Anket Anayasa değişikliği için referandumda oyunuz ne olacak ?

Anayasa değişikliği için referandumda oyunuz ne olacak ?

  • Evet

    OY: 590 27,1%
  • Hayır

    OY: 1.587 72,9%

  • Ankete Katılan
    2.177
Haklısın konuşabilsek hepimiz daha sağlıklı kararlar alacağız
Evet diyenede hayır diyenede saygım var
Yeterki herkez bilinçli oy kullansın
Bizde eşimle tartışıyoruz maddeleri daha iyi oluyor bencede birlikte konuşup daha iyi karar verebilirsiniz
Meclisin hali fena gerçekten gördükçe üzülüyorum
Tek duam o gençler gibi vatanını milletini seven sahip çıkan insanlar bizi temsil etme hakkı kazansın inşallah
Bende sana teşekkür eder öperim :)
 
Birde arkadaşlar şöyle bir kanıda var.
Bir daha bu şekilde kalkışma gerçekleşemesin
devletimizin bekası için başkanlık sistemi gelmeli diyenler var.
Parlementer sistem dışında tüm yönetim şekillerini inceleyebilirsiniz.
En çok örgütleşme meydana getiren sistem başkanlık sistemidir.
Çünkü halk hiç bir zaman tek çizgide hareket etmez.
Her kesim kendi hakları önemsensin ister.
Meclise girmeleri hiç bir anlam ifade edemeyeceği için
Malum örgütün yaptığı gibi sızmalar ve çatışmalar başlayacaktır.
X hareket kendi içinde, Y hareket kendi içinde
Az dan çoğa örgütlenecektir.
Ne kadar kendi adamı o kadar şans..

Sızamazlar o bir kere olur diye sakın ola düşünmeyin.
Bugun Cumhurbaşkanı ülkenin başkanı olarak güvendiği adamı atar
O güvendiği adam, kendi güvendiği adamı...
Bu böyle devam eder.
Al sana birbirine bağlı zincir.
Bu zincir Başkanı isterse parmağında oynatır
İsterse o koltuktan kaldırmasını da bilir.

Onun için denetimsizlik diye bir şey mümkün kılınmamalı.
 
Muhteşem yüzyıl diye bir dizi vardı bilirsiniz
Orada bile divana
Hürrem kendi adamını, Mahidevran kendi adamını
Pargalı kendi adamlarını sokmaya çalışıyorlardı :)
O divana girene kadar işlemedikleri günah yoktu.
Sorsan hepsi devletin bekası için
gereken neyse onu yaptı

Kim en çok kanuniyi tesiri altına alabiliyorsa
o oluyordu falan filan

Hep ciddi hep ciddi yazacam diye bir şey yok
 
Shapes izlemedim ama güldürdün beni
Burayı okuyunca genelde stres basıyordu ruh hali değişikliği iyi geldi
Bence sen ciddi yazma böyle yaz
 
Shapes izlemedim ama güldürdün beni
Burayı okuyunca genelde stres basıyordu ruh hali değişikliği iyi geldi
Bence sen ciddi yazma böyle yaz

Ben izledim yaa, hatta kösemi de izlerim diye düşünüyordum
ama o sarmadı

Neyse ki survivor başlıyormuş

Malum bu sitede survivor izleyen gereksiz boş beleş insan

statüsünde değerlendirildiği için
Buralar da artık istesem de yazamam
 
Aslında son yıllarda zaten başkanlık sistemi şeklinde yönetilmekteyiz

Bu konuda haklısınız. Aslında legal olmamasına rağmen, tarafsızlık yemini edilmiş olmasına rağmen, tek bir insanı konumunun sınırlarına çekebilmeyi bırakın minicik eleştirebilecek kimse olmadığı için son yıllarda bu şekilde yönetiliyoruz.

