle mi
- Evet Memur Bey, aa durun bi dakka torpido gözünde ruhsat olucaktı, silahımı oraya koyarken ruhsat gibi bişi gördüm galiba....
Polis iyice şaşırır:
- Torpido gözünde silah mı var?!?!?!!?!?!?
- Evet Memur Bey, bu arabanın sahibi kadını vurduktan sonra cesedi bagaja koydum silahı da torpido gözüne koydum...
- Bİ DE BAGAJDA CESET Mİ VAR?!?!?!!?!?!?!?!?!?!
- Evet Memur Bey...
Trafik polisi bunu duyar duymaz amirini arar, arabanın etrafı bir anda polislerle dolar ve adamı sorguya alırlar.... Ekipler amiri adamın ehliyetini ister, adam ehliyetini çıkarır ki ehliyet geçerli temiz hiçbir anormallik yok.. Bunun üzerine adamın ruhsatını ister, adam çıkartır ruhsatı da verir, ekipler amiri yine bakar ki araba adama ait.. Derken adamdan torpido gözünü açmasını ister, adam açınca ortaya çıkar ki orada da silah falan yok... Ekipler amiri bir de bagaja bakmak ister adam bagajı açar orada da ne ceset ne bişi yok.. Bunun üzerine ekipler amiri 'Çok garip' der....
'Sizi durduran memurun anlattığına göre bu arabanın bi kadına ait olduğunu söylemişsiniz, kadını öldürüp cesedi bagaja, silahı da torpido gözüne koymuşsunuz...'
Adam güler:
'İnanamıyorum... O şimdi benim için 'aşırı hızlı gidiyordu' da demiştir
 
Temel nisanlısı Fadime ile fındık bahçelerini geziyormuş. 'Bak Fadime'
demiş, 'bütün bu tarlalar benim. ama bir tanecik fındık koparırsan,
seni
oraya yatırırım ona Gore. Bunu duyan Fadime' nin gözleri parlamış,
hemen
koşup bir tane fındık kopartmış. Temel sözünün eri ya, Fadimeyi
fındık
ağacının altına yatırmış. Bu cezadan memnun kalan Fadime, üstünü
basını
toparlayıp, ayağa kalkar kalkmaz bir fındık daha kopartmış. Temel bir
kez
daha .... Bir fındık daha.....Temel 5. Fındık cezasından sonra perişan
ayağa


kalkmış, bitkin bir halde .Fadime ye donup; 'bak Fadime ' demiş eliyle
tarlaları göstererek, 'buradan sonrası Fiskobirligin, bilesin...
 
Matematikten surekli zayif notlar alan cocugu, ailesi bir faydasi olur
dusuncesiyle Katolik okuluna gonderir. *


*Bakarlar ki cocuk hep tam not almaya baslar...*


*Sebebini merak edip sene sonunda cocuga sorarlar: *


*"Ne degisti?"*


*Cocuk cevap verir: *


*"Okulun ilk gununde arti isaretine civilenmis adami gorunce durumun
ciddiyetini anladim." *


 
**Türk Basını


Kaza yerinin etrafını önce polis kordonu sonra da büyük bir meraklı
kalabalığı çevirmişti. Gazetesine, iyi bir kaza fotoğrafı yetiştirmek
isteyen uyanık foto muhabiri çemberleri aşamayınca "Yol verin.. Yol verin..
Ben kaza kurbanının oğluyum" diye bağırmağa başladı.Kenara çekilip yol
verdiler.. Foto muhabiri yaklaştı. Arabanın önünde bir eşek yatıyordu.
************************************************** ******
Başhekim ve Deliler


Başhekim birgün deliler hastanesinde hastaları ziyarete çıkar ve bir köşede
delilerin kendi aralarında bir rakam söyledikten sonra güldüklerini görür ve
dayanamaz sorar:


- Neden söylediginiz her rakamdan sonra gülüyorsunuz?!


Delinin biri cevap verir:
- Biz bütün bildiğimiz fıkralara numara verdik; 5 dediğimiz zaman 5 numaralı
fıkra aklımıza geliyor gülüyoruz. 8 deyince; 8 numaralı fıkra aklımıza
geliyor gülüyoruz.


Başhekim; "bir de ben söyleyeyim o zaman" demiş ve "5" demiş, çıt yok, "7"
demiş, çıt yok. Bakmış çıt yok ve sormuş:


- Ben soyleyince neden gülmüyorsunuz?


