Anne Olduğuma Çok Pişmanım

Yani sizce bir annenin çocuğuna musibet demesi normal mi? Sadece buna cevap verin.
Normal değil zaten. Normal olmadığı için kadıncağız bu ruh halinden kurtulmak istiyor. Bundan suçluluk duyuyor. Ama bunun sebebi bu kadının kötü bir anne olması değil bunu anlayamıyorsunuz işte. Bunun sebebi lohusa psikolojisi. Bunu kimi kadın hafif yaşar kimisi ağır. Herkesin mental sağlığı aynı güçte değil. İnsanlar psikolojik rahatsızlıkları sebebiyle hayatlarına son veriyorlar siz burada çocuğuna musibet demiş onu tartışıyorsunuz. Sınanmadığı günahın masumu değil hiç kimse, o yüzden büyük konuşmayın. Yine de böyle bir durumu hiç bir kadının yaşamasını istemem, siz de yaşamayın.
 
Normal değil zaten. Normal olmadığı için kadıncağız bu ruh halinden kurtulmak istiyor. Bundan suçluluk duyuyor. Ama bunun sebebi bu kadının kötü bir anne olması değil bunu anlayamıyorsunuz işte. Bunun sebebi lohusa psikolojisi. Bunu kimi kadın hafif yaşar kimisi ağır. Herkesin mental sağlığı aynı güçte değil. İnsanlar psikolojik rahatsızlıkları sebebiyle hayatlarına son veriyorlar siz burada çocuğuna musibet demiş onu tartışıyorsunuz. Sınanmadığı günahın masumu değil hiç kimse, o yüzden büyük konuşmayın. Yine de böyle bir durumu hiç bir kadının yaşamasını istemem, siz de yaşamayın.
Her şeyi psikolojiye bağlarsak çocuğuna türlü işkenceler yapana da saygı duymamız lazım. Kimseye kızmamalıyız o zaman bu mantığa göre.
 
Yani sizce bir annenin çocuğuna musibet demesi normal mi? Sadece buna cevap verin.
Normal değil.
Konu sahibi de bunu biliyor ve içinde bulunduğu durumdan bir çıkış yolu arıyor.
Açın doğum sonrası depresyonla ilgili yazı okuyun, video dinleyin.
Her anne de aynı seyretmek zorunda değil ama bu süreci çok ağır yaşayanlar var.
Kimse musibet lafına ay ne var bunda dememiş ama anneyi anlıyor sizde hariçten gazel okuyorsunuz sadece.
 
Her şeyi psikolojiye bağlarsak çocuğuna türlü işkenceler yapana da saygı duymamız lazım. Kimseye kızmamalıyız o zaman bu mantığa göre.
Çok büyük konuşuyorsunuz. Ben korkarım bu kadar büyük konuşulmasından.
İnşallah bunla sınanmazsınız. Gerçekten yürekten diyorum bunu böyle büyük konuşmayın korkun biraz.
Ben korkarım söyleyemem böyle
 
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Bende hamile kalmayı çok istedim yıllarca. Sonunda 3 aylık hamileyim. Ama hamile kalır kalmaz ben ne yaptım böyle dedim kendi kendime. Bende rahatıma çok düşkün bir insanım ve annemden hiç annelik görmedim. Annelik duygusunu zerre hissedemiyorum ve çocuk doğunca da ona karşı bir duygu hissedemeyeceğimi düşünüp korkuyorum. Bende sen ne yazdıysan hepsini bir bir hissediyorum. Hemde daha bebek doğmamışken... İntiharı da çok düşündüm ama hamileyim nasıl intihar edeyim. Bende ne yapacağımı bilmiyorum. Herkes doğunca seversin geçer bu düşünceler diyor. Umarım dedikleri gibi olur. Çünkü ben öğrendiğim ilk haftadan beri artık benim bir hayatım yok ,hayatım bitti artık diyorum kendi kendime...
 
