- 21 Aralık 2018
- 340
- 455
- 53
- 27
- Konu Sahibi feliscatus
- #41
vizesiz gittiğiniz yerlerde en çok hangini beğendiniz? ben gürcistana gitmiştim tiflise çok beğendim avrupai bi havası vardı şarapları da çok güzel öneririm.
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
İstanbul’un neresinde oturuyorsunuz eşimiz işe arabayla mı gidiyorduEv vardı aracı çok km yaptığımız ve eskidiği masrafı arttığı için sattık. Bir de eşim İstanbul trafiğinden bıkmıştı bir gün 5 km yolu iki saatte gelince delirdi daha da kullanmam araba diye. Bir yere gideceksek kiralıyoruz.
İstanbul’un neresinde oturuyorsunuz eşimiz işe arabayla mı gidiyordu
Merhabalar, dediğiniz yerlere bireysel değilde turlarla giderseniz daha uyguna geliyor ve turla gittiğiniz için vize kolay çıkıyor onlar yönlendirir sizi bu konuda, ayrıca güvenilir ve yorumları olumlu olan turları tavsiye ederimMerhaba, sadece dertleşmek için yazacağım uzun süreli terapi dışında durumumdan bir kurtuluş yok çünkü. Çok büyük pişmanlıklar içindeyim arkadaşlarım, hepsi de geçmişteki seçimlerimle ilgili ve hem kendime hem de aileme inanılmaz öfkeliyim ama gel gör ki neye yarar. 44 yaşım bitiyor, evliyim iç sorunlarım ve hesaplaşmalarım dışında güzel bir hayatım var. Eşim ile uyumlu bir çiftiz, merhametli biridir ve sevip seviliyorum. Kedilerimizle günlerimiz geçiyor güle oynaya.
Beni kemiren geçmişte yapamadıklarım, yaşayamadıklarım ve bundan sonra da yaşayamayacak olmam.
Çok baskıcı ve okumasına rağmen ataerkil hatta cahil bir ailede büyüdüm, herşey yasaktı neredeyse herşey ya da babamın keyfindeydi diyelim. Sürekli manipülasyonla, hakaretlerle büyüdüm evden kavga gürültü eskik olmadı senelerce. Annem çalışmasına rağmen boşanmadı ben de 25 yaşımda ilk erkek arkadaşımla sırf aileden kaçmak için evlendim daha doğrusu babam tarafından itildim. Meğer daha kötü bir cehenneme düşmüşüm kısa süre sonra anladım ama geçti, ite kaka üç sene sürdürdüm ve aldatılmalarım sonucunda boşandım. Ailevi sorunlar, ksııtlamalar artarak devam etti 30’lara gelmiştim neredeyse ama sokağa iş dışı çıkmama izin yoktu çünkü dul kadındım laf olurdu.
Annemin ben sensiz yaşayamam bu evde ölürüm manipülasyonları babamın özgüvenimi yerle bir etmesi derken ben ne ayrı bir eve çıkmayı ne de hayallerimi kovalamayı düşündüm; hayatım işten eve arada denize, sinemaya vs. şeklinde sürdü.
Eşimle 33 yaşımda tanıştım onunla çok gezdik, vizesiz ülkelere gittik, depremden önce Hatay’a gittik aracımızla ama bitti bu sene hepsi.
Evet benim derdim bu çok saçma gelecek belki ama Roma, Paris, Yunan adaları, Berlin… Görmek istiyorum dünya gözüyle. Gel gelelim zor görürüm artık, çünkü 1 euro kabaca 30 tl
20 seneden fazladır asistanım, yöneticilerle çalışmaktan yoruldum biraz dinlendim iş aradım ve maaşı iyi bir yer buldum ancak mülakatta söylenen şeylerler görev tanımı tamamen zıt olduğu için işi bıraktım. Eşim bilgisayar üzerine çalışıyor kendisini geliştirmeye bakıyor ve maaşı 35.000 ucu ucuna geliyor ay sonu ve hep içeriden yiyoruz.
Benim yaşım nedeniyle iş bulmam zor, evimiz kira değil en büyük avantajımız o ama benim hayaller çöpte.
Arabamızı sattık yeniden alamadık, kuş kadar paraya gitti şimdi minimum 1 milyon arabalar. Hiçbişey olmuyor tek maaşla ben de dediğim gibi iş bulamıyorum ha diyince.
