• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Aralık Ve Ocak Ayında Gebelik Müjdesi Bekleyenler..

yok canım önemli değil ben İKcıyım ondan merak ettim büyük tesadüf ama aynı kurum olması

aaa IKcı mısın sen? ben de bi kaç yıl IK danışmanlığı yapmıştım.... şimdi de ara ara IK projeleri yapıyorum... çok zevklidir IK
Ik'da ne yapıyosun?? gerçi belediyede hangi IK fonksiyonları var bilmiyorum ama...
 
GÖZLERİMDEN YAŞLAR AKMASINA SEBEP OLAN HİKAYE :'(

İkinci bebeği olacağını öğrenince çok sevindi. 3 yaşındaki oğlunu doğacak kardeşi için hazırlamaya başladı…

Bebeğin kız olacağı anlaşıldı. Oğlu annesinin karnındaki kardeşine her gün şarkı söyledi. Kardeşini daha görmeden bir sevgi bağı oluştu.

Zamanı geldi, doğum sancıları başladı. Fakat bir sorun vardı. Doktorlar çaresizdi. Bir sezaryen ameliyatı gerekiyordu.


Ameliyat çok zor geçti. Sonunda bebek doğdu. Bebeğin durumu ciddiydi.

Bebek, yoğun bakım ünitesine kaldırıldı. Günler geçtikçe küçük kızın durumu kötüye gidiyordu. Doktorlar üzgündü, çocuğun kurtulma ümidi yoktu. Bebekleri için evlerinde bir oda düzenlemişlerdi. Şimdi, cenaze için hazırlanıyorlardı.

Oğulları, kız kardeşini görebilmek için yalvarıyordu.

-Kardeşime şarkı söylemek istiyorum- diyordu.

Ama yoğun bakım ünitesine çocukların girmesi yasaktı.

Sonunda kadın kararını verdi. Bebeği nasıl olsa ölecekti. Çocuğunun kardeşini görmesini engellemeyecekti. Ne yapıp edip çocuğu içeri sokacaktı.

Oğluna, oldukça büyük gelen bir ziyaretçi giysisi giydirdi ve yoğun bakım ünitesine soktu. Çocuk yürüyen bir çamaşır torbası gibiydi. Başhemşire onun bir çocuk olduğunu fark etti.

-O çocuğu içeri sokamazsınız- diye uyardı.

Kadın başhemşireye dönerek bağırdı:

-Oğlum kız kardeşine şarkı söylemeden buradan çıkmayacak.

Oğlunu kız kardeşinin yatağına götürdü.

Küçük kız yaşam savaşını yitirmek üzereydi. Çocuk, bir süre kardeşinin yüzüne baktı. 3 yaşındaki bir çocuğun saf, temiz, pırıl pırıl sesiyle şu şarkıyı mırıldandı:

-Sen benim gün ışığımsın, tek gün ışığım, gökyüzü griyken beni mutlu edersin.

Küçük kız bu sesi tanıdı, aniden tepki verdi. Kalp atışları düzelmeye başladı. Annesi:

-Şarkıyı sürdür- dedi oğluna. Küçük çocuk devam etti:

-Seni ne çok sevdiğimi asla bilmeyeceksin, lütfen gün ışığını benden alma bebeğim.

Çocuk şarkıyı sürdürdükçe, bebek, kesik kesik nefes almasını hızlandırdı. Annesi, göz yaşları içinde:

-Devam et oğlum- dedi.

-Geçen gece uyurken rüyamda seni kollarıma aldığımı gördüm bebeğim.

Şimdi, onu içeri almak istemeyen hemşirenin yüzü de gözyaşları içindeydi.

Bütün hastane personeli, doktorlar başlarına toplanmıştı. Annesi de coşkuyla şarkıya katıldı.

-Seni ne çok sevdiğimi asla bilmeyeceksin bebeğim. Lütfen gün ışığını benden alma.

Anne, oğul şarkılarını sürdürdü. Ve küçük kız birkaç gün sonra iyileşti. Abisine, annesine, odasına kavuştu.

