- 4 Ekim 2016
- 200
- 1.190
- 41
-
- Konu Sahibi redvelvetcake
- #101
Annen sevmediği bir adamla evlendırılmıs maddı durumu ıyı dıye anladıgım kadarıyla ve evlılıgı suresınce sevgı ılgı alaka gorememıs bız kadınlar ne ıcın evlenırız sevmek sevılmek ılgılenılmek ısterız ama annen bunları gorememıs goremedıkce sıze saldırmıs babana duyemedıklerını sıze soylemıs evet kotu bır cocukluk gecırmıssınız bence bır psıkolog yardımı almalısınız bu durumları atlatmak ıcınBunu bu yaşlarımda yeni yeni fark ediyorum. Yaşım 24. Objektif olarak normal bir çocukluk geçirdim, herkes gibi. Bilincimin yerine gelmeye başladıgı zamanları hatırlıyorum, ilkokul zamanlarımı net hatırlıyorum.
Küçükken yazın her gün anneannemlere giderdik, her gün avm magaza bilmem ne dolaşır dururduk annem, teyzem ve ananemin yanında. Sonra her gün eve dönerken annem yolda bagırırdı, yine sunu yaptınız, yok rahat durmuyorsunuz söyle böyle diye. Eve gidince de aksam babam gelene kadar saatlerce ders calısırdık.
Neyse, zaman geciyor, ilkokul 1'den 12 yasıma kadarki zaman aralıgı dıyelim. Annemle babam sürekli kavga ederdi. Babam bizim yanımızda kavga etmemeye calısırdı ama annem hep bizi kullanırdı, gelip sorardı kim haklı bilmem ne diye. Çok kücükken oluyor bunlar, ama annem sürekli ben sizin icin katlanıyorum, ben sunları yasadım, söyle böyle bagırıp dururdu surekli.
Ben burada cok kv görümce konusu okudugum icin artık herkesin aynı seyleri yasadıgını az cok göruyorum, annem anlattıgı zaman müthiş bir iskence gibi gelirdi ama cok sıradan ve herkesin yasadıgı seylermis meger. Annemin de anlattıkları hep aynıydı, babannen benden hizmet bekliyor, benim iki cocugum var iste kendi akrabalarını toplayıp bızım eve getiriyor, yok gün yapacagı zaman benden tatlı istiyor, yok yeni evlendigimizde her gun onlara giderdik falan. Sürekli biz kücükken babanneme, halama, amcama karsı kötü konusurdu anlatırdı. Doldururdu yani acık söylemek gerekirse.
Su an baba tarafından kimseyle görusmuyorum. Ne ben ne kardesim.
Küçüklüğümden beri annem beynime bazı seyleri o kadar net yerlestirmis ki ben eskiden kendimizin cok fakir ve kötü durumda ve mutsuz oldugumuzu dusunurdum. Bütün cocuklugum annemlerin kavgalarını izlemekle gecti, evet her ailede olan seyler ama 8-9 yasında olunca bunun her ailede olan seyler oldugunu bilemiyorsun, o an ben o algıyı yerlestirmisim kafama ve hep o kodla yasamısım. Hep cok mutsuz cok zor durumda oldugumuzu dusundum butun cocuklugum boyunca. Küçükken diyordum ki "ben ileride anne olmak istemiyorum, sonra babaya zorla katlanman gerekiyor"
Dusunuyorum, daha 99 yılıydı babamın ustu acık Mercedes i vardı, o zaman Mercedes almak ne kadar zor bir seydi halbuki, ama annem hep aglardı, hep mutsuzdu. Birlikte cekildigimiz fotograflarımız vardı, kendisinin oldugu fotografları cerceveletmezdi hic, ve her zaman suratı asıktı. Cok guzel deniz manzaralı buyuk bir evde oturuyorduk. Bakıyorum, simdi de cok guzel bir yerde ve evde oturuyoruz, istedigim her seyi alıyorum, benim de ustu acık Mercedesim var, arkadaslarımla tatile gidiyorum, mutluyum yani. Ama sanki hep bu mutluluk bana ait degil, bu hayat bana ait degil, ben mutsuz olmak zorundayım gibi hissediyorum. Bu aralar bu dusunce sürekli zihnimde zuhur etmeye basladı.
