- Konu Sahibi bikitapkahve
-
- #181
İşte eşinizle arkadaş gibi olduğunuz noktada çok rahat gülüyorsunuz her şeye. Ama yine de arkadaşlar bi süre sonra evleniyor çocuk yapıyorlar. Onları hep üniversite bıraktığımız gibi bulmayacağız. Şuan kız arkadaşımla antalya tatili planlıyorum ikimiz bekarız ama evlenince o böyle olmayacak.Valla eşlede bi yere kadar gülünüyo ama argo bişey konuşmayayım ama eskiden geçmişten bişey bahsetmeyeyim ben arkadaşlarımla güldüğüm kadar kimseyle gülmüyorum
Geçmişimi bilen yakın arkadaşlarım A desem anlıyo güzel dostluklar edinmek en güzeli
Net ,kesin , acabasiz A s l a :)) hem de ama yani nasıl asla sana anlatamam .. eşimi seviyorum iki de evladım var . Ancak evlilik kurumu bana göre değilmiş ben çok geç anladımBir daha dünyaya gelseniz yine evlenir miydiniz?
Keşke evlenmeseydim diyenler var mı?
Evlenmek zorundaymışım gibi bir algı var çevremde. Yaş da ilerleyince bu muhabbet kaçınılmaz oluyor haliyle. Mesela önceki ilişkimde gayet güzel anlaşıyorduk fakat bir yalanından ötürü ayrıldım. Anında soğuyorum. Bir şeye kırılınca mesela yüzünü göresim bile gelmezdi, inanılmaz gıcık olurdum. Evli olsaydık hiç düşünemiyorum aynı evin içindeBelki gerçek sevgi olmadığından böyle düşünüyorumdur bilemiyorum. Ama evlilikte tabi ki pat diye ayrılamıyorsunuz. Ayrılıyorum ben demek elbette çok daha zor. Peki bu durumlarda nasıl devam edebiliyorsunuz, en azından soğumadan? (yalanlar,ses yükselmeleri, hatalar vs)
Gerçekten merak ettiğim konular bunlar. Cevaplayanlara şimdiden teşekkür ederim.
Bir insanı gerçekten sevince böyle şeyler geçiştiriliyor. Mesela biz çok zıttız ben A diyorum o B diyor. Kavga ediyoruz , bazen böyle benle ilgilenmemesine kızıyorum ama sonra bir gülüyor sarılıyor unutulup gidiyor. Gerçekten insan sevince ancak böyle şeyleri görmezden gelebiliyorBir daha dünyaya gelseniz yine evlenir miydiniz?
Keşke evlenmeseydim diyenler var mı?
Evlenmek zorundaymışım gibi bir algı var çevremde. Yaş da ilerleyince bu muhabbet kaçınılmaz oluyor haliyle. Mesela önceki ilişkimde gayet güzel anlaşıyorduk fakat bir yalanından ötürü ayrıldım. Anında soğuyorum. Bir şeye kırılınca mesela yüzünü göresim bile gelmezdi, inanılmaz gıcık olurdum. Evli olsaydık hiç düşünemiyorum aynı evin içindeBelki gerçek sevgi olmadığından böyle düşünüyorumdur bilemiyorum. Ama evlilikte tabi ki pat diye ayrılamıyorsunuz. Ayrılıyorum ben demek elbette çok daha zor. Peki bu durumlarda nasıl devam edebiliyorsunuz, en azından soğumadan? (yalanlar,ses yükselmeleri, hatalar vs)
Gerçekten merak ettiğim konular bunlar. Cevaplayanlara şimdiden teşekkür ederim.
O dediklerinizin cogunu ben de yapamiyorum/yapmiyorum. Evliyim. Ha 37 yasinda evlendim tabi, cunku hem hayatimda baska odaklar on plandaydi hem de benim gibi beceriksiz biriyle evlenecek birini bulmak kolay olmadiBilmiyorum Ceycey, yaşım arttı ama bir yanım hiç büyümedi.
İş disiplinim mükemmeldir. Kişisel bakım, süs püs on numaradır. Herkes inanılmaz düzenli, mükemmeliyetçi olduğumu söyler. Çünkü beni kendi alanımda görmüyorlar.
