Ben mi çok alınganım ki?

Aslında ne zamandır kendi iç sesimle konuşup duruyorum, bu zamanlara kolay gelmedin kadrini kıymetini bil, her şeye bir sıkıntı çıkaracak sebep bulma diye diye baskıladım sürekli kendimi. Ama bir de sizlere sorayım ve ona göre yol haritamı belirleyeyim istiyorum. Konu tabi ki eşimin ailesi. Yani şöyle; alenen bana karşı yaptıkları bir şey yok ama içten gizlice yürütülen bir savaş var gibi hissediyorum. Aslında en baştan anlatamam gerekirse düğün hazırlıkları sırasında, evimin yerleştirilmeye başlandığı zamanlarda evime girip yatak örtümü kendi evine götüren bir kayınvalidem ve görümcem var, bana sorulmadan götürülmüş ben onca hengamenin arasında farketmedim daha sonra da bohcalarimin arasına kaldırılmıştır diye düşmedim peşine yani aklımdan hiç kötü bir şey geçmiyor. Evlendikten bir ay sonra evlerine oturmaya gittik üstümü başımı düzelteceğim ayna yok hiçbi yerde, müsade isteyip ayna olan bir odaya geçmek istedim yatak odasına geç dediler kapıyı açmamla canım yatak örtümün bana hüzünlü bakışını görmem bir oldu şok oldum bir de sermişler yatağa ve bana oraya geç diyorlar hiç mi utanma sıkılma olmaz. O an hicbir şey demedim ama sinir küpüne döndüm o sinirle ağladım ağlayacağım,eve gelince eşime anlattım bana dediği şey "annem pike takımını hediye ettirdi ya mağazada( mobilya mağazasıydı ve 15 binlik mobilya almıştım kv de satıcıya bunu bari hediye et demişti pike için bana fırsat verse ben söylerdim zaten ve 15 binin yanında adam bir pikenin lafını yapmazdı hani waaooww yaşa canım kv'lik bir durum yok) nasıl olsa pike takımı oldu bunu da ben alayım demiştir" gibi bir cevap verdi de ne alaka yani yatak örtüsünün işlevi farklı pike takımının işlevi farklı ve benim başka yatak örtüm yok misafirler geldiğinde ne sereceğim ben dedim geçiştirdi resmen ve bu konu öylece kapandı hala daha yataklarında serilidir yatak örtüm şaka gibi. Anlayacağınız buradan başlayan huzursuz eden bir durum var.

Önceki konumdan hatırlarsınız belki evlerimiz yakın olduğu için haftada bir geliyordu kvler çalışan halimle her hafta sonu yemekli şekilde onları agılıyordum o da sirf esimin gönlü olsun diye. Sonraları bildiginiz bir vazife gibi üzerime yapışmaya başladı ve her hafta cagirmamaya başladım iki hafta görüşmedim sonrasındaki görüşmemizde bunun lafı edilmeye söylenmeye başladılar. Oralı olmadım ancak şunu da farkettim mesela ben onları aldığım zaman yaptığım yemek neyse onlara gittiğimizde aynı yemeği yapıyorlar hani sanki bu öyle yapılmaz böyle yapılır der gibi anlatabildim mi, eşimin sevdiği bir pasta varmış tarifini bilmiyorum görümceye sordum tarifi verir misin diye kırk kere sordum kırk kere geçiştirdi sonraki gidişimizde bir baktım o pastayı yapmış filan. Hani takılmayacak şeyler gibi duruyor ama küçük şeyler mide bulandırır ya öyle bir sey iste. En sıkıntı yaşadığım durum ise benim yanimda kürtçe konuşmaları!!! Tek kelime dahi anlamıyorum ve her defasında aralarında kürtçe konuşuyorlar ben süs biberi gibi oturup tv ile aşk yaşıyorum kaç saat boyunca. Kaç defa esimle bunun tartışmasını yaşadım bana değer vermeyenlere ben neden hizmet etmek zorundayım her geldikleri akşam sinir dolarak bitiriyorum o geceyi ya sen konuşursun ailenle ya da ben konuşurum ve sonu hiç iyi bitmez dedim ama eşim dengeyi bozmaktan korkarak hep sessiz kalan kısım oluyor bu konuda. Hepsi türkçeyi de biliyor onu da belirteyim ama ilginç bir şekilde kürtçe konuşuyorlar adım geçiyor mesela ama benim hakkımda iyi bişey mi söylendi kötü mü bilmiyorum gülüyorlar mesela aa bana mı güldürler gibi saçma bir kaprise giriyorum.
Aşamıyorum bu durumları ve böyle oldukça da gidesim onları ağırlayasım gelmiyor. Yanlış mı yapıyorum şimdi ben vicdan yapıp eşime haksızlık ettiğimi düşünmeli ona göre mi davranmalıyım. Vicdanım ve aklım arasında gitgel yasamaktan bıktım.
Cok uzun oldu kusura bakmayın dolunca tutamadım kendimi akıtmışken hepsini akıtayım istedim.

