- 26 Eylül 2009
- 1.155
- 23
-
- Konu Sahibi labellevie
- #41
Anlatmak istediklerinin yarısını bile anlatamadın aslında değil mi??? Böyle hissediyorum neden bilmem...
Üzüldüm...Sizin hayatınızda roller değişmiş...sen koca olmuşsun o kadın...Sonra bir de aile girmiş devreye...bir sürü çirkeflik...yazık...
Keşke değeri hakedene verebilse insan...keşke hakedeni seçebilse...keşke...ama olmuyor işte...
tüm bu yaptıklarından sonra elinin bomboş olduğunu görmek acı değil mi...
Yerinde olsam diye başlamayacağım cümleye...
Soğudum derken kastettiğin şeyi anlıyorum...Eskiye dönebilir misiniz...bunca kırıldıktan sonra tekrar eskisi gibi olabilir misiniz...kendi hayatını kuramayıp ailesinin yerini bilemeyen bir adamdan ne kadar koca olur...bilmiyorum ki...
Erkekler evlendiklerinde eşleriyle biz olmaları gerektiğini anlasalar keşke...ama okuyoruz işte her konuda nerdeyse yok...
Ayrılık kararı zor, insan arkasına dönüp baktığında şunu da yapsaydım değişir miydi acaba diye sormaktan korkuyor sanırım...Vazgeçişi değsin istiyor...İçi rahat gitsin...
Keşke demesin istiyor...
Şahsi fikrim keşke demeyeceğiniz gittiğinizde...
çünkü bugün anlamıyorsa bunca yaptığınızı yarın da anlamıyor olacak on yıl sonra da...
bugün size innet duymuyorsa yarın da duymayacak...
bugün korkmuyorsa sizi kaybetmekten, yarın da korkmayacak...
gittiğinizde anlar mı...denemek gerek...
bilmiyorum...
sanırım ben de yazmak istediklerimin yarısını bile yazamadım...
Dediğim gibi ben doğuya geldim buranın tehlikeli olduğunu söylediler, hırsızlık, kapkaç, terör, yabancı olduğum için tek başıma ev tutmamı istemedi eşim, ayrıca zaten evleneceğimiz için geçici bir ev tutup eşya vs şeylerle uğraşmak istemedim, eşim o zamanlar çalışmıyordu ben ona da destek olmalıydım, tabi normalde kendimi geçindirebilirim hatta daha rahat yaşardım ama o şartlarda öyle oldu.ya nişanlı iken neden onlarla birlikte yaşadın ki ben orasını anlayamadım... onların kirasını ödeyeceğine kendine bir ev tutatamaz mıydın??
Evet doğru artık kendi maaşımı eşime bile vermemeye çalışıyorum, tabi bazen oluyor ama artık dikkat ediyorum. Eşim tabi hala onlara yardım ediyor bana söylemiyor ama onlar istiyorlar hayır diceğini sanmıyorum. Aslında sorun sadece para değil hatta hiç değil, beni üzen bizim zor zamanlarımızda bile bizim üzerimize gelmeleri, düğün için kredi çektik onun taksitleri vardı, mabilyaları ikimizin kartlarıyla aldık onlar devam ediyordu yani bize bile birşey kalmıyordu ama onlar eşimin nedense para bastığını düşündükleri için var mı diye bile sormazlar yok dediği zaman ne çabuk bitirdin yani bu kadar müdahale etmeleri beni sinirlendiriyor.Başka konunuzdan hatırladığım kadarıyla artık maaşınızı kendiniz kullanıyor, ortak kullanım için eşinize vermiyordunuz. Bu devam ediyor sanırım. Eşiniz hala ailesine parasal destek veriyor mu onu anlayamadım yazınızdan. Ama en azından o eski konu ile birleştirerek anladığım, evli kalırsanız kendi istediğiniz gibi bir eve taşınacaksınız, kendi gelirinizi kendiniz kullanıyorsunuz.
Bir sürü sıkıntılar aşıp durum düzelme yoluna girmişken ayrılın demek zor, ama içinizde bitirmişseniz bu evliliği zorla da evli kalınmaz haliyle. Boşanınca daha mı mutlu olacaksınız, yoksa bu demoralize haliniz devam mı edecek acaba? Belki şu anda boşanma olayını bir kenera bırakıp ruh haliniz içn bir uzman yardımı alsanız daha iyi olabilir. Boşanma konusunu da ondan sonra tekrar değerlendirirsiniz.
Ankara dönme şansımız çok az belki hiç yok eşimin işi nedeniyle ayrıca o istemiyorda ben arada söylediğimde bak bütün herşeyin nedeni bu senin gözün hala gitmekte sana güvenmiyorum diyor. Gidersek herşey eskisi gibi olur mu bilmiyorum. Ben onlar bu şehirden taşınsalar burda kalmaya da razıyım, ya da daha küçük bir şehre gitmeye de.Ankara'ya dönme şansınız hiç yok mu ?
Ankara'da tanışmışsınız,orada kendi dünyanız varmış,sevmişsiniz,mutluymuşsunuz.
Ne zaman ki sen,eşinin dünyasına girmişsin,mutsuzluk başlamış.
Evlenmeden önce,kişinin ailesini ve yaşadığı ortamı çok iyi tanımak gerektiğini savunurum.
Başka şehre (erkeğin ailesinin yaşadığı şehre) gelin gitmek,bana riskli gelir bu yüzden.
