- 28 Eylül 2022
- 1.318
- 4.843
- 37
-
- Konu Sahibi deryadeyin
- #201
Tecrübeli olduğum bir konu değil açıkçası. Mal davası ayrı mı, velayet ne durumda alınır, karakol, icra yoluyla çocuğu alma falan. Allah bütün taraflara kolaylık versin, olayları hazmetme olgunluğu versin de çocuklar arada ezilmesin.Ben dediğinize katılıyorum. Eşim tarafından kendisine zamanında çok söylendi, (aracılarla da denendi) bak senin de bir gün ciddi bir ilişkin olabilir, ben de sana saygı duymak zorundayım. Çocuğun babasıyım ben saygılı ol, ortak nokta bulalım diye ki o dönemde zaten amaç iyi olsa bu teklifler değerlendirilir, yapıcı olunurdu. Fakat boşanma davasının ardından mal davaları ayrı olarak sürüyor bunu biliyorsunuz. E bu süreçte bu davalar tehdit unsuru olarak kullanıldı, eşime ve ailesine "o kadını bıraksın gel barışalım" dendi, çocuğa "o kadın yüzünden boynun bükük kaldı" denildi. Yani boşanmayı asla hazmedememiş, pişman olmuş bir eski eş varken onu makul bir düzeye çekmek inanın ki diğer eşin yapabileceği bir şey değil.
Aslında anlaşılamayan nokta ben olmasaydım da eşim eski eşi yüzünden çocuğuyla ilgili çok sorun yaşıyordu, hatta bana dediği bir laf var "ben sen olmasan bu kadar bile uğraşmazdım, sen bana güç verdin ama olmadı" der. Yani bugün benden boşansa zaten anne bu şekildeyken eşim yine burada anlatılan ilişkiyi kurmaz, çünkü bir sürü dava, polis, karakol, bilmem ne olunca, zaten insanların artık yapacakları sınırlı oluyor.
Evet anne o ilişkileri doğru kurgulasaydı, nefret yerine güven duygusu aşılasaydı, bugün belki farklılıklar olabilirdi. Fakat çocuk zaten o hırslara ve yanlış yetiştirilmeye kurban edilmiş durumda. Ek olarak şiddet benim kırmızı çizgim. Bugün değil eşimin cocuğu kendi kardeşim ya da eşim de bana gösteremez.
Yani şiddetten sonra geri dönüş yok, ne kendimi ne de yarın bir gün bebeğim olursa onu aynı ortama sokarım.
Bence siz velayet davalarını Tv dizilerinden öğreniyorsunuz. Anne kolu bacağı kırılana dek dövmediyse ya da üzerinde sigara söndürmediyse anneden çocuğu almak öyle kolay mı değil. Toplumda zaten çocuk dövülerek eğitilir diye bir algı var, her anne baba dayağından velayet alınsaydı ülkede çocukların yarısı ailelerinde olmazdı.
Bana sorarsanız ama ben çocuğa tokatla, şiddetle, öfkeyle eğitime karşıyım. Çünkü pedagogun dediğine göre çocuk bunu aynalıyor, kendini sürekli "öfke" duygusuyla ifade etmeyi öğreniyor ki okul çağında ciddi dışlanıyorlar ya da akran zorbalığına uğruyorlar.
Evet eşim zamanında, ben de desteklerken, avukata bile beraber danıştık, almak istedi hatta araya aracılar soktu, ama çocuğu almak kolay değil. Ayrıca çocuk küçük, anne çocuğu. Dolayısıyla annenin yanlışlarını görmüyor, anlamıyor henüz. Şu durumda iyiliği için ayırsanız bile çocuk anneye dönmek ister, anlamaz.
Eşime de "atık" dediniz resmen:) Ben çok mutluyum, iyi ki kurtulmuş başka kadın. Yine olsa yine eşimle evlenirim, o benim en yakın dostum. Gayet toplumda yeri de var eşimin, harika bir adamdır.
