CAN SIKICI…
Ne yiyorsak oyuz, ne içiyorsak oyuz, bütün bunlara ilaveten cildimize ne sürüyorsak, saçımızı neyle boyuyorsak ne ile yıkanıyorsak, ellerimizi ne ile yumuşatıyorsak, yüzümüze hangi malzemelerle renk katıyorsak biraz da oyuz…
İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, ortalama bakımlı bir kadın, 1 gün içinde cildine en az 12 çeşit ürün uygular. Böyle söyleyince çokmuş gibi geliyor ama sıralayınca bu tespitin ne kadar yerinde olduğunu hatta daha fazlasının bile kolayca mümkün olduğunu görüyoruz;
Şampuan,
Saç kremi
Köpük
Sprey
Jöle
Vücut şampuanı
Sabun,
Temizleme losyonu,
Tonik,
Nemlendirici,
Gözaltı kremi,
Vücut losyonu,
Aseton,
Oje,
Güneşten koruyucu,
Allık,
Ruj, kalem, parlatıcı vs.
Rimel,
Parfüm,
El kremi...
Şaşırtıcı değil mi? Bakın bir çırpıda 20 ürünü ve hatta daha fazlasını sıralayıverdik. Tüm bu gündelik malzemelerin içeriklerini kabaca hesaplarsak, cildimizi her gün sayısı 175 den az olmayan kimyasal madde ile sıvadığımızı söyleyebiliriz. Bunların her birisi deriden nüfuz ederek vücudumuza girer.
Erkeklerin bıyık altından tebessüm ettiklerini görür gibi oluyorum. Ne yazık ki onların da düşünmeleri gerekir. Çünkü bugün söz konusu edeceğim toksik kozmetikler arasında deodorantlar, duş jelleri, traş köpükleri de yer almaktadır..
Hatta çocuklar için yapılan ürünler bile düşündürücüdür...
Her şeye kara çalmaya kalkışacak değilim. Kozmetik malzemelerdeki içeriklerin bazıları cildimiz için gerçekten yararlı maddelerdir. Onlara kesinlikle ihtiyacımız var.
Ama bazıları?
İşte bu günkü sohbetimiz bu noktada başlıyor..
GÜVENLİ KOZMETİKLER KAMPANYASI
Geçtiğimiz yıl “güvenli kozmetikler” adı atında bir kampanya açılmıştı, “Campaign for Safe Cosmetics.” Bildirgelerindeki en tüyler ürperti maddelerden birisi, çocuk şampuanları içindeki katkı maddeleri arasında kanserojen bir madde olan
1,4 Dioxane’in yer alması idi.
İngiltere’de yayınlanan bu önemli sağlık raporunun Uluslar Arası Malzeme Güvenlik Data Sayfasında( MSDS) yer alan bilgilere göre:
1,4-dioxane:
Kozmetik ürünlerde kansere yol açan maddelerin başında yer alır. Köpük yapıcı ve nemlendirici ürünlerde yaygın olarak kullanılır. Etiket üzerinde, “PEG”, “Polyethylene”, “Polyethylene glycol”, “Polyoxyethylene” kelimeleri ile tanımlanır.
§ Solunumla, deri emilimi ve yutma ile zararlı etkiler oluşabilir.
§ Fazlaca görülen etkileri: göz ve mukozada kaşıntı, deride tahriş, santral sinir sisteminde depresyon, zehirlenme..
§ Akut maruz kalma halinde; tahrişlere, baş ağrısına, baş dönmesine ve uyuşukluğa neden olur.
§ Kronik nefes almaya maruz kalma halinde; karaciğer ve böbreklerde tahribat yapabilir ve kan bozukluklarına neden olabilir.
§ Bu kimyasallara maruz kalma sayısı arttıkça kan, karaciğer, böbrek ve deri tahribatlarının tedavi şartları da ağırlaşabilir..
KOZMETİKLER NASIL BOZULMADAN KALIR?
Cilt bakımı ve makyaj ürünleri içinde zorunlu olarak koruyucu maddeler kullanılır. Bunlar ciltte uzun süre bırakılırsa, özellikle BHT adlı kimyasal cilde % 10 kadar nüfuz edebilir ve alerjik reaksiyonlara neden olur.
Yine kozmetik ürünlerde yaygın olarak kullanılan Paraben ve Phthales maddeleri de ciddi riskler taşır. Her iki kimyasal konusunda yapılan araştırmalarda normal hormon fonksiyonlarını bozduğunu, akciğer, karaciğer ve böbrek hasarına yol açabildiği ve göğüs kanseri tehlikesini arttırabildiği görülüyor.
§ Parabenler deodorantlar, kremler, vücut spreyleri ve daha birçok kozmetikte anti mikrobiyal koruyucular olarak kullanılır.
§ Phthales ise deodorant, parfüm, tırnak cilaları ve saç speylerinde yer alır.
Yine aynı sağlık raporuna göre;
“Paraben koruyucular (methyl, propyl, butyl ve ethyl) :
Mikrobiyel oluşumu önlemek ve ürünün raf ömrünü uzatmak için eklenirler. Toksik oldukları bilinmesine rağmen oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Pek çok alerjik reaksiyonlara ve cilt rahatsızlıklarına neden olurlar. Bu maddelerin yutulması veya solunması daha da zararlıdır. Cilt, göz ve solunum organlarında tahrişe, gözde kızarma ve ağrıya neden olur ..”
NE YAPACAĞIZ?
Ne yazık ki, birbirinden şık dükkânlarda ve hatta eczanelerde rafları dolduran pek çok kozmetik ürün, tümünü burada sıralayamadığım katkı maddelerinden en az birkaç tanesini içinde barındırmaktadır. .
Kozmetiklerden vaz geçin demiyorum tabii ki, ama onların içeriklerine karşı uyanık olun. Özellikle içinde 1,4 Dioxane, paraben, phthales, BHT, formaldehit ve sodyum loreth sulfate bulnan ürünleri evinizden uzak tutun.
Ancak şunu da aklınızdan çıkarmayın, tıbbi otoriteler kozmetik ürünlerin içeriğinin tam olarak açıklanmasını zorunlu tutmuyorlar..
§ “İçerik” okumayı alışkanlık haline getirin.
§ Elinizden geldiğinde organik kozmetikler kullanın
§ Ürünlerin içeriğinde ne kadar az madde varsa, o kadar iyidir, aklınızdan çıkarmayın.
§ Aynı şey parfümler için de geçerlidir.
§ Aldığınız ürünlerin üretim tarihine bakın ve taze olmasına dikkat edin.
§ Ne şampuan ne de kremlerinizin kapağını asla açık bırakmayın.
§ Kozmetiklerinizi başkalarıyla paylaşmayın
§ Kremleri ve diğer ürünleri sürmeden önce ellerinizi güzelce yıkayın..
§ Günlük standart cilt bakımı için, günde 2 kez, gayet az miktarda ürün kullanmak yeterlidir. Çok sık ve aşırı uygulamalardan uzak durun.,
§ Ürünleri karıştırmayın, farklı ürünleri üst üste sürmeyin .
§ Birçok kozmetik ürün 3 yıl kadar bozulmadan dayanır. Eskileri mutlaka atın. Yenileri de hiç olmazsa buzdolabında saklayın.
Pek iç açıcı haberler vermediğimi biliyorum. Ama gerçek buysa elden ne gelir…
(ALINTIDIR)