Günlerdir bi blog açıp başıma gelenleri, şu yaşıma kadar çektiğim sıkıntıları anlatmayı yazmayı paylaşmayı çok istedim ama cesaret edemedim. Dün gece google a derdimi yazdığım zaman beni bu siteye yönlendirdi. Bir iki paylaşım okudum ki benim sıkıntılarımla aynı ama onlar eş gözünden yazmışlar. Bense bir evlat gözünden yazacağım herşeyi...
Şuan ben 23 yaşındayım ve doğdum doğalı ailemle birlikte İstanbul' da yaşıyorum. Derdime gelince 'BABAM GÜVERCİN HASTASI'.!
Nefret ediyorum bu durumdan yıllardır çektiklerimi kimse anlamıyor. Yıllardır bir sürü hastalıkla uğraşıyorum çoğu da psikolojik çıkıyor. Babam yüzünden benim de annemin de kardeşimin de çekmediğimiz çile kalmadı. Artık yıl olmuş 2015 biz İstanbul'un merkezinde yaşadığımız halde soba yakıyoruz, soğuk suyla bulaşık yıkıyoruz, hala küçük tüpte yemek yapmaya çalışıyoruz. Evimizin halini siz düşünün.. İnanın ki köyde olsa yadırgamam veya bu kadar şikayet etmem hani bi laf varya 'büyük şehrin derdi de büyük olur' aynen öyle. Şimdi etrafıma bakıyorum kim hala bu şekilde yaşıyor diye çevremde kimseyi göremiyorum.
Babam eskiden eve gelirdi öperdi, saçımı okşar, üstümü örter yatardı. Şimdi eve bile gelmiyor. Hayatında çünkü güvercinleri var. Kadından bile beter. Kadın olsa gidip ikisine de bağırır çağırır, döver söversin ama kuş ya bu kuş. Ve babam bu güvercinlerden iş yapmaya çalışıyor nedense biz göremiyoruz ama. Aç kaldık, açıkta kaldık. Ev sahibi evde olduğumuzu anlamasın diye karanlıkta oturduk günlerce ama babamın hiç umrunda değil. Güvercinleri için yapmadığı şey kalmadı. Geçen sene 15 milyara yakın kredi kartı borcundan dolayı eve haciz geldi. Kim uğraştı BEN! Avukatı ara orayı ara burayı ara derken babama bi baktım adam yatıyor içerde. En büyük kavgayı o zaman ettik zaten aslında kavga değil ben bağırdım o yatmaya devam etti. Anneme sürekli dedim ki o kredi kartından benim için, bizim için 50liralik bi harcama olsaydı birilerinden bulurdum ama değil 50 lira 50 krş. bile harcanmadı bize. Ama babama sorsan güvercinlerine yem alıyor ya onları besliyor sonra güvercinleri satıp para kazanıyormuş bu da bizim geçimimizi sağlıyormuş. Madem öyle neden biz hala bu haldeyiz nasıl geçiniyoruz hani?!