Her şeyi psikolojiye bağlarsak çocuğuna türlü işkenceler yapana da saygı duymamız lazım. Kimseye kızmamalıyız o zaman bu mantığa göre.
Her şeyi psikolojiye bağlamıyoruz, kim bağlıyor? Burada açık açık psikoloji literatüründe de olan bir durum var, adı sanı konulmuş bir şey. Uydurmuyoruz, kılıf bulmuyoruz. Kaldı ki kadıncağız bu durumdan kurtulmaya çalışıyor, yardım istiyor. Terapi almış işe yaramamış. Bebeğine belli etmemeye çalışıyor ama işte patlak veriyor bir yerden. Kolay şeyler değil, destek olmak gerekiyor böyle insanlara. En ufak bir eleştiri bile uçurumun kenarındaki insanı aşağı iter. Onun şuan en son ihtiyaç duyacağı şey eleştirilmek, tek istediği şey omuzuna şefkatli bir dokunuş. Belki bu hanımefendi sizin yorumunuzdan çok etkilenmeyecek ama yarın bir gün çevrenizde kardeşiniz, görümceniz, eltiniz, kuzeniniz vs her kim varsa onları da anlamaya çalışmayıp yargılarsanız daha kötü sonuçlarla karşılaşırsınız.
 
Hanımefendi anne olan tek kişi siz değilsiniz. Etrafımızda eşimizde dostumuzda görüyoruz anneliği dimi. Yani şahit olmadığımız bir durum değil annelik. Sizin gibi ayyy ilk başlarda hiç sevemedim diyeni veya çocuğunu musibet olarak göreni ben burda ilk kez gördüm. Günahsız ufacık bir yavruya musibet demek ne demek ya. Annesi bile olsa böyle bir yorum yapması haddine değil. En çok buna takıldım zaten. Kesinlikle anne olmayı hak etmeyenlere nasip etmemeli Allah anneliği.
Kimin haddi olup olmadığına siz karar veremezsiniz. Önceki gebeliğiniz siz anne olmayı hak etmediğiniz için mi sonlandı? Bu gebeliğinizin tamamlanma garantisi var mı? Ben musibet demedim ama başka kelimeler kullandım, hatta doğduğunda ne ağladım ne mucizem diye haykırdım. Hastaneden çıkıp eve gidince ne güzel hemşireler gelip alıyordu ara sıra diye söylendim. Çocukla karşılıklı ağladığımız zamanlar annem gelip beni dışarı gönderdiği zaman bile suçluluk duyup hemen eve geri giderdim. Kuaförde saçımı fönletmeyi bırak kurutmadan ıslak giderdim eve. Lohusalık hem çok mutlu hem de çok üzgün olduğunuz bir dönem. Biri gelsin yardım etsin çocuğa baksın diyorsunuz ama o kişi gelince de çocuğu bırakamıyorsunuz vermiyorsunuz, verip dışarı çıkınca 10 dk sonra eve geri koşuyorsunuz. Ama şimdi dünya bir yana çocuğum bir yana. Şu dünyada iki çocuğumdan daha değerli kimse yok benim için. Bütün hayatım çocuklarıma göre şekillendi. Onlar mutluysa mutluyum mutsuzsa mutsuzum. Lohusayken söylediklerim beni kötü anne yapmadı. Doğurun da sonra konuşalım.
 
