Evet bu sancılı süreç de sona erdi. Bitirdim. Her yerden sildim engelledim. Ulaşabileceği tek yer adresim kaldı ama oraya da gelse o kapıyı açmayacağım!!! Başka konudan, çok basit mevzudan tartıştık görünse de işin aslı böyle değil benim için. Bunca zaman sabrettiğim o sözler, adım atamayışı, her şeyi bilinmezliğe bırakması beni günbegün doldurdu. Baktım kariyer hedeflerinden bahsediyor, ben açmasam konuyu açmıyor, zorlamamla iki kez ailesiyle konuştu bunu bile büyük adım görüyor kendince, gelecekte yaşımdan dolayı bir zamanlar acele ettirirken çocuk konusunda hiç sözünü etmiyor... Böyle böyle geçiyor günler. İçimde fırtınalar kopuyor bir başıma savaşıyorum. Kendince hep bahaneler buluyor. Giderek güvensizleştim, değersiz hissettim kendimi. Zaten kavgalardaki tavırları da buna epey katkı sağladı. Hep bıçak kemiğe dayanınca bir şeyler değişecek diye beklemek ne kadar mantıklıydı zaten. Ayrıca beni kırmak konusunda umursamadığını görmek bu süreci hızlandırdı. Ben aman aramızda tartışma çıkmasın diye kendimle savaşırken beyimiz, kendine yapılsa bin ton laf edeceği yerlerde benim birkaç soruma tahammül edemedi. Tahammülsüzlüğü, cesaretsizliği, benim kadar istemeyişi, umursamazlığı hazırladı bu ilişkinin kaçınılmaz sonunu. Hı bir de her yerden silip engellenir miymiş, bu ölüm gibi geri dönülmezmiş, ben bitirmeye hazırmışım en ufak şeyden bile :) Hep öyle diyordu bu ilk değil. Eminim şu anda da diğerleri gibi düşünüyor ee onun nazıyla mı uğraşacağım falan filan diye kendini gazlıyordur. Valla gazlasın umurumda değil! Ben biliyorum ne kadar çok sabrettim. Ne kadar çok söylediğimi, ne kadar çok uyardığımı... Bile bile de kırılmaz ki insan. Tartışma çıkacak yerde dolanmaz ki... Ki zaten en büyük mesele de ortada. Sanki dünyanın sorununu çözer gibi bugünü yarına, yarını ertesi güne attı durdu. İsteyenlerin yollarını gösterdim kar etmedi. Yoruldum! Yıldırdı beni! Kadınlık onurumu, gururumu aşkım uğruna bir kenara bıraktım. Söyledim olacakları anlamadı. Şimdi ona göre basit bir mevzudan bitirdim, tartışma konusu değil de tartışırken tavırları çünkü asıl beni o noktaya itti ve daha fazla dayanamadım, bundan dolayı onun gözünde yine suçluyum. Küfürler, beddualar yağdırdım son mesajlarımda. Etmesem iyiydi ama sinirden ellerim titriyordu, abartmıyorum başım dönüyordu. O suçlasın, olsun... Varsın o öyle anlasın... Benim içim çok rahat! Vicdanım da rahat! Bize kıyan, bitiren ben olmadım onun davranışları, adım atmak istemeyişi oldu.
Nasıl mıyım? Alışmaya çalışıyorum. Günden güne biraz daha kabuk bağlayacak diye umuyorum. İçimde bir şeyler kanıyor ama kan kaybından ölmüyorum gibi. Hep uyumak istiyorum. Zoraki gülümsüyorum. Anılarımız zehirli hançer gibi sağdan soldan çıkınca kafamı çeviriyorum. Çok kızgınım... Çok kırgınım...