Babamı çok seviyorum kahretsin ki onda olmayan vicdan bende fazla fazla var. Ama o vicdandan şimdi eser yok ne oldu diye merak ediyorsanız iki cümle var aklımda kalan.. Biz araba almaya niyetlenmiştik daha doğrusu kardeşim almış 2 ay gibi bir zaman dolmuştu dediği laf bu kadar iyi arabaya gerek yok (ki kardeşim ödüyordu parasını) sürekli babam arabayı alıp ihaleye gidiyordu her neyse dedi ki eski 1-3 milyarlık bisey alalım dedim ki bende o arabaya binmem ne o eski püskü köprüden bile geçmez espri olarak dedim tabi bana dediği laf 'seni kim bindiriyor ki!' Nasıl yani dedim sen kuşların için mi istiyorsun?! 'Evet. Sen gezip napıcaksın ki?!' dedi. 'iyi baba o zaman dedim alır da bindirirsin kuşlarını'. Bu olayın üstüne kardeşim arabayı iade etti ve gelecek olan parayla araba alacağını sanıyordu ama işler öyle olmadı. İkinci lafı ise ben akrabalarıma gezmeye gittim kaldım 1 hafta falan sonra annem kardeşim babam beni almaya geldi neyse oturduk çay sohbet falan derken zaman geçti kalktık montları giyiyoruz gitcez. O sırada annem dedi ki ev sahibinin oğlu da evleniyormuş bizi evden çıkartıyor dedim şimdi mi söylenir bu aylarda nasıl çıkarız ev yok ki falan o sırada babam dedi zaten çıkarsam dublekse çıkıcam!! Nasıl yani dedim bunun yaşlılığı da var çıkamayacaksınız o merdivenleri babam dedi ki ben eğer o eve 1000tl para vereceksem onun parasını çıkartırım o evden nasıl olcak o dediler bizimkiler kuşları koycam dedi üst kata nasıl kötü olduğumu siz anlayın kendimi kaybettim resmen hiçbirşey demedim o gün bugündür de konuşmuyorum. Konuşmak değil yüzünü bile görmek istemiyorum. Meğer ev sahibi geçen seneden demiş haberin olsun böyle bi durum var ufaktan ufaktan hazırlanın adamın evlenmesine 3 ay kalmış babam şimdi bize söylüyor. Böyle umursamaz, böyle kalitesiz, böyle karaktersiz bi babam var işte benim. Kuşları için canını verir, hatta bizden alır ona verir..
Benim annem melek gibi hatta gibisi bile fazla o kadar saf ki sesini çıkartmıyor yalvarıyorum boşan diye kendine de bize de bunu yaşatma diye ama asla bunu düşünmüyor. Gerçekten artık bunaldım napıcağımı bilmiyorum. Beni tanımadığım insanlara anlatarak belki biraz rahatlarım diye düşünüyorum. Şunu da söyleyeyim babam evlenmeden önce de kuşlarla ilgileniyordu ama bu kadar değilmiş.
Benim de hayatım böyle okuduğunuz için teşekkür ederim, başınızı ağırttığım için çok özür dilerim. Allah razı olsun sizden derdimi paylaştınız. Bu arada okuduğum konularda bazı insanları yazmış ki hayvansever olmak güzel işte öyle böyle. Şimdi soruyorum size: Sizce bu sevgi mi? Hastalık mı? Kendi canından kanından varlıklara böyle davranan insan kuşları sevse ne olur!.
Şuan ben 23 yaşındayım ve doğdum doğalı ailemle birlikte İstanbul' da yaşıyorum. Derdime gelince 'BABAM GÜVERCİN HASTASI'.!
Nefret ediyorum bu durumdan yıllardır çektiklerimi kimse anlamıyor. Yıllardır bir sürü hastalıkla uğraşıyorum çoğu da psikolojik çıkıyor. Babam yüzünden benim de annemin de kardeşimin de çekmediğimiz çile kalmadı. Artık yıl olmuş 2015 biz İstanbul'un merkezinde yaşadığımız halde soba yakıyoruz, soğuk suyla bulaşık yıkıyoruz, hala küçük tüpte yemek yapmaya çalışıyoruz. Evimizin halini siz düşünün.. İnanın ki köyde olsa yadırgamam veya bu kadar şikayet etmem hani bi laf varya 'büyük şehrin derdi de büyük olur' aynen öyle. Şimdi etrafıma bakıyorum kim hala bu şekilde yaşıyor diye çevremde kimseyi göremiyorum.
Babam eskiden eve gelirdi öperdi, saçımı okşar, üstümü örter yatardı. Şimdi eve bile gelmiyor. Hayatında çünkü güvercinleri var. Kadından bile beter. Kadın olsa gidip ikisine de bağırır çağırır, döver söversin ama kuş ya bu kuş. Ve babam bu güvercinlerden iş yapmaya çalışıyor nedense biz göremiyoruz ama. Aç kaldık, açıkta kaldık. Ev sahibi evde olduğumuzu anlamasın diye karanlıkta oturduk günlerce ama babamın hiç umrunda değil. Güvercinleri için yapmadığı şey kalmadı. Geçen sene 15 milyara yakın kredi kartı borcundan dolayı eve haciz geldi. Kim uğraştı BEN! Avukatı ara orayı ara burayı ara derken babama bi baktım adam yatıyor içerde. En büyük kavgayı o zaman ettik zaten aslında kavga değil ben bağırdım o yatmaya devam etti. Anneme sürekli dedim ki o kredi kartından benim için, bizim için 50liralik bi harcama olsaydı birilerinden bulurdum ama değil 50 lira 50 krş. bile harcanmadı bize. Ama babama sorsan güvercinlerine yem alıyor ya onları besliyor sonra güvercinleri satıp para kazanıyormuş bu da bizim geçimimizi sağlıyormuş. Madem öyle neden biz hala bu haldeyiz nasıl geçiniyoruz hani?!
