Artılar, eksilerle uzun bir iç döküş.

Sevgili konu sahibi sizi çok iyi anlıyorum. Yaşamış olduklarınız da üzücü ama eşinizle tanışmanız sevindirici olmuş. Hayat arkadaşınız yanınızda. Artık bu saatten sonra varlığı da yokluğu da el ele aşmaktan başka çare yok. Gezip görmek istemeniz çok güzel ama herkesin derdi farklı. Şöyle söyleyim ben yurtdışında büyüdüm çok şükür hiç maddi zorluk çekmedim. Herşeyin en iyisine sahiptim. Fakat huzurum yoktu dünyayı gezsem neye yarar. Annemle babamın evliliği beni yedi bitirdi. İç huzurum yoktu. Evlendim sonra. Çok sevdim eşime çok aşıktım. Hatta onun içim Türkiye de yaşamayı kabul ettim. Maddi zorlukla beraber daha bi çok sorunumuz vardı ve aşamadık ayrıldık. Keşke biz aile olmayı becerebilseydik, mutlu olsaydık, çocuklarımız olsaydı da benim en büyük derdim dünyayı gezememek olsaydı. O hala onu maddiyat yüzünden terkettiğimi falan düşünüyor. Halbuki bu sorun ettiğim en son şeydi. Diyeceğim o ki siz iç huzurunuzu sağlayın önce. İnanın geri kalan herşey bir şekilde halledilir. Bi söz var ya hani. Bahar senin içinde, nereye gidersen götürürsün. Ben daha geçen gün başka bi ülkeye gittim 1 haftalık tatile. Her gittiğim yerde gözlerim doldu mutlu mesut el ele gezen çiftleri her gördüğümde. Yaşayamadığım hayallerim gözümde canlandı. Zehir oldu tatilim. Bazen sahip olduklarımızın değerini elimizdeyken bilmiyoruz. Ama gerçekten eşinizle mutluysanız huzurunuz varsa dünyanın en zengini sizsiniz bana göre.
 
bu kadar karamsarlık neden anlamıyorum kötü bir evlilikten kurtulmuşsun, iyi bir evlilik yapmışsın şuan çalışmıyor olabilirsin ama yıllarda çalışmışsın deneyimin var gerekirse kendi işini kur. çocuk durumundan bahsetmemişsini belki iyi gelir
 

Haklısınız, eskiden böyle değildi yani bu kadar değildi. Şimdi kendini ve dünyayı keşfetmek = gezmek, görmek oldu. Haksız da bulamıyorum bu düşünceyi çünkü bir tarihi eseri bir müzeyi gezdiğimde bile çok etkileniyorum ve kendime bir şeyler katmış gibi hissediyorum. Elbette bu %100 doğru diyemem, keza benim de üzüntüm esasen kendi isteklerimi gerçekleştirmemiş olmak.
 
Dert edindiğimiz şeyler hayattan beklentilerimizle doğru orantılı...Sizi en çok mutlu eden şey gezmek görmekse bunu dert edinmeniz normal.o sebeple ben "aman bu da dert mi" diye bakmadım olaya..tabi bunun yanı sıra geçmişte yaşanan üzücü durumlar,işten ayrilmaniz da eklenmiş.
Bazıları için şu an yaşadığınız hayat bir nimet olabilir.eviniz var,anladığım kadarıyla şu anki evliliginizde mutlusunuz bunlar bile aslında çok güzel şeyler.gecmisi bırakın (ben de çok takılıyorum geçmişe ve takıldıkca içinden çıkamıyorum)..ne zamanki o gün kendimi mutlu edecek şeylerle uğraşıyorum o zaman huzuru hissediyorum.
Özel degilse çocuk düşünmediniz mi hiç? Dusunmeyebilirsiniz bu arada...saygı duyuyorum anne olmak istemeyenlere.. ama benim şahsi fikrim insanı hayata bağlayan da bir tarafı var ve şartlar elverişliyse insanin hayatına renk katan müthiş bir uğraş
 