Her şeyi psikolojiye bağlamıyoruz, kim bağlıyor? Burada açık açık psikoloji literatüründe de olan bir durum var, adı sanı konulmuş bir şey. Uydurmuyoruz, kılıf bulmuyoruz. Kaldı ki kadıncağız bu durumdan kurtulmaya çalışıyor, yardım istiyor. Terapi almış işe yaramamış. Bebeğine belli etmemeye çalışıyor ama işte patlak veriyor bir yerden. Kolay şeyler değil, destek olmak gerekiyor böyle insanlara. En ufak bir eleştiri bile uçurumun kenarındaki insanı aşağı iter. Onun şuan en son ihtiyaç duyacağı şey eleştirilmek, tek istediği şey omuzuna şefkatli bir dokunuş. Belki bu hanımefendi sizin yorumunuzdan çok etkilenmeyecek ama yarın bir gün çevrenizde kardeşiniz, görümceniz, eltiniz, kuzeniniz vs her kim varsa onları da anlamaya çalışmayıp yargılarsanız daha kötü sonuçlarla karşılaşırsınız.
Benim çevremde böyle sevgisiz bir anne, çocuğuna musibet diyen bir anne yok çok şükür. Hepsi daha ilk günden gayet sevecen ve şefkatli anneler. Çevremde böyle birini barındırmam zaten.
 
Kimin haddi olup olmadığına siz karar veremezsiniz. Önceki gebeliğiniz siz anne olmayı hak etmediğiniz için mi sonlandı? Bu gebeliğinizin tamamlanma garantisi var mı? Ben musibet demedim ama başka kelimeler kullandım, hatta doğduğunda ne ağladım ne mucizem diye haykırdım. Hastaneden çıkıp eve gidince ne güzel hemşireler gelip alıyordu ara sıra diye söylendim. Çocukla karşılıklı ağladığımız zamanlar annem gelip beni dışarı gönderdiği zaman bile suçluluk duyup hemen eve geri giderdim. Kuaförde saçımı fönletmeyi bırak kurutmadan ıslak giderdim eve. Lohusalık hem çok mutlu hem de çok üzgün olduğunuz bir dönem. Biri gelsin yardım etsin çocuğa baksın diyorsunuz ama o kişi gelince de çocuğu bırakamıyorsunuz vermiyorsunuz, verip dışarı çıkınca 10 dk sonra eve geri koşuyorsunuz. Ama şimdi dünya bir yana çocuğum bir yana. Şu dünyada iki çocuğumdan daha değerli kimse yok benim için. Bütün hayatım çocuklarıma göre şekillendi. Onlar mutluysa mutluyum mutsuzsa mutsuzum. Lohusayken söylediklerim beni kötü anne yapmadı. Doğurun da sonra konuşalım.
Olur.
 
Benim çevremde böyle sevgisiz bir anne, çocuğuna musibet diyen bir anne yok çok şükür. Hepsi daha ilk günden gayet sevecen ve şefkatli anneler. Çevremde böyle birini barındırmam zaten.
Yok anlamıyorsunuz siz böyle devam edin, en iyi sizsiniz sonra da sizin çevrenizdekiler.
 
Benim çevremde böyle sevgisiz bir anne, çocuğuna musibet diyen bir anne yok çok şükür. Hepsi daha ilk günden gayet sevecen ve şefkatli anneler. Çevremde böyle birini barındırmam zaten.
Çok iyi yaparsınız. O durumdaki bir kadın sizin gibi empati yoksunu bir insandan ne kadar uzak kalırsa o kadar kolay toparlanır. 👍🏻
 
Her şeyi psikolojiye bağlarsak çocuğuna türlü işkenceler yapana da saygı duymamız lazım. Kimseye kızmamalıyız o zaman bu mantığa göre.
İşkenceyle, içinden geçen bir kelimeyi nasıl aynı tutarsınız? Bu zaten psikolojide var olan, kesin bir durum.
Hamilesiniz ve büyük konuşuyorsunuz insan en azından içinde bulunduğu durumdan dolayı biraz daha temkinli konuşur.
Sürekli de bir haketme durumunda bahsetmissiniz, siz ilk bebeğinizi haketmediginiz için mi kaybettiniz? Sarf ettiğiniz sözlerin altında ezilmezsiniz umarım.
 
