Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Kastettiğim olası yanlışlama mesela genlerde daha sabit şeyler bulursun şimdi gazetelerdeki komik"terbiyesizlik geni bulundu!!" gibi bir şey o zaman, soruların, cevapların, geçmiş hikayelerinin bir anlamı kalır mı, kalmaz. Falcılara artık eskisi inanılmadığı gibi.. Meteoroloji çıktı mertlik o konuda tamamen bozuldu örneğin. Fakat inanan insanlar hep olacak onun önüne de geçemezsin çağ işi bu. Hmm.. çocukluğunda ne yaşadı acabağ? diye kafesin dışından bakmıyor kişiye heralde bu kişi ayrıca, aldığı cevaba göre şekillendiriyor tespitini, ideal mi? hayır.. Belki tamamen olayları kendine yontup olmayan bir hikayeyi anlattı fakat bu şekilde bir katarsis yaşayabildi, gerisi mühim değil ki?
Standardı olabileceğini ben de hiç sanmıyorum ama olmamasında da kusur aramam neden standardı olmak zorunda olsun en başta? Dilin de standardı yok ama bazen anlaşıyoruz, bazen anlaşamıyoruz, bazen anlamamazlığa geliyoruz. Ee dil yok o zaman madem !!!11 Bu kadar soruna yol açıyorsa saçmalık bu demek oluyor o zaman? Mantıklı mı, değil.
Belki diyorum çünkü adamı tanımıyorum bilmiyorum, koltuğumda otururken, gelip bana çocukluğunu, korkularını, kaygılarını, isteklerini, hayal kırıklıklarını mı anlattı, pişmanlıklarını mı döktü önüme, aklıma gelen bi iki sebep yazdım işte. Evrensel psikoloji/bilinç tanımlarına mı ulaşmaya çalışıyoruz ki?
Kaotik mi determisinistik mi dersen olduğu kadar, olmadığı kader diyorum şimdilik felsefe diplomamı daha almadım 3 dönem sonra tekrar konuşuruz. Bilinmezci olmak kötü bir şey değildir hem.
Pragmatik yaklaş olaya, "o kişi" ye bu şey yarıyorsa, önceki günden daha iyi hissediyorsa sorun yok işte, az beklenti çok mutluluk.
bazı insanlar çocukluklarında ne yaşamışlar, neye maruz kalmışlar hakikaten çok merak ediyorum...
kimisi gercekligi reddedip sonra adına realite diyip kendince yabancılaşma saglayarak onu savunur,
napalım, psikolojik olarak onlara da bu iyi geliyor demek ki...
belki de bazı gerceklerin acı olmasından kaçmanın bir yontemidir...
ancak bu karmaşadaki uzlaşmaz çelişkileri, kullanılan kelimeler veya kabul edilen kavramlar çözmeye yetmiyor ne yazık ki.
Verdigin örnekler nedir ya allasen...
* Dedigin gibi bi gen bulunsa da yanlışlanamazlar çünkü iddiaları o yönde degil. Bunların iddiaları (psikolog/pedagog) davranış ve yaşanılan olayları temel alır.
''Tanrı istemese kagıt yanmaz'' lafını yanlışlayamazsın mesela. ''ateşi tuttum yandı, tanrıyla alakası yok' dersin, ''ama tanrı istemese yanmazdı'' der.... '', ''ama her seferinde ateşi tutunca yanıyor, hep böyle..'' dersen, ''her seferinde tanrı istedigi/izin verdigi için yandı'' der. Yanlışlayamazsın yani çünkü yanlışlanabilecek bir iddia degil.
Gen bulursun (ki öyle bir şey bulunamaz ya neyse), bu sefer de ''ama şu olayları da yaşamış, onunla da alakalı'' derler.
Sözde finans uzmanları, borsa uzmanları, spor yorumcuları gibi bunlar. Spekülasyon üzerine spekülasyon.
* Meteoroloji bile çok ve bilinmez degişkenleri oldugu için belli yere kadar tahmin verebilir. ''kelebek etkisi'' denen şey var ya herkesin bildigi... işte o mesele... Belli bir noktadan sonrası öngörülemezdir çünkü, hesaplanamazdır. Bu yüzden meteoroloji haddini bilir, atıyorum max 10-15 günlük tahmin verir, sonrası için hurafe uydurmaz çünkü ne olacagını kestiremez.
