selam arkadaşlar
ne güzel sohbet dönmüş gece gece :) benim popişimde pireler uçuşuyordu zanlımca o vakitte :))))
yalnız kalmaktan bahsetmişsiniz, ben de kendimden bahsedeyim, ilk doğu görevim buranın köyüydü, öyle böyle köy değil,dağ köyü, gece bizi korkutmadıkları mı kaldı gençlerin, kapıya güm diye taş atmalar, evin çatısına çıkıp koşmalar, cama tıklayıp kaçmalar... ne korkmuştuk, en kenardaki ev de bizimkiydi, tek tük beton evlerden biriydi zaten. arka taraf zifiri karanlık,hoş ön tarafı da pek aydınlık sayılmazdı, nadiren sokak lambası vardı, dışarı çıkıp bakmaya da korkardık. erkek öğretmen arkadaşları çağırırdık gelirlerdi otururlardı bizle sağolsunlar, ya da yakalalrlardı o canileri :)
merkeze geldiğimde de 2 yıl tek yaşadım, hem de nerde :) okulumun olduğu kenar mahallede :) hiç korkmadım, 2 katlı müstakil evin çatı katında kaldım, ev sahipelrim çok iyiydiler, ama ev allaha emanetti, kapıya bi omuz atsan açılırdı tahtaydı, 2 yılım geçti orda ,hiç de bişey olmadı şükür. yoksa mahalle pek sağlam bi yer değildi. okul merkeze uzak olduğu için yürüyerek gideceğim yerde yaşamak istedim, 6.50de ders başlıyor nasıl yetişicem merkezden, arabam da yoktu :)
evlenince de mahalle değişti işte, nedense burda korktum ilk zamanlar...o da geçti gitti :)