Arkadaslar burada okudugum bir cok arkadas esinden eziyet goruyor, addatiliyor, dayak yiyor, cocugum babasiz buymesin bahanesi ile sineye cekiyor.
Asagidaki yazi 11 Aralak 2008 de Guzin Abla kosesinde yayinlanmisti. Kadin daha sonra 2. bir mektup gondermis. O da bugunku hurriyet Kelebek ekinde. ama kopyalamak istedigimde degisik kararkterler cikti bugunku yaziyi kopyalamadim. O sebeple olaylarin devamini, kadinin bosanma mucadelesi, kazanisini ve cocuklarinin bu bosanma karsisinda nasil mutlu olduklarini o linkten okuyabilirsiniz. Esinden dayak yiyen, aldatilan, eziyet goren arkadaslarimiza cesaret olmasi dileklerimle...
Aldatan erkeği bırakın gitsin affetmek hata
Sevgili Güzin Abla, sana yazarsam belki acım diner diye düşünüyorum.
Ben çok güzel bir kadınım, bir bakan bir daha bakar. Eşimle 21 sene evvel evlendiğimizde, ben 18 o ise 30 yaşındaydı. Bu evlilikten 2 çocuğumuz oldu. Eşim yıllarca bana kötü davrandı, kimseyle görüştürmedi. Hiçbir yere göndermedi, hep aşağıladı, üstüme başıma hiçbir şey almazdı, 2 sene evvel bir sutyen almak istediğimde, oralı bile olmadı halbuki ihtiyacım vardı. Kocam bana eski gömleklerini verirdi, "giy" diye ama her hafta kendine yeni kıyafetler alırdı. Bundan bir sene önce yurtdışına çıktı görev nedeniyle... Haftada bir arar burnumdan getirirdi. "Ben yurtdışındayım, sen evde rahatsın" diye.
Bir yıl sonra eve döndüğünde, cep telefonunda çirkin bir kadının fotoğraflarını buldum. Bazı fotoğraflar yarı çıplaktı. Sorduğumda "Bir arkadaşımın kız arkadaşı, fotoğrafları ben çekmedim" dedi.
Ben akıllı bir kadınım, laptopuna baktım daha fazla fotoğraf buldum. O kadına memleketine dönmesi için gidiş- geliş bileti bile almış. Mücevher, üst baş, taksi parası, telefon, daha neler neler anlatmakla bitmez.
Sonunda inkar edemedi çünkü hepsini bulmuştum. Bana anlattı. Kadınla çıkıyorlarmış. Üstelik bu kadın eşimin apartmanında kalmış. Onu her yere götürmüş, hep dışarıda yemişler. Bir de utanmadan bana hesap soruyordu. O bir sene boyunca neyi nereye harcadığımı...
Buraya gelir gelmez havaalanından onu aramış, eve gelince yine aramış. Bütün tel numaralarını buldum. Artık saklayacak durumu kalmadığı için anlattı. Üstüne üstlük kadın evi aradı, ben de dinledim. Kadın "Bana beni sevdiğini söyledin, 'karımı sevmiyorum ama boşanamam' dedin. Çok para kaybederim diyordun hani" diye sızlanıyordu.
Bunları yüzüne vurunca, bana söz verdi, "Bitti aramayacağım onu bir daha" dedi. Oysa bana söz verdikten 18 gün sonra gene aramış. Demez mi "İlişkimizi bitirmek için aradım" diye. Hepsi yalan! Eşimin bana dediği "Ona istediğimi elde edeyim diye ihtiyacı olan şeyleri aldım" oldu. Ben de o zaman "Ben neydim ki bana bir iç çamaşırı bile almadın" diye sordum.
Şimdi her gün yalvarıyor, bazen güzellikle, bazen de sinirlenerek "Bize bir şans daha ver" diye. Geçmiş olsun, ona karşı tek hissettiğim nefret artık. Aslında kadın Arap ülkesinde yaşıyor, istesem şikayet ederim, onu cezalandırırlar ama kadın da ağlıyordu yapamadım. Ama bilmesi gerekmez miydi evli bir erkekle çıkılmayacağını.
Eşim geldiği ilk hafta bana karşı çok soğuktu şimdi anlıyorum sebebini. Şimdi de yalvarıyor her gün ama kocamın sesini bile duymak istemiyorum artık. Boşanacağım ama "boşanmam" diyor. Madem öyle neden yaptı bunları? Nasıl başka bir kadının koynunda sabahladı? İçime öyle bir tiksinti geldi ki anlatamam...