Yatak örtüsünü gördüğün an çekip alacaktın yataktan
Yanında farklı bir dil konuşulduğunda çıkıp gideceksin
Ve bu insanların yetiştirdiği eşten çok da incelik beklemeyip kendi işini kendin göreceksin
 

Türk erkeklerinden farki varmi bilmem ama hayat daha rahat geçiyor galiba.
Yanı her konuda cok yardım eder, saygılı, sevgi dolu bir insan. Türk erkekleride kesin böyledir. Yani arada galiba fazla bir fark yok :)
 
Bu kişiden kişiye değişen bir durum ama genellenemez ki siz alınmazsınız ben alınırım, ortamda 10 tane misafir var saatlerce edilen muhabbet var ben bir köşede bir başıma oturup tv ile haşir neşir oluyorum. Ben böyle bir saygısızlık yapmazdım emin olun, bu muhatap almamaktır sizinkiler gibi türkçe konuşup kürtçeye dönerler yine anlarım hiç yaa hiç azıcık bir gayret dahi yok.
10 kişinin 9 u Kürtçe konuşuyorsa alınganlık ediyorsun onların ana dili bu kabul etmelisin etmiyorsan görüşme olsun bitsin
 
Aslında ne zamandır kendi iç sesimle konuşup duruyorum, bu zamanlara kolay gelmedin kadrini kıymetini bil, her şeye bir sıkıntı çıkaracak sebep bulma diye diye baskıladım sürekli kendimi. Ama bir de sizlere sorayım ve ona göre yol haritamı belirleyeyim istiyorum. Konu tabi ki eşimin ailesi. Yani şöyle; alenen bana karşı yaptıkları bir şey yok ama içten gizlice yürütülen bir savaş var gibi hissediyorum. Aslında en baştan anlatamam gerekirse düğün hazırlıkları sırasında, evimin yerleştirilmeye başlandığı zamanlarda evime girip yatak örtümü kendi evine götüren bir kayınvalidem ve görümcem var, bana sorulmadan götürülmüş ben onca hengamenin arasında farketmedim daha sonra da bohcalarimin arasına kaldırılmıştır diye düşmedim peşine yani aklımdan hiç kötü bir şey geçmiyor. Evlendikten bir ay sonra evlerine oturmaya gittik üstümü başımı düzelteceğim ayna yok hiçbi yerde, müsade isteyip ayna olan bir odaya geçmek istedim yatak odasına geç dediler kapıyı açmamla canım yatak örtümün bana hüzünlü bakışını görmem bir oldu şok oldum bir de sermişler yatağa ve bana oraya geç diyorlar hiç mi utanma sıkılma olmaz. O an hicbir şey demedim ama sinir küpüne döndüm o sinirle ağladım ağlayacağım,eve gelince eşime anlattım bana dediği şey "annem pike takımını hediye ettirdi ya mağazada( mobilya mağazasıydı ve 15 binlik mobilya almıştım kv de satıcıya bunu bari hediye et demişti pike için bana fırsat verse ben söylerdim zaten ve 15 binin yanında adam bir pikenin lafını yapmazdı hani waaooww yaşa canım kv'lik bir durum yok) nasıl olsa pike takımı oldu bunu da ben alayım demiştir" gibi bir cevap verdi de ne alaka yani yatak örtüsünün işlevi farklı pike takımının işlevi farklı ve benim başka yatak örtüm yok misafirler geldiğinde ne sereceğim ben dedim geçiştirdi resmen ve bu konu öylece kapandı hala daha yataklarında serilidir yatak örtüm şaka gibi. Anlayacağınız buradan başlayan huzursuz eden bir durum var.

