Çocuklu adamla evlenmek

Tecrübeli olduğum bir konu değil açıkçası. Mal davası ayrı mı, velayet ne durumda alınır, karakol, icra yoluyla çocuğu alma falan. Allah bütün taraflara kolaylık versin, olayları hazmetme olgunluğu versin de çocuklar arada ezilmesin.
 
Konu sahibi.
Anlattıklarına dayanarak aşk evliliği yaptığını sanıyorum.
Aşk için çiçek alınır. Aşk için mektup yazılır.
Ama mantığı bir kenara koyup sırf aşk için
EV-LE-NİL-MEZ. NOKTA.
O aşk dediğin hayranlık ("ondan başkası ile olamam. Hayatımın adamı o" sanrısı) çok çabuk silinir . Vaatler tutulmaz, mantık ilişkinin temelinde hiçbir rol oynamadığı için, ne zaman mantık arasan bulamazsın.
Annen senin gibi adama aşık olmadığı için mantıklıca ele alıp bu evliliğin bozulacağını ön görmüş. Şu an eminim tek dileği, senin zarar görmeden mutlu yaşamandır. Kahrının sebebi de onun lafını ezip geçmişsin. Ama anne yüreği. Sen haklıydın , bunu şu an görebiliyorum denen yeterli , biraz da zaman tanırsın öfkenin yerini tekrar şefkat alır merak etme.

Kocana gelince. Ona bu kadar fedakarlık yaparak kafasında sağlam kazık profiline sebep olmuşsun. Kafasında şunu der "benimle evlenmek için ailesini bile es geçti. Beni çok seviyor. Bensiz yapamaz. Öyleyse benim istediklerimi de kabul edecek. " diye sevgini güvence olarak kullanmaya başlamış. Maalesef canım bu işler böyle. Sevgisinden ölsek de bitsek de bunu çok gösterince karşı tarafın bi tarafı kalkıyor , her şeye razı geleceğini düşünüyor. Çünkü ne yaptın? Onun zihninden, bir yanlışında evliliği bitirip gidecek kadın profilini sildin.
Dolayısıyla tepene bindi bindi, kendi dedikleri olsun istedi. Baktın sen he demiyosun. Giderim diyosun. Boşarım diyosun, hiç böyle bişey beklemediği için canını yaktın, o da senin canını yaktı.

Şimdi iki yol var.
Ya ablam da boşandı bir de ben boşanmayım, zaten herkes olmaz diyordu, boşanıp da herkesi haklı çıkarmayım, kol kırılır yen içinde kalır. Gözüm morarır makyajla kapatırım. Kızına da alışırım cici annesi olurum. Dışarıdan bakılınca da mutlu aile profili çizeriz, herkes benim haklı olduğumu görür.
Dersin ve herşeyi sineye çeker iğrenç bi evlilik hayatı yaşarsın.

Yada dersin ki;
Ben bir hata yaptım, olsun herkes hata yapabilir. Hala hayatım bana ait. İstemediğim hiçbir yerde durmaya mecbur değilim.
Milletin kendini haklı görüp sevinmesi umurumda değil, onların da mükemmel hayatları yok sonuçta . Şimdi bu doğru yol sanıp girdiğim yanlış yoldan yol yakınken çıkacağım.
Ve bunu bir tecrübe olarak görüp bir sonraki evliliğimi ona göre dikkatle kuracağım.
Dünyada milyarlarca insan var. Ve ben bir tanesini doğru insan sandım diye hayatım kararacak değil.
Herşey bir yana. Ben bu evde şiddet gördüm.
Bu telafisi olmayan bir zarardır. Burada değerim yerlere düştü.
Dersin ve bir zarar daha görmeden o evden gidersin. İyi bir avukat bul. Anlaşmalı boşan ve iletişimi tamamen kopar. Ve hayatına bu yanlış insandan uzaklaşmış bir biçimde kaldığın yerden devam et.
Kendin ve hayatın için yapabileceğin iki yol var tercih senin..
 


Evet var.

Çocuğun koruma altına alınması konusunda velayeti vs geçtim, okulun rehberliğinin devreye girmesi bile yeterli.

Kadının ciddi şiddet gösterdiğini yazan, depresyon ve intihar eğilimlerini yazan sensin. Bu durumda aklı olan kimse kadına çocuğu bırakmaz.
 
