Kesinlikle katılıyorum. Eşimle oturup sence bir eski eşini arayıp onay mı alsak tatile ne zaman çıkalım, ne zaman bebek yapalım, çocuğuna evde ne yedirelim? diye düşündüğüm bir evlilik hayal edemiyorum. Ortak bütçemiz, ortak kararımız, hayat arkadaşlığı nedir bilinmeden yapılıyor sanırım evlilikler. Ben çocuksuz bir kadınım, hayvanları çok seviyorum, bugün evimize bir evcil hayvan getirmek için bile eşime danışmak zorundayım, çünkü bakımı yüzde yüz bana ait olsa bile onu etkileyebilir aynı evde yaşamak. Dolayısıyla "bu benim çocuğum, ben çocuğumu getireceğim, eşşek gibi bakacaksın, dağıttıysa toplayacaksın, yemeğini yapacaksın, kirlettiği koltuğu sileceksin, sana bağırırsa kötü davranırsa alttan alacaksın" diyemez. Ben al bu annem, bu babam bu da kardeşim, gelecekler, kalacaklar, eşşek gibi ağırlayacaksın, hasta oldular sen bakacaksın, ameliyat mı oldular masraflarını eşşek gibi sen maaşınla ödeyeceksin demiyorsam o da diyemez. Saygı sınırı evlilikte bir kez aşıldı mı geri dönülemez zaten. Eşim günün birinde konu sahibinin olduğu noktaya gelirse ben de o kapıdan kendim çıkar, ucuz kurtuldum derim. Eşim önceden evlilik yapıp, çocuk yapmayı seçtiyse sonra da yeniden evlenmeyi, benimle hayatını birleştirmeyi seçtiyse o da bir seçim yapmış oluyor. Hiç evlenmeyerek eşşek gibi kendisi de 7/24 eski karısı ve çocuğuyla görüşerek bir vakit geçirebilirdi. Ben eşimle silah zoruyla evlenmedim. "Ortak" yaşadığımız hayatta bana bir şeyleri dayatabileceği fikrinde ısrar ediyorsa yanlış evlilik, yanlış kişidir. Kimsenin "geçmiş kararları" bugünkü insandan çıkarılamaz. Birbirimizin çocuğuna bakalım, ya da benzeri "mantık/çıkar/anlaşma" evlilikleri yapanları hariç tutuyorum.