Kısacası,Ankara'ya dönerseniz veya farklı bir şehre taşınma imkanınız varsa,eski günlerinize dönebileceğinizi düşünüyorum.
Eşim herşeyi benim kabullenmemi bekliyor, ona göre bunlarda hiç birşey yok, ben çok el bebek gül bebek büyütülmüşüm o yüzden sıkıntılara gelemiyormuşum. O yüzden onunla ciddi konuşulmuyor, ben biraz daha anlatırsam susuyor, köşesine çekiliyor.Size naçizane fikrim;Taşınma durumunuz varsa, Ne senin ailenin, nede eşinin ailesinin olduğu yerde oturun.Eşini karşına alıp, Bu huzursuzluğun bir an önce bitmesi için çaba sarfedip etmeyeceğini etmiycekse Bu durumun nereye kadar gideceğini sor. Vereceği cevap en azından sana bir yol çizecektir.
Kesinlikle hepsini anlatamadım içimdekilerin, hatta fazla uzun olmaması için uğraştım ama yine de uzadı, teşekkür ederim hislerime tercüman olmuşsunuz,Anlatmak istediklerinin yarısını bile anlatamadın aslında değil mi??? Böyle hissediyorum neden bilmem...
Üzüldüm...Sizin hayatınızda roller değişmiş...sen koca olmuşsun o kadın...Sonra bir de aile girmiş devreye...bir sürü çirkeflik...yazık...
Keşke değeri hakedene verebilse insan...keşke hakedeni seçebilse...keşke...ama olmuyor işte...
tüm bu yaptıklarından sonra elinin bomboş olduğunu görmek acı değil mi...
Yerinde olsam diye başlamayacağım cümleye...
Soğudum derken kastettiğin şeyi anlıyorum...Eskiye dönebilir misiniz...bunca kırıldıktan sonra tekrar eskisi gibi olabilir misiniz...kendi hayatını kuramayıp ailesinin yerini bilemeyen bir adamdan ne kadar koca olur...bilmiyorum ki...
Erkekler evlendiklerinde eşleriyle biz olmaları gerektiğini anlasalar keşke...ama okuyoruz işte her konuda nerdeyse yok...
Ayrılık kararı zor, insan arkasına dönüp baktığında şunu da yapsaydım değişir miydi acaba diye sormaktan korkuyor sanırım...Vazgeçişi değsin istiyor...İçi rahat gitsin...
Keşke demesin istiyor...
Şahsi fikrim keşke demeyeceğiniz gittiğinizde...
çünkü bugün anlamıyorsa bunca yaptığınızı yarın da anlamıyor olacak on yıl sonra da...
bugün size innet duymuyorsa yarın da duymayacak...
bugün korkmuyorsa sizi kaybetmekten, yarın da korkmayacak...
gittiğinizde anlar mı...denemek gerek...
bilmiyorum...
sanırım ben de yazmak istediklerimin yarısını bile yazamadım...
Teşekkür ederim kate, çok haklısın evlilik bir şirket ve bir kontratla şartlarının belirlenmesi gerek ama nedense herkes karşı çıkar şu evlilik sözleşmesine.canım,
sorunlarının bazılarını biliyorum...
bazen keşke şu deneyimimle şu yaşadıklarımla evlilik olayına girişseydim diyorum...
aileler ortaya çıkıyor, sapsız balta mı istiyorlar, diyorlar...
hayır efendim...
böyle diyorsanız zaten anlamıyorsunuz..
evlilik yalnızca aşk değilmiş...bir nevi şirketmiş..
başlarda şartla kurallar gerçekten konulmalıymış..
hayır mı? evliliğin üzerinde 3. şahıslar hep olacak mı? ozamn atılsın nişan efendim..dünyanın sonu mu?
iki gönül bir olunca samanlık seyran olmaz...
Haklısın çok doğru nedense bu kadar fedakarlık yapınca değerin artmıyor azalıyor, Teşekkür ederim yorumun için, umarım ablan mutludur şimdi kendi yolunu çizmiştir.Labellevi severim senin yorumlarını bu kadar fedakarlık yapıpta değer bilmeyen eşin için üzgünüm mutsuz isen tabiki ayrılacaksın şunu anlatayım ablam 4 yıl eşinin okul masraflarını yüklendi üni sonra adam süper iş bulunca ablamı doğum yaptıktan sonra terk etti ve bir rus ile evlendi çok maddi vefakarlık kadın tarafından yapılınca netice iyi olmuyor seninde değerini bilen mutlu eden biriyle evlenmeni dilerim
O konulara hiç girmiyim, son zamanlarda yaptıkları şeylerle kendilerini ekonomik olarak zor duruma düşürdüler, bunun sorumluluğunu da eşim üstlendi abisiyle, benim de görevim diye düşünüyor. En basitinden kardeşini çine gönderdiler, evlenirken çektiğimiz kredinin 5 binini ona gönderdi, arada yine gönderiyor bunlar külfet bunun dışında ben de bilmiyorum nasıl geçiniyorlardı önceden, bir kez ankaradayken de göndermişti eşim ailesine ama ordayken biraz daha bihaberdik, ayrıca inanın maddi şeyler değil beni üzen, araba aldık eşim ailesinin işlerini yapıyor genellikle, yok onu al oraya götür, bırak geri al, tüplerini doldur, haftasonları plan yapıyordu annemi şuraya götürcem, sonraki hafta şuraya, ben neysem onun için, tamam kıskanmıyorum annesini ama zaten abisinin de arabası var ama biz geldikten sonra bütün yükü eşim çekmeye başladı.Pardon ama senden önce bunları kim geçindiriyomuş senin maaşına muhtaç mı bunlar bu kadar yüzsüzlük nankörlük görmedim afedersin yolunacak kaz olarak görmüşler seni..Ben her ailenin kesesinin ayrı olduğunu düşünüyorum anne baba kardeş tamam ama seninde bir yuvan var ben şahsen bana ne yardımlaarı olsun nede benden istesinler mantığındayım çünkü bu para arayı fena bozuyor..
