• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Annemle delirmeceler sezonunu açtık

Yokuspokus

Nope thanks
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
3 Mart 2016
18.150
76.558
598
Selamlar, nasılsınız kızlar? Nasıl gidiyor?

Benim şu ara her bir şey üst üste... Bi yandan abiye belirlemeye çalışırım, terzi şu bu halledilecek, bir yandan kurs kayıt işlemleri ile uğraşırım ona evrak götür, buna ön başvuru yap, şu tarihi takip et. Bir yandan kardeşimin tayin işlemleri tamamlamış onu yolculuyoruz, annemler peşine takılmış, netten gideceği şehirde, çalışacağı yere yakın eşyalı uygun daire bakın dur iletişime geç ayarla, öbür yanda oğlan kudurur canı sıkılır gezdir, arabanın marş moturunun başına çıkılmış (Sanırım çalışan arabaya marş basmış eşim, farkında olmadan, kıvırıyor dilime dolayacağım diye. "Alla alla bi anda olmuş haberim yok" filan hallerinde, ben de yemiş gibi yapıyorum, hiç uğraşacak modda değilim :işsiz:)... Kplerin tv sorun çıkarmış, onun servisine bakıverelim, yeni tv tarayalım uygun fiyatlı...

Bir hengame.
Her tarih, her harcama, her vakitsizlik, her şey bi üst üste gelir; benim için bir şeyler önemliyse.
Çünkü üst üste gelmezse, hayatın tadına varamam, eksikliğini çekeceğim şeyler olur, sıkıntıdan yeni sivilceler çıkaramam mesela, ya da gözümü kapar derin derin uyurum, mesela bi rahat filan ederim maazallah. Olacak şey mi?

Hadi hepsi çözümü basit şeyler, illa çözümlenecek öyle de böyle de.
Ama geleneksel olarak "Annemle delirmeceler" sezonuna da bugün itibariyle girdik. Esas sorun bu.
"Önce destek ol, sonra cay; önce tamam de, sonra yan çiz, önce önemse yük hafiflet, sonra geri çekil yığ" ... Bu annemle, konu resim olunca aramızdaki iletişim ve hayatlarımızı düzenleme biçimi.
Geçen sezon, kursa az zaman kala olay çıkardı, küsüştük; el mahkum yine kendimi çiğnetti bana.
Ben de işi pişkinliğe vurdum yeter ki işim görülsün "He he" diyivereyim aman, kendi anam nasılsa el mi dedim. (Konu uzun olacak zaten, bi de bunu yazmayayım)
Bu sene de tutturmuş "Ben de gidiyorum" diyor bana.

Kardeşimin peşinden gidecekmiş, şehre alışana kadar (Bir sene diyor bi de) onla yaşayacakmış, neden olmasınmış, zaten sıkılmışmış. Olsun da; yine bana söz verdikten sonra bari yapma değil mi?
Bi de gelmiş bana "Aaağğğ... Oğlana kim bakçak peki?" diyor. Sanki bizden haberi yok kadının, öyle bi şaşkınlıkla.

Hafif sinirliyim, bölük pörçük yazıyorum kusura bakmayın, şuraya yazıp rahatlayayım dedim, daha bi sinirlendim de aklıma geldikçe. :olamaz:

Olay şöyle gelişti:
Benim planlarımdan haberdar kendisi, bu sene daha ciddi çalışacağımı biliyor.
Bunu geçen sene yaptığım başlangıçta konuştuk; beni iki sene idare et anne evde delirmek üzereyim ve bu geç kalmışlık hissiyle baş edemiyorum diye. Tam destek hep destek olacağına dair sözlerini verdi, başta beni yokuşa sürdü ama sağ olsun oğlana, benim yokluğumda gayet iyi baktı. Ondan başkasına da çocuğu emanet konusunda güvenemem, bilir.
Bu sene okul hazırlığı ve bir başka sertifika için başlayacağımı biliyor, konuşuldu.
Kardeşim İzmir-Manisa tarafına gidiyor, çok istediği bir hastane vardı ve direkt oraya girdi.
Önceden şehri araştırdığı/gittiği için biliyor.
Zaten İzmir'de tanıdıklar da var.
Her şey yolunda.

