Bakire olmadan evlenen var mi

Evet var. Peki bu bilgi ne isinize yarayacak? Bu olabilen bir sey. Ama icinde bulundugunuz cevre belirleyici. Kimi sectiginiz belirleyici. Ben esimle hatta bayagi bayagi aaa asla olmaz denilebilecek bir zaman diliminde birlikte oldum, daha tanisali 1 hafta olmustu. Buradaki kadinlarin cogu eminim buna tu kaka diyecektir. Ben de boyle bir sey yapmam derdim belki. Ama o an o kisi dogru gelince yapilabiliyormus. Hatta sonrasinda o kisiyle evlenebiliyormussunuz da. Bunu genelleyemem tabi ki. Her iliski dinamigi kendine has. Secimleri dogru yapmak, kendine guvenmek, kendini asla ezik hissetmemek gerek.
 
Peki o çocuklarda normal aile adamıydı di mi
Normal aile adamından kastınız ne bilmiyorum ama gayet normal, okumuş etmiş adamlar. Senelerdir evliler yuvalarını kurdular, çoğunun çocuğu var.

Bu konudaki yorumları herkesin kendi çevresi şekillendiriyor. Muhafazakar bir çevrede yaşayan, arkadaşları, ailesi, tanıdıkları bu görüşte olan insanların bekarete önem verip bakire olmadan evlenmenin zor olduğu, erkeklerin bunu kabul etmeyeceği yönünde yorum yapması normal, çünkü gördükleri bu.
Daha açık görüşlü bir aile ve çevrede olan, arkadaş ve akrabaları da kendisi bu şekilde yaşayan, bekareti önemli görmeyen, evlenirken bunu bir kıstas almayan insanların buna göre önemli değil, artık erkekler bunu dert etmiyor demesi normal.

Çünkü iki tarafın da çevresi bu şekilde.

Benim çoğu kız arkadaşım bakire olmadan evlendi. Bana burada bekarete dayalı bu kadar kesin yorumlar yapılması değişik geliyor çünkü benim normal erkek arkadaşlarımdan hiçbiri bir kadını bakire değil diye bırakan insanlar değil. Eminim "karşı tarafa" da bizim erkeklerin önceden başkalarıyla sevişmiş kadınlarla bu kadar sorunsuz evlenmesi tuhaf geliyordur, çünkü onların erkekleri için bu kabul edilmez, onlar da öyle görüyor.

Sonuç olarak her iki tipte de adam var. Önemli olan sizin içinde olduğunuz çevre ve karşınıza çıkan adamların yapısı. Bizim çocuklardan birisiye karşılaşırsanız kimse takmaz kafaya.
 

Meslektaşmışız, ne hoş tesadüf; parantez açmana cidden gerek yoktu çünkü gayet anladım anlatmak istediğini ve "Bazı satırlarına katılmakla birlikte, geneline katılmıyorum" dedim. Çünkü "Tarih"i görüyorum... Belirttiğin çalışma grubunun içinde "Tarihçi" kısmını atlamışsın. Ben de bu gelişimin, tarihi ayaklarından birini yaşamakta olduğumuzu ve dönüştüğümüzün, bu dönüşümün de yukarıda yazdığım gibi yaşanacağının üzerine basmak istedim.

Gelişmekte olan her ülke, feminizm üzerine bilinçlenme ayağından geçiyor (Tarih tekerrürden ibarettir demeleri ne manidar değil mi :) ); kadınların ruhu olmadığını kabul eden ve duygularına "Histeri" adlı hastalığı yakıştırıp orgazm ile tedavi yollarından geçen Avrupa'nın, vakti zamanında bekaret sorunları yaşamadığını zannediyor musunuz? En basitinden "Cesur Yürek" filmindeki vajinaya tavuk yüreği iliştirme diyaloğunu anımsamanızı tavsiye ediyorum.
Diğer tarihi süreçler, ülkeler derken; Feminizm nasıl doğdu, hangi şartlarda dünyayı sardı, ülkemizdeki ayağı nasıl adımlanıyor, bunu atlamayalım.

Bizim daha diğer tarafımızda kalan İran'da yaşanan yakın tarihteki devrimleri de göz önünde bulunduralım.
Çok laf kalabalığına gerek duymuyorum, değişim sizde başlar, yenilgiyi kabul edenlerin sayısı çoğaldıkça da ülkenin kaderi olur, bu bir laboratuvar deneyi değil; teori ile pratik arasında 0,05 hata payı arayıp "Olmadı" diyemezsiniz. Bu bir dönüşüm süreci.Yavaşız belki, ama oluyor, olmakta.

Sosyoloji üzerine, kültürlerimize daha sıkı bağlı olmamız, sadece "Yavaşlatan" bir etken olarak sizi şaşırtmamalı.
 