Psikologların önünde çok daha fazla degişken var, üstüne bir de bilinç var, özgür irade var, hormonlar var... var da var.. Ama onlar bir kaç şeye bakıp ahkam kesmekten de geri durmazlar. Yapıştırırlar etiketi, sonra da sözde tedavilerini uygularlar falan.
* Dil örnegi güzel olmuş sadece...
Ama onda da farklar çok çünkü insanlar dili sorgusuz alırlar, mecburen başlar, o yüzden standardın bir önemi yok burada. Psikoloji ise öyle degil, davranışların sebebini merak edersin bu yüzden başlar. İlerleyişini mantıklı şeylere dayandırmak zorundadır o yüzden de.
Psikolojinin muadili meteoroloji, gen, dil... vs degil yani. Bunun muadili falcılık, astroloji, cincilik, üfürükçülük falan.
Bir insana bagırırsan üzülebilir, sinirlenebilir, korkabilir, gülebilir... vs. Standardı yok. Bu demek degil ki olayların/davranışların bir etkisi yok... Benim yok saydıgım bu degil; psikolojik hastalık diye uydurulanlar, psikologlar, bunların sözde tedavileri...vs. Bunları yok sayıyorum işte. Kendi kafalarından alakasız standartlar uydurup standart dışındakileri etiketlemelkeri sonra uyduruk tedaviler uygulamaları falan filan...
Psikoloji gitsin davranışları incelesin sadece, gözlemlesin... o kadar... ötesi onların işi degil. Yani bunları standarda sokup üzerinden ahkam kesme mesleesi onların işi degil.
Psikoloji dedigin en fazla toplum psikolojisi olabilir, benim sürekli kullandıgım ''propaganda'' kelimesi işte. Toplum mühendisligi yani.
Pragmatik yaklaşma konusuna da katılmam. Öncelikle psikoloji iyi bir şey mi ki? Şu anda ellerinde nasıl bir güç var farkında mısın? Suçluyu suçsuz, suçsuzu suçlu ilan edebiliyor bunlar. Kendi uydurdukları standardın dışındakilere ''aklen hasta'' diyebiliyorlar. Bu mu yani fayda?
Mesela konumuz müritlerini yaciz eden bir şeyh oslaydı ne diyecektin? Pragmatik yaklaş der miydin? Kendilerini cinsel olarak kullandırsalar şeyhin hurafeleri yüzünden? Halbuki hem müritler hem şeyh memnundur Ama açıkçası onların bu memnuniyeti benim şeyhi sahtekar, müritlerine de aptal diye eleştirmeme engel teşkil etmez.
Ama onda da farklar çok çünkü insanlar dili sorgusuz alırlar, mecburen başlar, o yüzden standardın bir önemi yok burada. Psikoloji ise öyle degil, davranışların sebebini merak edersin bu yüzden başlar. İlerleyişini mantıklı şeylere dayandırmak zorundadır o yüzden de.
psikologlar genelleme yapar diye uydurup sonra bunu saçma bir sürü yazıyla ''böyle işte'' diye kabullendırmeye calısırken ki umudu kimse de yok yalnız:))))bazı insanlar çocukluklarında ne yaşamışlar, neye maruz kalmışlar hakikaten çok merak ediyorum...
kimisi gercekligi reddedip sonra adına realite diyip kendince yabancılaşma saglayarak onu savunur,
napalım, psikolojik olarak onlara da bu iyi geliyor demek ki...
belki de bazı gerceklerin acı olmasından kaçmanın bir yontemidir...
ancak bu karmaşadaki uzlaşmaz çelişkileri, kullanılan kelimeler veya kabul edilen kavramlar çözmeye yetmiyor ne yazık ki.
Psikolojiye "iman" edilmez.Beni kast ettigini varsayıp cevap yazıyorum.
Bu söylediklerini din adamları da yapar. Biraz eleştir kendisini hemen dinsiz falan der, sus saygısız der.
Psikolojiye iman edenler de hoşlanmadıkları görüş olunca ''hmmm acaba çocuklugunda ne yaşadı? hasta mı ne?'' gibi şeyler söyler. Eh sonuçta kendisine katılmıyorsam hastayımdır onlara göre
Beni kast ettigini varsayıp cevap yazıyorum.
Bu söylediklerini din adamları da yapar. Biraz eleştir kendisini hemen dinsiz falan der, sus saygısız der.