y
bu anlattıkların önceden yaşadığın olumsuzluklarmıydı? artık durum düzeldi mi? gerçekten herşey yoluna mı girdi?
sadece eski yaşadıkalrın mı seni üzüyor?
eğer düzelme olmuşsa devam et..ama artık verici olma...zaten yaşadıkların sana öğretmiştir ne yapacağını...
Teşekkür ederim shapysy, şuanda ben bile neler yaşadığımın farkında değilim gerçekten, neden öyle yaptım nasıl gelişti farkında değilim, herkes neden bu kadar fedakarlık yaptın diye soruyor. Biz birbirimize hep destek olduk eşimle, yani yapabilecek başka birşeyim yoktu, kartı vermem de o zamanlar çok büyük bir olay gibi gelmedi, hesabını bile sormadım, bazen diyordu kirayı ödedim falan diye, beni zaten rahatsız eden bunlar değil, değer görmemek.tamamen katılıyorum...
sevgili labellevie, seni az çok yorumlarından tanıyorum, sevdiğim bir üyesin burada da ve öykünü okuyunca da üzüldüm inan ki... bunca fedakarlığa, bu yaşadıkların... hiç mi hiç adil değil inan ki. bence artık çekme, gerçekten gerek yok, o kadar hırpalamışsın, o kadar kendinden vermişsin ki, taşıyor bence şu anda. eşine yaptığın fedakarlık sonsuz olduğundan şu an ciddiye almıyor seni bana sorarsan. ciddiye alması için uygula derim ben... umarım her şey gönlünce olur, gerçekten artık yıpratma bence kendini..
Teşekkür ederim iyi dileklerin için, hayırlısı artık biteceği varsa biter ben çok yorgun hissediyorum kendimi bundan sonra savaşacak gücüm yok.canım senin sıkıntılarını daha önceden az çok biliyordum diğer topiklerde yazmıştın
işin bu raddeye gelmesi beni üzdü ama şimdi yazdıklarını okuyunca senin eşine ve ailesine karşı fazla cömert davrandığını düşünüyorum yani sen fazla taviz vermişsin burda hata yapmışsın.şimdi itiraz edince tabiki eşine laf anlatamıyorsun.keşke en başta bu kadar bu insanlara yüz vermeseydin
umarım sorunlarınızı aşarsınız canım çünkü hiçbir evlilik 3. şahıslar yüzünden bitsin istemem
Merhaba, konu açmak içimden pek gelmedi şimdiye kadar kafam o kadar karışık ki ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Yorumlarımı okuyan, arada görüştüğüm arkadaşlar benim durumumu biliyor bilmeyenler için kısaca anlatıcam, yorumlarınızı bekliyorum.
Eşimle Ankara'da tanıştık ben öğrenciydim son sınıfta o çalışıyordu ancak işinden memnun değildi geliri azdı.
Sonra ben okulu bitirdim işe girdim, onu cesaretlendirip istifa etmesini sağladım o dönemde çok zorluk çektik ama ikimiz birbirimize destek olduk,
hayatlarımızı birbirimize endeksledik, çok iyi anlışıyorduk, o beni hep mutlu etmeye çalışıyordu, ben de ona o dönemde sıkıntı çekmemesi için elimden geleni yaptım. İşinden ayrıldı tabi planlarımızı yapmıştık, o memleketine gidecek stajını yapacak serbest çalışacaktı, ben de bir yıl sonra onun memleketine gidecektim, gitmeden söz nişan yapıp orda evlenecektik.
Dediğimiz gibi oldu, staja başladı, beni istemeye geldiler dedi ki aileme ben diyemem ben evlenicem istemeye gidelim şunu yapalım diye herşeyi ikimiz yapıcaz dedi, tamam dedim. Onların geliş gidiş uçak biletlerini, alyansımızı, getirdikleri çikolatayı bile ben ödedim. Sonra ben geldim, ailesi ile tanıştım annesi bana bir kolye almış inanın beklentim yoktu başka neyse ben bir süre onlarda kaldım doğuda olduğumuz için yok burda tek başına kalamazsın, yok hırsızlık kapkaç çok olur senin yabancı olduğunu anlarlar falan, ayrıca istemeye geldiklerinde o kadar masrafı üstlendiğim için ev tutacak bir param yoktu, hem zaten evlenicez eşyalarımızı alıcaz ne gerek var diye düşündüm ama hayatımda yaptığım en büyük hata oymuş meğer.
Annem kızım insanı işi sevdirir derdi hep, hiç işten kaçmadım ne gerekiyorsa yaptım, kayınvalidem ben bir haftasonu arkadaşımla görüşücem diye eşimin pantalonunu ütülemedim diye o ütülerken vah vah labellevie yokken elini ütüye sürmezdin şimdi ütü yapıyorsun demiş.
