• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

cocuk sahibi olmadanda cok mutlu hayatini yasayan kadinlar :)))

Size katılıyorum.Yalnız olmadığını bilmek güzel bir duygu.Bende sizin gibi bebeklerle çok yakınsal temastan bilhassa kaçınırım. Bakalım bebek kucağa alınmasını, yanağından makas alınmasını, öpülüp mıncırılmasını istiyor mu diye düşünürüm. Sizin gibi uzaktan severim.En doğrusu bu bence.

Fikirlerinize katılıyorum.Bunları istemek sizin en doğal hakkınız.Fakat öte yandan eşinizinden çocuk istemesi bir o kadar doğal.Evliliğin yegane önceliği çocuk değildir bence. Afedersiniz ama şunu net anlayamadım siz hiç mi istemiyorsunuz yoksa daha fazla ertelemek mi istiyorsunuz? Yani bu konuda biriniz istiyor biriniz istemiyor mu iki zıt kutup musunuz?
Bence de evlilik çocuğa endeksli bir beraberlik olarak algılanmamalı. İki kişilik bir kurumdur çocuk olsa bile ileriki yıllarda kendi hayatını kurar yine eşinizle kalırsınız.
Biraz karışık yazmışım sanırım kusura bakmayın. Bana kalsa çocuk sahibi olmam gibi geliyor. Özlem duymuyorum. Ayrıca çocuk sahibi olmak demek bebeklere ilgi duymak gibi bir şey de değildir. Bir insan yetiştirmek olarak görülmeli diye düşünüyorum. Bu sorumluluğu almak çok ciddi bir karar süreci gerektiriyor. İleride fikrim değişir mi bilmem ama şu an içinde bulunduğumuz dünyada saygılı, duyarlı, terbiyeli insan yetiştirmek imkansız gibi geliyor. Yeterince çoğaldık bence insanlar olarak.
Bu arada annelik üzerine hiç düşünmediği çok belli olan birçok kadın görüyorum. Resmen sevmiyor çocuğunu. Ayakbağı gibi görüyor, bıktım diyor. Belki de çevresinin baskısıyla, bitmek bilmeyen sorulardan bunalarak veya sadece doğurabileceğini kanıtlamak için hamile kalmış. Dolayısıyla ben hazır olmadan anne olmak da istemiyorum. Eğer bir gün buna karar verirsem psikolojik açıdan hazır olmalıyım ve çocukla yapılamayacak herşeyi yapmış, hayattan yeterli tadı almış olmalıyım.
 
Bende bu gruba giriyorum çocuk yapmak o sorumluluğu almak herkesin harcı değil kadınların hayatını kısıtlamak onları eve hapsetmek için çocuk baskısı yapılıyor.
 
Bir kadının çocuk sahibi olmayı istemesi ne kadar doğalsa istememesi de o kadar normal bence.. Alışılan kalıplar var bir kadın mutlaka evlenmek ister sonra da doğurmak ister hatta anne olmak için evlenir vs..
bence hayatın ana hedefi mutlu olup şükretmektir.. Iyi bir kul olmak ve Allah rızasını kazanmaktır bana göre.evlat da tıpkı bir hayrat gibi, iyi yetiştirirsek her yaptığıyla bize sevap kazandırır..
ben anne olmaya hep istekliydim evlendikten sonra bir süre eşimle başbaşa zaman geçirdim her istediğimizi yaptık, gezdik eğlendik,sonra bir bebek istedik Rabbim çok şükür bizi bekletmedi aratmadı, evlat yetiştirmek kolay değil ama hayata bırakılacak en güzel eser bence. Gelecek nesile bir birey yetiştirmek çok önemli ve güzel.. Her zorluğuna rağmen gece uyumadan gelip sarılıp anneciğim seni çok seviyorum demesi dünyalara bedel.. Ama dediğim gibi hedef mutluluk ise çocuksuz da mutlu plunabilir çocukla mutsuz da plunabilir bu tamamen kişiye hedefine hayattan beklentisine kalmış
 