Pedagogik bir eğitiminiz var sanırım bizim danıştığımız uzmanlar ve en son bir ilaç desteği ve terapi için psikyatriste gitmesi gerektiğini söylemişti. Ama siz hala, dayı diyorsanız haklısınız :) Neyse annesi böyle şeyleri gerekli görmediğinden ve velayet annede olduğundan düzenli olarak böyle saçmalıklara vakti yok..)
Ben eşimin hayatına girmeden önceki dönemde de eşim bir tartışmada "çocuğu alabilirim, bak sen eğer hayat kuracaksan, çocuğu bir kadın olarak başka bir adamla tutmak istemiyorsan, engel görüyorsan" ben bakarım, bir kadın tutarım bakıcı vs " ama lütfen çocuğu bu şekilde kullanma diye. Ama ölürüm, canımı alırlar da vermem çocuğu denildi. Ben eşimle tanışmıyordum bile.Aslında benim gıcık olduğum taraf baba. Ne eski eş ne yeni eş. Dediğiniz gibi sizinle evlenmeyebilirdi. Hiç evlenmeyebilirdi. Çocuk onun düşünmesi gereken o. Siz değilsiniz çocuğu düşünmesi gereken.
Çocuğunu kendi hısına kurban eden annelere de yazıklar olsun. Çocuk yeni eşle iyi anlaşacak ki mutlu, sağlıklı bir ortam olsun.
Baba bekarken çocuğu göndermeyip evlenince göndermek de ayrı bi zihniyet sorunu. Neden çünkü o errrrkeekkk bakamaz. Ama bi kadın oldu mu dış kapının dış mandalı bile olsa baksın. Sonuçta kromozomu XX.
Ben o üyenin yorumlarına @musakkak ın konularından beri karşılaşıyorum, çocuk cidden anne tarafından öyle dolu dolu geliyor ki, o babası yetiştirseymiş olayı yalan oluyor. İşte bu yüzden herkesten çocuk yapılmamalı. Kadınlara kızıyoruz da erkekler bu konuda en iyisi bile ciddi akılsızca davranıyor, sonra bir ömür sonuçlarını görüyorlar. Ben malesef en yakınımda bu kadar değilse benzer bişey gördüm, ama onlar birleşti, bizim çocuk da başkası ile evlenseydi o kezban kız da çocuğunu bu hale getirecekti.
Bence siz velayet davalarını Tv dizilerinden öğreniyorsunuz. Anne kolu bacağı kırılana dek dövmediyse ya da üzerinde sigara söndürmediyse anneden çocuğu almak öyle kolay mı değil. Toplumda zaten çocuk dövülerek eğitilir diye bir algı var, her anne baba dayağından velayet alınsaydı ülkede çocukların yarısı ailelerinde olmazdı.
Bana sorarsanız ama ben çocuğa tokatla, şiddetle, öfkeyle eğitime karşıyım. Çünkü pedagogun dediğine göre çocuk bunu aynalıyor, kendini sürekli "öfke" duygusuyla ifade etmeyi öğreniyor ki okul çağında ciddi dışlanıyorlar ya da akran zorbalığına uğruyorlar.
Evet eşim zamanında, ben de desteklerken, avukata bile beraber danıştık, almak istedi hatta araya aracılar soktu, ama çocuğu almak kolay değil. Ayrıca çocuk küçük, anne çocuğu. Dolayısıyla annenin yanlışlarını görmüyor, anlamıyor henüz. Şu durumda iyiliği için ayırsanız bile çocuk anneye dönmek ister, anlamaz.
Eşime de "atık" dediniz resmen:) Ben çok mutluyum, iyi ki kurtulmuş başka kadın. Yine olsa yine eşimle evlenirim, o benim en yakın dostum. Gayet toplumda yeri de var eşimin, harika bir adamdır.
