- 12 Kasım 2010
- 2.885
- 16.648
- 408
- 39
- Konu Sahibi yoldakiyolcu
-
- #81
Toplum öyle görebilir ama acı tarafını söyleyeyim siz de kendinizi öyle görüyorsunuz ki erkek arkadaşınızın bu saçma sapan bahanelerine hak verip ilişkiye devam ediyorsunuz. Sizin evladınız katlanılması ya da kabul edilmesi gereken bir yük değil. Olayı bu şekilde algılayan bir aile yapısı ile baş edilmez. Kaldı ki iki gün sonra bir şekilde evlendiğinizde ki hiç sanmıyorum; mecburen bir araya geldiğinizde o aile kızınıza ne kötü anlar yaşatabilir, koca diye seçtiğiniz o sevgiliniz nelere müsade edebilir bir düşünün isterseniz. Kimine göre doğru kimine yanlış bir kadın anne olmaya karar vermişse önceliği anneliği olmalı, kadınlığını unutsun demiyorum ama önceliği anneliği, zira o canı dünyaya getirmeye karar verirken ona sormadınız, şimdi de aşık oldum diye böyle saçma sapan bir aile yapısına çocuğunuzu mahkum edemezsiniz. Birazcık mantıklı düşünseniz zaten bu saatten sonra o taraf istese bile evladınız için sizin bırakmanız gerekirdi. Keşke anne olurken biraz daha düşünüp öyle evlat sahibi olsaydınız. Bence her kadın anne olmak için bin kere düşünmeli, kocası dahil kimseyi memnun etmek için, kendine güvenmeden önceliği evladına vereceğinden emin olmadan anne olmamalı.Haklısınız, ne desem yanlış olur ama toplumumuzda sanki ikinci sınıf insanmışız, kusurluymuşuz gibi algılanmamız ne kötüBana sabret çözelim diyor ama yapması gerekeni yapmaktan başka da seçeneği yok ki.. Artık çok yorgun, ümitsizliğe doğru bir yol alır gibiyim. Allah'a sığınıyorum gerçekten O en hayırlısın neyse ona razı etsin kalbimi de aklımı da
O kadar haklısınız ki; zaten her şeyi en ince ayrıntısına kadar konuştuk., Ailesi uzakta olduğu için ve o da dengeleri göz edeceğini söylediği için normalde devam ettik. Ayrıca bir şey yapılmasına o da ben de izin vermeyiz, ona bu konuda inanmasam ben de geleceği düşünemezdim. Ama mantıken sizi de anlıyorum çok haklısınız. Her şey konuşulduğu kalır mı kalmaz mı zaman gösterir. Ama kalmazsa da olacaklar belli olur. Bunları rafa kaldırdım zaten bir de çocuğun dişleri çıktı. Şu an en büyük problem oToplum öyle görebilir ama acı tarafını söyleyeyim siz de kendinizi öyle görüyorsunuz ki erkek arkadaşınızın bu saçma sapan bahanelerine hak verip ilişkiye devam ediyorsunuz. Sizin evladınız katlanılması ya da kabul edilmesi gereken bir yük değil. Olayı bu şekilde algılayan bir aile yapısı ile baş edilmez. Kaldı ki iki gün sonra bir şekilde evlendiğinizde ki hiç sanmıyorum; mecburen bir araya geldiğinizde o aile kızınıza ne kötü anlar yaşatabilir, koca diye seçtiğiniz o sevgiliniz nelere müsade edebilir bir düşünün isterseniz. Kimine göre doğru kimine yanlış bir kadın anne olmaya karar vermişse önceliği anneliği olmalı, kadınlığını unutsun demiyorum ama önceliği anneliği, zira o canı dünyaya getirmeye karar verirken ona sormadınız, şimdi de aşık oldum diye böyle saçma sapan bir aile yapısına çocuğunuzu mahkum edemezsiniz. Birazcık mantıklı düşünseniz zaten bu saatten sonra o taraf istese bile evladınız için sizin bırakmanız gerekirdi. Keşke anne olurken biraz daha düşünüp öyle evlat sahibi olsaydınız. Bence her kadın anne olmak için bin kere düşünmeli, kocası dahil kimseyi memnun etmek için, kendine güvenmeden önceliği evladına vereceğinden emin olmadan anne olmamalı.