Halbuki evde iki tane bekar kızkardeşi var ve eşim de zaten çalışmıyor, evde tek çalışan bendim zaten, abisi dersen haftada 2 gün çalışıyor ama ben sabah 7.30 da evden çıkıp akşam 8 de eve geliyordum, günde 3 saat yollardaydım ilçeye gidiş dönüş yapıyordum, akşam artık yorgunluktan ölüyordum ama sofra kurmaya yardım ediyordum, kaldırmak ta hep bana düşüyordu yemeği onlar yapıyor ya, kimse şimdiye kadar yorgunsun sen otur dememiştir.
Ki farkında değildim herşey iyi gidiyordu, ben maaş kartımı eşime vermiştim o da ailesine veriyordu, kiralarını ödüyordu sesimi çıkarmadım, haftasonuna bırakıyorlardı temizliği ben de yapayım diye yapıyordum. Bir gün üç hafta şehir dışındaydım geldim yorgunum ertesi gün arife ramazanın son günü, sabah kalktım herkes uyuyor, tekrar yattım halsizdim, bir uyandım üstümde yorgan yok, süpürge sesleri geliyor, kalktım bunlarda bir surat, gidip yardım etmedim yalan yok, eşim geldi onlar bir haftadır temizlik yapıyorlar niye yardım etmiyorsun diye bağırdı ben de yorgunum hem ben de çalışıyorum dedim, o çalışıyorsan kendine çalışıyorsun, zaten sürekli ya yorgunsun ya hastasın dedi, ben de bundan sonra ben kendime mi çalışıyorum vs şeyler dedim kırdık birbirimizi. Kızkardeşi akşam sordu niye kavga ettiniz diye ben de söyledim bana insan biri iş yaparken yardım eder, sofra kaldırırken yardım eder bu görgü kuralıdır dedi. Ertesi gün hem bayram hem benim doğumgünümdü, eşim bir bileklik almıştı bana, bunu gördü sordu dedim doğumgünüm o yüzden hediye almış diye, akşama pasta falan alıp kutladılar. Bayramın 2. günü benim memleketime gittik.
Sonra eşim stajını bitirdi, ruhsatı için 1.500 tl lazımdı ben verdim o hafta bir işe başvurdu ve girdi, şuanda çok memnun işinden, sonra biz eşya almaya başladık kendimiz yaptık herşeyi, eşyalarımızı aldık ben lojmanda kalmak istemiyordum yok daha güvenli dediler zorla oraya taşındım, her yerde böcek vardı, sonra evlencez eşim kredi çekti bir kısmını kardeşine gönderdi sesimi çıkarmadım, eşyalarımız tamdı ben de evlenmeden önce yerleştim evimize.
Bir kez kardeşim geldi, bizi yemeğe çağırdılar gittik ahım şahım hiç birşey yapmamışlar neyse herkese çay dağıttılar bana vermediler, kırıldım, sesimi çıkarmadım, sonra dayanamadım eşime söyledim beni suçladı, unutmuşlardır, sen fesatsın, kötü düşünüyorsun vs şeyler söyledi. Ben beni savunmuyorsan defol git dedim gitti, ablası beni aradı biz sana şunu şunu yaptık, taaa şuraya seni istemeye gittik, yok sana hep iyi davrandık, abim yurtdışından gelirken bize getirdiği hediyelerden sana da getirdi vs şeyler. Kızkardeşleri için de onlar da haklı, bütün evin yükü onların üzerinde, açıköğrenim okuyorlar ders çalışamıyorlar dedi. Sonra biz yine barıştık eşimle, sonra da onlarla. Annesinden hiçbirşey görmedim, hiç yapıcı olmadı, beni koruyup kollamadı. Eşim de hep beni suçladı, onları savundu. İkide bir laf sorarlardı, yok abime bir kız bulmuştuk şöyle güzeldi böyle iyiydi ama olmadı, ikimiz bir yere gideriz eşimi övmeler bana dikkat et kaptırma demeler, sürekli kendilerini övmeler.
Neyse düğünümüz oldu çoğu şeyden fedakarlık yaptım, iki yerde düğün olacaktı o yüzden kına istemedim, akrabaları yok olmaz kına yapalım sen yarın gel yemek yeriz sonra da kendi aramızda eğleniriz kına yaparız dediler, kotla gömlekle gittim, bir baktım bütün akrabalarını bütün komşularını çağırmışlar, herkes süslenip gelmiş, haberim yok bana bir elbise giydirdiler, saçımı makyajımı kendim yaptım, kendi arkadaşlarım sonradan arayıp bizi niye çağırmadın diye sordular. Benim bile haberim yoktu ki.
Bana hiçbirşey yapmadıkları gibi, eşimden para alıp kendilerine 2 şer 3 er elbiseler almışlar, akrabalarına bohça yapmışlar. Evlendik ilk hafta sonumuzda eşim çalışıyordu, akşam geldi telefon ettiler tüp doldurulacak diye, abisi var ama o yapmaz, gitti yaptı. Eşim benim için kalkıp birşey yapmaz, onlar için sabahın köründe kalkıp köy yoğurdu alıp getiriyor, 2-3 ayda bir tüplerini alıp doldurtuyor, kızkardeşleri bir düğüne misafirliğe gidecekse onları bırakır, sonra gider alır, bunun dışanda hala para isterler, biz kredi ödüyoruz eşya borçlarını ödüyoruz abisi arayıp kirayı öde dedi yok diyince daha geçen hafta maaşını aldın ne çabuk bitirdin dedi. Ya o kadar çok ki anlatamıcam daha fazla. Taşındık toplamaya yardıma geldiler sonra başka bir gün biz sana taşınırken yardım ettik diyorlar. Artık hiçbirini görmek istemiyorum, araba aldık eşim onları gezdirme planları yapıyor, birgün bir yere gidicez ben öne oturdum sen arkadaya geç annem öne oturacak dedi eşim. Son zamanlarda biraz iyileşir gibi oldu benle ilgilenmeye başladı ama artık benim içimden gelmiyor çok soğudum ona karşı, en son ayrılmak istiyorum dedim kabul etmedi, ciddiye bile almadı ona göre sorun yok olsa da ben çıkartıyorum.