Gereksiz romantizm kasmak da istemiyorum sonuçta ülkede buz gibi bir barınma sorunu varken şanslı insanlardanız ama insanın yapmak istediklerini yapamaması içinde ukte kalıyor.
Bu konuyu bende çok düşünüyorum, çünkü yalnızım ve gezerek içimdeki bir şeyi bastırdığımı düşünüyorum konu sahibinin dediği yerlerin dışında 10ülkeye daha gittim ama inanın başlamadan önceki heyecanım yoktu çok anlam yüklediğimi hissettim ben bir şey arıyorum bu hayattta ve gezerek bastırıyorum biliyorum sizce ne olabilir bu ? Dengeye gelmek nasıl oluyor yardımcı olur musunuzSon yıllarda herkeste inanılmaz gezme isteği var. Ben de çok istiyorum hatta istiyordum. Şimdi ise nötrüm. Çünkü yerinde duramamanın, gezip tozmak istemenin; insanın aslında kendini, bu dünyaya geliş amacını arıyor olması olduğunu öğrendim. İnsanoğlu aslına rücu etmek istiyor. Dengeye gelmeye başlayınca geçmişi kabullenmek de kolaylaşmaya başladı, kendimi bir yerlere atma isteği de azaldı. Şu an sadece duruyorum, hatta hiç hareket etmek istemiyorum. Ben de şimdilik böyle bir durum oldu..
ben y.dışında gezerken de keyif alıyorum ama mesela çok sıkarak gezmek istemiyorum bu yaştan sonra bence anlamsız sırf gezmiş olmak için boğazımdan keyfimden kısamam şu anda.Ayrıca ben bu yurtdışı görme isteğinin zamanımızda bir tür takıntıya dönüştüğünü düşünüyorum, bir zamanlar da ben de yaptım bu takıntıyı. Yeni ülke görmek ufuk açıyordur ama tek ufuk açan şey o değil. Ayrıca üç gün Viyana’ya gitmek Avusturya kültürünü içine yerleştirmiyor eğlenip dönüyorsun işte. Ben o eğlenceler için kendime eziyet etmemeye karar verdim. Siz de etmeyin kedilerinizle eşinizle daha az maliyetli hobiler ilgi alanları bulmaya çalışın sevgiler
Benim iyi kazandıran ama aşırı stresli bir işim var yaşım da 46. Bu yıl mümkünse bir kaç yıl çalışmamakta karar verdim, eşimin kazandığı sizin eşinizin kazandığından düşük evimiz de kira, bizim de sizin gibi kedlerimiz var. birikimimi kemirerek yaşayacağım. En sevdiğim lüksüm olan terapiyi azaltacağım alışveriş yapmayacağım ve önceki senelerde olduğu gibi yurtdışı tatili de yapmayacağız. Ben de öyle çok ülke gezmedim gitmek istediğim şehirler görmek istediğim müzeler vardı ve çalışmaya devam etsem bunları yapabilirim ama cidden şu çalışma temposunu kaldıramıyorum. O yüzden de yemişim yabancı ülkesini de müzesini de diyorum. Aileden zengin değilsen hem pastam dursun hem karnım doysun olmuyor bir seçim yapmak gerekiyor ne neyi seçsen diğerinin avantajını terkediyorsun dezavantajıyla birlikte. O yüzden benim ya da sizin durumunuzda kendimize acımamızın faydası olmadığını düşünüyorum. Ayrıca ben bu yurtdışı görme isteğinin zamanımızda bir tür takıntıya dönüştüğünü düşünüyorum, bir zamanlar da ben de yaptım bu takıntıyı. Yeni ülke görmek ufuk açıyordur ama tek ufuk açan şey o değil. Ayrıca üç gün Viyana’ya gitmek Avusturya kültürünü içine yerleştirmiyor eğlenip dönüyorsun işte. Ben o eğlenceler için kendime eziyet etmemeye karar verdim. Siz de etmeyin kedilerinizle eşinizle daha az maliyetli hobiler ilgi alanları bulmaya çalışın sevgiler
Dekorasyona önem vermek bir yana ben airbnb den ev tutarken bile dekorasyona bakıyorum çirkinliğin içinde yaşayamıyorum. Keşke biraz elim yatsa da eski mobilyaları boya zımparala birşeyler yapabilsemÇok haklısınız hem karnım doysun hem pastam dursun olmuyor maalesef. Evde onuncu senemiz olacak bir boya yaptık ama ikinciyi istiyor, bazı değişiklikler var kafamda yapmak istediğim ve seneye ya bunları yapacağız ya tatile gideceğiz o bütçeyle. Ben evin dekorasyonuna da önem veriyorum yani önem değil de seviyorum evimi güzelleştirmeyi, bazısı eski eşyalarla yaşar rahatsız olmaz gezmesine bakar ben ikisini de istiyorum ne kötü di mi?