Önceki konumdan hatırlarsınız belki evlerimiz yakın olduğu için haftada bir geliyordu kvler çalışan halimle her hafta sonu yemekli şekilde onları agılıyordum o da sirf esimin gönlü olsun diye. Sonraları bildiginiz bir vazife gibi üzerime yapışmaya başladı ve her hafta cagirmamaya başladım iki hafta görüşmedim sonrasındaki görüşmemizde bunun lafı edilmeye söylenmeye başladılar. Oralı olmadım ancak şunu da farkettim mesela ben onları aldığım zaman yaptığım yemek neyse onlara gittiğimizde aynı yemeği yapıyorlar hani sanki bu öyle yapılmaz böyle yapılır der gibi anlatabildim mi, eşimin sevdiği bir pasta varmış tarifini bilmiyorum görümceye sordum tarifi verir misin diye kırk kere sordum kırk kere geçiştirdi sonraki gidişimizde bir baktım o pastayı yapmış filan. Hani takılmayacak şeyler gibi duruyor ama küçük şeyler mide bulandırır ya öyle bir sey iste. En sıkıntı yaşadığım durum ise benim yanimda kürtçe konuşmaları!!! Tek kelime dahi anlamıyorum ve her defasında aralarında kürtçe konuşuyorlar ben süs biberi gibi oturup tv ile aşk yaşıyorum kaç saat boyunca. Kaç defa esimle bunun tartışmasını yaşadım bana değer vermeyenlere ben neden hizmet etmek zorundayım her geldikleri akşam sinir dolarak bitiriyorum o geceyi ya sen konuşursun ailenle ya da ben konuşurum ve sonu hiç iyi bitmez dedim ama eşim dengeyi bozmaktan korkarak hep sessiz kalan kısım oluyor bu konuda. Hepsi türkçeyi de biliyor onu da belirteyim ama ilginç bir şekilde kürtçe konuşuyorlar adım geçiyor mesela ama benim hakkımda iyi bişey mi söylendi kötü mü bilmiyorum gülüyorlar mesela aa bana mı güldürler gibi saçma bir kaprise giriyorum.
Aşamıyorum bu durumları ve böyle oldukça da gidesim onları ağırlayasım gelmiyor. Yanlış mı yapıyorum şimdi ben vicdan yapıp eşime haksızlık ettiğimi düşünmeli ona göre mi davranmalıyım. Vicdanım ve aklım arasında gitgel yasamaktan bıktım.
Cok uzun oldu kusura bakmayın dolunca tutamadım kendimi akıtmışken hepsini akıtayım istedim.
Sonuçta mağazadan senin için istememiş besbelli kendine istemiş verseydin al götür deseydin hiç tenezzül etmeseydin bile. Kocan da yenisini alsaydı madem. Küçük hesap yapan insanlarla bir olursan kocanın gözünde değerin düşer ama onlara uymayıp olgunluk gösterirsen tamam kocacım onların olsun yenisini alırız dersen kocan dibinden ayrılmaz biraz politik ol :-) :KK70: Bilmediğin dil konuşulduğunda ise keşke baştan az biliyorum deseydin, biraz anlıyorum ama konuşamıyorum deseydin, dedikodu yapıyorlarsa yanında yapmaya çekinirlerdi belki
 
Bence gayet normal.
Ama sizinle muhatap olup uzatmayacağım :)

Pardon, normal olan ne??
Konu sahibi Kürtçe bilmezken, karşıdaki insanlar her iki dili de biliyor ve buna rağmen konu sahibinin yanında Kürtçe konuşuyorlar, bu mu normal??
Şöyle düşünelim, örnek vermek gerekirse siz Türkçe bilmeseniz ve bulunduğunuz ortamdaki insanlar her iki dili de bilse ve sizi umursamayıp Türkçe konuşsa buda mı normal??
Yanlış anlaşılmasın, vurgulamak istediğim Türkçe veya Kürtçe değil. Başka herhangi diller de olabilirdi, benim tepkim yapılan muameleye.
Konu sahibine yapılan şey saygısızlıktır bence.
 