Şuanda evimizi taşıycaz ev arıyoruz ben bu zahmetlere bile girmek istimiyorum, bu 3. evimiz olucak, yeni bir ev taşınma yerleşme hiç takatim yok.
Ona söyledim ayrılalım ev arama derdinden kurtulalım sen annenlere yerleşirsin ben de Ankaraya giderim dedim, tabi ciddiye aldığı yok, kapris yapıyorum sanıyor, ama ben çok yoruldum, ayrılmak istiyorum, ortada şuanda bir sorun gözükmüyor yani o olaylar geçmişte kaldı ama ben unutamıyorum.
Yeniden başlamam eşimi yeniden sevmem çok zor. Yorumlarınızı bekliyorum.
Teşekkür ederim shapysy, şuanda ben bile neler yaşadığımın farkında değilim gerçekten, neden öyle yaptım nasıl gelişti farkında değilim, herkes neden bu kadar fedakarlık yaptın diye soruyor. Biz birbirimize hep destek olduk eşimle, yani yapabilecek başka birşeyim yoktu, kartı vermem de o zamanlar çok büyük bir olay gibi gelmedi, hesabını bile sormadım, bazen diyordu kirayı ödedim falan diye, beni zaten rahatsız eden bunlar değil, değer görmemek.
Teşekkür ederim iyi dileklerin için, hayırlısı artık biteceği varsa biter ben çok yorgun hissediyorum kendimi bundan sonra savaşacak gücüm yok.
Yani hayatta hep hesap yaparak mı yaşamak gerekiyor, spontane yaşasak olmaz mı? Bazı kadınlar vardır hep bir oyun çevirir rol yapar, bu insanlar da beni öyle yapacaklar sonunda.
Eşim evlenirken şark odası yapmak istedi, ben o istiyor diye birşey demedim neyse aldık bir odayı o hale getirdik, sonra ben çok sıkıldım ondan çünkü misafir falan gelince orda oturmak istiyor onlar için rahat ama servis yapmak zor, eşim de hevesini aldı şimdi ailesi istiyor onları ben de vermek istemiyorum. Halbuki versem kurtulcaz ama onlara hiçbir şey vermek istemiyorum.
canım,
sorunlarının bazılarını biliyorum...
bazen keşke şu deneyimimle şu yaşadıklarımla evlilik olayına girişseydim diyorum...
aileler ortaya çıkıyor, sapsız balta mı istiyorlar, diyorlar...
hayır efendim...
böyle diyorsanız zaten anlamıyorsunuz..
evlilik yalnızca aşk değilmiş...bir nevi şirketmiş..
başlarda şartla kurallar gerçekten konulmalıymış..
hayır mı? evliliğin üzerinde 3. şahıslar hep olacak mı? ozamn atılsın nişan efendim..dünyanın sonu mu?
iki gönül bir olunca samanlık seyran olmaz...
Evlenmeden bu kadar şeyi gördün keşke hiç evlenmeseydin,aile çok önemlidir evliliklerde.Huzur vermezlerse asla mutlu olamazsın.Çok arkadaşım var bu şekilde ayrılan.Sizi üzmek istemem yuvanızın yıkılmasını hiç mi hiç istemem ama sizi korumaktan aciz bir adamla ömrünüzü geçirmeye razı mısınız bir düşünün önce derim,çünkü asla ve asla ne ailesi ne de o değişmeyecekler! Böyle adamları inanılmaz şahsiyetsiz buluyorum ben,çocuk filan olmadan vurun tekmeyi gitsin.Okurkeni bırakın bunları yazarken bile içim şişiyor.Cehennemin dibine kadar yolu var ailesinin de onunda bu nedir yahu! Yok kardeşim hiçç uğraşma sana değer veren adam asla ezdirmez üzmez daha ilk zamanlar böyle ise gerisini düşünemiyorum bile.
Teşekkür ederim beni anladığınız için gerçekten italik yaptığım cümleler çok doğru, ilişkilerin laçkalaşmasına gelince ben de yeni yeni bunu öğrendim yani başımdan geçtiği için, gerçi biz çok çok samimi değildik, ben zaten arada göreve gidiyordum bir iki hafta olmuyordum, bazı yerlere de gidiş dönüş yapıyordum, sabah çıkıyorum akşam 7 -8 gibi geliyordum, hala aynı şehirdeyiz ilçede yaşamıyoruz büyük şehir burası ancak çok ta büyük bir şehir değil.canım inan çok etkilendim; çok üzüldüm...
ilk sayfayı okudum sadece; bir gelişme var mı bilmiyorum ama bence sizin sorununuz tüp doldurmak temizlik yapmak vs değil;
eşinin ailesiyle senin arandaki dengeyi kuıramamış olmasıannesinin öne oturmasını istemesinin bile bir adabı vardır; "hayatım annem özenir belki bu seferlik o öne otursun sonra biz çok gezeriz nasılsa" diyemez mi sanki?
insanlar hiç empati yapmıyor; anı koşullarda kendinin olduğunu düşünmüyor.
eşinin en büyük problemi bu bence.
düşünüyorum; sen kayınvalideyle oturmaya onun tüpünü almaya evini temizlemeye mecbur değilsin. ama insanlıktır yapılır neden yapılmasın. lakin karşılığında senin de ihtiyaçların olduğu gözardı ediliyorsa kusura bakma ama artık enayiliğe girer.
