- 17 Nisan 2012
- 1.896
- 2.559
neden sadece işinize gelen bilgileri paylasıyorsunuz?
psikoloji tartısmasını zaten orada bırakıyorum,
ancak yorumumu yine anlamadıgınızı bilmek üzücü, hem tartısmanın bitmesini yazan kim? çözümlerden ve çelişkilerden bahsediyorum.
tıp alanında bugun yanlıslanan kabulleri de her yönüyle yazarsanız o zaman yanlıs ve dogruları tartısacak, kıyaslama yapabilecek daha saglam bir zemin olusturmus olursunuz.
uzulerek soyluyorum ki sadece bilgi degil, yontem olarak da cok eksiginiz var mervecik01.
ayrıca konu sahibine ve kızına faydayı hatırlatmısken (aynı hatayı yaptıgım icin konusahibinin kendisinden de cok ozur diliyorum ) yepyeni bir soruyla devam etmeniz... anlam veremiyorum.
icinizde dolup tasanları aktarma, konusma isteginizi anlıyorum,
ama bunun icin arkadas edinmenizi tavsiye ederim... ya da sayısını cogaltabilirsiniz.
iyi forumlar dilerim...
Bir tanesi on yıllarca süren davalarında başarılar dilerim. Hakim, savcı ve avukatlar yanlarına mendillerini almayı unutmasınlar bol bol hayat hikayesi dinleyecekler. Sanki hukukta standart varmış gibi bir de..
Birini öldüren katil, 30 senedir maktülün beddualarıyla veya olumsuz sözleriyle gerçek hayatla bağlantısını koparmışsa ve günün birinde canına tak deyip tamamen susturmanın tek yolunun bu olduğuna karar verdiyse , diğer sokakta ilk defa gördüğü efelendiği adamı indiren kişiden daha az ceza almasını isterim. Psikolog da ikisine de yardımcı olabiliyorsa olsun, ikinci için kaybedilmiş demiyorum onu da saldırgan davranışlarına iten sebepler vardır onu da bulsunlar zaten ki sokakta rahat rahat dolaşabilelim. İlkinin hıncı tek kişiye, diğeri ise serseri mayın gibi, toplum için ağır tehlike.
Yılan olayına bir şey demiyorum, bence yaşasın yılan. Doğanın girift yapısı için o da gerekli, toplumun çetrefilli yapısı için ise "çeşitli" mecralar şart, herkesin rahatlama yolu tercihine kimse karışamaz. Başka birilerinin özgürlüklerini mi kısıtlıyorlar o zaman gereği yapılır. Bir sabah kalkıp içinde buluvermeyeceksin kendini merak etme.
Yalnız put kırıcılık sektöründe olduğu gibi yok saydığının yerine daha iyi bir alternatifin yoksa dediklerinin bir olayı kalmıyor, psikoloji yok, pedagoji yok, beşeri ilimler yok, ne var o zaman? "Biz" kitabının sonu iyi bitmemişti, distopik diye zaar. "İnsan" ı denklemden çıkarınca öyle oluyor. Ruhsuz bilim de bizi daha mutlu yapmıyor.