Bence de evlilik çocuğa endeksli bir beraberlik olarak algılanmamalı. İki kişilik bir kurumdur çocuk olsa bile ileriki yıllarda kendi hayatını kurar yine eşinizle kalırsınız.
Biraz karışık yazmışım sanırım kusura bakmayın. Bana kalsa çocuk sahibi olmam gibi geliyor. Özlem duymuyorum. Ayrıca çocuk sahibi olmak demek bebeklere ilgi duymak gibi bir şey de değildir. Bir insan yetiştirmek olarak görülmeli diye düşünüyorum. Bu sorumluluğu almak çok ciddi bir karar süreci gerektiriyor. İleride fikrim değişir mi bilmem ama şu an içinde bulunduğumuz dünyada saygılı, duyarlı, terbiyeli insan yetiştirmek imkansız gibi geliyor. Yeterince çoğaldık bence insanlar olarak.
Bu arada annelik üzerine hiç düşünmediği çok belli olan birçok kadın görüyorum. Resmen sevmiyor çocuğunu. Ayakbağı gibi görüyor, bıktım diyor. Belki de çevresinin baskısıyla, bitmek bilmeyen sorulardan bunalarak veya sadece doğurabileceğini kanıtlamak için hamile kalmış. Dolayısıyla ben hazır olmadan anne olmak da istemiyorum. Eğer bir gün buna karar verirsem psikolojik açıdan hazır olmalıyım ve çocukla yapılamayacak herşeyi yapmış, hayattan yeterli tadı almış olmalıyım.

Mühim değil, tam anlamadan fikir belirtmek istememiştim.Düşünce yapılarımızda aynıymış. Fikirlerinize aynen katılıyorum.Peki bu düşüncelerinizi eşinizle de paylaştınız mı? Sizinle benzer durumu yaşayan bir arkadaşla karşılaşmamıştım. Buraya gerek uzun süredir gerek kısa süredir evli arkadaşlar eşleriyle bu konuda hemfikir olduklarını dile getirmişlerdi hep.Peki eşinizle evlenmeden çocuk mevzusunu konuşmamış mıydınız? Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla sırf eşiniz istiyor diye de hamile kalmazsınız (ki en doğrusu bu zaten.)

Size çok hak veriyorum doğrusu.Biraz empati kurmaya çalıştım.Gerçekçi bir bakış açısıyla ele alırsak zor bir durum gerçekten. Fakat çözüm odaklı yaklaşmak en iyisi. 3 yol var sanıyorum.Birincisi eşinizle bu konuyu derin bir şekilde ele alarak tekrar konuşmak.İkincisi akışa bırakıp eşinizin sizinle aynı düşüncede olabileceği ihtimalini beklemek. Üçüncüsü bir evlilik terapistine gidip birde ona danışmak.

İstisnaları bir kenara koyarsak evli erkekler baba olma üzerine çok kafa yormuyorlar gibi geliyor banada.İstiyor ama hani anne ve babama bir torun vereyim gibi gerekçelerle. Dediğiniz gibi bir kesim kadın anneliğe derin bakamıyor, üzerine hiç kafa yormuyor maalesef. Öte yandan sizin gibi bu konuya yazmış birçok arkadaş gibi bilinçli olan, mantıklı bakabilen ve düşünceleri sağlam temellere dayanan kadınlarda var.
 
Mühim değil, tam anlamadan fikir belirtmek istememiştim.Düşünce yapılarımızda aynıymış. Fikirlerinize aynen katılıyorum.Peki bu düşüncelerinizi eşinizle de paylaştınız mı? Sizinle benzer durumu yaşayan bir arkadaşla karşılaşmamıştım. Buraya gerek uzun süredir gerek kısa süredir evli arkadaşlar eşleriyle bu konuda hemfikir olduklarını dile getirmişlerdi hep.Peki eşinizle evlenmeden çocuk mevzusunu konuşmamış mıydınız? Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla sırf eşiniz istiyor diye de hamile kalmazsınız (ki en doğrusu bu zaten.)

Size çok hak veriyorum doğrusu.Biraz empati kurmaya çalıştım.Gerçekçi bir bakış açısıyla ele alırsak zor bir durum gerçekten. Fakat çözüm odaklı yaklaşmak en iyisi. 3 yol var sanıyorum.Birincisi eşinizle bu konuyu derin bir şekilde ele alarak tekrar konuşmak.İkincisi akışa bırakıp eşinizin sizinle aynı düşüncede olabileceği ihtimalini beklemek. Üçüncüsü bir evlilik terapistine gidip birde ona danışmak.