Ben eşimin hayatına girmeden önceki dönemde de eşim bir tartışmada "çocuğu alabilirim, bak sen eğer hayat kuracaksan, çocuğu bir kadın olarak başka bir adamla tutmak istemiyorsan, engel görüyorsan" ben bakarım, bir kadın tutarım bakıcı vs " ama lütfen çocuğu bu şekilde kullanma diye. Ama ölürüm, canımı alırlar da vermem çocuğu denildi. Ben eşimle tanışmıyordum bile.

Ama sen hırsından baba çocuk ilişkisini baltala, yeni eşle ilişkiyi (çocuğumla o kadın tanışırsa, aynı eve girerse bir daha yüzünü göremezsinler, çocuğu senden nefret ettiririmler) baltala ama baktın olmadı, ayrılmıyorlar taktik değiştir bu kez de "ağlayarak annemi özledim anneme gidicem diyen çocuğun aramalarını" açma, mahkeme babada 1 ay dediyse 1 aydan önce o çocuğu bana getiremezsin, eşşek gibi bakacaksınız o cocuğa, diye olay çıkar, sonra çocuk "annem neden beni almıyor" diye iyice psikolojisi bozuk gezsin.

Sonra yeni eş terapi yapsın. Bence anne "annelik" yaparsa, çocuğu bir ceza ve yeni hayatının önündeki engel olarak görmezse bunlara gerek kalmaz.
 

Ben şunu bahsediyorum, mesela lena'da çocuk annede şiddet görüyor, annenin intihar eğilimi var, bir baba çocuğunu bu şartlara mecbur bırakmamalı. Lena eşinin bunu yapmasını savunuyor. Çocukta 8 yaşında hadi şimdi 10 olsun. Gerçekten çocuk küçük. Hadi annesinin intihar eğimilimi var ya çocuğa zarar verse? Bir baba nasıl bunu kabul eder? Azıcık adam olsa bunu yapmaz. Lena gelmiş bunu savunuyor. Bu durumu normal karşılamamızı bekliyor.

Düzgünce ayrılamamış çiftlerde mutlaka çocuk anne ya da babadan etkilenip, ya da hırçınlığından kendisini yanlış şekilde ifade edebilir. Ama bunun çözümü var, evet kökten çözülmez ama desteklerle gayet idare edilebilir hale gelebilir bu durum. Bunu yapacak kişilerde çocuğun anne ve babası. Ben yeni eşi çocuktan sorumlu görmüyorum. Ama çocuklu eşle evlendiği an, bu çocuğu hayatına almış oluyor, çocuğun sümüğünü temizlemek zorunda değil, ama göreceğini bilir, çocuğun kustuğunu görmez ama hasta oldu vs haberi olur.
 

Harika adam evladını, intihar eğilimi olan çocuğuna fiziksel ve psikolojik şiddet gösteren biriyle aynı evde bırakmaz.

8 yaşında çocuğun ağzından çıkanla çocuğa nefret besleyip evinde istemeyen birisin, böyle bir adamla (!) Evlenmiş mutlu olduğunu iddia edip, komplekslerinden sürekli aynı konulara yazıp haklı olduğunu kanıtlamaya çabalayan birisin. Haklı olmadığını gayet iyi biliyorsun. Bu yüzden battıkça batıyorsun.
 
Evet kadının eşine evlilk boyunca gösterdiği şiddet var, sürekli antidepresan kullanıyor ve defalarca eşimin önünde intihar etmeye kalkmış, terapiye götürülmüş. Sonra kendisi boşanmak istemiş, işe girmiş, bu evlilik yüzünden böyle oldum, artık daha iyiyim demiş ve anlaşmalı eşim boşanmış hiçbir zorluk çıkarmadan.
Bilemiyorum belki de eşim o zaman çekişmeliye gidip bunların hepsini kanıt olarak sunup velayet açmalıydı. Fakat eşim hem o dönem çekişmeli olmasını istememiş düşmanlık olur diye hem de çok farklı konuşuyormuş, ben cocuğuma iyi bir anne olucam, bundan sonrası cok güzel olucak, biz çocuğumla ayrılmayız diye.

Belki aynı evin içinde yaşarken eşim görüntülü vs kanıt toplayabilirdi, çünkü eşim mahkemeye bunları sunduğunda onlar iftira dendi, çocuğumu almak istiyor dendi. Ya da ciddi bir darp ya da olay yaşatıcak ancak o zaman ya da hastaneye kaldırılacak şekilde intihar girişiminde bulunacak belki o zaman davada kullanılabilir bilmiyorum.
 