Delinin biri cevap vermiş:
- Başhekimim anlatmadan anlatmaya fark var.
**************************************************
Zeki Köpek


Adamın biri Afrikada safariye çıkarken yanına minik köpeğini de almış. Minik
köpek;bir gün ormanda dolaşıp ,kelebekleri kovalar,çiçekleri koklarken
kaybolduğunu farketmiş. Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan
bir leopar geliyor ve belliki günlük yiyeceğini arıyor. "Şimdi başım dertte"
diye düşünmüş minik köpek. Etrafına bakmış yerde kemik parçalarını görmüş.
Hemen arkasını leoparın geldiği yöne dönerek kemikleri yemeye başlamış,bu
arada da arkadaki haraketi kestirmeye çalışıyormuş.Leopar tam saldıracakken
minik köpek kendi kendine konuşmuş "Ne kadar lezzetli bir
leoparmış.Acabaetrafta bundan bir tane daha varmıdır ki?" diye sormuş.
Bunu duyan leopar
bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki ağaca tırmanarak dalların arasına
saklanmış. "Tam zamanımda kurtardım yoksa bu köpeğe yem olacaktım" diye
düşünmüş leopar. Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir
maymun olanları izliyormuş. Bildiklerini kullanarak leopardan kurtulacağını
düşünmüş. Leoparın yanına giderek neler olduğunu anlatmış.Leopar köpeğin
yaptıklarına çok sinirlenmiş ve maymuna "Atla sırtıma gidip şunu
yakalayalım" demiş. Ancak minik köpek neler olduğunu ve leoparın sırtında
maymunla birlikte yaklaştığını fark etmiş. "Şimdi ne yapacağım" diye
düşünürken kaçmaya teşebbüs etmemiş. Bunun yerine arkasını leoparın geldiği
yöne dönerek,kemikleri yemeye devam etmiş. Tam leopar saldıracakken yine
kendi kendine konuşmuş; "Bu aptal maymunda nerede kaldı ? Yarım saat önce
bir leopar daha getirsin diye gönderdim hala haber yok".....
************************************************** **
Padişah ve Vezir


Memleketin birinde 3 kere camiye gitmeyeni idam ediyorlarmiş. Usulen idam
edilmeden önce 3 dileğini yerine getiriyorlarmış.
Adamın teki 3 kere gitmemiş ve tabii yakalanmış. idam edilmeden önce
sormuşlar:
- ilk dileğin ne?
- Vezirin karısıyla beraber olmak istiyorum!
Vezir "olmaz" dese de padişah "mecbur" demiş ve adam vezirin karısıyla
beraber olmuş. Adam ikinci dileği olarak padişahın karısıyla beraber olmayı
seçmiş. Bu sefer padişah "hayır" dese de herkes itiraz edince mecbur kalmış.


- Son dileğin ne?
Adam, bir vezire, bir padişaha bakmaya başlamış. Aradan 5 dakika geçtikten
sonra vezir bakmış namus elden gidecek...
Vezir:
- Ben bunu sanki camide gördüm gibi geldi, diyince padişah da...
Padişah:
- Ne gibisi lan ! Yanımda kılıyordu! .
************************************************** *****
Trafik Polisi


Trafik polisi arabayi durdurmus ve egilip sormus:
-Ehliyet ruhsat lutfen
-Tabi buyrun demis sofor ve vermis.
Polis bakmis bi problem yok.
-Pekii demis polis, cevre vergisi pulu?
-Burada, buyrun demis adam.
-Ilk yardim cantaniz var mi? demis polis.
-Tabii deyip bagaji acmis adam.
Polis bakmis icinde eksik yok.
-Yangin sondurucu?
-Burada buyrun.
-Zincir?
-Derhal cikarayim buyrun.
Polis daha sonra tekrar sormus:
-Mezdeke kaseti varmi?
Sofor cok sasirmis.
-Evet var buyrun demis.
Polis : Tamam siz onu takin teybe ve sesini acin demis ve baslamis polis
oynamaya. Soforun saskinligi daha da artmis ve
dayanamamis sormus.
-Hayrola memur bey?
Polis cevap vermis:
-Ee eşşek degilsin artik takarsin bi 20 milyon...
************************************************** ****
Metresi Bir Öpücük


Görünüşü ihtiyar amma içi kıpır kıpır bi yaşlı amca manifatura dükkanı
işletiyormuş...
Birgün içeriye fıstık gibi bi kız girmiş ve Sormuş :
- Amca kumaşın metresi ne kadar ? ihtiyar içini çekerek,
- Metresi bir öpücüktür. Dudaktann.. Kız şaşırarak
- 10 metre alayım bari, iHtiyarın Gözleri Fıldır fıldır olur ve hemen 10
metre kumaşı keser ve kızdan hesabı ister.
Kız kapıya doğru seslenir,
- Büyükanne hesabı ödermisin ??
 