Babamı çok seviyorum kahretsin ki onda olmayan vicdan bende fazla fazla var. Ama o vicdandan şimdi eser yok ne oldu diye merak ediyorsanız iki cümle var aklımda kalan.. Biz araba almaya niyetlenmiştik daha doğrusu kardeşim almış 2 ay gibi bir zaman dolmuştu dediği laf bu kadar iyi arabaya gerek yok (ki kardeşim ödüyordu parasını) sürekli babam arabayı alıp ihaleye gidiyordu her neyse dedi ki eski 1-3 milyarlık bisey alalım dedim ki bende o arabaya binmem ne o eski püskü köprüden bile geçmez espri olarak dedim tabi bana dediği laf 'seni kim bindiriyor ki!' Nasıl yani dedim sen kuşların için mi istiyorsun?! 'Evet. Sen gezip napıcaksın ki?!' dedi. 'iyi baba o zaman dedim alır da bindirirsin kuşlarını'. Bu olayın üstüne kardeşim arabayı iade etti ve gelecek olan parayla araba alacağını sanıyordu ama işler öyle olmadı. İkinci lafı ise ben akrabalarıma gezmeye gittim kaldım 1 hafta falan sonra annem kardeşim babam beni almaya geldi neyse oturduk çay sohbet falan derken zaman geçti kalktık montları giyiyoruz gitcez. O sırada annem dedi ki ev sahibinin oğlu da evleniyormuş bizi evden çıkartıyor dedim şimdi mi söylenir bu aylarda nasıl çıkarız ev yok ki falan o sırada babam dedi zaten çıkarsam dublekse çıkıcam!! Nasıl yani dedim bunun yaşlılığı da var çıkamayacaksınız o merdivenleri babam dedi ki ben eğer o eve 1000tl para vereceksem onun parasını çıkartırım o evden nasıl olcak o dediler bizimkiler kuşları koycam dedi üst kata nasıl kötü olduğumu siz anlayın kendimi kaybettim resmen hiçbirşey demedim o gün bugündür de konuşmuyorum. Konuşmak değil yüzünü bile görmek istemiyorum. Meğer ev sahibi geçen seneden demiş haberin olsun böyle bi durum var ufaktan ufaktan hazırlanın adamın evlenmesine 3 ay kalmış babam şimdi bize söylüyor. Böyle umursamaz, böyle kalitesiz, böyle karaktersiz bi babam var işte benim. Kuşları için canını verir, hatta bizden alır ona verir..
Benim annem melek gibi hatta gibisi bile fazla o kadar saf ki sesini çıkartmıyor yalvarıyorum boşan diye kendine de bize de bunu yaşatma diye ama asla bunu düşünmüyor. Gerçekten artık bunaldım napıcağımı bilmiyorum. Beni tanımadığım insanlara anlatarak belki biraz rahatlarım diye düşünüyorum. Şunu da söyleyeyim babam evlenmeden önce de kuşlarla ilgileniyordu ama bu kadar değilmiş.
Benim de hayatım böyle okuduğunuz için teşekkür ederim, başınızı ağırttığım için çok özür dilerim. Allah razı olsun sizden derdimi paylaştınız. Bu arada okuduğum konularda bazı insanları yazmış ki hayvansever olmak güzel işte öyle böyle. Şimdi soruyorum size: Sizce bu sevgi mi? Hastalık mı? Kendi canından kanından varlıklara böyle davranan insan kuşları sevse ne olur!.