Sizi sevmiyordu cünkü. Yas olarak sizden küçüğüm haddimi de aşmak istemem ama konunuzdan sizi sevmediği anlaşılıyordu.Evet bu sancılı süreç de sona erdi. Bitirdim. Her yerden sildim engelledim. Ulaşabileceği tek yer adresim kaldı ama oraya da gelse o kapıyı açmayacağım!!! Başka konudan, çok basit mevzudan tartıştık görünse de işin aslı böyle değil benim için. Bunca zaman sabrettiğim o sözler, adım atamayışı, her şeyi bilinmezliğe bırakması beni günbegün doldurdu. Baktım kariyer hedeflerinden bahsediyor, ben açmasam konuyu açmıyor, zorlamamla iki kez ailesiyle konuştu bunu bile büyük adım görüyor kendince, gelecekte yaşımdan dolayı bir zamanlar acele ettirirken çocuk konusunda hiç sözünü etmiyor... Böyle böyle geçiyor günler. İçimde fırtınalar kopuyor bir başıma savaşıyorum. Kendince hep bahaneler buluyor. Giderek güvensizleştim, değersiz hissettim kendimi. Zaten kavgalardaki tavırları da buna epey katkı sağladı. Hep bıçak kemiğe dayanınca bir şeyler değişecek diye beklemek ne kadar mantıklıydı zaten. Ayrıca beni kırmak konusunda umursamadığını görmek bu süreci hızlandırdı. Ben aman aramızda tartışma çıkmasın diye kendimle savaşırken beyimiz, kendine yapılsa bin ton laf edeceği yerlerde benim birkaç soruma tahammül edemedi. Tahammülsüzlüğü, cesaretsizliği, benim kadar istemeyişi, umursamazlığı hazırladı bu ilişkinin kaçınılmaz sonunu. Hı bir de her yerden silip engellenir miymiş, bu ölüm gibi geri dönülmezmiş, ben bitirmeye hazırmışım en ufak şeyden bile :) Hep öyle diyordu bu ilk değil. Eminim şu anda da diğerleri gibi düşünüyor ee onun nazıyla mı uğraşacağım falan filan diye kendini gazlıyordur. Valla gazlasın umurumda değil! Ben biliyorum ne kadar çok sabrettim. Ne kadar çok söylediğimi, ne kadar çok uyardığımı... Bile bile de kırılmaz ki insan. Tartışma çıkacak yerde dolanmaz ki... Ki zaten en büyük mesele de ortada. Sanki dünyanın sorununu çözer gibi bugünü yarına, yarını ertesi güne attı durdu. İsteyenlerin yollarını gösterdim kar etmedi. Yoruldum! Yıldırdı beni! Kadınlık onurumu, gururumu aşkım uğruna bir kenara bıraktım. Söyledim olacakları anlamadı. Şimdi ona göre basit bir mevzudan bitirdim, tartışma konusu değil de tartışırken tavırları çünkü asıl beni o noktaya itti ve daha fazla dayanamadım, bundan dolayı onun gözünde yine suçluyum. Küfürler, beddualar yağdırdım son mesajlarımda. Etmesem iyiydi ama sinirden ellerim titriyordu, abartmıyorum başım dönüyordu. O suçlasın, olsun... Varsın o öyle anlasın... Benim içim çok rahat! Vicdanım da rahat! Bize kıyan, bitiren ben olmadım onun davranışları, adım atmak istemeyişi oldu.
Nasıl mıyım? Alışmaya çalışıyorum. Günden güne biraz daha kabuk bağlayacak diye umuyorum. İçimde bir şeyler kanıyor ama kan kaybından ölmüyorum gibi. Hep uyumak istiyorum. Zoraki gülümsüyorum. Anılarımız zehirli hançer gibi sağdan soldan çıkınca kafamı çeviriyorum. Çok kızgınım... Çok kırgınım...
Çok teşekkür ederim desteğiniz için. Buraya ne kadar yansıtabilir ki insan yaşadıklarını zaten. O dolmuşluğu, çabalamaların ne kadarını yazabiliriz ki... Buna rağmen anlamışsınız ne kadar yorulduğumu. Beynim iyi anıları hatırlayacaktır ama kendime en azından sık sık tekrarladığım şey benim kadar istese böyle olmayacağı olacak. Her şey bambaşka olabilirdi ama işte tek taraflı çözümlerle olmuyor. Ne acıdır ki bir taraf olması için çözümler üretirken diğer taraf bahanelerin arkasına saklandı :)Çok iyi yapmışsınız. Bunu buradaki yorumlara bakarak söylemiyorum. Sadece son mesajınızı dikkate alarak söylüyorum.