İstisnaları bir kenara koyarsak evli erkekler baba olma üzerine çok kafa yormuyorlar gibi geliyor banada.İstiyor ama hani anne ve babama bir torun vereyim gibi gerekçelerle. Dediğiniz gibi bir kesim kadın anneliğe derin bakamıyor, üzerine hiç kafa yormuyor maalesef. Öte yandan sizin gibi bu konuya yazmış birçok arkadaş gibi bilinçli olan, mantıklı bakabilen ve düşünceleri sağlam temellere dayanan kadınlarda var.
Fikirlerimizin benzeştiğine sevindim açıkçası. Etrafımda öyle çok doğum var ki artık kendimi türünün tek örneği gibi hissetmeye başlamıştım.
Eşimle evlenmeden önce konuştuğumuzda fikirlerim geç çocuk sahibi olmanın mantıklı olduğu yönündeydi. O zamandan soğuktum yani bu işe. Böyle konuşurken eşimle hemfikirdik. Zaten o da hemen olsun demiyor. Ama şimdi bana çok daha uzak geliyor. Bir yandan hayatımın tamamen değişecek olması, bir yandan bebeğe/çocuğa endeksli yaşama zorunluluğu, başka başka ufak tefek olumsuzlukları da düşündükçe istemem imkansız oluyor. Çocuk yetiştirmenin şirin bebek videolarındaki gibi olmadığını biliyorum. Bebeklerle çekilen sanatsal fotoğraflar da beni kandıramıyor örneğin.
Bu konudaki fikirlerim derinleştiğinden beri eşimle enine boyuna konuşmadık aslında. Sadece konusu geçtiğinde "aslında çocukla falan uğraşmasak nasıl olur" gibisinden konuşmuştum. Belki ilk duyduğundaki şaşkınlığın etkisiydi bilemiyorum ama olmaz öyle şey tarzında yaklaşmıştı. Konuşmayı deneyeceğim. Onun ne düşündüğü de önemli elbette.
Ayrıca ben anne olmaya karar verirsem kendim için 1 tane doğurmak yerine, kardeşliği, paylaşımı öğrenmesi için, hayatındaki ilk arkadaşı kardeşi olsun diye, aile kavramını daha iyi oturtabilsin diye en az 2 çocuk doğurmak isterim. 3 bile olur ama tek olmaz. O zaman ben anne, eşim de baba olmuş olacak ve tatmin olacağız belki ama doğacak çocuk da bir insan ve ben kız kardeşimle, eşim ağabeyiyle nasıl bir bağ içindeyse aynı şey çocuk için de geçerli olmalı. Hem gelecekteki torunlarım da dayıdan veya amcadan mahrum olsunlar istemem. Yukarıda yazdıklarımla çok mu tezat gittim bilemiyorum. Bunları sadece fikrimin değişmesi ihtimali üzerine yazıyorum. Hatta belki tek çocuk istemediğim için gözümde büyüyor da olabilir. Psikolojik hazırlığa bu kadar önem vermemin sebebi de bu olabilir çünkü küçük çocuklarla uğraşmak, büyütmek yıpratıcı bir süreç bana göre.
Olacaksa doğru düzgün olmalı. Ya da hiç bulaşmayacaksın. Özeti bu sanırım :) Tek mesele bana "hiç bulaşmama"nın daha mantıklı gelmesi.
 
Flores, doğru yerdesiniz :KK66: Bende daha önce çirkin ördek yavrusu benzetmesi yapmıştım kendime.Böyle platformların olması bu yüzden önemli kendimizi ifade edebileceğimiz bir alan oluyor.
Benim kanaatimce evlenmeden önce bu konuya dair ya beyaz ya da siyah olunması çok daha iyi. Ortası yani gri olursa gelgitler yaşanabilir. Anladığım kadarıyla sizde net olarak siyah ya da beyaz durumu yokmuş. Tabi ki sizi anlıyorum her gün, her yıl değişebiliyoruz sonuçta insanız.

Çok güzel bir noktaya değinmişsiniz. Okuyunca farkettim bende sizin gibi videolara ya da fotoğraflara çok takılmam, aşırı bir anlam yüklemem. Şöyle bir örnek vereyim; eskiden bir resturanta gittiğimde bir masada iki çocuklu bir aile gördüğümde ve biraz gözlemlediğimde içimden ne güzel bir aile derdim.Sonradan anladım ki o ailenin sadece o güzel anına denk geliyorum. Evde kimbilir nasıl bir karmaşa, nasıl zorlukları vardır. Genelde zaten toplum içinde çocuklara özlem duyanlar çocuklu ailelerin o an güzel anlarına denk geldikleri için imreniyorlar bence. Diyeceğim; olaya dar bir perspektifle bakmamak lazım.