şu da var; daha evlenmeden ailenin içnie girmişsiniz; ilişkiler laçkalaşmış; ben hep diyorum vıcık vıcık olmaya hiç gerek yok ilk zamanlar; baktın ailesi olgun edepli insanlar o zaman baş tacı yapılır içli dışlı olunur ama tanıma sürecinde çok içli dışlı olmaya gerek yok bence.
seni suçlamıyorum; olan olmuş ama okuyan kızlar varsa diye yazdım.
bu arada şimdi onlarla aynı ilçede misiniz anlamadım tam.
eşin çalışıyor di mi? sen de çalışıyorsun_?
bir süre kafa iznine çıksan; çok yıprandığını ikiniz için de düşünmeye dinlenmeye zaman olacağını söylesen?
erkek terkedilmişlik duygusunu pek sevmez; ailesi bilsin istemez; tatlı dille ikna etsen? ailene başka türlü deriz; kimse özelimizi bilmek zorunda değil fln?
Merhaba, konu açmak içimden pek gelmedi şimdiye kadar kafam o kadar karışık ki ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Yorumlarımı okuyan, arada görüştüğüm arkadaşlar benim durumumu biliyor bilmeyenler için kısaca anlatıcam, yorumlarınızı bekliyorum.
Eşimle Ankara'da tanıştık ben öğrenciydim son sınıfta o çalışıyordu ancak işinden memnun değildi geliri azdı.
Sonra ben okulu bitirdim işe girdim, onu cesaretlendirip istifa etmesini sağladım o dönemde çok zorluk çektik ama ikimiz birbirimize destek olduk,
hayatlarımızı birbirimize endeksledik, çok iyi anlışıyorduk, o beni hep mutlu etmeye çalışıyordu, ben de ona o dönemde sıkıntı çekmemesi için elimden geleni yaptım. İşinden ayrıldı tabi planlarımızı yapmıştık, o memleketine gidecek stajını yapacak serbest çalışacaktı, ben de bir yıl sonra onun memleketine gidecektim, gitmeden söz nişan yapıp orda evlenecektik.
Dediğimiz gibi oldu, staja başladı, beni istemeye geldiler dedi ki aileme ben diyemem ben evlenicem istemeye gidelim şunu yapalım diye herşeyi ikimiz yapıcaz dedi, tamam dedim. Onların geliş gidiş uçak biletlerini, alyansımızı, getirdikleri çikolatayı bile ben ödedim. Sonra ben geldim, ailesi ile tanıştım annesi bana bir kolye almış inanın beklentim yoktu başka neyse ben bir süre onlarda kaldım doğuda olduğumuz için yok burda tek başına kalamazsın, yok hırsızlık kapkaç çok olur senin yabancı olduğunu anlarlar falan, ayrıca istemeye geldiklerinde o kadar masrafı üstlendiğim için ev tutacak bir param yoktu, hem zaten evlenicez eşyalarımızı alıcaz ne gerek var diye düşündüm ama hayatımda yaptığım en büyük hata oymuş meğer.
Annem kızım insanı işi sevdirir derdi hep, hiç işten kaçmadım ne gerekiyorsa yaptım, kayınvalidem ben bir haftasonu arkadaşımla görüşücem diye eşimin pantalonunu ütülemedim diye o ütülerken vah vah labellevie yokken elini ütüye sürmezdin şimdi ütü yapıyorsun demiş.
Halbuki evde iki tane bekar kızkardeşi var ve eşim de zaten çalışmıyor, evde tek çalışan bendim zaten, abisi dersen haftada 2 gün çalışıyor ama ben sabah 7.30 da evden çıkıp akşam 8 de eve geliyordum, günde 3 saat yollardaydım ilçeye gidiş dönüş yapıyordum, akşam artık yorgunluktan ölüyordum ama sofra kurmaya yardım ediyordum, kaldırmak ta hep bana düşüyordu yemeği onlar yapıyor ya, kimse şimdiye kadar yorgunsun sen otur dememiştir.
Ki farkında değildim herşey iyi gidiyordu, ben maaş kartımı eşime vermiştim o da ailesine veriyordu, kiralarını ödüyordu sesimi çıkarmadım, haftasonuna bırakıyorlardı temizliği ben de yapayım diye yapıyordum. Bir gün üç hafta şehir dışındaydım geldim yorgunum ertesi gün arife ramazanın son günü, sabah kalktım herkes uyuyor, tekrar yattım halsizdim, bir uyandım üstümde yorgan yok, süpürge sesleri geliyor, kalktım bunlarda bir surat, gidip yardım etmedim yalan yok, eşim geldi onlar bir haftadır temizlik yapıyorlar niye yardım etmiyorsun diye bağırdı ben de yorgunum hem ben de çalışıyorum dedim, o çalışıyorsan kendine çalışıyorsun, zaten sürekli ya yorgunsun ya hastasın dedi, ben de bundan sonra ben kendime mi çalışıyorum vs şeyler dedim kırdık birbirimizi. Kızkardeşi akşam sordu niye kavga ettiniz diye ben de söyledim bana insan biri iş yaparken yardım eder, sofra kaldırırken yardım eder bu görgü kuralıdır dedi. Ertesi gün hem bayram hem benim doğumgünümdü, eşim bir bileklik almıştı bana, bunu gördü sordu dedim doğumgünüm o yüzden hediye almış diye, akşama pasta falan alıp kutladılar. Bayramın 2. günü benim memleketime gittik.