O kadar çok belli ki uğraşıp dolduğunuz, bir şeyleri hep sizin oldurmaya çalışmanız ve bundan yorulmanız. Karşı tarafın manipülasyonları, sizin yorgunluğunuz.
Kendiniz için çok iyi bir adım, tebrik ederim. Sakın pişmanlık yaşamayın, beyin bir süre sonra iyi anıları hatırlamaya yöneliyor. Beyninizin sizi kandırmasına izin vermeyin. Bu yaşadığınız duyguları asla unutmayın
Sevgili Boleyn Kızı, aslında birbirimizi çook önceden tanıyoruz sizinle. Bana boşanma sürecimde de, eski evliliğimde yaşadığım sorunlarda da çok yardımcı olmuştunuz. Bu yeni üyelikle yazdığım için tanımamanız çok normal ama size karşı içimde daha çok yakınlık duyuyorum. Teşekkür ederim destekleriniz için her şeyden önce. Sevgisine gelince evet, ben de sizin gibi düşünüyorum. Lafta sevgi istemiyorum hayatımda. Souçta seven adamların dediğiniz gibi gözü kara olur, her şeyi göze alır yapması gerekeni yapar. Bu kız gibi resmen naza çekip durdu, sürekli sorunlara odaklandı. Hayatım da hayatım dedi. Buyursun şimdi hayatını istediği gibi yaşasın, tehlikeler varmış madem benimle birlikte olursa, risksiz güzel güzel devam etsin. Beni bulduğu bahanelerle yıldırdı....Sizi sevmiyordu cünkü. Yas olarak sizden küçüğüm haddimi de aşmak istemem ama konunuzdan sizi sevmediği anlaşılıyordu.
Gerçekten seven adamların ne kadar deli, gözü kara olduğunu biliyorum cünkü ben.
Seven adam sevdiği kadin üzülmesin diye gözün üstünde kaşın var demez. Bu adamsa ailesinde olan biteni size anlatıyordu. Cünkü uzulmeniz umrunda bile değildi
Lütfen dikkatli adımlar atın. Sizin tekrar hata yapma lüksünüz yok
Böylelerin adam akıllı ayrılmaya bile cesareti olmuyor ama bir şekilde sizin ayrılmanızı sağlıyorlar bu şekilde.Çok teşekkür ederim desteğiniz için. Buraya ne kadar yansıtabilir ki insan yaşadıklarını zaten. O dolmuşluğu, çabalamaların ne kadarını yazabiliriz ki... Buna rağmen anlamışsınız ne kadar yorulduğumu. Beynim iyi anıları hatırlayacaktır ama kendime en azından sık sık tekrarladığım şey benim kadar istese böyle olmayacağı olacak. Her şey bambaşka olabilirdi ama işte tek taraflı çözümlerle olmuyor. Ne acıdır ki bir taraf olması için çözümler üretirken diğer taraf bahanelerin arkasına saklandı :)
Evet kendisi cesaret edemedi. Taa Haziran'da da ayrılıyorduk ailesi yüzünden hep durdurdu, inandırdı. Bir umut içimde dedim ki bizim değerimizi bilir, anlar ama olmadı. Giderek değersizleştirdi ilişkimizi böyle böyle, Her kavgada daha da yıprattı. Sonunda erteleyip durduğum sonda buldum kendimi. O sınır mecburen çizildi sizin deyiminizle... Ben de çizmeye çalıştım ama hep durdurdu. Ben de izin verdim. Ama sonunda çok yoruldum, resmen yıldım ya yıldım!Böylelerin adam akıllı ayrılmaya bile cesareti olmuyor ama bir şekilde sizin ayrılmanızı sağlıyorlar bu şekilde.
Kendisi ayrılsa siz bu kadar yorulmadınız. Topu size atmış bir kişi bu. Bu kadar cesareti olmayan bir insanmış zaten, fazlasını beklemek hata olmuş ama insanlar kendilerini olduklarından çok farklı gösteriyor/gösterebiliyor işte siz nereden bilecektiniz...