Evet kadının eşine evlilk boyunca gösterdiği şiddet var, sürekli antidepresan kullanıyor ve defalarca eşimin önünde intihar etmeye kalkmış, terapiye götürülmüş. Sonra kendisi boşanmak istemiş, işe girmiş, bu evlilik yüzünden böyle oldum, artık daha iyiyim demiş ve anlaşmalı eşim boşanmış hiçbir zorluk çıkarmadan.Evet var.
Çocuğun koruma altına alınması konusunda velayeti vs geçtim, okulun rehberliğinin devreye girmesi bile yeterli.
Kadının ciddi şiddet gösterdiğini yazan, depresyon ve intihar eğilimlerini yazan sensin. Bu durumda aklı olan kimse kadına çocuğu bırakmaz.
Zamanında davalarla falan da çok uğraşılmış, dediği doğru, çocuğu anne vermek istemeyince kolay elinden alınmıyor. Zaten verebileceği desteği vermiş, kalanı haddini bile aşacak şeyler, analı babalı çocuğa elin kadını daha fazla müdahale edemez, ki ananın babanın arkasında da bir aile var, onlar da bir etken olabiliyor. Kim böyle şeylerle karşılaşsa illallah getirir, kendi çocuğu huysuzlansa dayanamayanlar el kadını/adamından terapistlik beklemesin. Ben 2.eş falan değilim, eşimin bildiğimiz kadarıyla başka kadından çocuğu yok. Benim başıma gelse çocuklarımı huzur bozsun diye elalemin ne yapacağını bilmediğim kadınının üstüne salmam, o kadar değersiz çocuklarım yok benim.Ben şunu bahsediyorum, mesela lena'da çocuk annede şiddet görüyor, annenin intihar eğilimi var, bir baba çocuğunu bu şartlara mecbur bırakmamalı. Lena eşinin bunu yapmasını savunuyor. Çocukta 8 yaşında hadi şimdi 10 olsun. Gerçekten çocuk küçük. Hadi annesinin intihar eğimilimi var ya çocuğa zarar verse? Bir baba nasıl bunu kabul eder? Azıcık adam olsa bunu yapmaz. Lena gelmiş bunu savunuyor. Bu durumu normal karşılamamızı bekliyor.
Düzgünce ayrılamamış çiftlerde mutlaka çocuk anne ya da babadan etkilenip, ya da hırçınlığından kendisini yanlış şekilde ifade edebilir. Ama bunun çözümü var, evet kökten çözülmez ama desteklerle gayet idare edilebilir hale gelebilir bu durum. Bunu yapacak kişilerde çocuğun anne ve babası. Ben yeni eşi çocuktan sorumlu görmüyorum. Ama çocuklu eşle evlendiği an, bu çocuğu hayatına almış oluyor, çocuğun sümüğünü temizlemek zorunda değil, ama göreceğini bilir, çocuğun kustuğunu görmez ama hasta oldu vs haberi olur.
Yazık diyorum ne diyebilirim ki.Ben eşimin hayatına girmeden önceki dönemde de eşim bir tartışmada "çocuğu alabilirim, bak sen eğer hayat kuracaksan, çocuğu bir kadın olarak başka bir adamla tutmak istemiyorsan, engel görüyorsan" ben bakarım, bir kadın tutarım bakıcı vs " ama lütfen çocuğu bu şekilde kullanma diye. Ama ölürüm, canımı alırlar da vermem çocuğu denildi. Ben eşimle tanışmıyordum bile.
Ama sen hırsından baba çocuk ilişkisini baltala, yeni eşle ilişkiyi (çocuğumla o kadın tanışırsa, aynı eve girerse bir daha yüzünü göremezsinler, çocuğu senden nefret ettiririmler) baltala ama baktın olmadı, ayrılmıyorlar taktik değiştir bu kez de "ağlayarak annemi özledim anneme gidicem diyen çocuğun aramalarını" açma, mahkeme babada 1 ay dediyse 1 aydan önce o çocuğu bana getiremezsin, eşşek gibi bakacaksınız o cocuğa, diye olay çıkar, sonra çocuk "annem neden beni almıyor" diye iyice psikolojisi bozuk gezsin.
