Bakire olmadan evlenen var mi


Mune Müdürüm konu dışından bizi cımbızına kıstıracak diye korka korka yazıyorum vallahi şu yorumumu
Rap ve Rock/Metal parçaları pek severim, genelde Türkçe dinlemem ve Türkçe dinlediklerim de kendimce özeldir, seni buraya alabilirim, gel misafirim ol ^_^ burada ban yemeyelim:
20 küsur sayfa, tüm tekrarda dinlediğim şarkılar, kulağıma ne iyi geliyorsa, hemen hemen hepsi var, incelersen mutlu da olurum. ("Bi şarkı dinledim süper, bak dinle, sence nasıl kanka, tam şurası bak dinle dinle, nasııl???"cılar vardır ya ergenlikte, bende geçmedi o, hala biraz öyleyim itiraf etmeliyim ki, sen de tekrarda dinlemekten hoşlandıklarını ekleyebilirsin.

Benim de ne yalan söyleyeyim, içime içime küfür kaçıyor bazen ağzımdan; öyle dile pelesenk halinde değil ama şöyle kafayı "Tövbest" haliyle sola yatırıp sağa döndürürken kaçıyor bir şeyler, eh insanız azıcık olur ya öyle. Alışkanlık olmadığı sürece sorun yok. :))

Konuyla ilgili bir şeyler de yazayım;
Böyle anketleri çok yersiz, gereksiz ve hadsiz buluyorum.
Milletin özel hayatı yani, gelip burada "Do list" çıkarıp, kaç evlenme teklifi geldiğini ya da evlenmeye kaç kala ne yaptığını/yapmadığını açacak değil herhalde insanlar, anlatan varsa da ona bakıp mı karar vereceksiniz?
Bekarete önem veren adam, önce kendi cinsel hayatını sorgulasın.
Ya yazıp duruyorum yine yazacağım, illa yazdırıyor bazı konular: Yıl olmuş 2019 diyorum ya, yıl olmuş 2019. Öoyh.
 
Herkesin bakış açısı farklıdır saygı duyarım.

Maalesef ki çoğu erkek buna önem veriyor.Bu bizim kültürümüzün gerçeği görmezden gelmek bunu değiştirmiyor...
 
ya erkekte problem varsa isteksizlik gibi bunu nasıl anlayacaksın ? bir çok kadının konusunu gördüm burada kocam beni istemiyor birlikte olmuyor ten uyumumuz yok diyen bence aşalım bunları artık istiyorsan neden olmasın istemiyorsan da yapmazsın. dostoyevski demiş ki ne yaparsan yap pişman öleceksin belki yaptıklarından belki de yapmadıklarından
 

Bana bu Türkiye %95 müslüman genellemesi gibi geliyor. Hepimizin dini hanesi dolu ama kaçımız gerçekten muhafazakar bir hayat yaşıyoruz? Ancak 60tır. Kalanında deist agnostik dolu.
Coğrafya kaderdir belki ama değiştirmek bizim elimizde. Kadına bakirelik erkeklere milli olma mevzularını bitirecek olanlar bizleriz. Biz kadınlar olarak bakireliğe değer atfetmeyi bırakacağız. Evlenmek istemiyorsa illa bakire arasın diyeceğiz. Umursamayacağız yani.
Erkekler evlenmekle bize paye kazandırmıyorlar bakirelik arıyorsa evlenmek için o da kendi sorunu.
 
Karşı tarafa bu konuya çok takıldığını belli etme. Bakire olmadığını biliyosa söylersin beni kötü etlilemişti bi daha yaşamak istemiyorum evlenmeden nişanlamadan önce dersin. Yaşadıktan sonra ayrılırsanız artık çok ağır gelebilir, bakalım onun da niyeti neymiş anlarsın
 
evet aslında sadece olay bundan ibaret
 
Kendi yorumlarımı katmayacağım ve direkt tespit yapcağım, bu iş şans işi. Nice bakire, ilk kez aşık olmuş kız sebepsizce uzun ilişki sonrası terkediliyor. Bazen de bakire olmazsa asla olmaz diyen erkek öğrenince durumu ağlıyor, kızıyor, ayrılıyor ama sonra çok seviyorum, gel, evlelenelim diyebiliyor. Bakire değilim, yeni sevgilimle ilişkiye girersem beni kullanırmı diye düşünüyorsunuz sanırım. Sevgilinizin niyetine bağlı, sizi içten seviyorsa sizi kabul eder ve kötü düşünmez. Ancak sevgiliniz kötü niyetli ise bakire olmadığınızı saklasanız bile size zarar verir.
 