Sümbül Efendi talebelerine şöyle bir soru sormuş: “Dünyada düzeltmek isteseydiniz neyi düzeltirdiniz?”Bu konuyu bende çok düşünüyorum, çünkü yalnızım ve gezerek içimdeki bir şeyi bastırdığımı düşünüyorum konu sahibinin dediği yerlerin dışında 10ülkeye daha gittim ama inanın başlamadan önceki heyecanım yoktu çok anlam yüklediğimi hissettim ben bir şey arıyorum bu hayattta ve gezerek bastırıyorum biliyorum sizce ne olabilir bu ? Dengeye gelmek nasıl oluyor yardımcı olur musunuz
Kişisel tekamülünüz için gezip görmek istiyorsunuz, bu dönem ihtiyacınız olan o. O zaman bu istediğimi nasıl yapabilirime odaklanmak gerek. O ne istedikte vermedi. bazen nasıl isteyeceğimizi bilmiyoruz ve zaman alıyor gerçekleşmesi.Haklısınız, eskiden böyle değildi yani bu kadar değildi. Şimdi kendini ve dünyayı keşfetmek = gezmek, görmek oldu. Haksız da bulamıyorum bu düşünceyi çünkü bir tarihi eseri bir müzeyi gezdiğimde bile çok etkileniyorum ve kendime bir şeyler katmış gibi hissediyorum. Elbette bu %100 doğru diyemem, keza benim de üzüntüm esasen kendi isteklerimi gerçekleştirmemiş olmak.
Bu konuya, sukredin, allah baska dert vermesin, saglikli olduktan sonra gerisi onemli degil vs yazacak arkadaslara da ben bi salin bizi demek istiyorum. Daha 4-5 sene once Orta ust sinif bir hayat surerken simdi orta sinif bile degilim. Artan maaslarla bir de. Ek bi borcumuz da olmadi. Seyahat bende de ukde de benim en takildigim sey mesela. Azcik mutfak konusunda ilgiliyim. benim dolabimdan cesit cesit unlarim(badem vs) orjinal vanilya esanslarim(yurt disindan alinmis), belcika cikolatasi, cesitli asya soslari(miso vs), en az 5 cesit ithal peynir(atistirmalik icin) birinci kalite tereyagim kuru etlerim vs eksik olmazdi. Bitince rahatca gider alirdim. Parmesan olmadan makarna yenir mi falan diyecek seviyedeydim:) bunlar ulkede cogu insana gore simariklik ama esimle ikimiz cok iyi okullar bitirip iyi islerde calisip cok sukur guzel bi hayat kurduk diye dusunuyorduk. Bu restoran acilmis hadi bu hafta deneyelim. Ya da arkadaslari toplayip mangal yapalim diyebiliyorduk. Et ve ickiler bizden() kendiniz getirin demek ayipti cunku. Simdi o hayatimin yerinde yeller esiyor. Ayni isleri yapiyoruz veya borclanmadik. Ama ne oldu? Ulke tepetaklak oldu. Artik bulgur yiyebiliyor musun sukret diyen insanlarin arasinda sukur ede ede hayatimizi devam ettiriyoruz ama zaten uc kurusluk zevklerimiz vardi ya! Onlari da elimizden aldilar. Biz de tv karsisinda elma portakal cekirdek yiyenlerdeniz artik. Vize almaya usendigim icin avrupaya gitmedigim gunlere lanet olsun diyorum. En azindan daha cok yer gormus olurdum. Simdi kendi ulkem benden bi pasaport icin cikar 8 kagit diyor. Yenilemedim bile. (Ben de dolmusum icimi doktum iyi oldu:) sagol konu sahibi:))))Merhaba, sadece dertleşmek için yazacağım uzun süreli terapi dışında durumumdan bir kurtuluş yok çünkü. Çok büyük pişmanlıklar içindeyim arkadaşlarım, hepsi de geçmişteki seçimlerimle ilgili ve hem kendime hem de aileme inanılmaz öfkeliyim ama gel gör ki neye yarar. 44 yaşım bitiyor, evliyim iç sorunlarım ve hesaplaşmalarım dışında güzel bir hayatım var. Eşim ile uyumlu bir çiftiz, merhametli biridir ve sevip seviliyorum. Kedilerimizle günlerimiz geçiyor güle oynaya.