Aslında ne zamandır kendi iç sesimle konuşup duruyorum, bu zamanlara kolay gelmedin kadrini kıymetini bil, her şeye bir sıkıntı çıkaracak sebep bulma diye diye baskıladım sürekli kendimi. Ama bir de sizlere sorayım ve ona göre yol haritamı belirleyeyim istiyorum. Konu tabi ki eşimin ailesi. Yani şöyle; alenen bana karşı yaptıkları bir şey yok ama içten gizlice yürütülen bir savaş var gibi hissediyorum. Aslında en baştan anlatamam gerekirse düğün hazırlıkları sırasında, evimin yerleştirilmeye başlandığı zamanlarda evime girip yatak örtümü kendi evine götüren bir kayınvalidem ve görümcem var, bana sorulmadan götürülmüş ben onca hengamenin arasında farketmedim daha sonra da bohcalarimin arasına kaldırılmıştır diye düşmedim peşine yani aklımdan hiç kötü bir şey geçmiyor. Evlendikten bir ay sonra evlerine oturmaya gittik üstümü başımı düzelteceğim ayna yok hiçbi yerde, müsade isteyip ayna olan bir odaya geçmek istedim yatak odasına geç dediler kapıyı açmamla canım yatak örtümün bana hüzünlü bakışını görmem bir oldu şok oldum bir de sermişler yatağa ve bana oraya geç diyorlar hiç mi utanma sıkılma olmaz. O an hicbir şey demedim ama sinir küpüne döndüm o sinirle ağladım ağlayacağım,eve gelince eşime anlattım bana dediği şey "annem pike takımını hediye ettirdi ya mağazada( mobilya mağazasıydı ve 15 binlik mobilya almıştım kv de satıcıya bunu bari hediye et demişti pike için bana fırsat verse ben söylerdim zaten ve 15 binin yanında adam bir pikenin lafını yapmazdı hani waaooww yaşa canım kv'lik bir durum yok) nasıl olsa pike takımı oldu bunu da ben alayım demiştir" gibi bir cevap verdi de ne alaka yani yatak örtüsünün işlevi farklı pike takımının işlevi farklı ve benim başka yatak örtüm yok misafirler geldiğinde ne sereceğim ben dedim geçiştirdi resmen ve bu konu öylece kapandı hala daha yataklarında serilidir yatak örtüm şaka gibi. Anlayacağınız buradan başlayan huzursuz eden bir durum var.

Önceki konumdan hatırlarsınız belki evlerimiz yakın olduğu için haftada bir geliyordu kvler çalışan halimle her hafta sonu yemekli şekilde onları agılıyordum o da sirf esimin gönlü olsun diye. Sonraları bildiginiz bir vazife gibi üzerime yapışmaya başladı ve her hafta cagirmamaya başladım iki hafta görüşmedim sonrasındaki görüşmemizde bunun lafı edilmeye söylenmeye başladılar. Oralı olmadım ancak şunu da farkettim mesela ben onları aldığım zaman yaptığım yemek neyse onlara gittiğimizde aynı yemeği yapıyorlar hani sanki bu öyle yapılmaz böyle yapılır der gibi anlatabildim mi, eşimin sevdiği bir pasta varmış tarifini bilmiyorum görümceye sordum tarifi verir misin diye kırk kere sordum kırk kere geçiştirdi sonraki gidişimizde bir baktım o pastayı yapmış filan. Hani takılmayacak şeyler gibi duruyor ama küçük şeyler mide bulandırır ya öyle bir sey iste. En sıkıntı yaşadığım durum ise benim yanimda kürtçe konuşmaları!!! Tek kelime dahi anlamıyorum ve her defasında aralarında kürtçe konuşuyorlar ben süs biberi gibi oturup tv ile aşk yaşıyorum kaç saat boyunca. Kaç defa esimle bunun tartışmasını yaşadım bana değer vermeyenlere ben neden hizmet etmek zorundayım her geldikleri akşam sinir dolarak bitiriyorum o geceyi ya sen konuşursun ailenle ya da ben konuşurum ve sonu hiç iyi bitmez dedim ama eşim dengeyi bozmaktan korkarak hep sessiz kalan kısım oluyor bu konuda. Hepsi türkçeyi de biliyor onu da belirteyim ama ilginç bir şekilde kürtçe konuşuyorlar adım geçiyor mesela ama benim hakkımda iyi bişey mi söylendi kötü mü bilmiyorum gülüyorlar mesela aa bana mı güldürler gibi saçma bir kaprise giriyorum.
Aşamıyorum bu durumları ve böyle oldukça da gidesim onları ağırlayasım gelmiyor. Yanlış mı yapıyorum şimdi ben vicdan yapıp eşime haksızlık ettiğimi düşünmeli ona göre mi davranmalıyım. Vicdanım ve aklım arasında gitgel yasamaktan bıktım.
Cok uzun oldu kusura bakmayın dolunca tutamadım kendimi akıtmışken hepsini akıtayım istedim.
Sizin yanınızda bilmediğiniz dili konuşmaları çok ayıp...
Bende gitmezdim öylelerine halısınız.
 