Psikolojiye iman edenler de hoşlanmadıkları görüş olunca ''hmmm acaba çocuklugunda ne yaşadı? hasta mı ne?'' gibi şeyler söyler. Eh sonuçta kendisine katılmıyorsam hastayımdır onlara göre
** Çağ farkı var diyorum, çağ yani 3-5 sene değil, doğuştan gelen sadece iki korku; düşme ve yüksek ses gibi, daha fazla şey daha fazla yerine sabitlenirse, bazı insanlar neden diğerlerine göre daha duyarlı? sorusunun cevabı gibi, büyüdüğünde şartları ne olursa olsun belki bu yeni sabitlere göre insanlar kategorilendirebilir, (ee burç işinde yapıyolar onu zaten ahhah)
** Dediğin şeyler öyle oldukları için dogmatik zaten, adı üstünde. Ama psikoloji vs. öyle değil ki, değişiyor gelişiyor. Hala Freud'a, Skinner'a mı bağlı kalıyorsun zamanla değişiyor, genele yayılması uzun sürüyor sadece. Bunda da bir sorun yok çünkü öznesi insan.
** Diyecekler tabi ki çünkü o kişi o olayı yaşamış alla alla, 10 yaşında iki benzer aile yapısına sahip yakın iki arkadaşından birinin babası ölse mesela, 15 yaşına geldiklerinde aynı karaktere mi sahip olurlar? Olmazlar tabi ki.
** Spekülasyon işini bilemiyorum, dediğin kişleri okumam, izlemem, dinlemem, bel bağlamam.
** Meterolojinin belli bir yere kadar tahmin edilebilir iddiasının aksini söyleyen mi oldu??, 10 yıllık hava tahmin raporu mu bekliyorsun? Yağmur duasına çıkmıyorsun artık işte.
** La gitme psikoloğa puanın yetmemişte okuyamamışsın gibi neden sen de devamlı yaftalama peşindesin ki, zorunlu değil bir şey değil gitmek, faydalanmak, he de geç, benim çoğusu umrumda değil.
** Dilden başka olayımız yok zaten insanlık olarak.
Sorgusuz mu alırlar, üstüne iki üç tane dilbilim kitabı atasım geldi. Psikologların bugün ne uydursak? diye gizli toplantı yaptıklarını ise hiç sanmıyorum.
** Psikoloji= üfükçülük bu senin kendi görüşün, çocukluğunu anlatmak ister misin, belki neden böyle düşünüyorsun diye bi cevap bulabiliriz?
** Bir kaç bin senedir genelde işler öyle işler ilerliyor, insanlar kafalarından bir şey uydurup, normlar yaratıyorlar, insanın düzen çabası naparsın, içinde olmak veya saygı duymak, inanmak falan zorunda değiliz şükür ki. Ama işte insanın bir başkasına yardım edemediği durumlar oluyor, yani buna ihtiyaç varmış ortaya çıkmış. Olmadığı bir dünya cehennem olurdu, pff her gün milletin derdini mi dinleyecektik? Psikolojimiz bozulurdu.
** Kim yapacak standart işini beyin bölge müdürlükleri mi? Merdiven altı yerlerde dert mi dinlensin?
** Gel itiraf et, toplum mühendisliğinin adında mühendislik geçtiği için karizma geliyor değil mi?
** Suçluyu suçlu ilan etme işini kime vereceksin merak ettim? Kahvedeki arkadaşlar falan hep iyi biliyor adamı aman şahit yazmasınlar diye? Annesi benim oğlum yapmaz diyor, çocukları babaya kondurmuyor? Birisi testiyle, sorgusuyla "bu adamın akıl sağlığı yerinde değildir." raporu verebiliyorsa benim için fayda o, kendimi daha iyi hissedicem işte artık aramızda dolaşıp başkasına zarar vermeyecek, tedavisini olacak mümkünse, sabredelim de düzelsin mi?
** Şeyh uçmaz müridi uçurur. Birini kendine efendi belleyen insanın ne yaptığı beni o kadar ilgilendirmiyor açıkçası, elele yapabileceklerinin sonu yok zaten, "burası çok güzel gelsene" diyene kibarca "hayır, işim var." derim o kadar. Eleştirme hakkımız her zaman saklı fakat oraya çaresizce gidip ortamdan, diğer insanlarla olan etkileşimden falan etkilenip daha iyiye yöneliyorsa bir insan, bana da diyecek bir şey kalmıyor. Bu onların kendilerine göre kurduğu sistemi yıkma hakkını bana vermez, yıkamam da zaten, ben tekim.
bir şahsa yonelik degil, çelişkiler yumagı icinde savlarına uygun arguman bulamayan her insan icin yazmıstım.