Zamanında davalarla falan da çok uğraşılmış, dediği doğru, çocuğu anne vermek istemeyince kolay elinden alınmıyor. Zaten verebileceği desteği vermiş, kalanı haddini bile aşacak şeyler, analı babalı çocuğa elin kadını daha fazla müdahale edemez, ki ananın babanın arkasında da bir aile var, onlar da bir etken olabiliyor. Kim böyle şeylerle karşılaşsa illallah getirir, kendi çocuğu huysuzlansa dayanamayanlar el kadını/adamından terapistlik beklemesin. Ben 2.eş falan değilim, eşimin bildiğimiz kadarıyla başka kadından çocuğu yok. Benim başıma gelse çocuklarımı huzur bozsun diye elalemin ne yapacağını bilmediğim kadınının üstüne salmam, o kadar değersiz çocuklarım yok benim.
 
Yazık diyorum ne diyebilirim ki.
Benim burdaki yorumlarımdan da anlaşılmıştır. Ebeveynler arasında sorumluluğun dengesiz dağılmasına çok karşıyım evli veya ayrı farketmez. Eşim sorumsuz bir adam diyemem her şeye el atar ama yine de dönem dönem onunla bile çatışıyoruz bu konuda. Ama eğer çocuğa zarar veren anne ise onu da savunacak değilim. Önemli olan çocuktur. İki taraf da onun iyiliğine davranmak zorunda.
 
Bakın bunların hepsini mahkemede kanıtlamanız gerekir. Az önceki mesajımda yazmıştım, belki de eşim eski eşi ayrılmak istediğinde ya da bunlar yaşanırken kayıt, delil, vs toplayıp çekişmeli dava ve velayet açmalıydı. Ama o dönem verilen sözler var, beni cocuğumdan ayırırsan, ölürüm çocuk annesiz kalır diye, ya da biz boşanalım ben çok iyi olucam kendimi toplayacağım sen bize maddi destek ol diye. Eşim ev, araba sağlamış her şeyi düşünmüş.

Evet belki de eşim uzman bir terapist ya da avukat gibi farklı ve daha başka yollar deneyebilirdi. Fakat arada anneye düşkün çağda küçük çocuk var, çekişmeli davaların ve velayet davalarının getirdiği sorunlarda çocukların arada kalması var. Bu yola girmemiş o nedenle. Şu an ama çok geç, destek dediğiniz şeyler denendi, yapıldı ama hepsinde anne katkısı da olmalı, ağız birliği olmalı. Anne sürekli yıkıcı iken baba 2 haftada bir bir haftasonuyla çocuğun hayatını kontrol edemez. Anne mal paylaşım davasında defalarca kendinin olmayan malları istedi, dava haliyle negatif sonuçlanınca çocuk baba görmesin diye okullardan kaçırıldı. Yani öyle 2-3 hamleyle ne var ya yapılır durumları değil bunlar.

Çocuk daha fazla kaosun ortasında kalmasın diye boşanılan evliliklerde çocuğu sürekli iki ev arasında her hafta olaylarla kriz ortamında yaşatmak hiç sağlıklı değil bence.
 

Lenanın yazdıklarına göre o çocuk korumaya alınır. Burada geçen bir üye doğum sonrası depresyonla ilgil,i hastaneye gittiğinde bebeği vermeyi düşünür müsün dediler diye konu açmıştı. Çocuk şiddet görüyor anneden, anne psikolojik sorunlara sahip, intihar eğilimi var. Bak şimdi de çocuğu okuldan kaçırdı anne yazmış.

Ben hiçbir yere yeni eşin, eşinin eski eşten çocuğuna sorumluluğu var yazmadım. Bir çocuk anne ve babanın sorumluluğunda. Anne ya da baba boşandı, boşandıkları an yeni düzenlerinde çocuklarına alan ayırmak zorundalar. Öyle yeni evde cicili odalar değil, bir anne/bit baba olarak çocuğunu koruyup kollamalı.
 

Çocuk kaçırma
İntihar.
Depresyon.
Çocuğa fiziksel şiddet.
Çocuğa psikolojik şiddet.

Ama baba 30 gününün sadece 2 gününü ayırarak babalık yaptığını sanıyor. Bir terapistten destek bile almak aklına gelememiş. Kocan iğrenç biri. Senin hala kocanın bu yaptıklarını savunup, çocuğu suçlaman da iğrenç.
 
Evet belki de eşim uzman bir terapist ya da avukat gibi farklı ve daha başka yollar deneyebilirdi.