İşkenceyle, içinden geçen bir kelimeyi nasıl aynı tutarsınız? Bu zaten psikolojide var olan, kesin bir durum.
Hamilesiniz ve büyük konuşuyorsunuz insan en azından içinde bulunduğu durumdan dolayı biraz daha temkinli konuşur.
Sürekli de bir haketme durumunda bahsetmissiniz, siz ilk bebeğinizi haketmediginiz için mi kaybettiniz? Sarf ettiğiniz sözlerin altında ezilmezsiniz umarım.
Benim durumum çok farklıydı, ikinci gebeliğimde de sorun yaşasam kaybım olsa Allah böyle uygun görmüş derim. Tabi ki çok üzülürüm. Ama şu soruyu soran hanımefendinin anneliği hak etmediği apaçık ortada. Çocuğundan düşman gibi bahseden bir anne.
 
Benim durumum çok farklıydı, ikinci gebeliğimde de sorun yaşasam kaybım olsa Allah böyle uygun görmüş derim. Tabi ki çok üzülürüm. Ama şu soruyu soran hanımefendinin anneliği hak etmediği apaçık ortada. Çocuğundan düşman gibi bahseden bir anne.

Bu sabit fikirlerle çocuk büyütmek sizin icin o kadar zor olacak ki.
Sabırlar diliyorum şimdiden.
Baska bir şey yazmaya gerek yok çünkü anlamayacaksiniz.
 
Bu sabit fikirlerle çocuk büyütmek sizin icin o kadar zor olacak ki.
Sabırlar diliyorum şimdiden.
Baska bir şey yazmaya gerek yok çünkü anlamayacaksiniz.
Bu sabit fikirlerle çocuk büyütmek sizin icin o kadar zor olacak ki.
Sabırlar diliyorum şimdiden.
Baska bir şey yazmaya gerek yok çünkü anlamayacaksiniz.
Aynen. Siz de böylelerini güzellemeye devam edin. Travmalarla dolu çocuklar yetişsin ülkede. Anne babanın günahını çocuklar çeksin.
 
Evet çaresizlikten ağlayabilirsiniz ama çocuğunuza musibet gibi çirkin kelimeler kullanmazsınız. Kadının sorusunu tekrar okuyun ve çocuğuna kullandığı ifadelere bir bakın.
Ben konuyu başından beri takip ediyorum. Düşmüş bir kadına empati yapıyorum parmak sallayanlara taş atanlara değil. Aynılarını yaşadım çünkü. O çaresizliği, yorgunluğu, bitikliği çok iyi bildiğim için bu üyenin kalkmasına destek oluyorum. Kadın açık yüreklilikle hislerini duygularını paylaşıyor. Gizlesin saklasın içine atsın, zorbalardan korkup paylaşmasın, mış gibi yapsın. Çok iyi anne dersiniz o zaman değil mi? Hak edene versin, hak etmeyene vermesin olayı da çok komik. Hapse girmemek için 14. kez hamile kalan kadını okudunuz mu? Hırsız olduğu için çok hak etmiş, her sene bir tane doğurmuş. Sizin düşünceye göre siz de kesin hak etmiş değilsiniz.

Zorbalamaya, kendini daha kötü hissettirmeye ne meraklısınız. Tutturmuşsunuz musibet diyemez diye. Ben de bu tarz kelimeler kullandım, söyledim diye çocuğum öyle mi oldu? İstediğim kelimeyi kullanırım kullandım da. Hatta sütüm kesilsin yeter dayanamıyorum bu ağrıya bile dedim ama o ağrıya dayana dayana emzirdim de.

En güçlüden en güçsüze doğuran kadınlar empati yapıyor, doğurmamışlar çocuksuzlar ellerinden gelse linç edecek kadını.
 
Ben konuyu başından beri takip ediyorum. Düşmüş bir kadına empati yapıyorum parmak sallayanlara taş atanlara değil. Aynılarını yaşadım çünkü. O çaresizliği, yorgunluğu, bitikliği çok iyi bildiğim için bu üyenin kalkmasına destek oluyorum. Kadın açık yüreklilikle hislerini duygularını paylaşıyor. Gizlesin saklasın içine atsın, zorbalardan korkup paylaşmasın, mış gibi yapsın. Çok iyi anne dersiniz o zaman değil mi? Hak edene versin, hak etmeyene vermesin olayı da çok komik. Hapse girmemek için 14. kez hamile kalan kadını okudunuz mu? Hırsız olduğu için çok hak etmiş, her sene bir tane doğurmuş. Sizin düşünceye göre siz de kesin hak etmiş değilsiniz.