üzerinize alınıyorsanız yorumlarınızı gozden gecirmeniz sorunu saptamak adına çözüm icin bir adım olabilir nihayetinde.
maalesef şu aşamada verebilecegim tek tavsiye bu.
psikologlar ile din adamları eger iki ayrı işi bir arada yapmıyorlar ise ortaklasabilecekleri tek sey danışanlarının bazı konularda rahatlama ihtiyaclarını farklı yontem ve onerilerle de olsa saglamak olur.
bunun haricinde isimlerinin yanyana gelecegi herhangi bir disiplin oldugunu düsünmüyorum.
bu arada dikkatimi çekti, toplum muhendisliginden kastınız nedir bilmiyorum ancak sosyolojiden bahsedebiliyorken "kitle psikolojisi"nden bihaber olmanız enteresan.
oysaki daha once yine benzer bicimde uzun yorumlarınızdan birinde yazdıgımı hatırlıyorum.
hatırlatayım, okumak insanı gelistirir.
bu tartısmanın sayfalarca süren yazılar olsa dahi bir sonuca ulasmayacagını bilmemin yanı sıra konu sahibine de hicbir faydası olmayacagını dusundugum icin burada noktalamayı tercih ediyorum, bilginize...
konuyu dönüp dolasıp sürekli dine getirmenize anlam veremedigimi de belirteyim,
gecerli bir sebep var; tek okudugunuz ve beslendiginiz alan o olmalı muhtemelen.
kızıma sen mal mısın diyen
boş boş şeylerle uğraşıyorsun diyen
neden buraya geliyorsun özel okula gitsene diyen
kızım için sınıfa buna uymayın bu deliyle deli olmayın diyen
birlik olup bunu okuldan attırsanıza diyen
ben nasılsa ücretliyim bana bi şey olmaz diye düşünen
kendini öğretmen zanneden varlık
günlerdir kendimi sakinleştirmeye çalışıyorum olmuyor
umarım buraya üyesindir
umarın buraya üye olan arkadaşların vardır
kızımın babasına beddua etmeyen ben sana beddua ediyorum
dilerim rabbimden çocuğundan bul
hiç kimseyle öğretmenlerin zorlukları emekleri yaşadıkları hakkında polemiğe girmicem
bana bunu kimse açıklayamaz
dipnot....anlamak isteyene:kızım burdaki üstün pedagogların koyduğu teşhis gibi şıp diye dersi anlayan o yüzden dikkati dağılan sınıfta herkesi rahatsız eden öğretmenlere cevap veren ben üstünüm her şeyi anlarım diye ortalıkta gezinen bir çocuk değil
ilkokula başladığından beri sorun yaşayan hiçbir zaman dersi dinlemeyen ödev yapmayan dikkatini toplayamadığı için hiç bir şey öğrenemeyen notları çok düşük olan okulda sürekli dışlanıp aşağılanan ezik pasif sorunlu bir çocuk
gerizekalı diye öğretmen tarafından rama gönderilen üstün zekalı olduğu belirlendiği zaman akıllı çocuk böyle mi davranır diye eleştirilen bir çocuk
arkadaşları tarafından dersleri anlamadığı için dışlanan bir çocuk
en sevdiği arkadaşı tarafından ben seninle arkadaş olmak istiyorum ama sen eziksin seninle arkadaş olursam ben de ezik olurum diye itilen bir çocuk
bana fikrimi soran öğretmene ödev yapmama cezası olarak teneffüsü yasaklamayın hareket etmeyince daha kötü oluyor dediğimde kızıma ödev vermeyi bırakıp bunu velilerle dedikodu malzemesi yaptığını velilerden duyduğum öğretmenlere sahip bir çocuk
sadece kendisiyle oynasın diye sınıfın popüler kızını 1 yıl boyunca kantine yazdırıp aldığı aburcuburla besleyip bana bunu 1 yıl sonra söylemeye cesaret edebilen bir çocuk
hayatta tek önem verdiği çocuğu gibi sevdiği için yarışmalara bile vermediği çizimlerini çöpe atan ,ödev yapmadığı için kitaplarını parçalayan öğretmenlere sahip ve artık değer verilmiyor diye çizim bile yapmayı bırakan bir çocuk