Ama kadın tutturmuş "Kızım oralara alışana kadar yanında kalacağım" diyor.
Dedim "Allah aşkına anne, X üni.ye giderken bu kadar delirmedin, o zaman daha küçüktü, şimdi niye peşine takılıyorsun?" "Olsun, o zaman ev arkadaşları vardı yanında, hepsiyle de tanışmıştım, içim rahattı, yakındı, bildiğimiz yerdi zaten" diyor.
"E anne ben tek başıma gittim üni.ye, tek kaldım, niye benim peşime takılmadın?" diyorum. "Kardeşin senden daha duygusal sessiz, sen çaçaronsun, yalnızlık seversin zaten. Gelmemi de sen istememiştin hem" diyor. Kardeşim diyor oradan "Anne, ben de istemiyorum gelmeni, düzenini bozmanı, gerek yok koca kızım ya" "Yok olmaz içim rahat etmez" diyor. Vay arkadaş ya... Buna benzer bi konuşma yaşadık işte; kadının illa da gidesi var, tutamıyoruz.

"E ama benim kurs ne olacak, anne söz verdin" diyorum, "Hakikaten senin kurs ne olacak, oğlana kim bakacak?" diyor dalga geçer gibi. "Ben milletin keyfini beklemeye, ömrümün böyle çürütülmesine, söz verilip tutulmamasına alıştım zaten, sorun değil" diyorum sitemvari, "E işte alışkınsın sen. Zaten ben yokken babanı da yalnız bırakmazsın, babanla da ilgilenirsin. Bir sene daha bekleyiver" diyor oradan Allah'ım saçımı yolacaktım ya sinirden.

Hep tekerime çomak sokulsun, hep son anda dönülsün, hep ben bekleyivereyim, hep onların planı için ben ödün verip yolumdan sapayım... Senelerdir yaşanan bu; hevesim kursakta bırakılsın, son anda bi şeylerden cayılsın ben oturma organı gibi ortada kalayım... Bende de var az mallık, işte huyu belli kadının, niye anneni planın taşıyıcı ayaklarından biri yaparak plan kuruyorsun???
Anne diye niye her seferinde kanıyorsun ya?!
Konuştuk, sarıldık, ağlaştık, sözleştik, aylardır güllü ballı gidiyoruz diye eski annen niye değişti sanıyorsun hemen?!

Ya beni ciddiye almıyor ya bu kadın sanırım.
Ailem içinde ciddiye alınmıyorum ya.
Tülay'a bağladım yeminle, ezik miyim la ben diye geziyorum artık kendimi sorguluyorum.
 
Sizi anlıyorum :/ kendi hayatımdan örnekler gördüm. Halledersiniz bir şekilde umarım, kimse için ertelemeyin hayallerinizi...
 
Kuzum kiyamam sana ya hepimizin hayatı bir hengamenin içinde gidiyor inanki...
Ben baban yok sandim herşeyi gectim adamcağızı da sana emanet ediyor cidden şaka gibi...
Baban sen nereye demiyor mu annenize?
Kocaman kız meslek sahibi olmuş 1 yil yanına gitmek de ne anacim?
Ay ne desem bilemedim rabbim yardımcın olsun....
 
İşin açıkçası annenizi haklı buldum. Belli yaştan sonra çocuk bakmak zor. Gözü kesmiyor ve bu şekilde uzaklaşmaya çalışıyor. Hem evde sıkılmış tedbili mekanda yapma isteği var gibi. Evet sana bir söz verilmiş ama dediğim gibi zor geliyor demek ki. Bakıcı tutun bir an önce ayarlayın.
 
Ben de buna benzer birkaç olayla karşılaştım, çare kimseye plan yapma, kimseden birşey gelecek diye kafanda hesap kurma
Farzet ki annenle başka şehirde yaşıyorsun. Bu düşündüklerini nasıl gerçekleştirecektin? Kreş? Bakıcı abla?
Bence bu şekilde daha mutlu olursun.
Kadının huyu suyu bu işte. Seni bin kere yarı yolda bırakmış.
Başkası yardımcı olacam dese, iki aya sıkılır romatizmam, fitigim falan der...
İnsanlar böyledir. Kimse kimse için kendini heder etmez
 