Yetişme tarzımdan herhalde. Annem çok farklı yetiştirdi bizi, değerler eğitimi, iş disiplini vs. mükemmel. İnsan ilişkilerim, iş hayatım vs. iyi oldu hep. Büyürken ona göre eğitti annem galiba. Nasıl desem... Mesela sınavım varsa o yıl annem hiç misafir almazdı eve. Ders çalışacaksam eve Prenses Diana da gelse çıkmazdım, annemden izinliydim. O yüzden pek anaç olamadım galiba. Akrabadır, ev işidir bilmem nedir pek gelişmedi bende. Biraz da annem bıkmıştı bu tür şeylerden, esasında büyük bir ailede doğdum. Sonradan ufaldık diyebilirim. Onun travması herhalde, çok bireysel yetiştim.
Diyorum ya 24-25 yaşında kadınlar neler neler yapıyorlar. Ben böyle bakıyorum.Çünkü benim tam tersimler. Elime tığ almadım, börek açamam, bilmem ne partisi organize edemem. Öyle işte...
Soruyu cevaplamamışım ben bi daha evlenir miydim? Hayırama eşimle hep sevgili olmak isterdim. Toplum baskısı olmasa, istediğim gibi bir ilişki sürdürüyor olabilsem eşimle sevgili gibi yaşardım. Mesela haftanın 3 günü ben onda kalırdım 3 gün o bende. 1 gün de herkes özgür kayınvalide elti vs vs de yok. Zaten çocuk da yapmazdık. Maddi durumumuz herkes kendine olacağı için çok daha iyi olurdu. Bu da benim ütopyam işte.
Ama çocuk olayı bozuyor işiikinci hayatımda yapmazdım yani.
29 yaşındayım ve bekarım. Hiç yetişkin gibi hissetmiyorum. Hiç büyüyemedim ya, hani benden dört beş yaş küçük evli kadınlara bakıyorum. Çoluk çocuk, ev işleri, kayın aile ilişkileri vs. çok zor şeyler gibi geliyor. Bunları yapabilirmişim gibi gelmiyor.
Canım istemezse kahvaltı bile hazırlamam, hani öyle ekmek arası falan da değil, bayağı hiçbir şey yapmam koskoca bir gün. Giyinir kuşanır, süslenir çıkarım. Odam arkamdan yıkılır, umrumda olmaz. Ortalık yıkılıyordur, ama ben oje sürüyorumdur. Ben iyi görüneyim yeterdir çünkü, canım isteyince toplarım. Hayat felsefem bundan ibaret, her şeyi canım isterse modunda yaşıyorum. Sıkılırsam okumam o kitabı, filmi bitirmem, yemeği yemem. Hemen sıradakine geçerim. Çile çekecek bir yapım yok. Anaç değilim bir kere, "kadın kadın" da değilim, sorumsuz bir kız çocuğu gibiyim.
Şimdi böyle biriyken sanırım kendim gibisini bulamazsam evlenmemeliyim. Yoksa boşanmak kaçınılmaz olur bence. Sizce?
Yani eğer ben ben olarak tekrar geleceksem durum bu.
Ayy bu da ben haha disardan kahvaltilik pogaca borek söylerken getirme tutarini tutturabilmek icin yanında sürekli ufak pasta, kurabiye vs söyleyip aksam da eşime bakk sana neler aldim diye pastaları çıkarıyorum hahaNeredeyse çogu şey ben. Bu yüzden eşim evlenme teklif ettikten sonra bile butun bunlari tekrar bir sayıp döküp evlenmek istedigine emin misin? Diye sormuştum.
7 bucuk sene oldu evleneli. Tabi ki ev çöp ev değil şuan o kadar da salmiyoruz ama oyle asiriiii sorumluluk sahibi, super yemek ve ev işi yapan bir kadina dönüşmedim acayip keyifciyim hala. Sabah kahvalti hazirlamaya üşenip disardan eve kahvalti soyluyorum zaman zaman üşengecim ama aç duramiyorum.
Not cocuk yok tabi
Çünkü bir kocam yok, geçindirmem gereken bir ev yok, çekip çevirme derdim de yok. E haliyle çocuğum da yok. Niye canım isterse modunda olmayayım ki?Ama nasil her şeyi canim isterde modunda yasiyorsunuz.