Aynı yetkiler şuanda başbakan ve bakanlar kurulunda iken zaten cumhurbaşkanı etkin rolde ve bu sistemle yetkiler direk olarak cumhurbaşkanı ve kabinesine geçeceği için evet

Şöyle yanlış bir algı var bence. Hani sistem hiç değişmeyecek şu an başbakan ve bakanlar kurulu ne yapıyorsa aynısı olacak. Ve sadece adı başkan olacak ve cumhurbaşkanı diye ikinci bir kişi olmayacak diye düşünülüyor. Halbuki en basitinden meclisi feshetme yetkisi olacak. Mevcut sistemden en büyük farklardan biri ve en çok korkulması gereken. Sadece bunun için bile hayır denilebilir. En basitinden bakın güzel bir örnek var. Seçimi kaybeden gambiya lideri 90 gün ohal ilan ediyor. Mecliste beğenmediği bir şey olduğunda feshetmeyeceğinin garantisi nerde? Şu an pek çok noktada istediği bir karar olmadığında hırs yaptığına şahit oldum ben. "400 milletvekili verin bu iş sorunsuz çözülsün" diye bir geyik çıkmasına sebep oldundu. ötesi var mı?

Mevcut sistemede bu partiye oy vermemiş insanları temsil eden milletvekillerinin de bir gücü var. Zaten bu güç evet demek isteyenleri rahatsız eden. Buna ayakbağı diyorlar. Koalisyona mahkum kalmak dediğiniz de zaten büyük çoğunluğun tek bir partiyi seçmemesinden gelen çok sesli bir durum. Ben aslında şunu merak ediyorum cumhurbaşkanlığı seçimine iki aday değil de mevcut her partinin bir adayı gelse. O zaman atıyorum %30 oy alsa. Tüm toplumun tek temsilcisi, tek karar mercii, meclisi bile feshetme durumu olan bir adam olması mantıklı mı?

Meclisi de halk seçiyor. Ve ben beni ve halkı bir çok insanın temsil etmesini istiyorum. Tek bir adamın değil.

Yine de bir insanın hata yapabileceğini ve bu yüzden eleştirilebileceğini, eleştirerek sorgulayarak daha iyiye gidebileeğimizi düşünen insanlar olsaydı karşımda daha az korkabilirdim. Ama kimsenin sorgulamadığı, asla hata yapmayacağı düşünülen kendisi ile azıcık bir fikir ayrılığına düşen başbakanın bile yerinden olduğu bir insandan bahsediyoruz. O yüzden evet demek benim için gücü başkana ve belirlediği parlementoya değil tek bir adama vermek gibi bir şey.
 

Yani şu anda resmen fasulyeden bir başbakan ve bakanlar kurulu var zaten. O kadar korkuyorlar ki yasal olmamasına rağmen kapalı oyda oylarını gösterdiler. Aman bizden aksi karar çıkmaz paşam aha da bu da kanıtı diye. Böyle şovlar oluyor. Şu durum bile aslında legal değil. İnsanlar kurallar neymiş ne değilmiş sallamıyor bile. Ama en azından şu anda bir güçler ayrılığı, bir kimse sallamasa da denet mekanizması var. Ben bunun olmadığı bir ortamı düşünemiyorum. Olan hali bu çünkü.
 
YAma en azından şu anda bir güçler ayrılığı, bir kimse sallamasa da denet mekanizması var. Ben bunun olmadığı bir ortamı düşünemiyorum. Olan hali bu çünkü.
Ya offfff yazmayayım dedim yine dayanamadım. Zayıf da olsa bir muhalefet var.
Sevgili arkadaşlar, 15 temmuzdan sonra, fetö ile hiçbir alakası olmadığı halde kripto fetöcü amirler tarafından fişlenerek görevden alınan sol görüşlü ve ülkücü arkadaşları chp ve mhp kurtardı. İnanın birçok masumu bunlar bizdendir, fetöcü değildir diyerek referans olup kurtardılar. Buna bizzat şahidim.

KOYVERME, OY VER!!!!
 