Hatalı bir yorum getirmek istemem ama cümlelerinizden anladığım kadarıylasanki eşiniz çocuğa şartlanmış gibi geldi bana.Yine de eşinizi en iyi tanıyan sizsiniz.Gayet mantıklı gerekçeleriniz var bence.Her açıdan düşünüp tartmışsınız.Umarım eşiniz çok anlayışla yaklaşır.Ortak bir paydada buluşursunuz.Sizi anlıyorum ve düşüncelerinizi destekliyorum.Yardımcı olabildim mi bilemiyorum ama bol şans dilerim.
 
Ayrıştığımız bir nokta; ben daha çok tek çocuktan yanayımdır.Çocuk sahibi olmak isteseydim tek çocuk isterdim. Sizin düşüncelerinize saygı duyuyorum tabi.Gerekçelerinizi anlayabiliyorum fakat illa bir çocuğun kardeşi var diye yalnız kalmayacak diye de birşey yok bence. Dediğim gibi mevzuyu çok geniş çapta ele almışsınız o yüzden tezatlık olarak görmedim.illa ki insan düşünüyor böyle şeyler.

Bana sorarsanız fikriniz değişirse de siz istediğiniz için gönlünüzden geçtiği için değişsin.Az çok yazdıklarınızdan çıkardığım çok da bilinçli ve iyi bir anne olursunuz.Baksanıza daha fikir aşamasında bile bu kadar hassasiyetle ve önemseyerek yaklaşıyorsunuz.

Son cümlelerinizi ya hep ya hiç düşünce tarzına benzettim bir an.Haklısınız.Birden çok çocuk, durumu iki kat zorlaştırır. Bu ara muallakta kalmak sizi yıpratabilir de ya da ben belirsizlikleri sevmediğim için öyle düşünmüş olabilirim. Umarım bir netlik sağlabilirsiniz gönlünüzden içinizden geçen olur inşallah.
 
Cocuksuzum ve mutluyum sanirim bi bebegim olsa hayatim cok farkli olurdu uzun yilllaaar yillaaaar belki sahip olmak istermiyim bilmiyorum suan ama boyle rahatim esimlede gayet aileyiz gectigimiz yaz esimle yaptigimiz herseyi bi bebegim olsa hayatta yapamazdim estigi yere estigi sekilde gidiyoruz canimiz nezaman isterse geliyoruz uzun yola cikiyoruz istedigimiz seyleri yapiyoruz boyle bi hayatta cocuga yer yok planlarimiz tamamen ikimiz uzerine bebek olursa diye birsey dusunup onagore plan yapmiyoruz cocuk icin hayatimi sekillendirmekte istemem ben kendimi esimi mutlu etmek icin evlendim yapacak cok sey var belki bigun siradanlasip esim ise gitse gelse aksamda tv karsisinda uyusa ben butun gun evde olsam ev isleriyle ugrassam bi cocuk dusunur aile olayim derdim heralde (oyle birsey olmayacak umarim) tesekurler :)
 
Cocuksuzum ve mutluyum sanirim bi bebegim olsa hayatim cok farkli olurdu uzun yilllaaar yillaaaar belki sahip olmak istermiyim bilmiyorum suan ama boyle rahatim esimlede gayet aileyiz gectigimiz yaz esimle yaptigimiz herseyi bi bebegim olsa hayatta yapamazdim estigi yere estigi sekilde gidiyoruz canimiz nezaman isterse geliyoruz uzun yola cikiyoruz istedigimiz seyleri yapiyoruz boyle bi hayatta cocuga yer yok planlarimiz tamamen ikimiz uzerine bebek olursa diye birsey dusunup onagore plan yapmiyoruz cocuk icin hayatimi sekillendirmekte istemem ben kendimi esimi mutlu etmek icin evlendim yapacak cok sey var belki bigun siradanlasip esim ise gitse gelse aksamda tv karsisinda uyusa ben butun gun evde olsam ev isleriyle ugrassam bi cocuk dusunur aile olayim derdim heralde (oyle birsey olmayacak umarim) tesekurler :)
Merhaba.
Yazınızı keyifle okudum.Böyle keyifli ve güzel evlilikleri okumak hoş oluyor.Bu forumda çoğunlukla evliliğe dair paylaşımlar pek iç açıcı olmuyor.Ne yalan söyleyeyim, okumaktan kaçınıyorum.Elbette insanlarda derdini dökmek istiyor, konuşacak kimsesi yok belki onları da anlayabiliyorum.Fakat bekarları olumsuz etkiliyor bu durum. İnsan bazen evlilikten soğumuyor değil.
O yüzden ne mutlu size demek istiyorum.Kısacası hayatınızı doyasıya yaşıyorsunuz.:KK9:
Paylaştığınız için biz teşekkür ederiz. :KK66:
 