Gangsta

Şu ailenden azıcık uzaklaşsan

Geçen sene de dedik

Bak hizmet anamız kilometrelerce ötede çocuklarımız da büyüdü

Kimseye de rica edip de baktırmadım

Bebekken bakıcısı vardı sonda kreş okul

Hayatımızı da kimseye değil kendinize güvenerek organize ettik

Artık annene misafir olarak gitme şiarı ile hareket et bence

yazın gidip uzun kalma ya da işte böyle beklenti moduna girme
 
:)) yaz başında annem yazlığa geçti.
Bana da dediği şuydu, sen birini bul yatılı yardımcı. Yazın bende kalsın, hem öğrenir biraz iş güç, sonra yaz biter senin Doğum yaklaşmış olur, sende devam eder.
Eyvallah, aradım buldum bir kaç kişi işe görüştüm birine karar verdim...
Kadın da gerçekten düzgün ve iyi biri çıktı.
Şimdi yaz sonu geldi, annem diğer eve dönecek, diyor ben ona yer ayarlarım ben çok yoruluyorum sen başka bul :)
Yahu önemli değil. Biri gider biri gelir de neden bana bunu yapıyorsun...
Dahası teyzemle konuştum sonra teyzemde diyor saçmalama annenle dün konuştuk kadın sana gelecek diye kendi söyledi.
Ama sanırım canı hamileliğim huzurlu geçmesin, bir şeye sıkılayım istiyor :)
Ben yoruldum valla. Zaten bu meselede de nasıl böyle ortak karar gerektiren bir topun altına girdim anlamıyorum. Evlendiğimden beri bizde al-ver bitmişti :) boş anıma denk geldiyse...
 
Bu arada ananeye çocuk baktırmayi emek sömürmek olarak görüyorum. Normal şartlar altında başkasının çocuğuna baksa hem ayda en kotu bir milyar para alır,hem sigortası yapılırdı. Ama evlat olunca hem emegini hiçe sayıyor, hem yaşlılığı taze annelerin bile zorlandığı çocuğun peşinde koşturmakla geçiyor hem de yaranamiyor.
Size mesela , kaç sene bakmış. Şimdi bakmayınca gönül koydunuz (yan çizmesi yanlış, ama durum bu)
Aynı şekilde yarın kardeşinizin çocuğu olacak, diyecek ki : ablam için dört sene baktın, bu yeğenine bakmıyorsun
O gönül koyacak...
Her kadının yaşlılık mesleği bebek bakıcılığı değil ki. Bu da bir iş bu da bir emek.
Anlaşılan o ki anneniz torununu çok seviyor ama bu hayattan yorulmuş. Sizin geç kalmışlık hissiniz belki onda da var. Belki diyordur içinden : ulan Hatice, 55 yaşına geldin su evden bir gün kendin için cikamadin. Çocuk peşinde dondun durdun, tam büyüdüler rahatladim dedin şimdi de torun..birkaç seneye de diğer kızın evlenir doğurur... Gün yüzü göremeden ölüp gideceksin...
Ben bu yaşlarda böyle düşünce olduğuna inanıyorum. Benim annem de mesela yaslandı, kendini kurslara verdi, pasaport aldı başka ülkeye gitti falan... Son sağlıklı zamanlarının keyfini çıkartıyor. Onun da torunu var, sevmeye çok seviyor ama hayatta da bakmak istemez
 
Bu arada ananeye çocuk baktırmayi emek sömürmek olarak görüyorum. Normal şartlar altında başkasının çocuğuna baksa hem ayda en kotu bir milyar para alır,hem sigortası yapılırdı. Ama evlat olunca hem emegini hiçe sayıyor, hem yaşlılığı taze annelerin bile zorlandığı çocuğun peşinde koşturmakla geçiyor hem de yaranamiyor.
Size mesela , kaç sene bakmış. Şimdi bakmayınca gönül koydunuz (yan çizmesi yanlış, ama durum bu)
Aynı şekilde yarın kardeşinizin çocuğu olacak, diyecek ki : ablam için dört sene baktın, bu yeğenine bakmıyorsun
O gönül koyacak...
Her kadının yaşlılık mesleği bebek bakıcılığı değil ki. Bu da bir iş bu da bir emek.
Anlaşılan o ki anneniz torununu çok seviyor ama bu hayattan yorulmuş. Sizin geç kalmışlık hissiniz belki onda da var. Belki diyordur içinden : ulan Hatice, 55 yaşına geldin su evden bir gün kendin için cikamadin. Çocuk peşinde dondun durdun, tam büyüdüler rahatladim dedin şimdi de torun..birkaç seneye de diğer kızın evlenir doğurur... Gün yüzü göremeden ölüp gideceksin...
Ben bu yaşlarda böyle düşünce olduğuna inanıyorum. Benim annem de mesela yaslandı, kendini kurslara verdi, pasaport aldı başka ülkeye gitti falan... Son sağlıklı zamanlarının keyfini çıkartıyor. Onun da torunu var, sevmeye çok seviyor ama hayatta da bakmak istemez