Bakın her şeyden geçtim bu ülkede şunu söyleyen bir rektör var:
"Bizde de şimdi okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben açıkçası korkuyorum, ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum"

Bu söylendi. Bir kaç kişi için olay oldu. Bir kaç kişi işte yeni türkiye dedi. İşin acı kısmı bir kaç kişi için kanıksanmış bir beyandı daha da acı kısmı pek çok kişinin bundan haberi bile olmadı. Halbuki ben olay olmasına beklerdim. televizyonda skeçlere konu olsun, dalga geçilsin. Hatırlar mısınız o eski programları? Olacak o kadarları ince ince yaseminceleleri. İktidardaki insanları özgürce eleştirebildikleri o günleri.

Bir de bakın internete erişimin olduğu bir platformda çıkan hayır yüzdesine. Okuma oranı artmasından neden afakanlar basıyor bu rektör arkadaşı bunu bir düşünelim. Üniversitelerde çocuklar ne düşünüyor, mezunlar ne düşünüyor bunu bir düşünelim. Hayır oranı neden buralarda yüksek çıkıyor bir düşünelim. Bir sorgulayalım.
 


kimse hiç bişeye tepki göstermiyor, müfredat değişti, edebiyat dersinde bile din konuları var, kimse tepki göstermedi mesela ne alaka diye, çünkü tepki gösterse vatan haini ilan edilecek, korkudan hiç kimse hiç bişeye tepki gösteremiyor, kimse hakkını aramıyor
 
Yok ya ne alakası var bu ülkede siyaset yapanların durumu ortadayken ohoo bize gelene kadar
Yaz gitsin sen
Benim evimde tv yok olsa belki bakar alışırdım sadece caps lerden aşinayım
 
Hasret kaldığım konuşmalar :)
Ne güzel anlatmışsın
Senin tarafından bakabilsem belki sana hak verirdim bakamadığım için sadece saygı duyabiliyorum
Senin tam tersine bende koalisyon hükümetlerinden daha fazla korkmuşumdur hep
Benim için koalisyon istikrarsızlık demek
Tecrübelerimiz farklı olunca bakış açılarımızda farklı oluyor
Daha önce yazmıştım
Bence Atatürk ve Özal da legal olmasada başkanlık şeklinde yönetmişlerdir ve geçmiş yönetimlerde yine bana göre en başarılı olanlarda ikisiydi
Zaten geriye dönük hangi iktidar ne kadar istikrar sağlamış bakarsanız ortalama bir yıl dahi değil
Tam sayısını hatırlamıyorum ama koalisyon şeklinde sanırım 43 hükümet kuruldu
Hepsi çok daha başarısızdı
Birde bende şöyle bir algı yok başkanlık gelecek çokkk geriye gideceğiz bir çoğunun söylediği gibi çarşafa bürüneceğiz falan diye düşünmüyorum
Ben sadece daha etkin bir yönetim olacak daha kısa sürede daha iyi sonuçlar alınacak diye düşünüyorum
Aksi şekilde tek adam tek devlet kanısında olsam ben kesinlikle hayır derdim sonuçta ileride kılıçdaroğluda gelebilir bahçelide bilmediğimiz biride
Ama durum bence tek adam tek devlet demek değil
Yasalar daha öncede defalarca değişti ileride yine değişebilir
Bu normal bir durumdur
İlk 4 madde hariç ki onlar yine değişmiyor
Ya fıstık aslında kafamızı iyice karıştıran şey kulaktan dolma bilgiler
Yani iki taraftanda insanlar okumadan anlamadan tabiri caizse işkembeden konuşuyorlar
Sizler gibi araştırıp okuyan insanlar değerli
Yani insan gerçekten düşünerek oy versinde o zaman benim evetede hayırada saygım var
 