Dilbilim işi ise karmaşık, alt dalı fonetik dışında seni tatmin edecek bilim yok oradaBen söyleyeyim de öyle çok bel bağlama, evrensel kurallar falan filan, anca asla ispatlanamayacak teoriler, paso bilinmezcilik. Gün gelir belki onların da ne kadar rahat ahkam kestiğine sararsın diye detay vermiyorum
mervecik01
şimdi sana bişey söyleyeceğim çok şaşıracaksın
bilimin türleri var mesela pozitif bilimler, davranış bilimleri, sosyal bilimler vs... şimdi bu türler farklı özneleri farklı yöntem ve tekniklerle analiz ediyorlar. okuyabildiğim kadarıyla- hepsini okuyamadım çünkü öznel akıl yürütmelerin beni üniversite birinci sınıf günlerimize döndürdü, sınıfta yapılan beyin fırtınalarında böyle konuyu yanlış bi yerden tutturup, spekülasyon üzerine spekülasyon yapan arkadaşlar vardı- dediğim gibi okuyabildiğim kadarıyla sen bilim türü olarak sadece "pozitif" bilimleri temel alıyorsun ve aynı şartları diğer bilim türleri sağlayamadığı için onları tümden reddetme yolundan gidiyorsun
suyun 100 derecede kaynamasının deterministik yapısını insan davranışı üzerinde uygulayamazsın
sana bu konuda destan yazarım ama sen şunu bil yeter: psikoloji ve sosyoloji gibi bilimler genelleme yapmazlar, nitel araştırma yöntemleri kullanarak daha sağlıklı sonuç alırlar, problem sorusuna göre nicel ve deneysel çalışmalar da yapabilirler ve olması gerekeni değil var olanı ortaya çıkarma gayesi güderler.
son birkaç mesajını okumadım bundan sonra yazdıklarını da okumak istemiyorum çünkü beynim çöplüğe döndü.
1994 tarihinden itibaren WHO üyesi tüm ülkeler yeni sınıflandırmayı kullanmaya başladı. Eşcinselliğin bir hastalık, bozukluk ya da eksiklik olmadığını, 3 farklı cinsel yönelimden birisi olduğunu ve doğuştan ya da 3 ile 4 yaşlarına kadar belirlenen, kişinin kendi seçmediği bir durum olduğu tıp bilim tarafından tespit edilmiş ve bu durum kabul görmüş ve eşcinseller çoğu gelişmiş ülkelerde eşcinseller arası resmi evlilik dahil olmak üzere heteroseksüellerin sahip olduğu pek çok hakka kavuşmuştur.
Cehalet fena bir şey...Allah yardim etsin..
İyi tamam hakimleri kaldıralım, oturtalım birer psikolog, yıllar sürmesin tek celsede tipine bakıp karar verisnler kim suçlu kim suçsuz diye. Katil anlatsın, ''ama çocukken annem terlikle dövüyordu, bir defa da xxx oldu'' falan... Psikolog da desin ki, ''hmmm vah vah senin psikolojin kötüymüş o yüzden suçlu sayılmazsın.'' Bu mu yani?
Psikolojinin yerine bir şey koyulması mı gerekiyor illa ki? İnsanlar gidip kendileri bulsunlar ne bulacaklarsa. İlla bu konuda otoriteler mi oluşturulmalı, rahatlama konusunda yani. Gidip yoga yapsınlar yahu, spor yapsınlar. Ivır zıvır işler degil en azından saglıklı vücutları olur hiç olmazsa.
Evrensel kurallara da inanmam. Her şey degişir. Ama denge halini baz alıp yaşamak zorundayız, yani ben desem de demesem de durum bu. Benim savunmadıgım şeyleri bana niye yazıyorsun anlamıyorum. Daha önceki yorumunda da ''kaos mu olsun istiyorsun'' demiştin, şimdi de tam tersini söylüyorsun. Ben ikisini de savunmuyorum halbuki
Yok şaşırmadım. Ben psikolojik hastalıkları reddediyorum (neredeyse tamamını) ve bizi o hastalıklardan kurtaracak olan sözde psikologları... Ama bunu söyleyince genelde böyle tepkiler gelir, ''sosyal bilimleri mi inkar ediyorsun, sosyolojiyi mi reddediyorsun, şunu mu inkar ediyorsun, bunu mu inkar ediyorsun'' falan filan.
Psikoloji tamamen kişisel (tekil olarak) deneyimlere dayalı. Bunun bilimle ne alakası var yahu? Tamamen subjektif, herkese göre başka başka şeyler. Deneylerle falan da bir yere varılmaz. Dedigim gibi tamamen her insan için farklı farklıdır. Bi deney yaparsın güya farklı başka deney yaparsın tamamen farklı. Sosyolojiyle falan bir tutma hiç bunu, ilgisi yok.
