Sınır bilmeyen, yapılan iyiliği görev zanneden kocayı bosadim
Buraya bosanma dönemimde konu açmışım ama psikolojim o kadar bozukmuş ki sadece madur
Sınır koymayı bilmeyen kocayı ikinci senede boşadım Hatta boşanma aşamasında buraya konu açmışım okudukça kendime kızıyorum Çünkü sürekli olarak kendimi acımış ve mağduriyeti yaşamak için kendime Kalkan Yapmışım
Şimdi düşündüğümde hiçbir zaman sınırlarıma gerilmesine izin vermemişim Evet eşimin çocuğu ile problem yaşamışım ama hiçbir zaman çocuğun beni kullanmasına izin vermemişim sadece kendi vicdanıma göre hareket etmişim Örneğin eşim ailesi ile görüşmemi inanılmaz istemiş ama ben ekstra yükü asla kabul etmemiştim hatırlıyorum izin almadan evime gelemezlerdi eski eş çok ısrar etmesine rağmen asla onlara gitmezdim eş tarafı evime geldiğinde izinsiz herhangi bir eşyama dokunamazlardı başlarda bu sınırı bilmiyorlardı fakat Sert tepkilerimle öğrenmişlerdi
Evim ve yaşantım hakkında herhangi bir söz hakkı kimseye sunmamıştım Ufak da olsa söz söyleyecek olsalar Benim evim benim hayatım sınırını çizdim insanlar açıkça tepki veremediklerinde bu olayları Maalesef ki yaşıyorlar inanın kimse vazgeçilmez değildir o dönemlerde çok acı çektiğimi hatırlıyorum ama şu an inanılmaz mutluyum ve eski eşim sürekli intihar girişimlerinde
Benim eski eşim de anne bir eş çok dedi. Beyin ameliyatı oldu. Görme yetisini %40 kaybetti. Konuşma bozukluğu tutukluk da var. Beni hala arıyor. Nikah tarihimi söylüyorum kahkaha atarak. Ağlıyor telefonda. Eski eşim ağladığında ben daha çok kıkırdıyorum. Göz pınarlarımda yaş kalmamıştı. Yalvarmıştım eski eşime boşanmayalım, seni seviyorum, taşınalım annenden çok bunaldım diye ayaklarına kapanmıştım. Olduramamıştım. Şimdi başından hiç evlilik geçmemiş bir kalp damar cerrahı ile nişanlıyım.
Konu sahibi sert tepki veremez. Arkasında duran bir kocası yok. Benim evim benim hayatım benim evliliğim siz karışamazsınız X Hanım dedim kayınvalideme. Sen yokken ben vardım. Oğlum bana herşeyi anlatır anlatacak da derdi.
Haftada kaç kez sex yaptığımızdan tutun da evime alınan bardağa kadar karışırdı. Hergün ama hergün ağlardım.
Annesine düşkün erkekler asla ama asla düzelmez. Rahim kokan bir erkekle birlikte olan bir kadının düzenli sex hayatı yoktur, olamaz da.
Annesine düşkün erkek, devamlı annesinin kuyruğunda dolaşır ve zaman içinde artık erkekten çok kadın gibi yumuşak, naif konuşmaya, davranmaya başlar, buda onun diğer kadınlarla daha rahat konuşmasını çünkü kendini onlar gibi görmesini sağlar.
Anneci erkek hayatı boyunca pısırık biri olarak yaşar, asla kendi kararını kendi veremez annesinin onayını alması gerekir.
Anneci erkek bir kadının tüm enerjisini emer ve hayatını adeta cehenneme çevirir, kendi evine alınacak şeylerde illaki annesinin onayını almak ister, eşinin karşı çıkmasına da kızar.
Annesi ile günde defalarca konuşan ve eşini de annesini gitmeye zorlayan erkek , annesi tarafından şımartılmış olduğundan aracılık yapmak yerine eşine karşı annesini göklere çıkarır, yaptığı veya söylediği her şeyi annesiyle karşılaştırır.
Kayınvalide gelinine karşı her haltı yer, yeri gelir hakaret eder, yeri gelir vurur, ama hemen ardından oğlunu salya sümük arayarak, karın bana şöyle böyle yaptı der ve bir aileyi mahvetme noktasına getirir, gelin hanım istediği kadar inkar etse de erkek annesinin dediğine inanır, aslında kimin haklı olduğunun erkek için bir önemi de yoktur anneler kutsal varlıktır çünkü asla hata yapamazlar.
Öyle ya neden kendisini doğuran, el bebek gül bebek büyüten, ideal kadın standardı olarak gördüğü annesinin herhangi bir durumda haksız olabileceğini düşünsün ki?
Bu model kayınvalidenin oğlu 50 yaşında bile çocuktur onun için herşeyden, herkesten sakınır, bunu yaparken çocuğunu koruduğu düşünür, aslında evladını yok ettiğinin farkında değildir. Bazı kayınvalideler ölümsüz olduklarını düşünüyorlar. Kendileri vefat ettikten sonra beceriksiz sünepe oğulları hayatta kalmayı nasıl başaracak acaba ?