Son düzenleme:

Size göre bekaret mevzuna takılmayı bırakmak zorunlu bir dönüşüm mü yoksa gerekli bir gelişim mi ?
Yazınızdan net bir düşünce çıkaramadım
 
Size göre bekaret mevzuna takılmayı bırakmak zorunlu bir dönüşüm mü yoksa gerekli bir gelişim mi ?
Yazınızdan net bir düşünce çıkaramadım

İkisi de çünkü iki taraftan gelinecek "Altın orta nokta"ya ve konu evlilik ise, bu internet çağında doğu batı sentezimiz daha çeşitli gerçekleşecek, fikirler kırılacak, kadın kıymetini anladıkça "Neyim eksik?!!" diyecek, kadın değişecek, aile değişecek...
Önceden bu iletişim yoktu, bakın çok done var; köyünden köyüne evlenen insanlar, çocuklarını da tek doğru üzerine yetiştirirdi. Artık biri Tekirdağ'dan biri Şırnak'tan evlenebiliyor insanlar ve bu kültür dönüşümü yaşanacak evlilik içinde, aileden mahalleye, mahalleden şehire, şehirden ülkeye adımlanacak bu yol. Anlatabiliyor muyum?
Yurt dışı evlilikleri vb.

Kapalı bir sistem değil ki bu.
Demek istediğini anlıyorum ama sen bir miktar karamsar ve diğer değişkenleri atlayarak bakıyorsun, ondan yani.
 
Sizi sevecek size değer verecek bir adamla birlikte olursanız bunu sorma veya sorun etme durumu olmaz
Ayrıyetten biri benim için bekaret önemli demiş öteki hediyeni sundun muaaaa yazmış
İsteyen bakire ölür ,isteyen 18 olduğu gün bekaretini kaybeder,isteyen grupla destekler istemeyen tek bir kişiyle yaşar. “BİZENE,SİZENE”
 

Bir alıntı daha yapıyorum; yazdığım dönüşüm-gelişim sürecinin bir ispatı olsun;
Ben bundan belki 15 sene önce, kütüğü Yozgat, Kütahya, Malatya, Ankara vs. olan kadınların bunları böyle açıkça dile getirebildiklerine pek şahit olmazdım, demek ki o eşikten atlanılmış. Sırada "Bekaret üzerinden kadına kıymet biçen kafaların" temizlenmesinde. :)

Ve cidden verdiğin oranlar Türkiye gerçeğini yansıtmıyor.
Ülkem "Genelevden kadın çıkaran yiğit erkek" Türk filmlerini 70-80lerde gördü.
Kanlı çarşaf asılan günlerden, erkeğin gerdek üzerine konuşmadığı günlere geldik bile.
Bunlar hep bir ayak.

Ve diğer yorumunda şunu demişsin ya:
"Ama ben evli değilken bir erkekle sevişme tercihiyle baş başa kalsaydım bunu kabul etmezdim. Ve bunu asla bir hapis olarak görmüyorum. Her beden sahibinin emri altında ve diğerlerinden bağımsız bir cumhuriyettir. "

Zaten feminizm de bunu söylüyor "Senin bedenin, senin kararın" :)
Bu kararını çevre baskısı ile bilinçaltındaki -erkekler böyle kabul etmez, kıymetim gider, erkeklerin çoğu zaten sevişip sevişip bakire kız ile evlenmek istiyorlar bu Türkiye gerçeği- fikrinle oluşturmadığını ve özgür aldığını düşünerek yazıyorum, ya da öyle mi acaba? Onu sen bilirsin.
Kimileri bu alt fikir ile farkında olmadan bekaretini korumaya çalışıyor; zihindeki hapis böyle bir şey.
 
Son düzenleme:

Çevrelerimiz çok farklı anladığım kadarıyla ondan tüm erkekleri böyle genelliyorsunuz. Benim on yakın arkadaşım ve ben bakire değildik evlendik. Bakire olan üç arkadaşım hala evlenemedi mesela. O zaman erkeklerin de beklentisi değişti sonucuna varabilirim.
Yine aynı şekilde kendi aileme baktığımıda bir taraf egeli bir taraf ankaralı iki taraftada bakire evlenen kuzen yok.
Sizin tabirinizle biz çok geniş değiliz. Yozgat gibi küçük bağnaz ilçeleri hariç tutarsak büyük şehirlerdeki çağdaş insanlar emin olun aştı aşalı çok oldu.
 
Maalesef bunu hiçbir kalıba sokamazsiniz. Küçük şehirlerde yaşayanlar takiktir diyenler var. Pardon???? Benim eski erkek arkadaşım mühendis. Çok iyi bir kurumda çalışıyor. Büyükşehirde doğmuş büyümüş yasiyor.. Yurtdışına seyahatler yapmış bir birey.ve bu takıntısı var.
 