Geçen gun annem biraz söyleniyordu, dedem de kızdı (kendi babası) kızım senin stres yapıp sıkılacagın ne var yedigin önunde yemedigin arkanda haftada uc gun yarım gun calısıyorsun, ama surekli mutsuzsun yorgunsun, geriliyorum sıkılıyorum diyip duruyorsun hep sinirlisin dedi.
Biz ikimiz konusunca bana ben sürekli ezildim, sürekli agladım, hep sizin icin katlandım berbat bir hayatım oldu diye söylenir durur, ben de olmuş bitmiş şeyler 15 yıl once olan seyi su an tekrar dusunup kendini doldurma derim. Seni de görecegim evlenince, baban gibi biriyle evlenirsen görürsün, evlenince öyle olmuyor, öyle her gun her gun gezmeleri unut dedi. Ben de patladım artık, resmen ben mutsuz olayım da bak ben sana demiştim demek icin tetikte bekliyorsun oh olsun demek icin diye. Artık kendimi cok baskı altında hissediyorum, sanki yarışıyoruz sanki ileride ben onun yaşadıklarını yaşamak zorundayım, evlenen herkes bunları yaşamaya mecbur gibi. Sürekli gelecege dair bir korkutma ve tehdit icerisinde. Ve ben surekli mutsuz olacagımı, cocuklugumdaki annem gibi bir hayatım olacagını dusunup daha cok uzuluyorum. Senelerdir bu sekilde ve ben asla annemle bir sey paylasmıyorum, cunku nadiren de olsa paylastıgımda hep beni suclar, ve kötü bir sey yasadıgım zaman yenilgiye ugramıs gibi hissediyorum hep kendimi. O yuzden hicbir durumda ve hıcbır zaman ve kimseye karsı hatamı kabul etmedigimi fark ettim, yanlıs yapmaya hakkım yokmus gibi.
*Annem 23 yasında evlenmis, 25 yasındayken de ben dogmusum. Lütfen, erken yasta evlenmek icin evlenmeyin, evlenince mutsuzsanız cocuk dogurmayın, doguracaksanız da bunun buyuk bir sorumluluk oldugunu bilin, hicbir cocuk anne babasının mutsuzlugunu paylasmak icin bu dunyaya gelmiyor. Mutsuzsanız psikologa gidin, cocuklarınızı pedagog yardımı ile yetistirin. Ben bu yasa geldim hala cocuklugumdaki mutsuz anne imajının yarattıgı etkiden kurtulmaya calısıyorum. Ben bunu basarmaya calısıyorum ama cocukken bunu yasamak cok daha agır oluyor.
Cok uzun oldu biliyorum ama icimi dökmek istedim okuyan olursa simdiden tesekkur ederim.
Ve hamile oldugum halde bile hic uzulur mu diye dusunmuz bazen gerekli bazen gereksiz her derdini anlatir. Seninle konusunca rahatliyorum der. Ama benm dediklerimib tekini dahi tutmaz. Ve ben bosuna kendimi yorarim benm anlatacagm hc kimse olmaz. Cok uzulurum. Ama hep ne ya bunumu taktin buna mi uzulunur diye teselli veririm. Sonra telefonu kapat agla dur. Benm hayatta boyle gececek sanırım. O sag olsunda varsin anlatsin ne yapayim . icinr atip hasta olacagina. Ne olursa olsun kiymetlimiz onlar bizim. Varligina bin sukur. Kendi cocuklugunuza indiğimiz gibi annenizin cocuklugunada bi inin derim kim bilir orda ne acilar vardir.malesefki bu anlattiklarinizi bende yasadim. Ve bendd coook seviyorum guzel annemi. Oda ailesinden gördüğünü bana yasatti bir sey diyemiyorum. Benm.babam agresif biriydi. Onun etkisi buyuk. Annem zaelten sinirli biri fakat asla.labul etmeyen. Hep annemin penceresinden hayata bakmisim dogru veya yanls farketmemis. Cunku sorgulayan bir tip degildim. Fakat simdi isin rengi cook degisti bebegim olacak ve ne yazikki sinirli bir ortamda büyüdüğümden bende agresif bir insanim. Sukur.ki esim oyle degil aksine cok sakin ve olgun. Ben ise annemden kalan yanlislardan siyrilamiyorum. Deniyorum okuyup arastrip sorguluyorum. Ne kadar basarili olurum bilemem. Ama deniyorum en azindan sizde oyle yapin. Annenizin doğrularini alin yanlislarindan siyrilin. Bilincli olsalar sonuclarini bilseler asla bizi uzecek hicbir sey yapmazlardi. Bunuda sk sk hatrlayin.