Böyle düz bir konu değil bu Yengeç.
Madem "Anneanneye çocuk baktırtma ve sömürü" dendi, biraz özelimi açıvereyim:

Kafanızdaki yaşlı, yılgın kendisi için yaşayamamış anneanne/anne modelini öncelikle bir silin.
Her sene tatiline gezisine çıkan, bakımını minimumda düzenli yaptıran, arabasını alıp istediği yere basıp giden,her gün ayrı bir gezmedeki bir kadın düşün. Ki bu gayet onun hakkı, sorun yok, ben de bunu destekliyor ve gerektiğinde ona alan yaratıyorum. Sadece kafanızda canlanan romatizmalı yürüyemeyen bastonlu bir kadın değil, onu vurgulayayım.

Eşimle maddi-manevi kendimizi bir çocuğa hazırlayıp, üzerine düşündüğümüzde hem hazırdık, hem hazır değildik.
Çünkü o sıra fotoğrafçılık ve resim kurslarını ilkten düşünmeye başladığım aynı dönemdeydim. Mesleğimi yapmasam, ama hazır işimdeyken, kalan boşluğu bir başka eğitimle tamamlasam da sonraki senelerde mi bir çocuğum olsa düşünceleri... Hazır olup, neyi daha çok istiyorum tartımı.

Annemlerin aynı zamanlarda sürekli çocuk diye baskılaması da burada devreye giriyor.
"Baban kalp hastası, ölüp gidecek bi torun dahi görmeden" duygu sömürüleri ki babam görsün diye çocuk yapıvermedim bunun da altını çiziyorum, bakacağımdan emin halde sadece önceliğe kursları mı almalıyım kısmındaydım. Ve annemin günlerce, beni çocuk için ikna çabaları; verilen sözler burada başladı.
"Bak biz elden ayaktan düşmeden yapın çocuğu, ben elimden gelen yardımı yaparım kızım; biz varken niye bakıcı arayacaksın? Erteleme daha; yaşın, şartların her şeyin müsait. Kursa gitmek istediğinde, çocuğu bırakacağın adres belli" vs vs... Ve biz; 2 sokak arayla oturuyoruz annemle. İster benim evime geçer istediğini yapar (Sabahtan yemeğini her şeyini hazırlarım), ister oğlanı annemlere bırakırım. Bunlar söylenmez artı ihtiyaçları yok, bir miktar söylediğimde "Hakaret sayarım!" dedi. Bizim ailede parayla çocuk bakılmaz. Ama ben de inceliksiz biri değilim, istemediklerini bile bile evlerine alış verişi yapar gelirim ve lafı edilmez, gezi biletlerini yeri gelir ben ayarlarım ödemiş geçmiş olurum, hatta bana kızar.

Ben kendimden emin olduğum kadar, resim kursu konusunda annemin de desteğine güvenerek yola çıktım anlayacağın.
Hatta değil "Toruna bakmaktan sıkıntı gelmesi yorulması" beni ikinci çocuk için aylar önce ikna etmeye çalışıyordu ve benden çok ağır bir tepki aldı. Bilmem anlatabildim mi?

Ben onun derdini biliyorum.
Onun derdi beni tamamen yıldırıp, kendi sipariş vererek okuttuğu mesleğime kuyruğumu kıstırıp geri dönmem. Haftada 3 gün 2şer saat değil onun derdi, onun derdi sonuna kadar istediği yoldan gitmiyor olmam.
Kendisi gayet manipülatif bir insandır, ben onun yanında saf kalırım.
Sanırım artık anne değil, el gözüyle bakmam gerekecek.
Ama bakamadığımı da bilir.
Kendi basar gider, kardeşim-babam ben bakarım. Ki zerre yük değil başımla beraber, severek bakarım. Ama planım varken değil işte.
 