Sonra eşim stajını bitirdi, ruhsatı için 1.500 tl lazımdı ben verdim o hafta bir işe başvurdu ve girdi, şuanda çok memnun işinden, sonra biz eşya almaya başladık kendimiz yaptık herşeyi, eşyalarımızı aldık ben lojmanda kalmak istemiyordum yok daha güvenli dediler zorla oraya taşındım, her yerde böcek vardı, sonra evlencez eşim kredi çekti bir kısmını kardeşine gönderdi sesimi çıkarmadım, eşyalarımız tamdı ben de evlenmeden önce yerleştim evimize.
Bir kez kardeşim geldi, bizi yemeğe çağırdılar gittik ahım şahım hiç birşey yapmamışlar neyse herkese çay dağıttılar bana vermediler, kırıldım, sesimi çıkarmadım, sonra dayanamadım eşime söyledim beni suçladı, unutmuşlardır, sen fesatsın, kötü düşünüyorsun vs şeyler söyledi. Ben beni savunmuyorsan defol git dedim gitti, ablası beni aradı biz sana şunu şunu yaptık, taaa şuraya seni istemeye gittik, yok sana hep iyi davrandık, abim yurtdışından gelirken bize getirdiği hediyelerden sana da getirdi vs şeyler. Kızkardeşleri için de onlar da haklı, bütün evin yükü onların üzerinde, açıköğrenim okuyorlar ders çalışamıyorlar dedi. Sonra biz yine barıştık eşimle, sonra da onlarla. Annesinden hiçbirşey görmedim, hiç yapıcı olmadı, beni koruyup kollamadı. Eşim de hep beni suçladı, onları savundu. İkide bir laf sorarlardı, yok abime bir kız bulmuştuk şöyle güzeldi böyle iyiydi ama olmadı, ikimiz bir yere gideriz eşimi övmeler bana dikkat et kaptırma demeler, sürekli kendilerini övmeler.
Neyse düğünümüz oldu çoğu şeyden fedakarlık yaptım, iki yerde düğün olacaktı o yüzden kına istemedim, akrabaları yok olmaz kına yapalım sen yarın gel yemek yeriz sonra da kendi aramızda eğleniriz kına yaparız dediler, kotla gömlekle gittim, bir baktım bütün akrabalarını bütün komşularını çağırmışlar, herkes süslenip gelmiş, haberim yok bana bir elbise giydirdiler, saçımı makyajımı kendim yaptım, kendi arkadaşlarım sonradan arayıp bizi niye çağırmadın diye sordular. Benim bile haberim yoktu ki.
Bana hiçbirşey yapmadıkları gibi, eşimden para alıp kendilerine 2 şer 3 er elbiseler almışlar, akrabalarına bohça yapmışlar. Evlendik ilk hafta sonumuzda eşim çalışıyordu, akşam geldi telefon ettiler tüp doldurulacak diye, abisi var ama o yapmaz, gitti yaptı. Eşim benim için kalkıp birşey yapmaz, onlar için sabahın köründe kalkıp köy yoğurdu alıp getiriyor, 2-3 ayda bir tüplerini alıp doldurtuyor, kızkardeşleri bir düğüne misafirliğe gidecekse onları bırakır, sonra gider alır, bunun dışanda hala para isterler, biz kredi ödüyoruz eşya borçlarını ödüyoruz abisi arayıp kirayı öde dedi yok diyince daha geçen hafta maaşını aldın ne çabuk bitirdin dedi. Ya o kadar çok ki anlatamıcam daha fazla. Taşındık toplamaya yardıma geldiler sonra başka bir gün biz sana taşınırken yardım ettik diyorlar. Artık hiçbirini görmek istemiyorum, araba aldık eşim onları gezdirme planları yapıyor, birgün bir yere gidicez ben öne oturdum sen arkadaya geç annem öne oturacak dedi eşim. Son zamanlarda biraz iyileşir gibi oldu benle ilgilenmeye başladı ama artık benim içimden gelmiyor çok soğudum ona karşı, en son ayrılmak istiyorum dedim kabul etmedi, ciddiye bile almadı ona göre sorun yok olsa da ben çıkartıyorum.
Şuanda evimizi taşıycaz ev arıyoruz ben bu zahmetlere bile girmek istimiyorum, bu 3. evimiz olucak, yeni bir ev taşınma yerleşme hiç takatim yok.
Ona söyledim ayrılalım ev arama derdinden kurtulalım sen annenlere yerleşirsin ben de Ankaraya giderim dedim, tabi ciddiye aldığı yok, kapris yapıyorum sanıyor, ama ben çok yoruldum, ayrılmak istiyorum, ortada şuanda bir sorun gözükmüyor yani o olaylar geçmişte kaldı ama ben unutamıyorum.
Yeniden başlamam eşimi yeniden sevmem çok zor. Yorumlarınızı bekliyorum.