Arkadaşlar, beni bu gece uyku tutmadı filmlere bakıyordum.Bir filmde geçen repliğe rastladım. Benzetme hoşuma gitti :)
''Çocuk sahibi olmak yüzüne dövme yaptırmak gibidir, kendini önce buna adaman gerekir''

Hoppa
 
Günaydin kizlar,:KK68:
Cok güzel sohbetinize bende katilayim biraz..
Bu yaz bizimde cok güzel bir tatilimiz olmustu. Ilk önce Izmir, oradan araba kiralayip Canakkale`ye gittik. Canakkale` de bir kac gün kalip müzesini ve Troja`yi gördük.Dönüs yolunda Assos`a ve Ayvalik`a gittik. Arkasindan Cunda, orada bir kac gün kaldik. Sonra Dikili ve Foca`yi gördükten sonra tekrar geri dönüs Izmir`de havaalaninda kiraladigimiz arabayi birakip, ucagimiza binip döndük.
O kadar cok degerli tarihi yerleri görüp, birde degisik yerlerde denize girip güneslendik ve her ani doyasiya yasadik.
Ama üzüldügüm Truva`yi ne yazikki biz degilde, bir Alman bulmus ve ikinci üzüldügüm sey, dogru dürüst bakim yok...oysaki akin akin turist vardi ve ilgi cok büyük Truva`ya ve biz ordayken bir otobüs dolusu Japonlar indiler, boyunlarinda ya Canon yada Nikon marka ultra donanimli fotograf makineleriyle ordaydilar ama tarihimizi öne cikaracak pek birsey yapilmamisti. Hala Alman Arkeolog Heinrich Schliemann`in 1870 lerde biraktigi gibi duruyor.
Ama tatiller önemli. Yeni bilgilerle hayatimiza yeni renkler katip, yasamimiza deger katiyoruz.
Yani demem oki, hayat öylede güzeeellll. böyledeee güzzeeellll ( Sertap Erener`in sarkisi geldi aklima) :KK37:
 
Günaydin kizlar,:KK68:
Cok güzel sohbetinize bende katilayim biraz..
Bu yaz bizimde cok güzel bir tatilimiz olmustu. Ilk önce Izmir, oradan araba kiralayip Canakkale`ye gittik. Canakkale` de bir kac gün kalip müzesini ve Troja`yi gördük.Dönüs yolunda Assos`a ve Ayvalik`a gittik. Arkasindan Cunda, orada bir kac gün kaldik. Sonra Dikili ve Foca`yi gördükten sonra tekrar geri dönüs Izmir`de havaalaninda kiraladigimiz arabayi birakip, ucagimiza binip döndük.
O kadar cok degerli tarihi yerleri görüp, birde degisik yerlerde denize girip güneslendik ve her ani doyasiya yasadik.
Ama üzüldügüm Truva`yi ne yazikki biz degilde, bir Alman bulmus ve ikinci üzüldügüm sey, dogru dürüst bakim yok...oysaki akin akin turist vardi ve ilgi cok büyük Truva`ya ve biz ordayken bir otobüs dolusu Japonlar indiler, boyunlarinda ya Canon yada Nikon marka ultra donanimli fotograf makineleriyle ordaydilar ama tarihimizi öne cikaracak pek birsey yapilmamisti. Hala Alman Arkeolog Heinrich Schliemann`in 1870 lerde biraktigi gibi duruyor.
Ama tatiller önemli. Yeni bilgilerle hayatimiza yeni renkler katip, yasamimiza deger katiyoruz.
Yani demem oki, hayat öylede güzeeellll. böyledeee güzzeeellll ( Sertap Erener`in sarkisi geldi aklima) :KK37:
Cundayı beğendin mi olivia? Aslında çok güzeldir ama kalabalıktan güzelliği belli olmuyor. Bak benden sana bir tavsiye bir daha ayvalığa gidersen mutlaka tekne turuna çık. İnanılmaz güzellikler göreceksin :)
 