Bence bul birini. Minnet etme. Varsa durumun tabi.
Kardesin bahanesi olmus. Afedersin safa yatiyorr aa senin cocuga kim bakicak diye. Acık acik kizim ben bakamam demeyi de kendine yediremiyor muhtemelen.
Vallaha oyle bakicilar denk geliyo ki evladi gobi seviyor. Butcen uyarsa bence ver bakiciya. Hem evin işlerinide halleder ufak tefek.
 
Selamlar, nasılsınız kızlar? Nasıl gidiyor?

Benim şu ara her bir şey üst üste... Bi yandan abiye belirlemeye çalışırım, terzi şu bu halledilecek, bir yandan kurs kayıt işlemleri ile uğraşırım ona evrak götür, buna ön başvuru yap, şu tarihi takip et. Bir yandan kardeşimin tayin işlemleri tamamlamış onu yolculuyoruz, annemler peşine takılmış, netten gideceği şehirde, çalışacağı yere yakın eşyalı uygun daire bakın dur iletişime geç ayarla, öbür yanda oğlan kudurur canı sıkılır gezdir, arabanın marş moturunun başına çıkılmış (Sanırım çalışan arabaya marş basmış eşim, farkında olmadan, kıvırıyor dilime dolayacağım diye. "Alla alla bi anda olmuş haberim yok" filan hallerinde, ben de yemiş gibi yapıyorum, hiç uğraşacak modda değilim :işsiz:)... Kplerin tv sorun çıkarmış, onun servisine bakıverelim, yeni tv tarayalım uygun fiyatlı...

Bir hengame.
Her tarih, her harcama, her vakitsizlik, her şey bi üst üste gelir; benim için bir şeyler önemliyse.
Çünkü üst üste gelmezse, hayatın tadına varamam, eksikliğini çekeceğim şeyler olur, sıkıntıdan yeni sivilceler çıkaramam mesela, ya da gözümü kapar derin derin uyurum, mesela bi rahat filan ederim maazallah. Olacak şey mi?

Hadi hepsi çözümü basit şeyler, illa çözümlenecek öyle de böyle de.
Ama geleneksel olarak "Annemle delirmeceler" sezonuna da bugün itibariyle girdik. Esas sorun bu.
"Önce destek ol, sonra cay; önce tamam de, sonra yan çiz, önce önemse yük hafiflet, sonra geri çekil yığ" ... Bu annemle, konu resim olunca aramızdaki iletişim ve hayatlarımızı düzenleme biçimi.
Geçen sezon, kursa az zaman kala olay çıkardı, küsüştük; el mahkum yine kendimi çiğnetti bana.
Ben de işi pişkinliğe vurdum yeter ki işim görülsün "He he" diyivereyim aman, kendi anam nasılsa el mi dedim. (Konu uzun olacak zaten, bi de bunu yazmayayım)
Bu sene de tutturmuş "Ben de gidiyorum" diyor bana.

Kardeşimin peşinden gidecekmiş, şehre alışana kadar (Bir sene diyor bi de) onla yaşayacakmış, neden olmasınmış, zaten sıkılmışmış. Olsun da; yine bana söz verdikten sonra bari yapma değil mi?
Bi de gelmiş bana "Aaağğğ... Oğlana kim bakçak peki?" diyor. Sanki bizden haberi yok kadının, öyle bi şaşkınlıkla.

Hafif sinirliyim, bölük pörçük yazıyorum kusura bakmayın, şuraya yazıp rahatlayayım dedim, daha bi sinirlendim de aklıma geldikçe. :olamaz:

Olay şöyle gelişti:
Benim planlarımdan haberdar kendisi, bu sene daha ciddi çalışacağımı biliyor.
Bunu geçen sene yaptığım başlangıçta konuştuk; beni iki sene idare et anne evde delirmek üzereyim ve bu geç kalmışlık hissiyle baş edemiyorum diye. Tam destek hep destek olacağına dair sözlerini verdi, başta beni yokuşa sürdü ama sağ olsun oğlana, benim yokluğumda gayet iyi baktı. Ondan başkasına da çocuğu emanet konusunda güvenemem, bilir.
Bu sene okul hazırlığı ve bir başka sertifika için başlayacağımı biliyor, konuşuldu.
Kardeşim İzmir-Manisa tarafına gidiyor, çok istediği bir hastane vardı ve direkt oraya girdi.
Önceden şehri araştırdığı/gittiği için biliyor.
Zaten İzmir'de tanıdıklar da var.
Her şey yolunda.