Beni kemiren geçmişte yapamadıklarım, yaşayamadıklarım ve bundan sonra da yaşayamayacak olmam.
Çok baskıcı ve okumasına rağmen ataerkil hatta cahil bir ailede büyüdüm, herşey yasaktı neredeyse herşey ya da babamın keyfindeydi diyelim. Sürekli manipülasyonla, hakaretlerle büyüdüm evden kavga gürültü eskik olmadı senelerce. Annem çalışmasına rağmen boşanmadı ben de 25 yaşımda ilk erkek arkadaşımla sırf aileden kaçmak için evlendim daha doğrusu babam tarafından itildim. Meğer daha kötü bir cehenneme düşmüşüm kısa süre sonra anladım ama geçti, ite kaka üç sene sürdürdüm ve aldatılmalarım sonucunda boşandım. Ailevi sorunlar, ksııtlamalar artarak devam etti 30’lara gelmiştim neredeyse ama sokağa iş dışı çıkmama izin yoktu çünkü dul kadındım laf olurdu.
Annemin ben sensiz yaşayamam bu evde ölürüm manipülasyonları babamın özgüvenimi yerle bir etmesi derken ben ne ayrı bir eve çıkmayı ne de hayallerimi kovalamayı düşündüm; hayatım işten eve arada denize, sinemaya vs. şeklinde sürdü.
Eşimle 33 yaşımda tanıştım onunla çok gezdik, vizesiz ülkelere gittik, depremden önce Hatay’a gittik aracımızla ama bitti bu sene hepsi.
Evet benim derdim bu çok saçma gelecek belki ama Roma, Paris, Yunan adaları, Berlin… Görmek istiyorum dünya gözüyle. Gel gelelim zor görürüm artık, çünkü 1 euro kabaca 30 tl
20 seneden fazladır asistanım, yöneticilerle çalışmaktan yoruldum biraz dinlendim iş aradım ve maaşı iyi bir yer buldum ancak mülakatta söylenen şeylerler görev tanımı tamamen zıt olduğu için işi bıraktım. Eşim bilgisayar üzerine çalışıyor kendisini geliştirmeye bakıyor ve maaşı 35.000 ucu ucuna geliyor ay sonu ve hep içeriden yiyoruz.
Benim yaşım nedeniyle iş bulmam zor, evimiz kira değil en büyük avantajımız o ama benim hayaller çöpte.
Arabamızı sattık yeniden alamadık, kuş kadar paraya gitti şimdi minimum 1 milyon arabalar. Hiçbişey olmuyor tek maaşla ben de dediğim gibi iş bulamıyorum ha diyince.
Gereksiz romantizm kasmak da istemiyorum sonuçta ülkede buz gibi bir barınma sorunu varken şanslı insanlardanız ama insanın yapmak istediklerini yapamaması içinde ukte kalıyor.