Cidden neyi yapamıyorlar da daha etkin bir yönetim olacak bu değişiklik ile?. Özal çok başarılıydı tabi ki değil mi, ülkesinin emekçilerini, onların emeğini, fakiri fukarayı daha da fakirleştirecek adımlar atarken çok başarılıydı cidden. O zaman hiç değilse karşı çıkan cephe daha fazlaydı, şimdi verdiğimiz vergi daha da artmış olmasına karşın, karşılığında aldığımız hızmet daraltılmıs halde. Devlet eğitimden ve sağlıktan elini etegını cekıyor ve bu mevcut hükümet zamanında tavan yapmış durumda, gidin verilere bakın göreceksiniz, yetmemiş bizlerin vergileri ile özel okul öğrencilerini destekliyorlar şimdi. Yıllardır bir rant dağıtılıyor, birilerine devlet kaynakları aktarılıyor, adına da istikrar diyorlar. İstiyorlar ki, hiç kimse " bu parayı kimse , nereye, niçin harcadın" diye sormasın.böyle düşünüyorsanız bundan sonra eşlerinize para hesabı sormayın, kararlarını eleştirmeyin, farklı fikir sunmayın, sonuçta sizin fikir belirtmeniz, etkili bir yönetimi, hızlı kararlar alınmasını engelliyor, istikrarsızlık yaratıyor. Adam sizin de emek verdiğiniz bütçe ile gider ister ana babasına tarla alır, ister kendine Hawai tatili, siz de dizinizi kırar evde oturursunuz istikrarlı istikrarlı.
 
Üslubun benim siyaset konuşmak için tercih edeceğim şekilde değil
O yüzden iyi günler diliyorum
 
TBB'nin Notu
(İlk sayfadaki kaynaktan alıntıdır.)
DEĞİŞİKLİK: Anayasa'nın 104. maddesinin neredeyse tümüyle baştan yazılması önerilmekte ve Cumhurbaşkanı'nın görev ve yetkilerinin neler olduğu sıralanmaktadır...​

DEĞERLENDİRME: Bu düzenlemenin, Cumhurbaşkanı'nın sistem içindeki rolünü aşırı ölçüde güçlendiren ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni rolünü aşırı ölçüde sınırlayan bir düzenleme olduğu açıktır. Ne var ki, bu konuya yalnızca temel devlet organları arasında yaratılan sorunlu yetki dağılımı açısından değil; düzenlemenin doğrudan vatandaşlara olan etkisi ve hukuk devleti ilkesine verebileceği muhtemel zararlar yönünden de yaklaşmak gerekmektedir.

Bu bağlamda hatırda tutulması gereken husus, anayasal sistemimizde "Kanun Hükmünde Kararnameler" yoluyla yapılan kimi düzenlemelerin olumsuz etkileri ve bu yolla hukuk düzenimizde yaratılan karmaşa halidir. Gerçekten, Anayasa'nın 91. maddesi uyarınca, kanun hükmünde kararnameler ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen ve kanun hükmünde kararnamenin "…amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını…" gösteren "Yetki Kanunları"na dayanmalarına rağmen, bu sınırlamaların pek çok durumda aşıldığı bilinmektedir. Nitekim bu durum, Anayasa Mahkemesini de yıllar içinde konuyla ilgili çeşitli içtihatlar geliştirmeye itmiş ve kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisinin anayasal sınırlar içinde kullanılmasını sağlamaya yönelik çeşitli ilave ölçütlerin geliştirilmesi amaçlanmıştır.

Sonuç olarak, Türkiye'de yasama yetkisinin yürütme organı ile paylaşıldığı istisnaî ve sınırlı durumlarda dahi; getirilen kurumun amacına, çıkarılan yetki kanunlarına ve Anayasa'da çizilen açık sınırlara aykırı ve çok geniş düzenlemelerin yapıldığı örneklere rastlanmaktadır. Durum böyleyken, Cumhurbaşkanı'na verilen ve kaynağını doğrudan Anayasa'dan alan böyle bir düzenleme yetkisinin, hukuk devleti ilkesi yönünden doğurabileceği sorunlar üzerince ciddiyetle düşünülmesi gerektiği açıktır.

