Hayırlı olsun diyeyim Koalina.
Sana şöyle dürüst, dümdüz yazayım; bana da sarabilirler taşlanabilirim de sorun yok :))
Öncelikle ben "Hazırdım" çocuk için diye gireyim konuya, tırnak içinde aldım ki hazırken nasıl hazır olamadığımı anladığım bir annelik yaşadığımı anlatacağım, vakit bulunca oku (Uzun kaçabilir):
Evlendikten iki yıl sonra çocuk düşünmeye başladık, madden-manen hazırdık ama; manen ne kadar hazır olduğum tartışılırmış, o zaman görememişim. Hiçbir zaman "Asla çocuk yapmam" fikrinde biri olmadım hatta kalabalık ailelere meraklı abili ablalı evleri daha bi seven yapıdaydım. Ona ilaveten, yolda gördüğü çocuğa içi kıpırdayıp seven, yakınların-arkadaşların çocuklarını sevmelere doyamayan, bebek videolarına bayılan gülen biri de olmadım ve hatta korkardım, kucağıma yeni evlendikten sonra bebek filan tutuşturanlar oldu "Kız sevsene" diye, "Yok tutamam" der çekilirdim, korkardım-çok bi manası da olmazdı benim için, gerilirdim de canını yakacağım ters bi şey yapacağım anlamam etmem diye.
(Ömrümde ilk kucağıma aldığım bebek, kendi oğlum Koalina)
Neyse...
Manen hazırım sandım, belki biraz meraktı belki "Neden olmasın, iyi insanlarız sonuçta" fikriydi belki de çevreden görüp bunu bilinçaltımca "Sen de yapmalısın onlar hazırsa sen de hazırsın" şeklinde yorumladığım bir yanılsamaydı.
Hamile kaldığımı öğrendiğimde aptallaşıp sevinmem bi heyecanlanmam filan oldu 3 dakika sürmüştür.
Eşim benden daha sevinçliydi. Ben ise tıpkı senin gibi endişeler alemine yolculuğa başlamıştım çoktan. Tabi hormonlarla da birleşince... Yapamayacağım, yetemeyeceğim, koruyamayacağım, ya bıkarsam, doğumda canım yanacak, sezaryende göbeğimde iz kalacak, vücudum bozulacak- memelerim sarkacak (Bak bu kadar bencilliğe girdim Koalina, hazır olduğum halde), kilo almaya başladım bile gitti fit zamanlarım, ben ne halt ettim böyle bir dünyaya çocuk mu getirilir, daha gezer miydim, daha okur muydum, daha yaşar mıydım bla bla bla...
Hamileliğimde, durup durup göbeğimi sevmedim, kafamı taktığım şeylerden birisi göbeğimdeki tüylenmeydi, göbeğime baktığımda "Ay bebişim var burada" demez, tüylere, sonralara doğru çoğalan çatlaklara bozulurdum.
Klasik müzik dinleteyim, aman şunu okuyayım hazırlanayım, gidelim kıyafetleri alalım aman heyecanını sıfırda yaşadım desem yalan olmaz, bebek kıyafeti görünce bile duygulanmadım. Ama kalp atışlarını ilk duyduğumda tuhaf oldum, ağlama geldi şaşkınlık hissi gibi bir şeyle karışık hala hatırlarım o anı "İki kalbim var" dedim öyle bi güldüm, o gündü o duygulanma, diğer gün yine kaygı, sorgu, endişe, kabus, nettim, olur mu olmaz mı...
Doğurana kadar "Bakabilir miyim, yapabilir miyim" sorgusu...
Doğurdum.
Sezaryen videomu çekmiş benim doktor (Eşim tembihlemiş, çekin diye ameliyathaneye almamışlardı onu); oğlanı çıkarıyorlar yanağıma değdiriyorlar, tabi nasıl ağlıyor garibim. "Ağlama yavruuum" diye bir başlamışım ağlamaya, o kısımlar kopuk bende, video olmasa hatırlayamazdım
Hemşireler anestezisyen hepsi de kahkaha atmış vicdonsız novmissizlar tipime gülüyorlar utanmadan. Gülünür mü loğusa kadına
Neyse, sonra ağla ağla ağla... Emziremedimm (Başta sütüm gelmeyince o memelerim sarkacak diye korkan ben diyorum bunu he :)) ), ben kötü anneyim bk anneyim... Kendimi deştim.