Eşiniz suçlu , klişedir ama eş izin verirse kimse sizi ne düşünür ne merhamet eder.Şu eşimin gönlü , eşimin hatrı vs laflarınıza biraz ara vermelisiniz bence.O sizi düşünmüyor bu kadar belli ki.Bir de eşinizi yavaş yavaş işleyin de tayin isteyip gidin oralardan.Mümkünse kendi memleketinize bakalım eşiniz kabul edecek mi?
 
10 kişinin 9 u Kürtçe konuşuyorsa alınganlık ediyorsun onların ana dili bu kabul etmelisin etmiyorsan görüşme olsun bitsin
Konu onlarin anadili olup olmamasi degil ki?

Biraz empati yapin.
Turkce de bilen 5 kisinin oldugu bir ortamda herkes saatlerce Almanca konussa ve arada sizin de adiniz gecse ne dusunursunuz?

Rahatsiz olmam onlarin anadili Almanca napayim? Mi dersiniz?

Evt..diyorsaniz ben de size inanmam ..derim.

Yoksa konumuz kurtce almanca fransizca degil.

Karsindakine saygi adam yerine koyma
 
kız tek başına aralarında oturup saatlerce televizyon izliyormuş. cümlelerin içinde isminin de geçtiğini duyuyormuş. madem bu kızla konuşmayacaklar niye her hafta emirvaki evlerine çağırıp duruyorlar. maksat eziyet belli. nasıl bu durum normal konuşsunlar dersiniz hayretler içindeyim
 
Konu onlarin anadili olup olmamasi degil ki?

Biraz empati yapin.
Turkce de bilen 5 kisinin oldugu bir ortamda herkes saatlerce Almanca konussa ve arada sizin de adiniz gecse ne dusunursunuz?

Rahatsiz olmam onlarin anadili Almanca napayim? Mi dersiniz?

Evt..diyorsaniz ben de size inanmam ..derim.

Yoksa konumuz kurtce almanca fransizca degil.

Karsindakine saygi adam yerine koyma
Saygı karşılıklı olur ben onlara saygı duyup illa benim anlayacağım dilden konusun demiyorum alışkanlıkları var saygı duyuyorum.
Hiçde umursamıyorum eşimin ailesi sürekli Kürtçe konuşuyor adımda geçiyor varsa bana söyleyecekleri eşim tercüme eder yoksa bana ne ben kimseyi değiştiremem benim ailemde gürcüce konuşuyor eşim de yadırgamıyor hepimizin düzeni ayrı ya düzene ayak uydurursunuz Yada o ortama gitmezsiniz
 
Çok haklısınız bir yerde buna dur demem gerekiyor ufak ufak başlayan durumlar sonra kar topu gibi olacak ondan korkuyorum

Kesinlikle. Ayrıca içinizde tutup aylar sonra dayanamayıp söylediğiniz şeylere karşısınızdaki insanlar "Vaaaay be neler tutmuşsun içinde sen de az sinsi değilmişsin!" gibi saçmasapan sözlerle misilleme yapabilirler. Aman diyeyim. Siz kendinizi ifade etmeye kesinlikle başlayın.
 
10 kişinin 9 u Kürtçe konuşuyorsa alınganlık ediyorsun onların ana dili bu kabul etmelisin etmiyorsan görüşme olsun bitsin
Şu söylediğiniz o kadar komik ki, ana dili olsun ya da olmasın ne yani bilmiyor diye o bir kişi dışlanmaya mahkum mu, ki bildikleri dil diyorum üzerine basa basa.
 
