Bir kadının ne hissettiği, ne hissedeceğini umursayan hatta aklının ucuna getiren kim ki???
Onlar sadece 'netice' ile ilgileniyorlar. Amaç kürtajı engellemek, sözde dinamik nüfusa sahip
olma bahanesiyle gelecek politikalarına yol yapıyorlar. İlgilendikleri şey, her ailenin bol çocuğa
sahip olup refah içinde yaşaması sanılıyor hala aymayan bir çok kişi tarafından ama asıl dert
giderek yaşlanan Avrupa nüfusunun dinamiğini korumak için, ileride bizi içine katmasını sağlamak.
Ayrıca zaman içinde genç popülasyonun avantajları ile dengeyi kendi politikaları lehine çevirmek.
Hatta belki Çin gibi ucuz iş gücü ile ekonomiyi büyütmek. Ama hiçbir düşüncenin içinde bırakın
kadın haklarını, insan hakları, refah düzeyinin artması gibi bir niyet yok. Herşey tamamen paraya
odaklı.
Bu yüzden, zaten toplumda bir değeri olmayan kadınların sömürülmesinde bir sakınca yok. Doğumu
engelleyecek her türlü uygulamanın karşısındalar. Eskiden aile planlaması, anne ve çocuk sağlığı
merkezleri vardı. Sadece kadınlar ve çocukların hizmet alabildiği yerlerdi. İsteyene aile planlaması
anlatılır, sağlık hizmeti verilir, erkek personelin giremediği özel muayene bölümlerinde kadınlar muayene
olurdu. Belki sağlık sistemi karmaşıktı ama bence hastaya değer verilirdi. İlk kez muayene olduğumuz
doktor ne derse inanır, acaba bizden rant sağlamak adına mı koydu bu teşhisi diye doktor doktor
gezmezdik. Şimdi herkes sadece hastanede sıra beklememek konusunda memnun ama benim memnuniyetim
bunu geçmiyor.
Uzun zamandır doktora gitmiyorum ben. Çünkü x hastanede kanser teşhisi konan arkadaşım, y hastanede
sağlıklısı diye eve gönderiliyor. a kurumunda ameliyata zorlanan arkadaşım, b kurumunda ameliyata hiç gerek
yok diye bilgilendiriliyor. Elbet önceden de yaşanıyordu bu gibi durumlar ama bu durumları yaşama olasılığımız
% olarak tavan yaptı.
Buraya kadar konuştuğum herşey laf kalabalığı gibi ama ben 3 gündür okuyorum bu köşe yazılarını ve bir
mantığa oturtmaya çalışıyorum. Sonuçta bunları uygulayanlar 'hekim', yemin ederek yapıyorlar görevlerini.
Toplumun en saygın mesleği... Nasıl böyle bir işkenceyi uygulamayı hak görüyorlar kendilerinde???
Benim annem hemşire, aile planlaması merkezinde hemşireydi üstelik. Haftada en az 2 gün, sorumlu olduğu
sokaklardaki haneleri tek tek gezerek hem rutin kontrolleri yapar hem de kadınlara doğum kontrolü
yöntemlerini anlatırdı yaz-kış demeden... Ne hikayeleri var, ne çok haneden kovulmuş ama korunmamakta
direnenlere bir 'CEZA' dayatmamış, dayatmadı... Ne değişti peki, neden şimdi bilinçlendirmek yerine
cezalandırıyoruz. Kürtajı yaptıran kişi, neden yaptırıyor biliyorlar mı ki??? Kaldı ki bu kişinin kararı, kişinin
vicdanı. Kime ne???
Ben bugünkü köşe yazısında, son hikayeden inanılmaz etkilendim, inanılmaz doldum. Çünkü orada,
sözde kürtaja karşı çıkmalarının nedeni olan 'korunma yöntemi değil' mevzusu da yok. Tamamen
çaresiz biri var... Gerçi hiçbir durumda hakları yok ama sırf bu yapılan bile, uygulamadaki vicdansızlığı
kabak gibi seriyor önümüze...