Zorbalamaya, kendini daha kötü hissettirmeye ne meraklısınız. Tutturmuşsunuz musibet diyemez diye. Ben de bu tarz kelimeler kullandım, söyledim diye çocuğum öyle mi oldu? İstediğim kelimeyi kullanırım kullandım da. Hatta sütüm kesilsin yeter dayanamıyorum bu ağrıya bile dedim ama o ağrıya dayana dayana emzirdim de.

En güçlüden en güçsüze doğuran kadınlar empati yapıyor, doğurmamışlar çocuksuzlar ellerinden gelse linç edecek kadını.
Siz de benzer kelimeler kullandıysanız sizin için de aynı fikirdeyim.
 
Ben konuyu başından beri takip ediyorum. Düşmüş bir kadına empati yapıyorum parmak sallayanlara taş atanlara değil. Aynılarını yaşadım çünkü. O çaresizliği, yorgunluğu, bitikliği çok iyi bildiğim için bu üyenin kalkmasına destek oluyorum. Kadın açık yüreklilikle hislerini duygularını paylaşıyor. Gizlesin saklasın içine atsın, zorbalardan korkup paylaşmasın, mış gibi yapsın. Çok iyi anne dersiniz o zaman değil mi? Hak edene versin, hak etmeyene vermesin olayı da çok komik. Hapse girmemek için 14. kez hamile kalan kadını okudunuz mu? Hırsız olduğu için çok hak etmiş, her sene bir tane doğurmuş. Sizin düşünceye göre siz de kesin hak etmiş değilsiniz.

Zorbalamaya, kendini daha kötü hissettirmeye ne meraklısınız. Tutturmuşsunuz musibet diyemez diye. Ben de bu tarz kelimeler kullandım, söyledim diye çocuğum öyle mi oldu? İstediğim kelimeyi kullanırım kullandım da. Hatta sütüm kesilsin yeter dayanamıyorum bu ağrıya bile dedim ama o ağrıya dayana dayana emzirdim de.

En güçlüden en güçsüze doğuran kadınlar empati yapıyor, doğurmamışlar çocuksuzlar ellerinden gelse linç edecek kadını.
Bundan zevk alıyorlar.
Bana da kayınvalidem emzirmek şöyle şahane böyle güzel, harika dedi. Emzirmek için aldım bebeği ilk kez, damağının arasında ezdi direkt. Gözümden şimşek çaktı öyle bir acı. Sonrası mastit ve meme ucu yaraları. Kan emzirdim hatta.
Dedim kayınvalideme hani çok güzeldi çok acıyor diye. Ehe ehe acıyor tabii ooo benim ucundan parça kopmuştu dedi. Dedim başından neden o zaman anlatmıyorsun. Yani bana güzelleyip durdunuz gerçekler çok başka dedim. E ne deseydik diyorlar.
Buradaki kişide benzer şeyleri içinden geçirecek ama her zaman zorbalayacak kötü hissettirecek. Bir annelik yarışında mertebe alıyorlar sanki.
Aman en şahane en muhteşem anneler siz olacaksınız. Bravo buyurun madalyanız!!
 
Yani sizce bir annenin çocuğuna musibet demesi normal mi? Sadece buna cevap verin.
Doktor olan bir kadın , bebeğini camdan aşağıya atmaya kalkmış, bebeğin babası son anda kurtarmış. Çok ağır lohusa depresyonu geçiriyordu. Tedavi olmuş. İyi sanırım şimdi. Normal değil… çünkü kadın hasta.
 
Back
X