Sabah uyandığında köpeğin yüz yalamasinda değildir mutluluk abdestte namazdadir. Düşünmenizi tavsiye ederim. Anne yanlış yapmış o kesin fakat, sizdeki mutsuzluk anneden kaynaklı değil diye düşünüyorum.
Ayrıca hem tatmin olmadığınızı, mutsuz olduğunuzu söylüyorsunuz, hem de mutluyum vs. diyorsunuz. Sizin ruhunuz aç, onu doyurmanin yolu ise mercedes değil namaz.
İşte biz buna bakış açısı algılama kabiliyeti diyoruz.Ben ne demişim,sen neyden bahsetmişsin.Sen kontenjan olayını çooookkk yanlış anlamışsın.Anlayan anlamıştır ne demek istediğimi.Okuyup da mesleğini yapmayan insan başkalarının kontenjanını mı işgal ediyorbaşkaları daha fazla çalışıp bu arkadaşın önüne geçebilirdi. Arkadaş mesleği kendine uygun bulmamış. Meslek seçerken kabiliyete sevgiye göre seçemiyor oluşumuzun cezasını okuduğumuz bölümdeki işi yapmak zorunda kalarak çekemeyiz. Herkes önce kendini düşünür. Gayet kazanılması zor bir bölüm mezunuyum. Çocuğum olursa bir müddet işten ayrılmayı düşünüyorum (başka sebeplerle de ayrılabilirdim) aklıma da hiç yahu dur bu bölümü yazıp da kazanamayan onca insan var düşüncesi gelmedi. Ben nasıl mutlu olacaksam onu yaparım.
Benim annemde yediği önünde yemediği arkasında, ama hep mutsuz 30 sene önceki problemleri büyütüp duran, çevresindeki insanları geren bir insandır.Bunu bu yaşlarımda yeni yeni fark ediyorum. Yaşım 24. Objektif olarak normal bir çocukluk geçirdim, herkes gibi. Bilincimin yerine gelmeye başladıgı zamanları hatırlıyorum, ilkokul zamanlarımı net hatırlıyorum.
Küçükken yazın her gün anneannemlere giderdik, her gün avm magaza bilmem ne dolaşır dururduk annem, teyzem ve ananemin yanında. Sonra her gün eve dönerken annem yolda bagırırdı, yine sunu yaptınız, yok rahat durmuyorsunuz söyle böyle diye. Eve gidince de aksam babam gelene kadar saatlerce ders calısırdık.
Neyse, zaman geciyor, ilkokul 1'den 12 yasıma kadarki zaman aralıgı dıyelim. Annemle babam sürekli kavga ederdi. Babam bizim yanımızda kavga etmemeye calısırdı ama annem hep bizi kullanırdı, gelip sorardı kim haklı bilmem ne diye. Çok kücükken oluyor bunlar, ama annem sürekli ben sizin icin katlanıyorum, ben sunları yasadım, söyle böyle bagırıp dururdu surekli.
Ben burada cok kv görümce konusu okudugum icin artık herkesin aynı seyleri yasadıgını az cok göruyorum, annem anlattıgı zaman müthiş bir iskence gibi gelirdi ama cok sıradan ve herkesin yasadıgı seylermis meger. Annemin de anlattıkları hep aynıydı, babannen benden hizmet bekliyor, benim iki cocugum var iste kendi akrabalarını toplayıp bızım eve getiriyor, yok gün yapacagı zaman benden tatlı istiyor, yok yeni evlendigimizde her gun onlara giderdik falan. Sürekli biz kücükken babanneme, halama, amcama karsı kötü konusurdu anlatırdı. Doldururdu yani acık söylemek gerekirse.