Alıntı yapmadan bana yazmışsınız bu nedenle cevap yazma gereği duyuyorum. Büyük şehirden kastım küçük şehirdeki gibi insanlar birbirinin yedi ceddini tanımadığı için dedikodu ortamı daha az olduğu için daha rahat oluyor insanlar. Büyük şehirde bir çift elele bara gider, dönüşte evleri varsa evlerine gider mahalle dedikosuna maruz kalmazlar. Yolda biri görecek demezler, esnaf babasının arkadaşı değildir. Bu nedenle değişim buralarda.
Yoksa nerede yaşadığı hangi eğitimi aldığı değiştirmeye bilir birey değişmek istemediktrm sonra.
 
Bu ulkenin yuzde 95 i müslüman miş ya, orf adet anane varmis ya, bu ulkenin yuzde 95 inin mensubu oldugunu iddia ettigi dinin peygamberinin ilk eşi de bakire degildi,
Ey siradan kul, sen kim oluyorsun ki, bir kadini, kullanilmis, ikinci el, bakire degil diye yaftalayabiliyorsun.

Bunu yapacaak erkekten zaten uzak durun, bakire olsaniz da uzak durun ki azalarak bitsinler.
 
Evet aynı fikirdeyim. Benim çevremde bakire evlenen yok neredeyse. Takan erkekle zaten hiçbirinin işi olmazdı.
 
Evet işte. Bunlar çok kişisel konular. Burada başlık açıp sorulacak şeyler değil ki. Herkesin değer yargısı farklı. Çok açık görüşlü olan insanlar da evliliği bekleyebilir.
Ama ben şu konuda gerçekten çok sinirleniyorum mesela bu bahsettigim arkadaş da ben yaşarım ama evleneceği kişi yasamasin kafasindaydi. Çok konuşmak istiyorum da neyse.
 
Bakirelikte, bakire olmamakta kişinin kendi tercihi. Önemli olan psikolojik olarak hazır olmak. Ben ne kadınlar gördüm,duydum kendini evlilikte cinsellik yaşamaya endeksleyip ilk gecede korkudan vajinusmus olan ve yıllarca ilişkiye giremeyen. Cinsellik öcü değildir. Eşinle ilk defa yaşamak tabi ki daha duygusal bir olay. Ama dünya bunun üzerine dönmüyor. Bu soruların cevabını çevrenizde aramayın. Herkesin yaşantı biçimi farklı. Güvenmeyeceğiniz biriyle de asla yaşamayın. Siz insansınız. Bi et parçası değilsiniz. Sizin beyniniz var. Asla kendinizi ezdirmeyin, kendinize bile...
 
Bir kadın bakire olarak evlenmeyi,evlendiği zaman evleneceği kisiyle sevismeyi TERCİH edebilir.
Yine bir kadin sevdiği kisiyle istediği zaman sevişmeyi TERCİH edebilir.
Tüm bunlar kendi bedeniyle,kendi tercihleriyle alakalidir bunu özgür bir biçimde baski altinda kalmadan aliyorsa.
Bunu öyle istediği için yapiyordur.Evlenebilmek için,onu kabul görsünler vs. diye yapmadiği sürece bunun ne önemi var.
Her kadin kendi bedeniyle alakali karari kendi almalidir.Karsi taraf bunun hakkinda söz sahibi olmamalidir.Müsade etmeyin.

Demem o ki kavga etmeyin ikisi de gayet normaldir.
Bunun kuşakla,yılla,çevreyle bir alakasi olduğunu da düşünmüyorum.Varsa bile tamamen belirleyici değil.Bulunduğun coğrafya gibi düşünmeyi birakip ufkunu genisletmek,tabunu yikmak da kisinin ke di elinde.Bunlari çoktan aştı dediğimiz Avrupa'da evlenince sevismeyi tercih eden kadinlar da var.Ayni zamanda karsi cinsle yan yana gelince bile linç edilebilen ortadoğuda evlenmeden sevismeyi tercih eden de var.2 örneği de gördüğüm için söylüyorum.Tamamen kisinin kendisiyle alakali olduğunu düşünüyorum.
 
Forumca konuya eğilmişiz 41 kullanıcı 15 misafir valla ne diyeyim. Senelerdir şu forumdayım forumun en revaçta konularından biri gerçekten bu bekaret mevzusu. Yukarıda bir arkadaşımız Dostoyevski'den bir alıntılamada bulunmuş yazı ile anlaşılmadığını düşünüyorum bende yorumumu yapınca görsel ile destekleyeceğim. Ne bakire olmak nede olmamak gerikafalılık değildir,salaklık değildir yada bunlara benzer hiç bir şey değildir. Bunlar kişilerin kendi tercihleridir. Kimseyi bakire değil diye suçlayamadığımız gibi bakire diye de geri kafalı diyemeyiz. Bazen yorum yaparken sapla samanı karıştırıp kendi düşüncemiz her zaman en doğru diyoruz ama bazı durumlarda doğru tek değildir tıpkı bu konudaki gibi. O yüzden herkes tercih ettiği hayatın sorumluluğunu alırsa bu tarz sorunları hiç yaşamayız. Ayrıca şahsi fikrim bende %90lık bir bekaret arayan kesim olduğunu düşünmüyorum .
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…