Vizesiz bir sürü yer var. Asyaya git. Avrupa da neymiş diyeceksin. Değişim için kendimizden başlamalıyız. Hepimiz çocukluk travmalarimizi pranga gibi taşıyoruz. Bu yanlış. Bakın benim babam çok iyi bir insan ve babaydi. Tek sorunu vardı kimseye hayır demezdi. Onun yerine annem yirtinirdi. Babam herseye evet derdi annem hayır. Akraba, cevre ne kadar sacma teklif varsa babami bildiklerinden bize damlardi. Bu o kadar çok yara açtı ki kardeşlerimde bende. Ben 25-30 yaş arası makul olan şeylere kocaman hayır derken, makul olmayan saçma sapan şeylere evet demişim. Burda suçlu kim? Hiç kimse. Fiziksel istismar, süregelen ağır psikolojik istismar, tabi cinsel istismar gibi durumlar yoksa anne babalarımızın kendi kisiliklerinden dolayı yaptıklarını kabul edip devam etmeliyiz.
 
Ben de benzer duygular içerisindeyim. Eskiden farketmiyordum yas aldıkça insanın farkındalığı artıyor galiba. Aileme öfkeliyim sizinki gibi. Ha çok kötü anne babalar mıydı hayır ama annemin elalem ne der bakış açısı ile büyüdüm. Az bir saçımı tarasam süslendi deyip lad ederlerdi. Kız çocuğu olmayı sevemedim bir türlü. Ufak ufak şeyler ama genele bakımca kendim olamamış olmam beni üzüyor lise üniversite günlerime üzülüyorum mesela. İçimde yoğun bir keşke şöyle olsaydı kumseyi umursamasaydım vs oluyor. Bir de hep kendimi suçlayarak büyüdüm her olayda. Şimdi geriye bakimca suclama sıralaması olsa listeye en sondan giriş yaparım. Çocuktum yahu ne kadar suçlu olabilirim. Terapi almak iyi gelebilir ama ona başlamak cesaret istiyor. Kendimi anlatamayacak kadar yorgun hissediyorum
 
Bence gezmissiniz zaten 30 dan sonrası için benim de biraz bu minvalde konum var aynı sekilde aile baskısından kaçarak berbat bu evlilik yaptım şu an bosaniyorum 30 yaşındayım ve 2 çocuk var artık ailemi karistirmam kendime ama şimdi de çocuklar var gezemiyorum siz yine yapabilmiş siniz imkanlar el vermiş işin bu tarafına bakın bi ise girince de senede bir diğer yerleri de gezersiniz
 
tatlım

insan bir yerden sonra öğrenci gibi gezmek istemiyor

varsa hala öyle gezen 40 yaşında saygı duyarım ama sanmıyorum yani

not: ilk 19 yaşında sonu bu yaz olmak üzere proje kapsamlı avrupada cok çalıştım/okudum bu sürelerde de gezdim

tr'den direkt gezmek için gidip öyle de çok gezmişliğim vardır. italyaya isveçe ispanyada filan direkt t'den gidip gezdim mesela

ben de bu yaz dalaman-frankfurt uçtum mesela 1600 TL idi, sezonun tersine gelecek zamanlarda uzarsan yani mesela gurtbetçilerin geldiği zamanda sen gidersen ya da avrupanın noel paskalya okul tatili zamanlarında ters yöne uçarsan bilet çok da pahalı olmaz ben bu yaz 2 sefer gidip geldim -ama sezona göre ters istikametlerde uçtum herkes gelirken ben gittim yani -toplam bilet param sezon yönünde uçanların 1 bilet parası kadar ancak tuttu- daha bile uygun olabilir. ki hep 30 kilo bavulla uçtum eko biletler değil bunlar. öğrenciyken ryan airle, germanwingsle sırt çantasıyla da uçuyorduk.