Su an baba tarafından kimseyle görusmuyorum. Ne ben ne kardesim.
Küçüklüğümden beri annem beynime bazı seyleri o kadar net yerlestirmis ki ben eskiden kendimizin cok fakir ve kötü durumda ve mutsuz oldugumuzu dusunurdum. Bütün cocuklugum annemlerin kavgalarını izlemekle gecti, evet her ailede olan seyler ama 8-9 yasında olunca bunun her ailede olan seyler oldugunu bilemiyorsun, o an ben o algıyı yerlestirmisim kafama ve hep o kodla yasamısım. Hep cok mutsuz cok zor durumda oldugumuzu dusundum butun cocuklugum boyunca. Küçükken diyordum ki "ben ileride anne olmak istemiyorum, sonra babaya zorla katlanman gerekiyor"
Dusunuyorum, daha 99 yılıydı babamın ustu acık Mercedes i vardı, o zaman Mercedes almak ne kadar zor bir seydi halbuki, ama annem hep aglardı, hep mutsuzdu. Birlikte cekildigimiz fotograflarımız vardı, kendisinin oldugu fotografları cerceveletmezdi hic, ve her zaman suratı asıktı. Cok guzel deniz manzaralı buyuk bir evde oturuyorduk. Bakıyorum, simdi de cok guzel bir yerde ve evde oturuyoruz, istedigim her seyi alıyorum, benim de ustu acık Mercedesim var, arkadaslarımla tatile gidiyorum, mutluyum yani. Ama sanki hep bu mutluluk bana ait degil, bu hayat bana ait degil, ben mutsuz olmak zorundayım gibi hissediyorum. Bu aralar bu dusunce sürekli zihnimde zuhur etmeye basladı.
Geçen gun annem biraz söyleniyordu, dedem de kızdı (kendi babası) kızım senin stres yapıp sıkılacagın ne var yedigin önunde yemedigin arkanda haftada uc gun yarım gun calısıyorsun, ama surekli mutsuzsun yorgunsun, geriliyorum sıkılıyorum diyip duruyorsun hep sinirlisin dedi.
Biz ikimiz konusunca bana ben sürekli ezildim, sürekli agladım, hep sizin icin katlandım berbat bir hayatım oldu diye söylenir durur, ben de olmuş bitmiş şeyler 15 yıl once olan seyi su an tekrar dusunup kendini doldurma derim. Seni de görecegim evlenince, baban gibi biriyle evlenirsen görürsün, evlenince öyle olmuyor, öyle her gun her gun gezmeleri unut dedi. Ben de patladım artık, resmen ben mutsuz olayım da bak ben sana demiştim demek icin tetikte bekliyorsun oh olsun demek icin diye. Artık kendimi cok baskı altında hissediyorum, sanki yarışıyoruz sanki ileride ben onun yaşadıklarını yaşamak zorundayım, evlenen herkes bunları yaşamaya mecbur gibi. Sürekli gelecege dair bir korkutma ve tehdit icerisinde. Ve ben surekli mutsuz olacagımı, cocuklugumdaki annem gibi bir hayatım olacagını dusunup daha cok uzuluyorum. Senelerdir bu sekilde ve ben asla annemle bir sey paylasmıyorum, cunku nadiren de olsa paylastıgımda hep beni suclar, ve kötü bir sey yasadıgım zaman yenilgiye ugramıs gibi hissediyorum hep kendimi. O yuzden hicbir durumda ve hıcbır zaman ve kimseye karsı hatamı kabul etmedigimi fark ettim, yanlıs yapmaya hakkım yokmus gibi.