Sevdiğiniz insanlar için ümidinizi kesmeyin.

Sevgisiz, ümitsiz kalmayın.

Söz yürekten çıkarsa yüreğe gider. Dilden çıkarsa kulağı aşamaz.

ne kadar güzel bir hikaye emeğine sağlıkk
 
ben yazışmalar konusunda iyi değilim arkadaşlar msj larıma nasl cvp yazıldı anlayamıyorm konuyu sürekli acarak tek tek bakarak buluyrm nasl takip ediyosnz birinn size cevabını
 
aaa IKcı mısın sen? ben de bi kaç yıl IK danışmanlığı yapmıştım.... şimdi de ara ara IK projeleri yapıyorum... çok zevklidir IK
Ik'da ne yapıyosun?? gerçi belediyede hangi IK fonksiyonları var bilmiyorum ama...

daha çok özlük işleri canım evrak işleri izin işe başlama ayrılış gibi işe alım ve diğer işler zaten merkezi atama ile oluyor ona müdahale edemiyoruz zevkli kısmı değil yani :)
 
daha çok özlük işleri canım evrak işleri izin işe başlama ayrılış gibi işe alım ve diğer işler zaten merkezi atama ile oluyor ona müdahale edemiyoruz zevkli kısmı değil yani :)


Kolay gelsin canım ya IK genelde sevilmeyen departmandır özel şirketlerde ama belediyeyi bilemiyorum tabiii... zordur IKcı olmak ne patron sever; çalışanları koruyor diye,,ne çalışanlar sever; patronun hakların gözetiyor diye :)
 
kızlar napıyosunuz. ben yoğun bir günü ve haftayı geride bıraktım. eve geldim yemek, mutfak, çamaşır ser derken pestil oldum valla :27: şimdi köşe kotuğuma oturdum ayaklarımı da uzattım dinleniyorum. ara ara vuran bel ve karın ağrısını saymazsak iyyim. kürtajdan sora miras kaldı bu bel ağrısı bana...

kızlarrr grip oluyorumm ve ilaç kullanmak istemiyorum napcam ben :(

benim klasik yöntemi söliim sana... büyük kola bardağının içine 2 çorba kaşığı kuşburnu marmelatı, 1-2 limon ( ne kadar dayanabiliyorsan) (oy oy ağzım sulandı :39: üzerine sıcak su, karıştır, içebileceğin sıcaklığa getir iç. uyku yapıyo biraz. uyandığında ki ben içince sabah gözümü açıyorum, kendini daha iyi hissediyosun...

su kaynatıyorsun toz zencefil karıştırıyosun üzerine limon sıkıp içiyosun... tadı iğrençtir ama acaip işe yarar....
bir de akşama kocana nazlanıyosun sana sıcacık çorba yapıyor ilgi ve şefkatle hasta olmaktan kurtuluyorsun...

ha ha senin reçetenin devamı güzelmişş. ben de bunu tuttum :34:

kızlar az önce bir yayınevinden aradılar editörlük teklifi geldi :10::10::10::10::10:ama istanbulda oldugu için nasıl olur bılemıyorum ayın 18ne görüşme tarihi verdiler :26:

tebrik ederim canım. bence git görüş en azından gitmedim acep neydi demezsin, içinde kalmaz. hem sizin oradan ist. gidenler varmış. durumunu bile bile çağırıyolar. ona göre de şartlar sunarlar sana...

ben çok duygulandım sizlerlede paylaşmak istedim

büyükler der ya çıkmadık candan umut kesilmez diye aynen öle olmuş.
bundan çokacak ana fikir neymiş: hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmıyoruz, moralimizi yüksek tutuyoruz, yumoş ve spolara iyi bakıyoruz....

yemek ağırlığı da çöktü bana kızlar...
ben kaçar... herkeslere iyi geceler veee çoookkk güzel hafta sonu. :16::16::16::16:
 
Son düzenleme:
Back