Sonra yeni eş terapi yapsın. Bence anne "annelik" yaparsa, çocuğu bir ceza ve yeni hayatının önündeki engel olarak görmezse bunlara gerek kalmaz.
Bakın bunların hepsini mahkemede kanıtlamanız gerekir. Az önceki mesajımda yazmıştım, belki de eşim eski eşi ayrılmak istediğinde ya da bunlar yaşanırken kayıt, delil, vs toplayıp çekişmeli dava ve velayet açmalıydı. Ama o dönem verilen sözler var, beni cocuğumdan ayırırsan, ölürüm çocuk annesiz kalır diye, ya da biz boşanalım ben çok iyi olucam kendimi toplayacağım sen bize maddi destek ol diye. Eşim ev, araba sağlamış her şeyi düşünmüş.Ben şunu bahsediyorum, mesela lena'da çocuk annede şiddet görüyor, annenin intihar eğilimi var, bir baba çocuğunu bu şartlara mecbur bırakmamalı. Lena eşinin bunu yapmasını savunuyor. Çocukta 8 yaşında hadi şimdi 10 olsun. Gerçekten çocuk küçük. Hadi annesinin intihar eğimilimi var ya çocuğa zarar verse? Bir baba nasıl bunu kabul eder? Azıcık adam olsa bunu yapmaz. Lena gelmiş bunu savunuyor. Bu durumu normal karşılamamızı bekliyor.
Düzgünce ayrılamamış çiftlerde mutlaka çocuk anne ya da babadan etkilenip, ya da hırçınlığından kendisini yanlış şekilde ifade edebilir. Ama bunun çözümü var, evet kökten çözülmez ama desteklerle gayet idare edilebilir hale gelebilir bu durum. Bunu yapacak kişilerde çocuğun anne ve babası. Ben yeni eşi çocuktan sorumlu görmüyorum. Ama çocuklu eşle evlendiği an, bu çocuğu hayatına almış oluyor, çocuğun sümüğünü temizlemek zorunda değil, ama göreceğini bilir, çocuğun kustuğunu görmez ama hasta oldu vs haberi olur.
Zamanında davalarla falan da çok uğraşılmış, dediği doğru, çocuğu anne vermek istemeyince kolay elinden alınmıyor. Zaten verebileceği desteği vermiş, kalanı haddini bile aşacak şeyler, analı babalı çocuğa elin kadını daha fazla müdahale edemez, ki ananın babanın arkasında da bir aile var, onlar da bir etken olabiliyor. Kim böyle şeylerle karşılaşsa illallah getirir, kendi çocuğu huysuzlansa dayanamayanlar el kadını/adamından terapistlik beklemesin. Ben 2.eş falan değilim, eşimin bildiğimiz kadarıyla başka kadından çocuğu yok. Benim başıma gelse çocuklarımı huzur bozsun diye elalemin ne yapacağını bilmediğim kadınının üstüne salmam, o kadar değersiz çocuklarım yok benim.
Bakın bunların hepsini mahkemede kanıtlamanız gerekir. Az önceki mesajımda yazmıştım, belki de eşim eski eşi ayrılmak istediğinde ya da bunlar yaşanırken kayıt, delil, vs toplayıp çekişmeli dava ve velayet açmalıydı. Ama o dönem verilen sözler var, beni cocuğumdan ayırırsan, ölürüm çocuk annesiz kalır diye, ya da biz boşanalım ben çok iyi olucam kendimi toplayacağım sen bize maddi destek ol diye. Eşim ev, araba sağlamış her şeyi düşünmüş.