En güzeli sınırlar çizmek, aşıraya kaçmadan bir noktaya kadar uğraşıp o noktada bırakmak ama o sınırın nerede olduğu önemli işte. Kendinizi heba ettikten sonra o sınır siz isteseniz de istemeseniz de mecburen çiziliyor. Bundan önce davranıp o sınırı çizmek önemli olan
Evet bu sancılı süreç de sona erdi. Bitirdim. Her yerden sildim engelledim. Ulaşabileceği tek yer adresim kaldı ama oraya da gelse o kapıyı açmayacağım!!! Başka konudan, çok basit mevzudan tartıştık görünse de işin aslı böyle değil benim için. Bunca zaman sabrettiğim o sözler, adım atamayışı, her şeyi bilinmezliğe bırakması beni günbegün doldurdu. Baktım kariyer hedeflerinden bahsediyor, ben açmasam konuyu açmıyor, zorlamamla iki kez ailesiyle konuştu bunu bile büyük adım görüyor kendince, gelecekte yaşımdan dolayı bir zamanlar acele ettirirken çocuk konusunda hiç sözünü etmiyor... Böyle böyle geçiyor günler. İçimde fırtınalar kopuyor bir başıma savaşıyorum. Kendince hep bahaneler buluyor. Giderek güvensizleştim, değersiz hissettim kendimi. Zaten kavgalardaki tavırları da buna epey katkı sağladı. Hep bıçak kemiğe dayanınca bir şeyler değişecek diye beklemek ne kadar mantıklıydı zaten. Ayrıca beni kırmak konusunda umursamadığını görmek bu süreci hızlandırdı. Ben aman aramızda tartışma çıkmasın diye kendimle savaşırken beyimiz, kendine yapılsa bin ton laf edeceği yerlerde benim birkaç soruma tahammül edemedi. Tahammülsüzlüğü, cesaretsizliği, benim kadar istemeyişi, umursamazlığı hazırladı bu ilişkinin kaçınılmaz sonunu. Hı bir de her yerden silip engellenir miymiş, bu ölüm gibi geri dönülmezmiş, ben bitirmeye hazırmışım en ufak şeyden bile :) Hep öyle diyordu bu ilk değil. Eminim şu anda da diğerleri gibi düşünüyor ee onun nazıyla mı uğraşacağım falan filan diye kendini gazlıyordur. Valla gazlasın umurumda değil! Ben biliyorum ne kadar çok sabrettim. Ne kadar çok söylediğimi, ne kadar çok uyardığımı... Bile bile de kırılmaz ki insan. Tartışma çıkacak yerde dolanmaz ki... Ki zaten en büyük mesele de ortada. Sanki dünyanın sorununu çözer gibi bugünü yarına, yarını ertesi güne attı durdu. İsteyenlerin yollarını gösterdim kar etmedi. Yoruldum! Yıldırdı beni! Kadınlık onurumu, gururumu aşkım uğruna bir kenara bıraktım. Söyledim olacakları anlamadı. Şimdi ona göre basit bir mevzudan bitirdim, tartışma konusu değil de tartışırken tavırları çünkü asıl beni o noktaya itti ve daha fazla dayanamadım, bundan dolayı onun gözünde yine suçluyum. Küfürler, beddualar yağdırdım son mesajlarımda. Etmesem iyiydi ama sinirden ellerim titriyordu, abartmıyorum başım dönüyordu. O suçlasın, olsun... Varsın o öyle anlasın... Benim içim çok rahat! Vicdanım da rahat! Bize kıyan, bitiren ben olmadım onun davranışları, adım atmak istemeyişi oldu.
Nasıl mıyım? Alışmaya çalışıyorum. Günden güne biraz daha kabuk bağlayacak diye umuyorum. İçimde bir şeyler kanıyor ama kan kaybından ölmüyorum gibi. Hep uyumak istiyorum. Zoraki gülümsüyorum. Anılarımız zehirli hançer gibi sağdan soldan çıkınca kafamı çeviriyorum. Çok kızgınım... Çok kırgınım...