Hele bir de bunun üzerinden hastalık etiketi yapıştırmak tam felaket. Mesela çekingen biri niye psikolojisi bozuk olarak görülür, ya da sinirli birisi? Bunlar hastalık degil, karakter farklılıgıdır. Hiperaktiflik niye anormalliktir? Ne alakası var yani anormallikle falan?
Tıp'taki yanlışlamalar bilimseldir. Bilimsel önermeler bilimsel şekilde yanlışlanırlar. Bu zaten olması gerekendir. Psikoloji ile ilgisi yok bunun ve ben de bundan bahsediyorum zaten. Psikolojinin önermeleri yanlışlanabilir degiller. Halkın hoşuna gitmedi diye bir hastalık kategoriden çıkarılır mı? Tıpla psikolojiyi aynı kefeye nasıl koydun anlamak mümkün degil. Biri nesnel digeri hurafe. Tıptaki bir hastalıgı halkın hoşuna gitmiyor diye kategoriden çıkaramazsın. Bilimsel olarak yanlışlayabilirsin sadece. Yani benim yöntemim modern bilim felsefesi üzerinedir.
Yöntem demişken senin yöntemini eleştireyim ben de.
Bir önceki yorumunda aynı düşünmüyorum diye, ''çocuklugunda kim bilir neler yaşadı'' dedin, sanki hastaymışım gibi etiket yapıştırma çalışması.
Çok merak ediyorsan anlatayım; okula gittim geldim, bisiklet sürdüm, daga çıktım, piknik yaptım, yanlış yapınca azar işittim ya da bazen ''bi daha yapma e mi?'' dediler kibarca, bazen tartıştım, sek sek oynadım, kedi yakalamaya çalışırken düştüm... vs. Yani her çocugun yaşayabilecegi normal şeyler işte. Sen ne umuyordun kiYani ne yaşamış olabilirim ki?
İkinci yorumunda ise ''konuşmak istiyorsan arkadaş edin...'' vs. Bu sefer de arkadaşsız falan oldum.
Kendi kafanda ürettiklerini niye alakasız bir biçimde bana yapıştırıyorsun ki? Bak senin yöntemin de bu.
Sana da iyi forumlar.
yine anlamamışsınız mervecik
her yorumum bir oncekiyle bütünlük icindeydi; savdan, argumandan, çelişkilerden bahsetmisken yöntemden kastımın sizin yazdıgınız bicimde olmayacagı açık.
keza bahsettigim çözümsüzlük de sonu gelmeyen ve sürekli birbiriyle çelisen yorumlarla ilgiliydi, bunu kac kez tekrarlamam gerekiyor bilmiyorum.
her kelimenizi dikkate alıp eleştirecek olsam ohooo neler cıkar, en basitinden toplum muhendisligine propoganda demenize bile yorum yapmadım, sanırım kabul ettigimi düşündünüz?
sizin düsüncelerinizle gercekten ilgilenmiyorum; genel olarak istediginize inanabilir, istediginiz kavramları da kendi hayatınızda -iyiliginiz icin veya degil- kabul edebilir ya da reddedebilirsiniz...
benim asıl rahatsız oldugum nokta konuda adı gecen 10yaşındaki kız cocugunun bilimsel olarak tespit edilmis üstün zeka, hiperaktivite ve dikkat eksikligi varken ve bunlarla ilgili ciddi sıkıntılar yaşıyorken sizin bu bilimsel sonucları reddedip uydurmasyon seylermis gibi sunmanız.
istediginiz kadar psikolojiyi de reddedin umursamıyorum, ancak bu cocugun sorunlarının tümüyle kör kuyuyu itilmesine neden olacak sekilde kendinizi tatmin etmek icin mi bilmedigim ve nedenini anlayamadıgım önermelerinize kusura bakmayın izleyici kalamıyoruz,
keza üzerinize alındıgınız yorumumda da oldugu gibi cocuklugu merak da bundan kaynaklanıyor, bir insan hangi sebeple "cocuklar" soz konusu oldugu zaman dahi egolarına yenilip saldırganlasır?