Şu söylediğiniz o kadar komik ki, ana dili olsun ya da olmasın ne yani bilmiyor diye o bir kişi dışlanmaya mahkum mu, ki bildikleri dil diyorum üzerine basa basa.
9 kişinin 1 kişiye uymasını beklemek yerine siz onlara uyum siz sohbet açın illaki onlar karşılık verir ha vermezlerse gitmezsiniz
 
Yatak Örtüsünü gizlice aldığı için duyduğunuz rahatsızlığı bir ortamda mutlaka dile getirin.
Kürtçe konuşmalarına ise şaşırmıyorum,sizi sinirlendirmek için yaptıkları çok bariz.
Sizin hoşlanmadığınızı anlamışlardır özellikle yapıyorlardır.
Aaah ahhhh! İlla ki kendi kültürümüz illa ki kendi örfümüz,adetimiz diyorum...
 
Konu Türkçe veya Kürtçe konuşulması İtalyanca veya Gürcüce konuşulması değil, konu hangi dil konuşulursa konuşuldun o dili anlamayan gelinin adı geçtiğinde gülüşüp dalga geçmeleri. Konu sahibi adım geçiyor kendi aralarında gülüşüyorlar diyorlar. Bunda iyi niyet olabilir mi ya!
Bunlar son derece terbiyesiz insanlar. Bilerek yapıyorlar gözünüzün içine bakıp küfrediyor bile olabilirler ki asla samimi değiller belli ki. Zaten evden yatağa serilmiş yatak örtüsünü çalan insanlardan ne beklersiniz ki.
 
Sonuçta mağazadan senin için istememiş besbelli kendine istemiş verseydin al götür deseydin hiç tenezzül etmeseydin bile. Kocan da yenisini alsaydı madem. Küçük hesap yapan insanlarla bir olursan kocanın gözünde değerin düşer ama onlara uymayıp olgunluk gösterirsen tamam kocacım onların olsun yenisini alırız dersen kocan dibinden ayrılmaz biraz politik ol :-) :KK70: Bilmediğin dil konuşulduğunda ise keşke baştan az biliyorum deseydin, biraz anlıyorum ama konuşamıyorum deseydin, dedikodu yapıyorlarsa yanında yapmaya çekinirlerdi belki
Mağazadan verilen pikeyi almamış kayınvalide, kızın çeyizinde olan yatak örtüsünü almış(ki doğrusu çalmış). Eşine söyleyince eşi annesini haklı çıkarmak için annemde bizim için mağazadan pike istemişti ya ona say diye zırvalamış.

Ben konuda en çok bu hırsızlık mevzusuna takıldım. Kendi başıma geldiğini düşündüm de görünce çekip alırdım yataktan.

Dil konusuna gelince tamam alıştıkları dili konuşuyorlar, hatta büyük oranda onu konuşsunlar. Ama arada konu sahibinin katılması için çevirsinler, onunla da muhattap olsunlar. Hiç iyi niyet sezmedim maalesef.
 
Canım ben de aynı kültürün geliniyim.Yıllarca bu dil konusunda sabrettim.Her ortama girip saygısızlık etmeden idare ettim.Ama son birkaç yıldır çektim kendimi .Bıktım çünkü.Evime bile gelseler bırakıyorum oğullarıyla başbaşa.Beni umursamıyor kendi dilinde konuşuyorsa bana ne.Oğluyla kardeşiyle konuşsun durdun işte.Zaten onların da tek derdi oğulları.Aman bırak başbaşa.Onlara gidince de çık balkona telefonunla uğraş bir şey derlerse de sıkıldım de .açıkça.Çünkü onlar ima ile anlamıyorlar.Direk söyle ne söylüyceksen
 
Mağazadan verilen pikeyi almamış kayınvalide, kızın çeyizinde olan yatak örtüsünü almış(ki doğrusu çalmış). Eşine söyleyince eşi annesini haklı çıkarmak için annemde bizim için mağazadan pike istemişti ya ona say diye zırvalamış.

Ben konuda en çok bu hırsızlık mevzusuna takıldım. Kendi başıma geldiğini düşündüm de görünce çekip alırdım yataktan.

Dil konusuna gelince tamam alıştıkları dili konuşuyorlar, hatta büyük oranda onu konuşsunlar. Ama arada konu sahibinin katılması için çevirsinler, onunla da muhattap olsunlar. Hiç iyi niyet sezmedim maalesef.
Evet ben aynı takım sandım. Görgüsüzler demek ki. Hiç çekilmez tabi böyle bir aileyle iç içe yaşamak. Ailenin huyuna suyuna yabancı kalacak konu sahibi. Daha da fenası kocasının umrumda değil.
 
X