Bu konuya, sukredin, allah baska dert vermesin, saglikli olduktan sonra gerisi onemli degil vs yazacak arkadaslara da ben bi salin bizi demek istiyorum. Daha 4-5 sene once Orta ust sinif bir hayat surerken simdi orta sinif bile degilim. Artan maaslarla bir de. Ek bi borcumuz da olmadi. Seyahat bende de ukde de benim en takildigim sey mesela. Azcik mutfak konusunda ilgiliyim. benim dolabimdan cesit cesit unlarim(badem vs) orjinal vanilya esanslarim(yurt disindan alinmis), belcika cikolatasi, cesitli asya soslari(miso vs), en az 5 cesit ithal peynir(atistirmalik icin) birinci kalite tereyagim kuru etlerim vs eksik olmazdi. Bitince rahatca gider alirdim. Parmesan olmadan makarna yenir mi falan diyecek seviyedeydim:) bunlar ulkede cogu insana gore simariklik ama esimle ikimiz cok iyi okullar bitirip iyi islerde calisip cok sukur guzel bi hayat kurduk diye dusunuyorduk. Bu restoran acilmis hadi bu hafta deneyelim. Ya da arkadaslari toplayip mangal yapalim diyebiliyorduk. Et ve ickiler bizden() kendiniz getirin demek ayipti cunku. Simdi o hayatimin yerinde yeller esiyor. Ayni isleri yapiyoruz veya borclanmadik. Ama ne oldu? Ulke tepetaklak oldu. Artik bulgur yiyebiliyor musun sukret diyen insanlarin arasinda sukur ede ede hayatimizi devam ettiriyoruz ama zaten uc kurusluk zevklerimiz vardi ya! Onlari da elimizden aldilar. Biz de tv karsisinda elma portakal cekirdek yiyenlerdeniz artik. Vize almaya usendigim icin avrupaya gitmedigim gunlere lanet olsun diyorum. En azindan daha cok yer gormus olurdum. Simdi kendi ulkem benden bi pasaport icin cikar 8 kagit diyor. Yenilemedim bile. (Ben de dolmusum icimi doktum iyi oldu:) sagol konu sahibi:))))
Ya iste o eziyeti bizim ulke eziyet haline getiriyor. Arkadasim hollandaya yerlesti, yaz tatilini guney fransada gecirdi. İsvece yerlesen mayorca ispanyada saray gibi ev tuttu iki ay keyif catti. (İkisi de burda da ogretmendi orda da ogretmen veya issizler esleri de burda da doktordu muhendisti. orda da) Yani baskalari icin normal olan seylerin kokusunu alabilmek icin artik eziyet cekmemiz gerekiyor ya iste o agirima gidiyor. Bu ulkemi araplara suriyelilere afganlara teslim ettim ben kurtarilmis bolge semtimdeki evimde tv izleyerek oturuyorum. Takinti da degil ayrica cunku eskiden bizim gibi hayatlari olan insanlar icin bi sinirdan cikip hava almak olagan biseydi. Yapilabilirdi. Usendigimiz icin yapmadigimiz olurdu. Simdi ise kredi cekmem lazim. neden bana bu reva diyorum sadece?Benim iyi kazandıran ama aşırı stresli bir işim var yaşım da 46. Bu yıl mümkünse bir kaç yıl çalışmamakta karar verdim, eşimin kazandığı sizin eşinizin kazandığından düşük evimiz de kira, bizim de sizin gibi kedlerimiz var. birikimimi kemirerek yaşayacağım. En sevdiğim lüksüm olan terapiyi azaltacağım alışveriş yapmayacağım ve önceki senelerde olduğu gibi yurtdışı tatili de yapmayacağız. Ben de öyle çok ülke gezmedim gitmek istediğim şehirler görmek istediğim müzeler vardı ve çalışmaya devam etsem bunları yapabilirim ama cidden şu çalışma temposunu kaldıramıyorum. O yüzden de yemişim yabancı ülkesini de müzesini de diyorum. Aileden zengin değilsen hem pastam dursun hem karnım doysun olmuyor bir seçim yapmak gerekiyor ne neyi seçsen diğerinin avantajını terkediyorsun dezavantajıyla birlikte. O yüzden benim ya da sizin durumunuzda kendimize acımamızın faydası olmadığını düşünüyorum. Ayrıca ben bu yurtdışı görme isteğinin zamanımızda bir tür takıntıya dönüştüğünü düşünüyorum, bir zamanlar da ben de yaptım bu takıntıyı. Yeni ülke görmek ufuk açıyordur ama tek ufuk açan şey o değil. Ayrıca üç gün Viyana’ya gitmek Avusturya kültürünü içine yerleştirmiyor eğlenip dönüyorsun işte. Ben o eğlenceler için kendime eziyet etmemeye karar verdim. Siz de etmeyin kedilerinizle eşinizle daha az maliyetli hobiler ilgi alanları bulmaya çalışın sevgiler
Kendisinin başka konulara yazdığı yorumlarla çelişmesi ...Ne olsun mesela dertlenmesi için kolu bacağı mı kopsun ? İnsanın ruhen kötü hissetmesinin de bir dert olabileceğini neden kabullenmiyorsunuz ?