kaldı ki sek sek oynamanızla sadece tek ayak uzerinde dengede durabildiginiz cıkarımını yapabilirim ki o bile muallakta, sonucta sadece oyundan bahsedilmis. ustelik bunun yorumunu yapacak bilimsel bilgiye sahip olan kisi de ben degilim, egitimini almıs kimsenin de uzaktan uzaga teshis koyacagını sanmıyorum.
fakat yukarıda sordugum sorunun cevabının nedenlerini düsünmek bile insanın gozunu korkutuyor... yoksa su an yazdıklarınız veya bir insanın sosyal bilimleri yok sayması üzerinde duracak degilim ki, dünya lideri olup yasak koysaydınız o zaman ciddi bir problem olarak gorurdum.
egitim için dayagın olabilcegini yazmanız,
psikolojiyi tanımadıgınız gibi psikolojik siddeti de kavram olarak reddetmeniz,
boşanmanın sadece darpa dayalı olabilecegini ve kadın sıgınma evlerinin de gereksiz oldugunu savunmanız yorumlarınızdan aklımda kalan sadece bir kac ornek.
dunyanın her yerinde insanların birbirinin ayagını kaydırmak icin bile acımasızca davranabildigi bir sosyal yaşantıda, sizin siddete bu kadar uzak kalıp bir de yukarıda yazdıklarım gibi cumleler kurmanız gercekten şaşırtıcı, uzman olsam incelenesi bir vaka derdim.
ancak simdi anlıyorum ki derdiniz parça parca okuduklarınızdan aklınıza takılanları yazıp tartısma konuları acarak sohbet edebilmek. bu ugurda harcadıgınız kisiler, konular, degerler hicbir sey de umrunuzda degil.
buna daha fazla ortak olmak niyetinde degilim.
hayatinizda dilerim hep kibar insanlarla karsılasırsınız,
nezaket dolu günler dilerim...
istediginiz kadar psikolojiyi de reddedin umursamıyorum, ancak bu cocugun sorunlarının tümüyle kör kuyuyu itilmesine neden olacak sekilde kendinizi tatmin etmek icin mi bilmedigim ve nedenini anlayamadıgım önermelerinize kusura bakmayın izleyici kalamıyoruz,
keza üzerinize alındıgınız yorumumda da oldugu gibi cocuklugu merak da bundan kaynaklanıyor, bir insan hangi sebeple "cocuklar" soz konusu oldugu zaman dahi egolarına yenilip saldırganlasır?
ancak simdi anlıyorum ki derdiniz parça parca okuduklarınızdan aklınıza takılanları yazıp tartısma konuları acarak sohbet edebilmek. bu ugurda harcadıgınız kisiler, konular, degerler hicbir sey de umrunuzda degil.
buna daha fazla ortak olmak niyetinde degilim.
X'in Y'den daha az ceza almasını isterim dedim. (ikisi de ceza alıyor; kimsenin suçsuz olarak nitelendirilmesini istemedim) Hakim elindeki raporla beraber karar versin. Süper kahramanlık mı bekleyeceksin hakimden bazı durumda sadece hakimin olması yeterliyken, bazı durumda ikisinin de varolması şart.
Yaw gidip yoga yapıyorlar, onun eğitmenini baştacı ediyorlar bu sefer de, esas değişmeyecek şey bu yani, kurumsallaşma, otoriteleşme sonra git gide özün, samimiyetin bozulması, birilerinin bu işten prim yapması, mağdurların ve haksız kazananların olması, adı ne olursa olsun.
Yoo evrensel derken ben dilbilimin evrensel dil teorilerine gönderme yaptım orada, savunulmayan şeyleri savunuluyor gösterme çabasını sen daha iyi bilirsinEline su dökemem, hiç mütevazı olmana gerek yok bu konuda.