Bunun böyle olacağını baştan biliyordum o.....çocuğundan kurtulduğunuza çok sevindim onların kültüründe kadının değeri sıfırToplum öyle görebilir ama acı tarafını söyleyeyim siz de kendinizi öyle görüyorsunuz ki erkek arkadaşınızın bu saçma sapan bahanelerine hak verip ilişkiye devam ediyorsunuz. Sizin evladınız katlanılması ya da kabul edilmesi gereken bir yük değil. Olayı bu şekilde algılayan bir aile yapısı ile baş edilmez. Kaldı ki iki gün sonra bir şekilde evlendiğinizde ki hiç sanmıyorum; mecburen bir araya geldiğinizde o aile kızınıza ne kötü anlar yaşatabilir, koca diye seçtiğiniz o sevgiliniz nelere müsade edebilir bir düşünün isterseniz. Kimine göre doğru kimine yanlış bir kadın anne olmaya karar vermişse önceliği anneliği olmalı, kadınlığını unutsun demiyorum ama önceliği anneliği, zira o canı dünyaya getirmeye karar verirken ona sormadınız, şimdi de aşık oldum diye böyle saçma sapan bir aile yapısına çocuğunuzu mahkum edemezsiniz. Birazcık mantıklı düşünseniz zaten bu saatten sonra o taraf istese bile evladınız için sizin bırakmanız gerekirdi. Keşke anne olurken biraz daha düşünüp öyle evlat sahibi olsaydınız. Bence her kadın anne olmak için bin kere düşünmeli, kocası dahil kimseyi memnun etmek için, kendine güvenmeden önceliği evladına vereceğinden emin olmadan anne olmamalı.
Evet ailesinin dizinin dibinde otursun zavallı! Zaten sevseydi ben kadar incitmeye de çekinirdi. Böyle hoyratça kırmazdı beni sürekliBunun böyle olacağını baştan biliyordum o.....çocuğundan kurtulduğunuza çok sevindim onların kültüründe kadının değeri sıfır
Size değer veren sözünde duran ve ailesine kabül edenle birliktelik düşünün
Daha bu ailesinin sözünden çıkamayan
Erkeklerden uzak durun !!
Ah sormayın, içimden gelmese de gülüyorum. Kızıma bir şey belli etmemek için hep iyi görünmeye çalışıyorum. Sabaha karşı uykularım bölünüyor, nasıl diye sorgulamadan edemiyorum. Olan biteni düşünüyorum bir insan nasıl olur da bu kadar haksızlık yapar nasıl vicdanı rahat olur diye düşünmeden edemiyorumArkanızda duramadı, çok yıpranıyorsunuz inciniyorsunuz bu ilişkide. Size iyi gelmiyor bu adam, olgun demiştiniz ama ben olgunluk falan da göremedim. Allah sizin karşınıza size hassas bir şekilde davranacak, hayırlı birini çıkarsın. Zor biliyorum ama bu üzüntülerinizi kızınıza belli etmemeye çalışın işte anneliğin en zor yanı da bu. Sizin için dua edeceğim.
Ne de güzel tanımadığınız "ben" hakkında anneliğimi alıp yerden yere çalmışsınız! Tek derdim bu değil elbette ve bu kişinin öncelikle önem verdiğim yönlerine bakarak sapık, üvey baba olmaz durumu vs konularına güvendiğim için hayatımı birleştirmeyi düşünmüştüm. Elbette önce tanıdım güvendim sonrasında hayatımı birleştirmeyi düşündüm ve tüm bunları düşünürken en önce hesaba kattığım kızım oldu! Tanımadığınız insanları konuşurken destur deyin öyle ağızınızı açın yoksa şu yazdığınız yoruma bakarak ben de sizinle ilgili pekala birçok şey sıralayabilirim ama yakışık kalmaz!O küçücük kız çocuğuna üzüldüm. Söyleyebileceğim tek şey bu. Annesi kendi derdinde. Adam onu ailesine kabul ettiremedi diye düşünen bir anne var. Acaba herif sapık mı, kızıma üvey baba olabilir mi diye bir sıkıntısı yok. Gerçekten inanılmaz. Bugün bu adamdan ayrılsa bile bu kafa değişmez. Umarım babası ilgilenebiliyordur.
Yok öyle bir şey demedim beklemekten yana olmadığımı kendisi hayatına istediği gibi devam edebileceğini söyledim. Kabul etmedi tabii, birkaç hafta istedi o kadar. Sırf merakımdan tamam dedim hadi ona da tamam ama sonra ne yapar eder bilmem. Zaten benim de kafama oturmayan çok şey oluyor bu süreçte, -ki bu olanlar bile yok yordu.....Adam ne yardan ne serden hesabı ailesini de sizi de idare ediyor.
Böyle devam edelim,1 yıl bekleyelim muhabbetlerinden çıkan sonuç bu zira anladığım kadarıyla ailesine çok bağlı bir profil çizmemesine rağmen onların lafıyla sizi oyalayabiliyor pekala.
Demekki göründüğü kadar özgür ve bağımsız değil.
1 Sene bekleyeyim de ne değişecek diye sordunuz mu? Ne yapacakmış bu süreçte ailesi konusunda mesela?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?