Kamyon şoförü otoyolda giderken 'Dikkat alçak köprü! ' yazısını
görmesiyle köprünün altına sıkışması bir olmuş.. Son derece
sinirlenmiş ikaz levhasının daha köprüye gelmeden önce konulmamasına..
Otoyol kapanmış, arkasında kilometrelerce araç birikmiş, haber
vermesine rağmen saatler sonra ekip gelmiş, içeriden ağır adımlarla
sırıtarak bir polis inmiş, kamyonun yanına gelip ellerini beline
koymuş, 'Sıkıştın ha! ' demiş.. 'Hayır Memur bey! ' demiş şoför.. 'Bu
köprüyü taşıyordum, mazotum bitti..!
 
BASAMAK
Hakim Temel'e sorar:
-"Temel davaciyi merdivenden ittin mi?"
Temel yanitlar:


-"Sadece bir basamak ittim, digerlerinden kendisi düstü."
_____________________________________________________________
 
Çukur
Karadenizde koyun birinde bir cukur varmis ve pek cok kisi icine dusup
yaralaniyormus.
Koyun ileri gelenlerinden 3 kisi toplanmis ve cozum aramaya baslamislar.
Birincisi demis ki:
- "Cukurun yaninda bir ambulans beklesin ve dusenleri hemen hastaneye
yetistirsin." Ikincisi:
- "Cukurun yanina hastane kuralim dusenleri yetistirmesi vakit almaz" demis.
Sira Temel'e gelmis:
"Kafaniz hic calismiyor" demis."Bunu kapatalim ve Gidelim hastanenin
yaninda bir cukur acalim"
 
Temel Fadime'ye bosanma davasi açmis.
Durusma sirasinda "Sayun haçum bey!"
demiş, "..karim uç yildur evde
ne bulursa üstume firlatiyu. Ne olur bizu bosat!"
Hakim sormus,
-Peki evladim niye bunun için üc yil bekledin?
Temel:
-Yenu yenu isabet etturmeye basladu daa!
 
Kadının biri kocasını aldatmaya karar verir ve
köyün imamına bunun cezasının cehennemde ne kadar olacağını sormaya gider...

İmam efendi anlatmaya başlar;
'işte kızım köyün muhtarıyla kocanı aldatırsan altı ay,
öğretmeniyle yaparsan bir yıl,
bekçi ile yaparsan iki yıl'...
Kadın dayanamayıp sorar;
'peki imam efendi ya köyün imamıyla aldatırsam cezası ne kadardır?'
İmam gevrek gevrek gülerek;
'seni gidi kâfir seni der, cennette gözün var d
 
Hava atmaya pek meraklı bir kadın, yeni işe başlayan
hizmetçisini eğitiyormuş:
-"Bak kızım, misafirlerin yanında senden bir şey istersem,
ondan evde bir tane bile olsa, sen bana "hangisini hanımım?"
diyeceksin..."
Bu tembihten sonra, misafirler varken evde şunun gibi
diyaloglar olmaya başlamış:
-"Kız Cemile! Kürkümü getir bakiyim"
Evde sadece bir tane kürk olduğu halde, hizmetçi kızcağız
"Hangisini hanımım?" der, cevabını aldıktan sonra kürkü
getirirmiş. Her şey böyle sürüp giderken, bir gün hanım,
ziyaretçileri uğurlarken hizmetçiye seslenmiş:
-"Kızım, git kocamı çağır, bak misafirler gidiyor!"
Hizmetçi, aldığı emir doğrultusunda sormuş:
-"Hangisini efendim?"
 
İstanbul'un belediye otobüsleri malum.Ağzına kadar kalabalık olur. Birgün Otobüs durağında insanlar sıra ile Otobüs'ün gelmesini bekliyorlardı. Birinci sırada dar etekli bir kadın,ikinci sırada ise Temel uşağı vardı. Otobüs geldi. Dar etekli kadın otobüs merdivenine ayağını attı.Ne varki eteği dar olduğu için bir türlü binemedi.Elini arkaya atıp bir düğme çözdü. Yine denedi olmadı.Bir düğme daha yine yok.Herkes bağırıp çağırırken,Temel kadını kucakladığı gibi otobüsün bir köşesine bıraktı. Otobüs hareket ettikten beş dakika sonra kadın Temel'in yanına gelerek sordu,
- Beyfendi,sen benim kocam mısın da beni kucaklıyorsun?
Temel:
- Ula, sen penim karım misun da iki saattir penim pantalonumun düğmelerini açaysun.
 
X