Bir de utanmadan "Sensiz ölürüm, seninle yaşlanmak istiyorum" diyor, bu kadar yüzsüzlük olmaz artık. Boşandıktan sonra da görüşmek istemiyorum çünkü biliyorum peşimi bırakmayacak. Çocukları görsün, ona bir şey diyemem.
Eşim laftan anlamıyor, beni rahat bırakması için ne yapmalıyım? Ona asla geri dönmeyeceğimi bilsin. Aslında beni sevdiğinden değil, parasını kaybedeceği için karşı çıkıyor. Çünkü her şeyin yarısı benim üstüme. Erkekler bunu nasıl yapabiliyor bu kadar pişkinlikle, sen söyle abla. Annem "Bak şimdi her istediğini alıyor, boşanma" diyor. Ama bazı kadınların bunu nasıl hazmedebildiklerine benim aklım ermiyor. Ben o kadınlardan biri değilim ama ömür boyu böyle yaşamak da istemiyorum. Kim bilir belki bir gün kıymetimi bilen birini bulurum.
Bu yazımı yayınlarsan belki diğer kadınlar ibret alır. Kocalarına başından itibaren dizginleri vermesinler yoksa benim durumuma düşebilirler.n RUMUZ: NİKİ
Evet ihanet eden erkekler açısından ibretlik bir öykü bu. Özellikle de erkeklerin eşlerinden şu ya da bu nedenle kolay kolay boşanmak istemeyeceklerini gösteren bir örnek. Ben de zaten yıllardır hep bunu dile getirmeye çalışıyorum.
Bence de henüz çok gençsin kızım, hayatını yeniden kurabilirsin. Sana cehennem hayatı yaşatmış bu adamdan kurtulman için iyi bir fırsat yakalamışken sonuna kadar git. Anneni ve sana "barış" diyen yakınlarını dinleme. Zaten senin için sorun sadece bu ihanet değil ki... Ama avukatın ihanet olayından yola çıkarsa sanırım rahatlıkla boşanabilirsin.
kadinin 2. mektubu ise bu linkte.
Size vurdu mu? Aldattı mı? Atın tekmeyi gitsin! - Güzin Abla - Hürriyet
Asagidaki yazi 11 Aralak 2008 de Guzin Abla kosesinde yayinlanmisti. Kadin daha sonra 2. bir mektup gondermis. O da bugunku hurriyet Kelebek ekinde. ama kopyalamak istedigimde degisik kararkterler cikti bugunku yaziyi kopyalamadim. O sebeple olaylarin devamini, kadinin bosanma mucadelesi, kazanisini ve cocuklarinin bu bosanma karsisinda nasil mutlu olduklarini o linkten okuyabilirsiniz. Esinden dayak yiyen, aldatilan, eziyet goren arkadaslarimiza cesaret olmasi dileklerimle...
Aldatan erkeği bırakın gitsin affetmek hata
Sevgili Güzin Abla, sana yazarsam belki acım diner diye düşünüyorum.
Ben çok güzel bir kadınım, bir bakan bir daha bakar. Eşimle 21 sene evvel evlendiğimizde, ben 18 o ise 30 yaşındaydı. Bu evlilikten 2 çocuğumuz oldu. Eşim yıllarca bana kötü davrandı, kimseyle görüştürmedi. Hiçbir yere göndermedi, hep aşağıladı, üstüme başıma hiçbir şey almazdı, 2 sene evvel bir sutyen almak istediğimde, oralı bile olmadı halbuki ihtiyacım vardı. Kocam bana eski gömleklerini verirdi, "giy" diye ama her hafta kendine yeni kıyafetler alırdı. Bundan bir sene önce yurtdışına çıktı görev nedeniyle... Haftada bir arar burnumdan getirirdi. "Ben yurtdışındayım, sen evde rahatsın" diye.
Bir yıl sonra eve döndüğünde, cep telefonunda çirkin bir kadının fotoğraflarını buldum. Bazı fotoğraflar yarı çıplaktı. Sorduğumda "Bir arkadaşımın kız arkadaşı, fotoğrafları ben çekmedim" dedi.
Ben akıllı bir kadınım, laptopuna baktım daha fazla fotoğraf buldum. O kadına memleketine dönmesi için gidiş- geliş bileti bile almış. Mücevher, üst baş, taksi parası, telefon, daha neler neler anlatmakla bitmez.