*Annem 23 yasında evlenmis, 25 yasındayken de ben dogmusum. Lütfen, erken yasta evlenmek icin evlenmeyin, evlenince mutsuzsanız cocuk dogurmayın, doguracaksanız da bunun buyuk bir sorumluluk oldugunu bilin, hicbir cocuk anne babasının mutsuzlugunu paylasmak icin bu dunyaya gelmiyor. Mutsuzsanız psikologa gidin, cocuklarınızı pedagog yardımı ile yetistirin. Ben bu yasa geldim hala cocuklugumdaki mutsuz anne imajının yarattıgı etkiden kurtulmaya calısıyorum. Ben bunu basarmaya calısıyorum ama cocukken bunu yasamak cok daha agır oluyor.
Cok uzun oldu biliyorum ama icimi dökmek istedim okuyan olursa simdiden tesekkur ederim.
İşte biz buna bakış açısı algılama kabiliyeti diyoruz.Ben ne demişim,sen neyden bahsetmişsin.Sen kontenjan olayını çooookkk yanlış anlamışsın.Anlayan anlamıştır ne demek istediğimi.
Ayrıca meslek seçimi silah zoruyla da olmuyor.İstisnai mecaziler var olsa da,herkes kendine uygun meslek seçiminde bilinçli davranmalı.Bunca sınav test kurs etütün en önemli amacı budur.
Ben emeğinin karşılığını çalışarak hayatı hedefleri olmasını savunurken,sırf muahlefet olacağıum diye neye karşı çıktığına bi bakmalı insan.Tamam sen otur evde lafımız yok.BEN FİKRİMİ SÖYLEDİM YORUM HAKKIMI KULLANDIM BU BENİM FİKRİM
Terbiyeni takın.Seviyeyi düşürme.Bu tarz da soru sorma hakkını vermiyorum sana küçük hanım.Ne yazdığının başına baktım sonuna gitmedim bile.Ne diyooosun ne anlatıyorsun belli değil.Yahu konu sahibine yap yorumunu.Senin seçimlerin beni bağlamıyor.BU BENİM FİKRİM.BU BENİM FİKRİM BU BENİM FİKRİM.Hadi güzelim yazma boşuna okumayacağım.bu ne gerginlik hayırdır? regl döneminde misin? lise boyunca içinde boğulduğumuz matematik geometrinin vs kendime uygun olan mesleği seçmeme yardımı nedir? ben süper matematik yapıyorum bu harika bir doktor olacağım anlamına mı geliyor? hayır ben doktorluk hakkında zerre fikrim olmadan sırf matematiği vs iyi çözdüğüm için doktor oluyorum şu sistemde.. haa mühendis de olsam farketmez, bakıyorum tıp tutmuyor o zaman mühendislik yazıyorum. kabiliyet, eğilim arayan yok bu sınavlarda. var da ben mi kaçırdım? haaa diyelim ki şanslıyım , onca dersle boğuşurken ilgi alanımı da keşfettim. ben müzikten hoşlanıyorum. ne mi oluyor? 6 sene tıp okuyorum sonra diyorum ki yok bu benim yapabileceğim iş değil. gidiyorum şarkıcı oluyorum misal. neden? tıp gayet havalı iken konservatuara hayırlı gözle bakan yok da ondan.
ilk mesajınız komikti, bu ise sırf muhalefet olucam diye daha da komik bir hal almış.
ben asla annemle bir sey paylasmıyorum, cunku nadiren de olsa paylastıgımda hep beni suclar, ve kötü bir sey yasadıgım zaman yenilgiye ugramıs gibi hissediyorum hep kendimi. O yuzden hicbir durumda ve hıcbır zaman ve kimseye karsı hatamı kabul etmedigimi fark ettim, yanlıs yapmaya hakkım yokmus gibi.
ben sürekli ezildim, sürekli agladım, hep sizin icin katlandım berbat bir hayatım oldu diye söylenir durur, ben de olmuş bitmiş şeyler 15 yıl once olan seyi su an tekrar dusunup kendini doldurma derim.
Bütün cocuklugum annemlerin kavgalarını izlemekle gecti, evet her ailede olan seyler ama 8-9 yasında olunca bunun her ailede olan seyler oldugunu bilemiyorsun, o an ben o algıyı yerlestirmisim kafama ve hep o kodla yasamısım. Hep cok mutsuz cok zor durumda oldugumuzu dusundum butun cocuklugum boyunca.