anne dinlemek istiyorum anlamak istiyorum öğrenmek istiyorum ama 5 dk sonra kendimi resim yaparken buluyorum dinleyemiyorum isteyerek yapmıyorum nolur yardım et diye ağlayan bir çocuk
başka sınıfın parçalayıp incelediği kurbağayı bulunca sevinçle alıp eve getirdiği için arkadaşları tarafından iğrençsin denilen
yağmurda dans ettiği için pissin denilen
toprağı eşip böceklere yuva yaptığı için kirlisin denilen
balıkçılardan gördüğü her türlü ahtapot yengeç kalamar türü değişik canlıyı alıp inceleyelim diye ,evde küflendirdiği ekmeği yoğurdu okula götürdüğünde bilim böle olmaz öğğ diye karşılanan bir çocuk
bunların karşısında 7 yaşında panik atak krizleri geçirip hastanelik olan beni hastaneye götür anne doktorlar yanımda olsun ölürsem kurtarırlar diye yalvaran
arkadaşlarıyla sorunu olduğundan anne nolur öğretmeni arama annesini arama arkadaşıma kızarlar diye onların adına üzülen bir çocuk
ve her gördüğü yaşlıya hastaya bebeğe hayvana dua eden
arabaya binince ben sölemeden büyüklere yer veren
mahalledeki kadın 3 çocuğunu bırakıp kendini küvete sokup çıkarıp döven bir adamla kaçtığında çocuklarını evlatlık alalım diye yalvaran
sokakta gördüğü her kediyi köpeği eve getirip bakayım diye yalvaran
gözleri pörtlemiş ayakları sakatlanmış öleceği belli olan kediyi cebimde beş kuruş yokken anne veterinere götür diye kumbarasını boşaltıp yalvarıp ertesi gün kedi öldüğünde anne öldü ama mutlu rahat öldü dimi korkmadan aç kalmadan öldü süt verdin anne kutuya koyup köpeklerden korudun anne allah senden razı olsun anne diyen
kantinden sucuklu tost alıp kendi yemeyen bahçedeki hayvanlara yediren
her gece dünyadaki aç savaştaki sokaktaki çocuklara dua eden bir çocuk
şimdi versinler bakalım çok iyi bilen sevgili kk eğitimcileri öğretmenine laf söleyen dersi bozan arkadaşlarını rahatsız eden terbiyesiz pis kaka çocuğuma notlarını
onlara çok terbiyeli çok çalışkan çok söz dinleyen notları çok iyi çocuklarıyla mutluluklar diliyorum
ve ben dersleri 1 olan ,ders dinlemeyen ,ödev yapmayan,matematik fizik kimya bilmeyen ama kendini savunan fikrini söyleyen karşısındaki sadece büyük diye sadece öğretmen diye,sadece anne diye haklıyken susmayan ,vicdanlı ahlaklı merhametli iyi kalpli saf yürekli kızımı bu sisteme bu öğretmenlere bu zihniyete yedirmicem
Ha tabi bu arada psikolojiyi savunanlara sorayım bari aklıma gelmişken;
Bu eşcinsellik meselesi nedir? Mesela APA (Katoliklerin Vatikan'ı, müslümanların Mekke'si gibidir) 1970'e kadar eşcinsellige hastalık/kişilik bozuklugu diyordu. Sonra eşcinseller ve aileleri tepki gösterince bir sonraki DSM'de bunu hastalık kategorisinden çıkardılar...
ee bu ne şimdi, halk tepki gösterince hastalık, hastalık olmaktan çıkarılabilir miymiş? Bak mesela kanseri halk tepki gösterdi diye hastalık kategorisinden çıkaramazsın, ya da veremi ya da nezleyi... Çünkü bunlar gerçek hastalıktır, uydurulmuş hastalıklar degil.
Suçluyu ve suçsuzu hukuk ilan eder. Birini öldüren katile ''ama xxx bozuklugu var, o yüzden suçlu degil'' diyebilen psikologlar sana çok mu akıllıca geliyor? Bu mudur yani?
Şeyh olaylarına bakıp ''bana dokunmayan yılan bin yaşasın'' zihniyetindeysen sana diyecek bir şey yok elbete. Fazladan özgürlük, özgürlük degildir.