şimdi benim ilaçlarım bile bi sürü yer tutuyor nasıl uçayım sırt çantasıyla? laptop ve taşınır bellekleri mecbur alacam yanıma remote çalışıyorum. başka daha bi sürü almam gereken şey oluyor yanıma...

öğrenci gibi gezmek istemiyorum dediğim gibi bn gerekirse gece iniyorsam şehre inip bavulu trenistasyonunda kilitleyip ya da sırt çantasıyla gezip tüm gün dolaşıp gece treniyle/otobüsüyle araba paylaşımıyla ertesi akşam bir başka yere geçerek, sandviç yiyerek, atıştırmalıkları hangi ülkede ucuzsa oradan alarak, kaldığım yerden yanıma sandviç yaparak, son gece h.alanında uyuklayarak filan geziyordum. ama o zamanlar 20 yaşındaydım.

şimdi 40 yaşındayım ve öyle bir enerjim yok
öyle bir zamanım da yok ki. çalışıyorum öyle h.alanında filan 3 kere gecelesem hasta olurum ve teslim etmem gereken dosyarı zamaında teslim edemem.

2. konu
eskiden işsiz de olsan vize çıkabiliyordu. şimdi bir dene bakalım çıkıyor mu? "eskiden" eskidi. onlar mazide kaldı.

ha ama uygun mu hala uygun aslında bodrumda tatil yapmaktan hala ama hala uygun...uyguna avrupada tatil yine de yapılabilir.

bu yaz ben viyana- salzburg (halstat)- münih- füssen (şatolar)- basel- colmar- strasbourg- köln- bremen -cuxhaven -hamburg yaptım.
sadece viyanaya tek gittim kalan yerlere annem ve kız kardeşimle gittik.

3 kişi belki 1500 euro ancak harcamışızdır uçak biletleri hariç. 12 gün. çünkü arada kuzenlerimde kaldık -yoksa holiday ınn'de filan kaldık. almanyanın 49 euro biletini kullandık, über kullandık diğer ülkelerde. avusturyada grup bileti kullandık. ben ingilizce ve almanca biliyorum bütün ulaşım vs. konularına önceden bakıp karar verdik. baselde her ayın ilk pazarı müzeler ücretsiz müzeleri öyle gezdik. gibi gibi

dil biliyorsan ve tr'den tek bir şehre değil de bileti uyguna alıp, 10-15 günlük programla gezersen bi sürü ülke ve şehir görmen hem de epey uyguna halletme şansın var avrupada -çünkü çoğu ülke küçük ve ulaşım imkanı çok. bir de paris gezeceğime colmarı tercih ederim (parise gittim 1 hafta kaldım) bilinen şehirler pahalı etrafta uygun başka bi sürü şehir var. hamburgla bremen bile konaklamada yarı yarıya. trenle 1 saat. 49 euro biletiyle tüm bölgesel trenler zaten bedava.
 

İki konuda da haklısınız katılıyorum tamamiyle. Avrupa evet TR’den mesela saçma sapan pahalı olan Alaçatı’dan ucuz ama gidene kadarki kısmı var işte. Vize olabilse bileti uydurursun mesela kampanya kovalarsın falan ama vize alamıyoruz zaten benim gibiler baştan patlıyor.
 
vizesiz yerlere neden soğuk bakıyorsunuz?

bence belgradı düşünebilirsiniz -ben de düşünüyorum
gürcistanda şarap tadabilirsiniz bol bol
makedonyanın bile sofra şarapları acaip güzel
nedense sizden şarap sevebileceğiniz vibe'ı aldım

benim fikrim şu ki:
pariste mesela paris gibi hakketen öyle beyaz fransızların yaşadığı bölgelerde konaklayıp parisien yemek yiyip romantik paris yaşamak için çok ciddi para harcamak lazım...
yoksa parisin yarısı zenci, sokakları pis, metroları korkunç...

böyle şeyler muhatap olmadan gezebilmek yiyebilmek ve alışveriş yapmak için filan dediğim gibi güzel para harcamanız lazım -hoş eyfel kulesinin etrafı bile göçmen evsiz vs dolu yani....