Oğlan da sağ olsun kolik çıktı başıma (İnşallah kolik yaşamazsın, amin) , ağlar da ağlar ağlar da ağlar... O ağlar ben ağlar, eşim 40 parçaya bölünür, baktı olmuyor o da ağlar... Hepimiz ağlar, anam gelir "Manyak mısınız çocum bu ne hal" der iki sert çıkar, ben daha çok ağlar...
4 ay kadar koliği devam etti ve ben bazı anlarda bayılıyordum artık, uykudan kırılırken ve müsaitken de uyuyamıyordum nefes dinlemekten. Dayanamıyordum direkt kontak kapatıyordu beynim.
Ve evet, bu süreçte beni "Piremses anne" yapmak, eğlemek zorunda kaldılar hepsi. Çünkü loğusa depresyonunun kralını yaşadım, bebeğimden kaçıyordum an geliyordu ve bir de "Kaçtım" diye bunun suçluluk duygusu altında eziliyordum. Dışarı gezmeye çıkarırlardı, 10 dkya bir evi arardım "Bebek nasıl?" diye. İyi olduğunu bileyim ama artık yanında durmayayım dayanamıyorum halindeydim... Ne kadar hastalıklı şimdi bakınca.
Emziremeden ilaçla koparırsak iyice kötü olacak diye ilaç vermedi inisiyatif kullandı doktorum, sürekli kontrolle 8 ay ilaçsız ve kendi gayretimle de yarı manyak emzirdim çocuğumu. 8 ay dayanabildim ve "İlaç verin" dedim. Sonra zaten 1 ay demedi, belki placebo etkisi belki bakışımı değiştirmeye başladığım-kendimi buna zorladığım için ilaca da gerek kalmadı.
Sonra ne dedim kendime biliyor musun? Zart zurt doğurmadın, bi kere doğurdun, onda da düşün-sorgula-düşün-sorgula kendini de en güzel zamanlarını da zıkkım ettin; her şeye yetmeyiver, her şeyi düşünmeyiver, bugün bağırsan yarın kucaklarsın, bugün kaçsan yarın peşinde koşarsın, bugün sıkılsan bıksan yarın doyamazsın... İnsansın ya insansın. Anne olmadan önce insansın. Annelik, bir görev, sorumluluk, emanet alma bilincinden ibaret. Bu zamana kadar sorumluluklarında iyi miydin tamam iyi anne olur senden, verilen her görevi layığıyla yapmak için çabalayan biri misindir, tamam olur anne senden, savunmasız emanet bir canın yemini suyunu sevgisini gözettin mi gözettin (Evcillerin vardı yanılmıyorsam) tamam iyi anne olur senden bu kadar bu.
Şimdi 20 aylık oğlan, bazen gözüme görünmesin derim içimden yani o minicik yüzü, masumiyeti filan yok "Yaa sabıııır" diye içime içime böyle... Ama uzun sürmez, koynuma karnıma geri katasım gelir sonra "Tipine bak şunun" diye sevmelere doyamam, kuzguna yavrusu şahin mi görünür nedir, maşallah maşallah yok böyle bir sevgi, böyle bir aşk, yakışıklılık :)))
Arada çok daral gelirse annemle paslaşırız hala daha bak, çünkü kolay geçmiyor bazı sıkıntılar ama yetiyorsun vallahi oluyor. Bir şey yemedi mi, onu yedireceği şekle sokana kadar milyon çeşit serecek enerji geliyor, ağladı mı zaten kıyamıyorsun bi tuhaf oluyorsun... O cezalandıran anneler vs akıl sağlığını ya tamamen göçürüp gitmiş anneler ya da zaten hiçbir zaman bu kadar kendini sorgulamamış-kendine "Yeter miyim?" diye adam akıllı soramamış anneler.
Özetle (Artık özet vereyim di mi
)
Bu endişelerin çok ilerletmemen kaydıyla gayet olabilecek endişeler.
Senden de iyi anne olacağına inanıyorum, ha bunalmaların mı oluyor, yardım da alırsın.
Cahil cühela değilsin, bağımlı manyak değilsin, aklı başında insansın; doğurmak da çok güzel yakışacak.
Hakkında hayırlısı, sağlıklısı olsun.