Cunda`yi coookkk sevdim sevgili srpcnrdnz, bizim gittigimizde sansimiza pek kalabalik degildi, zira haziran`in basiydi. Cok güzel bir otelde kalmistik denize sifir. Denizi cok güzeldi fakat Cunda`nin denizinde " deniz hiyari" cokdu. Gercekten hayatimda ilk defa gördüm deniz hiyarlarini, saka gibiydi... ilk önce ne oldugunu anlamadim, orada calisan garsonlar söyledi isminin deniz hiyari oldugunu. Duydugumda cok gülmüstüm.
Cunda`nin arka sokaklarinda gece hayati cok güzel. Orada yasli bir kadin adi " Fofo Engin " bize güzel sanat müzigi söyledi. O yasina ragmen sesi inanilmaz güzeldi. Olaki biriniz giderseniz muhakkak aksamlari o ziyafeti görmeniz lazim. Cok güzel eglendik. Tüm masadaki müsteriler, sarkilara eslik ederek, kücük sokaklarinda denize karsi serenat yaptik.
Ama dedigin gibi bir tekne turuda yaptik, bunu Ayvalikda gerceklestirdik.
Bu arada " Seytan sofrasi " da inanilmaz güzeldi. Hayatimda ilk defa bir günes batisinin bu kadar güzel ve etkili oldugunu yasadim. O manzarayi anlatmak o kadar zorki, gercekten görmek lazim.
Herhalde ölmeden önce görülecek yerlerden biriside Seytan sofrasidir.
Bir hafta icinde gerceklesen bu tatil, hic bir bes yildizli otelin yerini tutamaz bence...
hepinize iyi aksamlar :KK68:
 
Herkese iyi geceler :KK25:
Olivia hoşgeldiniz, özlemiştik :KK36:

Ne güzel bir tatil geçirmişsiniz, unutulmaz olduğu belli. Peki her sene Türkiye'ye geliyor musunuz?
O Japon turistlere nerdeyse heryerde rastlamak mümkün.Düşünce şekillerine ve yaşam enerjilerine bayılıyorum. Yaşa hiç takılmıyorlar, 60-70 yaşında böyle dünyayı geziyorlar.

Bizim ülkede ileri yaştaki insanların çoğunluğu ölümü düşünerek vakit geçiriyorlar gibi geliyor. (istinalar hariç) Ama bu klasik duruma uymayan insanlarda var.Hatta iyi ki varlar, güzel örnekler görmek hoş oluyor. Mesela duayen Betül Mardin vardır çok severim çağdaş bir Türk kadınıdır,büyük örnektir yine eski eşi tiyatronun üstadlarından Haldun Dormen.Ufak bir anektod vereyim ikisi de boşandıktan sonra çok iyi dost olmuşlar.Her yıl boşanma yıldönümlerini kutluyorlarmış. :KK48: Yine bu isimlerin yanında Aydın Boysan'ı severim ve takip ederim. O da inanılmazdır.Yanlış hatırlamıyorsam 60 yaşında yazarlığa başlamış 30 küsür kitabı vardır. Yine sümerolog Müzeyyen İlmiye Çığ, Toprak dedemiz sevgili Hayrettin Karaca. Şu an aklıma gelen isimler bunlar. Yaşı çok ileri insanlara hassasiyetim var sanırım. Yaşlı-ihtiyar tabirlerini de sevmiyorum. İsimlerini zikrettiğim bu güzel insanların hayata bakış açılarını ve tecrübelerini okumak hoşuma gidiyor.Röportajlarını, katıldıkları programları kaçırmamaya çalışırım. Japonlardan lafı nereye getirdim. :-) E Japonlar denildi mi benim aklıma hemen yaşı ileri insanları gelir.Zaten orada ortalama yaşam ömrü de uzundur.