hani haddim değil belki ama kısıtlı bütçeyle ben paris gibi paris yaşanacağını düşünmüyorum

ne biliyim eşiniz frankafonsa ve size seine kıyısında fransızca şiirler şansonlar okuyacaksa bilemedim ama
 
Son paragrafınıza kahkaha attım
Parisi severim ama her yanı sidik kokuyor ve gaspçı dolu mide bulanmadan gezmek zor , son dediğiniz çok iyi
 
Aslında önerim her ay eşin hesabindan 3 bin lira tirtiklayip 100 Euro almak, yaz ayı geldiğinde de bin Euro'ya karı koca rahat rahat gezmeleri yönündeydi.
Evet Euro pahalı, ama küçük tasarruflarla, bazı şeyleri 'aldim' sayıp almayarak pekala birikecek bir rakam ayda yüz Euro.
Vize işi de şans işi, daha yeni zaten yurtdisinda okumuş ve uzun süreli shengeni olan babasının birlikte gidecekleri tatile sponsor olduğu KK arkadaşıma vize çıkmadı. Ama yine yakın tarihte çağrı merkezinde çalışan arkadaşıma Almanya vizesi çıktı (ki arkadaşım umudu olmadığı için kaçak gitme planları yapıyordu).
Su son yıllarda arkadaş grubumdan çoğu insanı avrupaya , avusturalyaya, ABD'ye gönderdim. Zor ama bir şekilde giden de çok.
Hepten umutsuz olmaya gerek yok.
Üstelik Tur ile giderse alma şansı daha yüksek
Hemen hemen istediği yerlerin çoğu Benelux turlarda var, onlar da ortalama bir haftalık turlar şöyle rakamlar veriyor
Sıkı takipçisi olup kampanya, erken rezervasyon indirimi de bulabilir . Turun parası kredi kartının asgarisinden uzun uzun aylarda ödenebilir .
Ya da konu sahibi sevmediği herhangi bir işe girip sadece üç ay çalışıp çıkabilir, onun parasıyla tür alabilir
Yani insan istesin, olmayacak bir şey yok ki.
 
eğer gerçekten paris görmek amsterdam görmek ise olay bence de benelüks turları mantıklı
hiç turla gezmedim ama genel mantık olarak şehri gördüm temel yerlere gittim, organizasyon transfer düşünmeden kısıtlı zamanda 3-5 şehir gördüm demek için turlar güzel
genelde kadın oluyor turlar (sürekli turla gezen dil bilmeyen bir kadın arkadaşım var benim de üstelik esnaf bu kadın dükkanını kapatıp gidiyor valla) konu sahibi zaten karı-koca gezecek hiç turda kafama göre biri olur mu vs derdi de yok

vize işte tek kafa karıştıran konu aslında yoksa ben de iddia ediyorum ki iyi planla (ya da turla ya da orada tanıdığın varsa vs vs) avrupada çok da para harcamadan da gezilir -ama öğrenci gibi de gezmek istemez sanıyorum.
 
Son paragrafınıza kahkaha attım
Parisi severim ama her yanı sidik kokuyor ve gaspçı dolu mide bulanmadan gezmek zor , son dediğiniz çok iyi

Ben de çok güldüm bir an kocamı öyle hayal ettim de kendisine frankafon desem sosis zanneder öyle bir alakasızlık
 
borç ödüyorsunuz sanırım
zira aksi durumda
ev kirası ödemeyen ve çocuksuz bir çifte aylık 35.000 tl ucu ucuna yetecek
hatta içeriden yedirecek bir gelir değil bence
evet her şey pahalı, kriz var ve bundan herkes etkileniyor o ayrı konu
ha kirada otursanız ve çoluk çocuk olsa tabii ki imkansız bu paranın yetmesi
arabanız da yok ki araç masrafları, benzin parası falan düşünmek durumunda değilsiniz sürekli
çok fazla dışarı çıkıyorsanız, alkol sigara çok tüketiyorsanız yetmeyebilir
bu noktada harcamalara ayar çekmek gerekebilir diye düşünüyorum
 