Sizin eş ne denedi mesela? Çocuğuna sahip çıkmak için bu adam tam olarak ne yaptı??? madem eski eş iddia ettiğiniz gibi bir ruh hastası, isteseydi velayet. Çocuğu ruh hastası! annenin üstüne atmak kolay, durumu çözmeye çalışmak zor işte onu da yapabilen koçyiğite gerçekten sorumluluk sahibi insan, erkek, baba diyoruz ne yazık ki sizin eş o sınıfa pek dahil oalmamış.
 
Son düzenleme:
Ben daha fazla devam etmeyeceğim:) Baba hatta yanında ben bile kaç kez uzmandan destek aldık hatta pedagog sonrasında bir de psikyatriste yönlendirdi diye kaç mesajımda var hala kör gibi bunları yazıyorsunuz:)
Çocuğun psikolojisi bozuk evet bu benim tanımım değil, bunda çocuğu suçlayan yok. Fakat psikolojisi bozuk ve şiddet problemleri olan ve beni ve babasını istemeyen bir çocukla ben baş etmeyi anlamsız bulduğumu söyledim çünkü evet terapist değilim.
Annesi çocuğu (velayet kendisinde ve yerleşik düzeni orası) gayet babanın verdiği imkanlarla terapiye götürebilir, kendi de terapi alabilirdi. Fakat daha yakın zamanda çocuğu tam 4 ay başka şehirdeki akrabasına atan ve hiç gidip görmeyen annenin kaçırdığı ve mahkeme görüş günleri dışında göstermediği çocuk mu:) Eşimin eski ben yokken de en ufak bir şeyde çocuğu sadece mahkeme günlerinde görebilirsin diyormuş sonra da 3 gün sonra aniden "benim özel hayatım" var 1 hafta sonra gelirim diye çocuğu kapıya bırakıp gidiyormuş. Yani bence haftanın iki gününü iyi düşünmek lazım:)
 
Vay be. Şu cümleleri nasıl yazabildiniz hayretler içindeyim.
8 aydır evladını evine almayan, cafe köşelerinde görüşen babaya da yazıklar olsun.
Yoo hayır ben saygısızlığına karşıyım, eşim de bunu görüyor. O da çocuğunu hatalı buluyor, ama ergen o geçecek sabret dedi
Ayrıca biz birbirimize söz vererek evlendik.
Çocukların aramızda sorun olmayacağına dair..
Haa ayrıca, çocuklarımı da oyun gerekçesiyle dövüyor. Salak,aptal gibi kelimeler kullanıyor.
Bunların hiç birine birşey söylemedim,ses çıkarmadım, ki babası da gördü zaten.
Kaldı ki sevmeyebilir ama saygı duymak zorunda !
Ben buna karşıyım, taraf tutmuyorum..
Biz ona hiç birşey yapmadık ve gerçekten severdim çocuğu da. Ama annesi yüzünden bize cephe aldı.

oğluyla tabiki görüşmesini hatta evden de gidebileceğimizi başbaşa kalabileceklerini söyledim. Çocuk bizi görmek istemiyorsa da,
Üstüne gitme,baskı yapma,öfkesi/kıskançlığı geçsin,ortalık durulsun önce dedim..
Ve şuan baba-oğul olarak araları gayet iyi.
Konuşup dertleşiyorlar,görüşüyorlar,herşeyini alıyor,ilgileniyor.
Herkes halinden memnunken, siz neden bu kadar içerlediniz ki?

Kusura bakmayın da,
Çocuğum da olsa kimse evimin huzurunu bozamaz.
Çocuklarla kavga edemez, salak aptal diyemez
(Kendi çocuğum da olsa yapamaz bunu)
Yatak odama gizlice giremez, kapımı dinleyemez.
Evime aldığım tabağın,tencerenin hesabını soramaz.
(Kaldı ki,eşimden tek kuruş destek görmüyorum.
Üzerime tapu-ruhsat-para-altın vs de yok
Çocuklara da tek kuruş hakkı geçmez)
Eşim bu konularda hatalı, haklısınız
Benim çocuğum bana bunu soramaz çünkü.
Herkes kendi çocuğundan sorumludur.
Biz sorunu böyle çözdük, gayette iyiyiz,mutluyuz.
 
Dava dosyalarını detaylı olarak incelerseniz, tüm sorularınızın cevabını bulursunuz. Fakat bu platformda bunu yapamam. Eşim çocuğuna ders malzemelerini götürdüğünde bile uzaklaştırma alındı, bilmiyorum ne bekliyorsunuz fakat ben eşimi asla ve asla (ki bunu bize söyleyen avuklatlar ve polisler) ne o kapıya gönderirim ne başka bir şey. O tarz kahramanlıklar öyle olmuyor. Eşimin belki yapabileceği tek şey boşanmayı çekişmeli açıp o dönemlerde sürekli aynı evde kanıt toplaması ve velayet davası açmasıydı. Onu da kendi gerekçeleriyle mantıklı bulmamış ve yapmamış bu benden çok önce olan bir olay.