Kimi sorun etmez, kimi kendine dert edinir; kişiye gore değişir..
Yalniz şunu da ekleyeyim; bi insan bakire biriyle evlenmek de isteyebilir (kendi her halti yiyip kadinin bakire olmasini takinti yapan hanzolardan bahsetmiyorum elbette).. Bekareti onemseyen insanlari asagilamak, olmadik hakaretler etmek de cok yanlis, herkesin kendi tercihi sonucta..
Konu saptırıldığı icin dikkatimi cekti ve bu kisma deginmek istedim ben; bekaret takıntım olup insanlari siniflandirdigimdan degil yani.. Kendi fikrimizi, ozgurluk anlayisimizi ifade ederken ayni yanlışa dusmemek lazim..
 
Bizim ne yaşadığımıza ya da karşınızdaki erkeğin hayat görüşüne göre mi karar veriyorsunuz neyi yapıp neyi yapmayacağınıza?
Kendi fikirleriniz, doğrularınız, sınırlarınız yok mu?

"Bir erkek bakire olmayan bir kadınla evlenir mi?" diye sormuşsunuz. Benim için bu sorunun cevabı çok net bir "bana ne". Bunu, bekareti kafasına takan biriyle evlenecek olanlar düşünsün.
Çünkü ben hayata aynı pencereden bakmadığım biriyle evlenmem. Sırf evlenmek için de başkasının kalıbına girmem, girmiş gibi yapmam ve bir erkek lütfedip ne karar verecek diye düşünmem.

Siz hayatınızı başkalarının doğrularına göre şekillendirdiğiniz sürece mutsuz olmanız kaçınılmaz. Kendi doğrularınızla hareket edin, kaldıramayacağınız şeyleri de yaşamayın.
 
O genişlik derken hangisi kafada ki bosluk genişliği mi mesela bide yüzde 90 he güzel tespit
 
Kendi yorumuma ekleme yapmak icin alıntıladım..
Israrla soruyorum, bekareti onemsemeyen, evlilik öncesi iliskiye karsi olmadigini ve ozgurluklerini dile getirenler aksini düşünüp bu konuda hassas olanlara neden saygi duymuyor, neden haddini aşıp geri kafali olmakla suçluyor?
Karşılıklı saygı arkadaslar; zor degil..
 
Yo hayır dinle hiçbir alakası yok. Gençliğinde gününü gün edip bakireden başkasıyla evlenmem diyen erkekler iki rekat namaz nasıl kılınır bilmezler. Kitap müslümanıyız hayatlarımızdaki dini motifler inşallah ve maşallah tan ibaret genel olarak.

Gerçekte Türkiye insanının değişebileceğine dair bir inancınız varsa ne mutlu size. Adına yobazlık mı, adet mi, edep mi, ahlak anlayışı mı ne derseniz deyin. İşlemiş, en derine nüfuz etmiş. En klas(!) dizilerimizde bile, 2019 da, hala aynı konu işlenirken bu coğrafya insanının hem de bekaret mevzundaki düşüncelerinin değişeceğine inanmanız en kibar tarifiyle fazla iyimserlik. Ben sizin kadar iyimser değilim ve açıkçası bunun için bir çaba sarfetmeyi de düşünmüyorum.
Şu an için ihtiyacım olan şey erkeklerin bekaret konusuna takıla masını sağlamaktaysa sırada beklemek alışkanlığı kazanması
 
O genişlik derken hangisi kafada ki bosluk genişliği mi mesela bide yüzde 90 he güzel tespit
Mide genişliği, midesizlik, prensip sahibi olmamak vs gibi terimleri çağrıştırdı size sanırım bahsettiğim genişlik. Bahsettiğim daha esnek sınırlara sahip olmak.
Konuyu Laf çakmalı ergen muhabbetine bağlamak olayı konuşmak ve tartışmaktan çıkarıp forumu lise tuvaleti ergen muhabbetine çeviriyor ve ortalığı bir anda liseli kızların bol şekerli parfüm kokusu kaplıyor, gerek yok.
 
Peki bakire değilken hayatiniza şimdiki eşiniz girince onlada evlenmeden ilişkiye girdiniz mi
Ne sapıkça sorular soruyorsun hayırdır. Bunla nice mi seviştin bunla sonra mı.
Derdin varsa onu yazsana cevap verene kimle seviştin diye soruyorsun.
Bu ne sevişiksizlik
 
Evlenmeyecek, ortada bırakacak sonra o ilk sevişilen son sevişilenin başkası ile seviştiğini görünce seviştiğine pişman olacak, teee allahım ya.
 

O halde sizin istatisliğinizle %90lık erkeklerin arasına karışacak erkek evlatlar da sizindir.

Dediğinizi anlıyorum ve fakat bazı satırlarına katılsam da, genel itibarıyla katılmıyorum. Gözleminizi nasıl yaptığınızı bilmiyorum ancak benim gözlemlerim de oranları farklı veriyor, çevreme, çevremdekilere ve aşk hayatıma bakınca. %90-%10 değil, size fifti fifti bir oran verebilirim ve bu en derine nüfuz ettiğini söylediğiniz algı/beklenti, ancak kadının değişimi ile aşılmaya başlanır.