Çocuk yok, kedilerimiz var içki ve sigara kullanmayız ama yetmiyor çünkü bu para değil. Yoksulluk sınırı bu rakamlar, dün pazara gittim taze soğanın demetine 15 lira verdim, et, tavuk desen altın değerinde olmuş. Yetmiyor evet bulgur makarna yemedikçe yetmiyor.
 
siz de çalışacaksınız o halde
şu sitede işinden %100 memnun kaç kişi bulabiliriz? 50 kişi bile çıkmaz herhalde
ben de şu an mesai saatim içindeyim ve
sabahtan beri abuk sabuk isteklere cevap vermekten yetiştirmem gereken işleri
yetiştiremedim mesela
bu cevabı da molamda yazıyorum
ve gelirim eşinizinkinden çok daha düşük
çok zor bir dönemdeyiz ve herkes karamsar
bunu şey kafasıyla söylemiyorum
git kendini sokakta çöp toplayan kuru ekmeğe muhtaç insanla kıyasla ve haline şükret
kafasında söylemiyorum asla
ama bu kriz bitene kadar durumlar böyle
kimse memnun değil yani
siz de işe girdikten sonra her ay belli bir miktar birikim yaparak
görmek istediğiniz yerleri görebilirsiniz
olmuyorsa da yapacak bişey yok açıkçası, ertelemek lazımdır belki duruma göre
 
Ev almak için mi aracı sattınız yoksa zaten eviniz var mıydı. Kira derdiniz yoksa eşiniz maaşı iyiymiş aslında siz asgari bile alsanız kenara bişeyler koyup 3 ay sonra bir ülke gezebilirsiniz erken alınca uygun turlar oluyor
 
Son düzenleme:

Ev vardı aracı çok km yaptığımız ve eskidiği masrafı arttığı için sattık. Bir de eşim İstanbul trafiğinden bıkmıştı bir gün 5 km yolu iki saatte gelince delirdi daha da kullanmam araba diye. Bir yere gideceksek kiralıyoruz.
 
Benim iyi kazandıran ama aşırı stresli bir işim var yaşım da 46. Bu yıl mümkünse bir kaç yıl çalışmamakta karar verdim, eşimin kazandığı sizin eşinizin kazandığından düşük evimiz de kira, bizim de sizin gibi kedlerimiz var. birikimimi kemirerek yaşayacağım. En sevdiğim lüksüm olan terapiyi azaltacağım alışveriş yapmayacağım ve önceki senelerde olduğu gibi yurtdışı tatili de yapmayacağız. Ben de öyle çok ülke gezmedim gitmek istediğim şehirler görmek istediğim müzeler vardı ve çalışmaya devam etsem bunları yapabilirim ama cidden şu çalışma temposunu kaldıramıyorum. O yüzden de yemişim yabancı ülkesini de müzesini de diyorum. Aileden zengin değilsen hem pastam dursun hem karnım doysun olmuyor bir seçim yapmak gerekiyor ne neyi seçsen diğerinin avantajını terkediyorsun dezavantajıyla birlikte. O yüzden benim ya da sizin durumunuzda kendimize acımamızın faydası olmadığını düşünüyorum. Ayrıca ben bu yurtdışı görme isteğinin zamanımızda bir tür takıntıya dönüştüğünü düşünüyorum, bir zamanlar da ben de yaptım bu takıntıyı. Yeni ülke görmek ufuk açıyordur ama tek ufuk açan şey o değil. Ayrıca üç gün Viyana’ya gitmek Avusturya kültürünü içine yerleştirmiyor eğlenip dönüyorsun işte. Ben o eğlenceler için kendime eziyet etmemeye karar verdim. Siz de etmeyin kedilerinizle eşinizle daha az maliyetli hobiler ilgi alanları bulmaya çalışın sevgiler
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…