Sonunda inkar edemedi çünkü hepsini bulmuştum. Bana anlattı. Kadınla çıkıyorlarmış. Üstelik bu kadın eşimin apartmanında kalmış. Onu her yere götürmüş, hep dışarıda yemişler. Bir de utanmadan bana hesap soruyordu. O bir sene boyunca neyi nereye harcadığımı...
Buraya gelir gelmez havaalanından onu aramış, eve gelince yine aramış. Bütün tel numaralarını buldum. Artık saklayacak durumu kalmadığı için anlattı. Üstüne üstlük kadın evi aradı, ben de dinledim. Kadın "Bana beni sevdiğini söyledin, 'karımı sevmiyorum ama boşanamam' dedin. Çok para kaybederim diyordun hani" diye sızlanıyordu.
Bunları yüzüne vurunca, bana söz verdi, "Bitti aramayacağım onu bir daha" dedi. Oysa bana söz verdikten 18 gün sonra gene aramış. Demez mi "İlişkimizi bitirmek için aradım" diye. Hepsi yalan! Eşimin bana dediği "Ona istediğimi elde edeyim diye ihtiyacı olan şeyleri aldım" oldu. Ben de o zaman "Ben neydim ki bana bir iç çamaşırı bile almadın" diye sordum.
Şimdi her gün yalvarıyor, bazen güzellikle, bazen de sinirlenerek "Bize bir şans daha ver" diye. Geçmiş olsun, ona karşı tek hissettiğim nefret artık. Aslında kadın Arap ülkesinde yaşıyor, istesem şikayet ederim, onu cezalandırırlar ama kadın da ağlıyordu yapamadım. Ama bilmesi gerekmez miydi evli bir erkekle çıkılmayacağını.
Eşim geldiği ilk hafta bana karşı çok soğuktu şimdi anlıyorum sebebini. Şimdi de yalvarıyor her gün ama kocamın sesini bile duymak istemiyorum artık. Boşanacağım ama "boşanmam" diyor. Madem öyle neden yaptı bunları? Nasıl başka bir kadının koynunda sabahladı? İçime öyle bir tiksinti geldi ki anlatamam...
Bir de utanmadan "Sensiz ölürüm, seninle yaşlanmak istiyorum" diyor, bu kadar yüzsüzlük olmaz artık. Boşandıktan sonra da görüşmek istemiyorum çünkü biliyorum peşimi bırakmayacak. Çocukları görsün, ona bir şey diyemem.
Eşim laftan anlamıyor, beni rahat bırakması için ne yapmalıyım? Ona asla geri dönmeyeceğimi bilsin. Aslında beni sevdiğinden değil, parasını kaybedeceği için karşı çıkıyor. Çünkü her şeyin yarısı benim üstüme. Erkekler bunu nasıl yapabiliyor bu kadar pişkinlikle, sen söyle abla. Annem "Bak şimdi her istediğini alıyor, boşanma" diyor. Ama bazı kadınların bunu nasıl hazmedebildiklerine benim aklım ermiyor. Ben o kadınlardan biri değilim ama ömür boyu böyle yaşamak da istemiyorum. Kim bilir belki bir gün kıymetimi bilen birini bulurum.
Bu yazımı yayınlarsan belki diğer kadınlar ibret alır. Kocalarına başından itibaren dizginleri vermesinler yoksa benim durumuma düşebilirler.n RUMUZ: NİKİ
Evet ihanet eden erkekler açısından ibretlik bir öykü bu. Özellikle de erkeklerin eşlerinden şu ya da bu nedenle kolay kolay boşanmak istemeyeceklerini gösteren bir örnek. Ben de zaten yıllardır hep bunu dile getirmeye çalışıyorum.
Bence de henüz çok gençsin kızım, hayatını yeniden kurabilirsin. Sana cehennem hayatı yaşatmış bu adamdan kurtulman için iyi bir fırsat yakalamışken sonuna kadar git. Anneni ve sana "barış" diyen yakınlarını dinleme. Zaten senin için sorun sadece bu ihanet değil ki... Ama avukatın ihanet olayından yola çıkarsa sanırım rahatlıkla boşanabilirsin.
kadinin 2. mektubu ise bu linkte.
Size vurdu mu? Aldattı mı? Atın tekmeyi gitsin! - Güzin Abla - Hürriyet