Evet belki de eşim uzman bir terapist ya da avukat gibi farklı ve daha başka yollar deneyebilirdi. Fakat arada anneye düşkün çağda küçük çocuk var, çekişmeli davaların ve velayet davalarının getirdiği sorunlarda çocukların arada kalması var. Bu yola girmemiş o nedenle. Şu an ama çok geç, destek dediğiniz şeyler denendi, yapıldı ama hepsinde anne katkısı da olmalı, ağız birliği olmalı. Anne sürekli yıkıcı iken baba 2 haftada bir bir haftasonuyla çocuğun hayatını kontrol edemez. Anne mal paylaşım davasında defalarca kendinin olmayan malları istedi, dava haliyle negatif sonuçlanınca çocuk baba görmesin diye okullardan kaçırıldı. Yani öyle 2-3 hamleyle ne var ya yapılır durumları değil bunlar.
Çocuk daha fazla kaosun ortasında kalmasın diye boşanılan evliliklerde çocuğu sürekli iki ev arasında her hafta olaylarla kriz ortamında yaşatmak hiç sağlıklı değil bence.
Evet belki de eşim uzman bir terapist ya da avukat gibi farklı ve daha başka yollar deneyebilirdi.
Ben daha fazla devam etmeyeceğim:) Baba hatta yanında ben bile kaç kez uzmandan destek aldık hatta pedagog sonrasında bir de psikyatriste yönlendirdi diye kaç mesajımda var hala kör gibi bunları yazıyorsunuz:)Çocuk kaçırma
İntihar.
Depresyon.
Çocuğa fiziksel şiddet.
Çocuğa psikolojik şiddet.
Ama baba 30 gününün sadece 2 gününü ayırarak babalık yaptığını sanıyor. Bir terapistten destek bile almak aklına gelememiş. Kocan iğrenç biri. Senin hala kocanın bu yaptıklarını savunup, çocuğu suçlaman da iğrenç.
Yoo hayır ben saygısızlığına karşıyım, eşim de bunu görüyor. O da çocuğunu hatalı buluyor, ama ergen o geçecek sabret dediVay be. Şu cümleleri nasıl yazabildiniz hayretler içindeyim.
8 aydır evladını evine almayan, cafe köşelerinde görüşen babaya da yazıklar olsun.
Dava dosyalarını detaylı olarak incelerseniz, tüm sorularınızın cevabını bulursunuz. Fakat bu platformda bunu yapamam. Eşim çocuğuna ders malzemelerini götürdüğünde bile uzaklaştırma alındı, bilmiyorum ne bekliyorsunuz fakat ben eşimi asla ve asla (ki bunu bize söyleyen avuklatlar ve polisler) ne o kapıya gönderirim ne başka bir şey. O tarz kahramanlıklar öyle olmuyor. Eşimin belki yapabileceği tek şey boşanmayı çekişmeli açıp o dönemlerde sürekli aynı evde kanıt toplaması ve velayet davası açmasıydı. Onu da kendi gerekçeleriyle mantıklı bulmamış ve yapmamış bu benden çok önce olan bir olay.Sizin eş ne denedi mesela? Çocuğuna sahip çıkmak için bu adam tam olarak ne yaptı??? madem eski eş iddia ettiğiniz gibi bir ruh hastası, isteseydi velayet. Çocuğu ruh hastası! annenin üstüne atmak kolay, durumu çözmeye çalışmak zor işte onu da yapabilen koçyiğite gerçekten sorumluluk sahibi insan, erkke, abab diyoruz ne yazık ki sizin eş o sınıfa pek dahil oalmamış.
Hayır asla bencil biri değilim.kusura bakmayın ama sizinki bence biraz bencilce ve vicdansızca olmuş. sonuçta sizin eski kocanızdan olan çocuklarınız o evde kalıyor çünkü o ev annelerinin ama kocanızın eski karısından olan çocuğu o eve giremiyor. e çocuk da sizle yaşasa belki böyle ötelenmiş hissetmeyecekti. ciddi bir çifte standart var burda bence
kendi eski evliliğinizden olan çocuklarınızı baş köşeye koyup adamın çocuğunu evden uzaklaştırmış ve bunu mağduriyetmiş gibi anlatıyorsunuz cidden ilginç
Herkes halinden memnunken ben niye mi içerledim? Herkes derken babasının evine yani kendi evine de 8 aydır gitmeyen 16 yaşındaki ergenlik çağındaki çocuğuda mı kastettiniz.Yoo hayır ben saygısızlığına karşıyım, eşim de bunu görüyor. O da çocuğunu hatalı buluyor, ama ergen o geçecek sabret dedi
Ayrıca biz birbirimize söz vererek evlendik.