Ama kadın tutturmuş "Kızım oralara alışana kadar yanında kalacağım" diyor.
Dedim "Allah aşkına anne, X üni.ye giderken bu kadar delirmedin, o zaman daha küçüktü, şimdi niye peşine takılıyorsun?" "Olsun, o zaman ev arkadaşları vardı yanında, hepsiyle de tanışmıştım, içim rahattı, yakındı, bildiğimiz yerdi zaten" diyor.
"E anne ben tek başıma gittim üni.ye, tek kaldım, niye benim peşime takılmadın?" diyorum. "Kardeşin senden daha duygusal sessiz, sen çaçaronsun, yalnızlık seversin zaten. Gelmemi de sen istememiştin hem" diyor. Kardeşim diyor oradan "Anne, ben de istemiyorum gelmeni, düzenini bozmanı, gerek yok koca kızım ya" "Yok olmaz içim rahat etmez" diyor. Vay arkadaş ya... Buna benzer bi konuşma yaşadık işte; kadının illa da gidesi var, tutamıyoruz.

"E ama benim kurs ne olacak, anne söz verdin" diyorum, "Hakikaten senin kurs ne olacak, oğlana kim bakacak?" diyor dalga geçer gibi. "Ben milletin keyfini beklemeye, ömrümün böyle çürütülmesine, söz verilip tutulmamasına alıştım zaten, sorun değil" diyorum sitemvari, "E işte alışkınsın sen. Zaten ben yokken babanı da yalnız bırakmazsın, babanla da ilgilenirsin. Bir sene daha bekleyiver" diyor oradan Allah'ım saçımı yolacaktım ya sinirden.

Hep tekerime çomak sokulsun, hep son anda dönülsün, hep ben bekleyivereyim, hep onların planı için ben ödün verip yolumdan sapayım... Senelerdir yaşanan bu; hevesim kursakta bırakılsın, son anda bi şeylerden cayılsın ben oturma organı gibi ortada kalayım... Bende de var az mallık, işte huyu belli kadının, niye anneni planın taşıyıcı ayaklarından biri yaparak plan kuruyorsun???
Anne diye niye her seferinde kanıyorsun ya?!
Konuştuk, sarıldık, ağlaştık, sözleştik, aylardır güllü ballı gidiyoruz diye eski annen niye değişti sanıyorsun hemen?!

Ya beni ciddiye almıyor ya bu kadın sanırım.
Ailem içinde ciddiye alınmıyorum ya.
Tülay'a bağladım yeminle, ezik miyim la ben diye geziyorum artık kendimi sorguluyorum.
:KK53: nevrim döndü okurken..
Çok hoş anlatmışsın. Resmen nefes nefese kaldım okurken, öyle iyi aktarmışsın ki icinde bulundugun koşuşturmalı hayatı.
Oglun kac yasinda, krese gonderme imkanın yok mu?
 
Bence bul birini. Minnet etme. Varsa durumun tabi.
Kardesin bahanesi olmus. Afedersin safa yatiyorr aa senin cocuga kim bakicak diye. Acık acik kizim ben bakamam demeyi de kendine yediremiyor muhtemelen.
Vallaha oyle bakicilar denk geliyo ki evladi gobi seviyor. Butcen uyarsa bence ver bakiciya. Hem evin işlerinide halleder ufak tefek.

Bakmamak değil ki derdi... Annem bi değişik benim öyle klasik düşünülesi bi kadın değil.

Bu kısmı genele yazıyorum kendinize almayın lütfen:
Bi de yorumlara bakıyorum hani 7-24 kadın bakıyor gibi mı algılanmış anlamadım ben, sonra da ayrıntı yazınca didik didik, destan yazmışsın derler, üstünden yazsam yarısını anlar yarısını tam anlayamazlar ben de şaştım nasıl anlatayım. Kurs haftada üç gün maksimum 3 saatlik belki. Bu mu yoracak annemi?
Pehh... O gezmelerinden yorulursa yorulur bir gün anca. Ben çalışmıyorum, çocuğuma bakmak için eve oturdum zaten, kimseye de emrivaki yapmıyorum, bana vaat edilen ile oyalanmama sinirleniyorum. Bu noktada hatam her defasında anneme güvenmek, bu.