Evet geçmişte kalan birşey yok, değişen birtek şey var o da benim eskisi gibi değilim evet aynısı olsam onlar yine aynısını yapar, zaten hep diyorum önemli olan para değil insanlık onlar da o yok. Bakın ben yaptıklarımla beni baş tacı etsinler asla demiyorum, onlara üçbeş kuruş yardım ettim diye benim her işimi yapsınlar diye düşünmem. Ama işte herşey karşılıklı olursa güzel, onlar ellerinden gelen şeyleri yapmayıp benden daha fazlasını istiyorlarsa kendimi enayi gibi hissetmem normal. Kendi abisi evde kral gibiydi, kendi özel odası, televizyonu, bilgisayarı ayrıydı, genellikle odasında kalıyordu yemeğe çaya geliyordu salona. Kendisi para kazanıyor diye özel ilgi bekliyordu, bana şunu yap şunu getir diye kızlara iş buyuruyordu. Bana çok garip geliyor bunlar. Evlendikten sonra bir kez onlarda kaldık, anahtarımızı evde unutmuştuk kapıyı açamadık geç saatti, neyse yatıcaz bizi salonda yatırdılar ayrı yataklarda ablası da orda yattı, yani bana bunlar bizim evliliğimizi benimseyemedi gibi geldi. Başka odaları var sonuçta.
geçmişte kalan bişey yok mantık hala aynı görünüyor eşin ve ailesinde...
çok afedersin sözüm meclisten dışarı yolunacak kaz bulmuşlar neden bıraksınlar ki seni
çok müsaama göstermişsin hepsine tepene çıkıp oturmuşlar resmen, inecekleride yok gibi, bi hatayı 2. kez yapıyorlarsa affetme, sen psikolog değilsin önce kendini ve kendi psikolojini düşün, yok fedarkarlıkmış cartmış curtmuş bunlar kadınların ezilmesi için uydurulmuş yalanlar... yok öyle şeyler... herşey karşılıklı sana saygısı olmayanı yok say, kim olursa olsun
sanırım memursun, lütfen bundan sonraki erkek arkadaşlarında öncelikle sana saygısı yüksek olanları tercih et ve sessiz sözleşmelere imza atma, sen sesini çıkarmıyorsan, susuyorsan kendi aleyhine bi sessiz anlaşmaya imza atıyorsun demektir, biz labellevie ye saygısızlık ederiz nankörlük ederiz o da sesini çıkarmaz, altında senin ve onların imzası, ve bu sözleşmeye iki tarafta ömür boyu uyar, anlatabildim umarım
Kesinlikle öyle, eşimin bana dediği tek şey ben aileme bakmakla yükümlüyüm, onların her ihtiyacına koşarım, ailenin bir reisi de benim, sen bunları evlenmeden önce biliyordun, ben de cevap olarak şunu dedim ben senin ailenin durumunu biliyordum ama nankör olduklarını bilmiyordum.canım en önce eşin sizin artık evli olduğunuzun artık ayrı bir aileye, ayrı bir hayata ve eve sahip olduduğunun idrakine varamamışki başkaları varsın
genelde çoğu erkek ilkin bunun idrakine varamaz zaten olağan bi durum ama evlilik ilerledikçe jeton düşmeye başlar erkeklerde, ama senin eşinde jeton düşmemiş, hala bahsettiğim şeyin idrakinde değil anlattıklarına göre
bir ailede ben kadına değer var mı yok mu ona bakarım ,yoksa bu durumlar kaçınılmaz para verince insansın evlerinde olunca değersizlik ben en çok sinirlendiğim tahamül edemediğim durumlar 2 .sınıf olmayı kabul etmeyen böyle ailen böyle defolu erkek çıkar ve bu tipler değişmez!Haklısın, gerçekten sevse ezdirmezdi onlar üzerime gelirken beni savunurdu ama yapmadı bunları, düşünüyorum da ben çok yanlız kaldım burda hep tek başımaydım. Ailenin bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum, aynı şehirde yaşamayı önemli görmedim çünkü nasıl olsa ben çalışıyorum çok gidip gelmeyiz, görüşmeyiz, bir aile ne kadar kötü olabilir ki diye düşündüm. Tamam hakaret etmediler, ayırmaya çalışmadılar, evime çat kapı gelmediler ama bana zerre kadar düşünceli davranmadılar.
Ben evlenmeden önce ve sonrasında onları kaç sefer yemeğe çağırdım, herşeyi dört dörtlük yapmaya çalıştım, özendim, ki onlar kalabalık akrabaları geliyordu çağırıyordum toplu bir şekilde geliyorlardı, ben onlara gittiğimde önceki günün yemekleri özensiz bir masa, bir kez aradılar sabah eşimi napıyorsunuz diye biz de kahvaltı yapıcaktık bize gelin dediler gittik, Allahım çay soğumuş, sofrada kirli bardaklar, çatallar, zeytin çekirdekleri herşey ortada duruyor, ki onlar çağırınca yarım saat sonra gittik insan yarım saatte harikalar yaratır, olan iştahım da gitti o sofrayı görünce.
Eşime geçen gün söyledim konuşurken, bana yaptığı savunma biz yabancı mıyız, ben de sen değilsin ama ben yabancıyım öyle bir sofraya oturmak istemiyorum dedim. Tabi şok oldu, yani ben de eşimin benim ailemi sürekli kötülemesini istemem hoşuma gitmez ama ben kimseyi aşağılamıyorum onların bana özen göstermediğini söylüyorum.