Anneannem, eski kafa klasik bir kadın; "Kız kısmısı" sözünü bol kullanırdı ve kimi kuzenlerime hala daha kullandığını görüyorum. Ama bana karşı kullanamıyor, niçin dersin? Çenesini kapatıyorum, özgüvenliyim, kendimi seviyorum. Bu duruşum ona geçtiğinden bu yana ki seneleeer oluyor; beni böyle seviyor ve saygı duyuyor. Bunu da kültürel giyim-saç-makyaj algımız üzerinden söylüyorum, anlatabildim mi bilmiyorum. Bekaret konusu da böyle, siz kafanızda kurduğunuz ümitsiz tabloda %90lık erkekler arasından birini seçmeye yönelmek durumunda kaldığınızda, ülkenizin kaderini çocuğunuza ve torunlarınıza kadar taşıyacaksınız, eğer ki onlardan biri bu zinciri kırmayı başaramazsa, zinciri kıran biri ile karşılaşmadıkça. Bu yüzden %10luk kısmına yoğunlaşıp, çevrenizi buna göre geliştirin ki Türkiye'nin değişmekte olan yüzünü de görün, evlatlarınızı da kendinizle birlikte önce zihninizdeki, sonra çevrenizdeki bekaret hapsinden kurtarın derim. Oranların bir anda nasıl değiştiğini gözlemleyeceksiniz.
 
Son düzenleme:
Önce şu ayrımı yapalım. Savunduğum değil gördüğüm Türkiye'yi yazıyorum. Ve umduğum değil sandığım Türkiye’den haber veriyorum. Gözünü kulağını ağzını kapatıp hayallerindeki Türkiye’yi anlatanları ezelden beri anlamadım. Vakıa bambaşkayken teoride doğru kabul ettiklerimiz üzerinden ülkenin gidişatına rol biçmek.. ı ıh, ben yapamam. Yozgat’ın Sorgun ilçesinde yaşamıyorum. Fifti fifti olan o fiftilerden bir görüşün bir kısmıyla tanışıyorum ve bilişiyorum. Sizin görüşünüze göre yüz kişiden ellisi artık bu gelişimiş kabul ettiğiniz dünya görüşüne sahip olabilir.

(parantez açmak zorundayım zira yorumları üzerinden kişileri bir görüş bir kimlik ve bir dine mensup kılmaya çalışılmak zamanı geçmeyen bir moda. Evrim teorisi araştırmalarına devam eden bu konuda biyolog ve sosyologlardan oluşun bir grubun uzun soluklu bir çalışmasının bir kimyager olarak belki de son ayağıyım. Bir dini mensubiyetim olmadığını daha önce forumda belirttiğim dönemde klasik maymun dalgalarının döndüğü konularım var. Fakat ben bu ülkeyi olduğu haliyle kabul ediyorum. Bu kabul, hataların ve kimi görüşlerin değişmeyeceği ve değişmemesi gerektiğine dair bir kabul değil. Vakıanın kabulü. Hata yapmaktan beteri hata yaptığını kabul etmemektir. Ülke olarak kabullerimiz üç maymun kabulü şeklinde olduğu için ne denli büyük bir sorunla beraber olduğumuzun farkında değiliz. Öyle olduğu için ‘e benim arkadaşlarım evlenmeden önce seviştiler ve çağ atladılar ve zannımca çoğu kişi bu tabu zincirini kırdı.’ demekle sosyolojik bir tespit yapmış olmuyoruz.)

Aynı Türkiye’ye bakıyoruz. Belki de aynı şehirde yaşıyor, benzer şeyleri izliyoruz. Benim gördüğüm bu mevzunun esnemesinin Türkiye’de çok zor olacağı. Ülke kritiğini bir tarafa bırakmak gerekirse.
Buradaki birçok kişinin aksine benim kendisinden korktuğum bir otorite yok. Ahlak kurallarımı belirleyen ve bana ceza veya ödül verecek olan. Bu kabulün nasıl ve neden bir ilerleme ve gelişme basamağı olarak görüldüğünü sanırım hiçbir zaman anlayamayacağım. Ben evliyim evlenmeden önce bir ilişki yaşamadım. Eşimin yaşayıp yaşamadığını sorgulamadım. Ama ben evli değilken bir erkekle sevişme tercihiyle baş başa kalsaydım bunu kabul etmezdim. Ve bunu asla bir hapis olarak görmüyorum. Her beden sahibinin emri altında ve diğerlerinden bağımsız bir cumhuriyettir. Bu ülkenin kurallarını ben koyarım ve hiçbir diğer hükümdar bu cumhuriyetin kurallarını geri kalmak veya ileri gitmekle bağdaştıramaz. Sizin için adı hapis olsun. Benim için tercih. Ve maalesef o fifti den geri kalan yüzde kırkla tanışırsanız hapis nitelemesinin Türkiye’nin değişen yüzü kısmında hiçbir olumlama yapmadığını göreceksiniz.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…