Bu arada bir konuda size hak veriyorum.5 yıldızlı lüks oteller herşey dahil mantığıda işleyen tatiller bana çok cazip gelmez. Zaten Türkiyede tatil denildi mi illa ki deniz tatili akla gelir. Onunda güzellikleri var ama kültür turları çok daha önemli. İnsana çok zenginlik katıyor bence.Yine tatil denilince yazlık mantığı da bana saçma gelir. Güzel ülkemizde envayi çeşit gezilecek görülecek yer varken her sene aynı yere gitmek çok sıkıcı.En azından benim nazarımda böyle :KK56:
 
KIZILAJANXX yazdiklarina aynen katiliyorum. Tüm yazdiklarin o arastirmaci ünlüleri bende cok takip ediyorum. Yaslaninca onlar gibi degerli ve kiymetli olmak icin cabaliyorum dogrusu. Hepsi benim icin bilgi dinozorlari, Hayati yenmis, zafer insanlari. Örnek insanlar.
Cok güzel bir persembe günü diliyorum hepinize, basarmak istediklerinizi basarin bugün :KK68:
 
Cocuksuzum ve mutluyum sanirim bi bebegim olsa hayatim cok farkli olurdu uzun yilllaaar yillaaaar belki sahip olmak istermiyim bilmiyorum suan ama boyle rahatim esimlede gayet aileyiz gectigimiz yaz esimle yaptigimiz herseyi bi bebegim olsa hayatta yapamazdim estigi yere estigi sekilde gidiyoruz canimiz nezaman isterse geliyoruz uzun yola cikiyoruz istedigimiz seyleri yapiyoruz boyle bi hayatta cocuga yer yok planlarimiz tamamen ikimiz uzerine bebek olursa diye birsey dusunup onagore plan yapmiyoruz cocuk icin hayatimi sekillendirmekte istemem ben kendimi esimi mutlu etmek icin evlendim yapacak cok sey var belki bigun siradanlasip esim ise gitse gelse aksamda tv karsisinda uyusa ben butun gun evde olsam ev isleriyle ugrassam bi cocuk dusunur aile olayim derdim heralde (oyle birsey olmayacak umarim) tesekurler :)
Ama sen hamileydin. Bebeğini mi kaybettin yoksa sivriköşe. Üzüldüm :(
 
Cocuk, cocuk, cocuk....ömür boyu büyük sorumluluk...ömür boyu dert, tasa, endise, korku, kiyaslama, koruma...
Eger gercekten mutlulugu icinizde bulamamissaniz, baskasina verecek mutlulugunuzda yok demektir. Eger mutlu bir evliliginiz yok ise, bir bebek kurtarmiyacaktir...
 
son derece haklı olabilirsiniz ve bu tamamen eşinizin ve sizin kararınız....ama ben şu açıdan düşünüyorum benim yengemlerin çocuğu olmadı ve şimdi yaşlandılar evlatta edinmediler neden bilmiyorum ama...şimdi biz bayramlarda falan hep birlikteyiz kalabalık mutlu bir bayram geçiriyoruz yengemlerin çocuğu torunu olmadığından hep buruklar...Hasta olurlar annem çorba yapıp gitmese annem bakmasa ne arayanı ne soranı var kardeşleri vardı ama öldü bi çoğu malum onlarda yaşlı...Demem o ki şimdi hayat güzel gezelim tozalım ama ya sonra yaşlanınca birilerin nasıl sın anneciğim ihtiyacın varsa geleyim demesi bence bambaşka...Tamam biz şuan evlatlarımız için sıkıntılar yaşayıp kendi hayatımızı bi kenara koyuyoruz ama inanıyorumki onlar da bizim için aynı şeyi yapacak tabiii iyi yetiştirirsek.... yinede karar sizin tabiki kimsenin kimseye doğur yada doğurma deme gibi hakkı asla olamaz bu tamamen içgüdüdür....
 
Cocuk, cocuk, cocuk....ömür boyu büyük sorumluluk...ömür boyu dert, tasa, endise, korku, kiyaslama, koruma...
Eger gercekten mutlulugu icinizde bulamamissaniz, baskasina verecek mutlulugunuzda yok demektir. Eger mutlu bir evliliginiz yok ise, bir bebek kurtarmiyacaktir...
Kesinlikle öyle. Mutlu evliliğin sırrı çocuk falan değil sanıldığı gibi. Saygı, sevgi ve paylaşım bana mucize formül gibi görünmüştür her zaman. Bir de hayata aynı pencereden bakıyorsanız harika oluyor. Malesef biz çocuk konusuna tam aynı yerden bakmıyoruz. :KK51:
 
Back