Güvenilir birine denk gelmek, test etmek için zamanım kalmadı. Yine devamsızlıktan yakacak beni. Kaldı ki ben güvenemem de. Bu konuda biraz paranoyak olduğumu itiraf edebilirim, evet iyileri var, evet çok güzel bakanı ve hatta ikinci bir anne gibi olanı var, bakıcı tercih eden hanımları da anlarım. Ama bakıcı istemiyorum deyip işten çıktım zaten. Mecburi hale gelmeden ya da çocuk belli bir çağa yetişmeden emanet edebileceğimi zannetmiyorum. Öyle bir güvensizlik durumum var.
En kötü halde kursları, okul planlarını yakacağım komple. Napayım.. Aynı şeyi geçen sene de yaptı zaten.
 
:KK53: nevrim döndü okurken..
Çok hoş anlatmışsın. Resmen nefes nefese kaldım okurken, öyle iyi aktarmışsın ki icinde bulundugun koşuşturmalı hayatı.
Oglun kac yasinda, krese gonderme imkanın yok mu?

Oğlun kaç yaşında gangsta? Sen kurstayken kreşe mi versen? Annelere pek güven olmuyor bu konularda, her an kararları değişebiliyor.

2 yaşında, evil yevil konuşur daha; başına bi şey gelse anlatamaz/kendini kollayamaz/ayırt edemez.
Daha vakti olduğunu düşünüyorum.
 
Ozet yazacak fedakar bir arkadasimiz yok mu :dua:

Annem beni yine yolun yarısında sattı. Satışlara geldim annem tarafından yine söz verilip güzel güzel konuşulup. Normal anne-kız iletişimindeyiz zannediverdim, tüm yaptıklarını bi an unutuverdim annem diye. Özet bu.
 
Bakmamak değil ki derdi... Annem bi değişik benim öyle klasik düşünülesi bi kadın değil.

Bu kısmı genele yazıyorum kendinize almayın lütfen:
Bi de yorumlara bakıyorum hani 7-24 kadın bakıyor gibi mı algılanmış anlamadım ben, sonra da ayrıntı yazınca didik didik, destan yazmışsın derler, üstünden yazsam yarısını anlar yarısını tam anlayamazlar ben de şaştım nasıl anlatayım. Kurs haftada üç gün maksimum 3 saatlik belki. Bu mu yoracak annemi?
Pehh... O gezmelerinden yorulursa yorulur bir gün anca. Ben çalışmıyorum, çocuğuma bakmak için eve oturdum zaten, kimseye de emrivaki yapmıyorum, bana vaat edilen ile oyalanmama sinirleniyorum. Bu noktada hatam her defasında anneme güvenmek, bu.

Güvenilir birine denk gelmek, test etmek için zamanım kalmadı. Yine devamsızlıktan yakacak beni. Kaldı ki ben güvenemem de. Bu konuda biraz paranoyak olduğumu itiraf edebilirim, evet iyileri var, evet çok güzel bakanı ve hatta ikinci bir anne gibi olanı var, bakıcı tercih eden hanımları da anlarım. Ama bakıcı istemiyorum deyip işten çıktım zaten. Mecburi hale gelmeden ya da çocuk belli bir çağa yetişmeden emanet edebileceğimi zannetmiyorum. Öyle bir güvensizlik durumum var.
En kötü halde kursları, okul planlarını yakacağım komple. Napayım.. Aynı şeyi geçen sene de yaptı zaten.


sen kurstayken dedesi parka goturse ya da avmlerin çocuk oyun alanlarina, sinemaya çocuk tiyatrosuna

aklima baska bisey gelmedi maalesef

hem bebis sosyallesmeye baslar hem dede uygunsa torunuyla doya doya vakit gecirir, sonuçta kursta okul gibi sabahtan akşama degilmis ki
 
sen kurstayken dedesi parka goturse ya da avmlerin çocuk oyun alanlarina, sinemaya çocuk tiyatrosuna

aklima baska bisey gelmedi maalesef

hem bebis sosyallesmeye baslar hem dede uygunsa torunuyla doya doya vakit gecirir, sonuçta kursta okul gibi sabahtan akşama degilmis ki

Değil de babama güvenemem. Ben ve annem kadar dikkati-algıları açık bi adam değil maalesef.
Çocuk da 2 yaşında, tam tehlikeye koşarak uçacak yaşta bildiğiniz gibi. Babam tek başına gezdirmeye çıkarsa, çocuğun kolu bacağı kırık getirir eve ancak. Evde dursun desem de Allah korusun bi pencere unutsa yeter (Ki unutur).
 
Back