Çocukların aramızda sorun olmayacağına dair..
Haa ayrıca, çocuklarımı da oyun gerekçesiyle dövüyor. Salak,aptal gibi kelimeler kullanıyor.
Bunların hiç birine birşey söylemedim,ses çıkarmadım, ki babası da gördü zaten.
Kaldı ki sevmeyebilir ama saygı duymak zorunda !
Ben buna karşıyım, taraf tutmuyorum..
Biz ona hiç birşey yapmadık ve gerçekten severdim çocuğu da. Ama annesi yüzünden bize cephe aldı.
oğluyla tabiki görüşmesini hatta evden de gidebileceğimizi başbaşa kalabileceklerini söyledim. Çocuk bizi görmek istemiyorsa da,
Üstüne gitme,baskı yapma,öfkesi/kıskançlığı geçsin,ortalık durulsun önce dedim..
Ve şuan baba-oğul olarak araları gayet iyi.
Konuşup dertleşiyorlar,görüşüyorlar,herşeyini alıyor,ilgileniyor.
Herkes halinden memnunken, siz neden bu kadar içerlediniz ki?
Kusura bakmayın da,
Çocuğum da olsa kimse evimin huzurunu bozamaz.
Çocuklarla kavga edemez, salak aptal diyemez
(Kendi çocuğum da olsa yapamaz bunu)
Yatak odama gizlice giremez, kapımı dinleyemez.
Evime aldığım tabağın,tencerenin hesabını soramaz.
(Kaldı ki,eşimden tek kuruş destek görmüyorum.
Üzerime tapu-ruhsat-para-altın vs de yok
Çocuklara da tek kuruş hakkı geçmez)
Eşim bu konularda hatalı, haklısınız
Benim çocuğum bana bunu soramaz çünkü.
Herkes kendi çocuğundan sorumludur.
Biz sorunu böyle çözdük, gayette iyiyiz,mutluyuz.
Eşinin oglunu da artık eşi düşünecek. Bir memnuniyetsizligi varsa adamın, boşanıp oğluyla daha çok vakit geçirebilir.Herkes halinden memnunken ben niye mi içerledim? Herkes derken babasının evine yani kendi evine de 8 aydır gitmeyen 16 yaşındaki ergenlik çağındaki çocuğuda mı kastettiniz.
Birazcık empati yapsanız ya da kendi evlatlarınızı o çocuğun yerine koysanız neden içerlediğimi anlarsınız aslında.
Ben çok iyi anlıyorum o çocuğu, çünkü benimde 16 yaşındaki oğlum aynı şeyleri yaşıyor. Babası sevgilisinin oğlunu tatile götürdüğünde ya da sevgilisinin oğlunu rahatsız diye acile götürdüğünde çok içerliyor. Evet ben onunla her yıl tatile gidiyorum. Rahatsızsa acile de gidiyoruz saati hiç önemli değil. Yani babasının ona yapmadığı herşeyi fazlasıyla yapıyorum ( tatil ve acil sadece örnekti)
Ama yavrum babadan da bekliyor maalesef. Emin ol eşinin oğlu da bekliyordur.
Haklısınız. Tabii ki başta anne baba düşünecek çocuğunu. Ama Allahtan 8 aydır çocuğun yüzünü görmüyoruz da kafamız rahat tarzı ifadeler çok zalimce geliyor bana.Eşinin oglunu da artık eşi düşünecek. Bir memnuniyetsizligi varsa adamın, boşanıp oğluyla daha çok vakit geçirebilir.