Bu tam ogrenci veya sanatçı hayati gibi, hani fransiz filmlerindeki ressamlar falan aklima geliyor böyle yazinca.
Biz diger yetiskinler, is guc vs bu sekilde yasayamiyoruz bekar veya evli. Evli olmanin guzel yani hep bir partnerin var, bir yere yanliz gitmek istemiyorsan falan
Ama sunu da belirteyim, 2 cocuklu on yillik evli birisi olarak ben de cok rahat yasiyorum. Allahtan maddi durumum biraz yardim almaya elveriyor, yoksa zor olurdu dürüst olayim.
Arkadaşlık ile evliliğin yeri farklı. Bunlar birbirinin ikamesi değiller. Beraber büyüdüğüm kız arkadaşlarım var birkaç tane. Hayatımızın farklı dönemlerinde erkek arkadaşlarımız oldu, nişanlandık, evlendik. Kimimiz boşandı kimimizin çocuğu oldu, iyi kötü günde birbirimizin yanında olduk. Dostluğumuz devam ediyor, hatta bizler olgunlaştıkça daha güzelleşti. Evet evlilikte, özellikle çocukla kafana göre plan yapamıyorsun, bu hayatın getirdiği bir düzen sadece arkadaşlığın bitmesi anlamına gelmez. Ona göre plan yapıp görüşüyoruz sadece.İşte eşinizle arkadaş gibi olduğunuz noktada çok rahat gülüyorsunuz her şeye. Ama yine de arkadaşlar bi süre sonra evleniyor çocuk yapıyorlar. Onları hep üniversite bıraktığımız gibi bulmayacağız. Şuan kız arkadaşımla antalya tatili planlıyorum ikimiz bekarız ama evlenince o böyle olmayacak.
Cennetteyken bile tek olunca sıkılmış yalnızlık hissiyle cennette bile duramamış insanoğlu. Hayat çiftken güzel. Size saygı duyuyorum ama arkadaşlarımız hayatımızın sonuna kadar bize eşlik etmeyecekler.
Ne güzel bunları evlenmeden farkedebilmen.Çünkü bir kocam yok, geçindirmem gereken bir ev yok, çekip çevirme derdim de yok. E haliyle çocuğum da yok. Niye canım isterse modunda olmayayım ki?
Ha bir tek işim var, ama işimi sevdiğim için onu canım istiyor. Hayattaki misyonumun işim olduğunu düşünüyorum bazen. Bazı insanlar belli işler için yaratılıyor sanırım, benimki de o hesap.
İşte onun dışında genel bir serbestlik mevcut hayatımda. Flörtlerime bile yansıyor. Mesela geçenlerde birinden hoşlanır gibi oldum, hop atlayıverdim. Sonra bir anda soğudum ve adios deyivermiş bulundum. Başka örnek vermek gerekirse, mesela bugün başımı alıp çıktım evden, gezdim, birrr sürü yürüdüm. Spotify listemi sarıp sarıp dinledim.Çünkü canım öyle istedi.
Bilmiyorum ya, fazla melodram kıvamında bir hayata gelemiyorum, fazla ciddiye almak istemiyorum galiba. Bir arkadaşımla bozuştuk, eski sevgilisiymişim gibi tripli mesajlar atıyor ara ara. İçim kıyılıyor valla, ne diyecekse net bir şekilde dese ve kapatsak. Hiç değerim yokmuş sende bilmem ne diye diye başımı şişiriyor. Kahır, sitem, karmaşık ilişkiler vs. bana göre değil. O yüzden geleneksel aile yapısı, kayın aile ilişkilerine de gelemiyorum.
Evet fark ettim. Ama çok daha gençken çok takardım her şeyi. Ama zamanla çözüldüm sanırım. Hayatımın aşkı olduğunu düşündüğüm biri terk etti diye sabaha kadar ağlamışlığım olmuştu. :) Şimdi asla yapmam yani. Önce kendim ve iç huzurum. Huzurumu kaçıran bir şeye pek gelemiyorum artık. Olmuyorsa olmuyordur diyorum, çekiliyorum. Zorlasam herhalde uzun bir ilişkim olabilirdi bakın.Ne güzel bunları evlenmeden farkedebilmen.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?