Çocuğun kurtarıcısı ben değilim arkadaşlar. Günün sonunda eşim karar verir. Eşim bu yaşadıklarından sonra benimle ayrılsa da yine aynı tavırda olur. Ben eşimin başına silah doğrultmuyorum, benim bir sorumluluğum yok. Eşim isterse bugün benden 1 günde ayrılıp eski eşinin tedavisine, çocuğa vs kendini adayabilir. Ben bir engel değilim. Eşim bunu kendi açısından değerlendirdiğinde zaten, davalarla yasal yollarla bu sürecin iyiye gitmediğini çocuğun da arada kaldığını, daha kötüleştiğini anladı ve geri çekildi. Bu artık onun problemi. Ben eşimin yakasına yapışıp hayır hayatını bana adayacaksın demedim. Evlenmeden önce konuşuldu.
 
Hayır asla bencil biri değilim.
Taraf tutmuyorum, Aksine hakkaniyetliyim.

Saygısızlığa karşıyım ben.
Az önce de belirttim bunu
Bahsetmediğim konularda var.
Biz sevgiliyken veya nişanlıyken asla çocuk böyle değildi. Günübirlik dışarılara giderdik,yemekler yerdik,lunaparklara giderdik. Çocuk da iyiydi.
Doğum gününü kutlardık, bayramlıklarını ben seçerdim,ayakkabısını ben beğenirdim,süpriz yapardık. O geliyor diye değişik kahvaltılar hazırlardım,çocuğun odasını ben kurdum temizledim. Yerleştirdim. Gelir kalır diye.
Gerçekten istiyorduk. Çocuğa da kızamıyorum, annesinin dolduruşuna geldi.
Çocuk bize gelince kötü, bizden giderken iyi oluyordu. Çözemedim.

Ben saygısızlığa karşıyım. Kimse kimseye saygısızlık yapmazsa hayat daha güzel olur
Herkes kendi çocuğundan sorumludur
kendi çocuğum da olsa, hatalı olana hatalı derim.
Çocuklarımı da gizliden uyardığım zamanlar oldu..
Ama onlar eşimi kendi babasından daha çok seviyorlar,kıymetini biliyorlar,özlüyorlar.
Dolayısıyla saygısızlıkları olmuyor.
Eşim de bunu görüyor..
Bu yüzden sorun yaşamıyoruz bizden yana.
Yazı dilinde yanlış anlaşılmış olabilirim..
 
Herkes halinden memnunken ben niye mi içerledim? Herkes derken babasının evine yani kendi evine de 8 aydır gitmeyen 16 yaşındaki ergenlik çağındaki çocuğuda mı kastettiniz.
Birazcık empati yapsanız ya da kendi evlatlarınızı o çocuğun yerine koysanız neden içerlediğimi anlarsınız aslında.
Ben çok iyi anlıyorum o çocuğu, çünkü benimde 16 yaşındaki oğlum aynı şeyleri yaşıyor. Babası sevgilisinin oğlunu tatile götürdüğünde ya da sevgilisinin oğlunu rahatsız diye acile götürdüğünde çok içerliyor. Evet ben onunla her yıl tatile gidiyorum. Rahatsızsa acile de gidiyoruz saati hiç önemli değil. Yani babasının ona yapmadığı herşeyi fazlasıyla yapıyorum ( tatil ve acil sadece örnekti)
Ama yavrum babadan da bekliyor maalesef. Emin ol eşinin oğlu da bekliyordur.
 
Eşinin oglunu da artık eşi düşünecek. Bir memnuniyetsizligi varsa adamın, boşanıp oğluyla daha çok vakit geçirebilir.
 
Eşinin oglunu da artık eşi düşünecek. Bir memnuniyetsizligi varsa adamın, boşanıp oğluyla daha çok vakit geçirebilir.
Haklısınız. Tabii ki başta anne baba düşünecek çocuğunu. Ama Allahtan 8 aydır çocuğun yüzünü görmüyoruz da kafamız rahat tarzı ifadeler çok zalimce geliyor bana.
Ve şundan çok eminim. Kendi evladına babalık yapamayan, başkasının evladına hiç yapamaz.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…