ANAYASA KOMİSYONUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER:

Komisyon'da yapılan değişikliklerle, yukarıdaki değerlendirmelerin üzerine Cumhurbaşkanı'nın sistem içindeki rolünü Türkiye Büyük Millet Meclisi aleyhine sınırlayan iki yeni düzenleme daha yapılmıştır:

" Üst kademe kamu yöneticilerini atar , görevlerine son verir" ibaresinin yanına " bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenler" ifadesi eklenmiştir. Böylece Cumhurbaşkanı idari teşkilatın şekillenmesinde kanunlarla bağlı olmayacağı gibi, atama ve görevden almaya ilişkin kuralları da kendisi koyacaktır.

"Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir" hükmü , "Türkiye Büyük Millet Meclisi adına, Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir" şeklinde değiştirilmiştir. Bu düzenleme yasama yetkisinin devredilmezliği ve asliliği ilkeleri ışığında yeniden değerlendirilmelidir. Zira millet tarafından seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yasama yetkisinin " tek bir kişi" ye, bu kişi Cumhurbaşkanı dahi olsa, devredilmesi mümkün hale gelmektedir.

Gerçekten, söz konusu teklifle; Yürütme organının (ve İdare'nin) başı olan Cumhurbaşkanı'na tüm üst düzey kamu yöneticilerini ve bunları ne şekilde atayacağını belirleme yetkisi tanınmakta, bu yolla devlet üst kademesinin sürekli biçimde ve kontrolsüz şekilde yenilenmesinin yolu açılmış olmaktadır.
 

Ben de senin için benzer hislere sahibim. Koalisyon ve istikrar konularında haklısın ama koalisyon döneminde olan sıkıntılar ile bizi korkutan şeyler aynı kulvarda bile değil. Evet istikrar ekonomik anlamda gerçekten önemli. O yüzden pek çok iş adamı koalisyon dönemlerinden nefret ediyor ve akpnin tek başına iktidarını ilk yıllarda destekliyordu. Ama şu anda ekonomik olarak o dönemlerden bile kötü durumdayız. Hiç bir şey ama hiç bir şey üretmiyoruz. En azından turizm ve tarıımız vardı o da öldü. Araplardan ordan burdan gelen sıcak para ile biraz tutunabiliyorsak tutunuyoruz. Bunların görülmemesi ise çok acı.
Beni neden anlıyorsun ben seni neden anlıyorum. Bunun sebeplerinden birini söyliyim. ben Akpye oy verdim. Siyasi geçmişinin ilk yıllarında hayran olduğum bir adamın güce kavuşunca olan değişimi ise beni inaılmaz korkuttu. Oy verdiğim zamanlarda bile eleştirdiğim adamın zamanla bu hale gelmesi. Çalınan kpss sorularına ben tatmin oldum diyen bakanlar, bakara kukaralar, kandırılmalar, bir gün denilenin bir gün denileni tutmaması, sanırım benim için en büyük darbe maden kazasının olduğu dönem takınılan tutum. Bana 100 yıl öncesinin ingilteresinde de böyle oluyormuş diyecek zeka seviyesine sahip bir adam, madenci ailelerine tekme atılması...
Ben türbanlı annemin Çankayada sokakta işittiği sözlü taciz dönemlerini bilirim, türbanlı kuzenimin başını açma baskısı ile okulda ağladığı günleri, mezun olduğunda iş bulma sıkıntısını... Bunlar için en çok da bunlar haksızlık olduğu için mücadele ettim. Ama gücün el değiştirdiğinde neler olduğunu da gördüm. Şimdi başka insanlara yapılan haksızlıklar için aynı görüşte olmasam da mücadele ediyorum. Peki zamanındaki zulme ağlayan pek çok insanın ne yaptığını söyliyim mi? Kocaman bir oh olsun diyorlar.Hepsi değil. Ama çoğu. Zulm görenin zalim olduğu bir dönemde ben bazı şeyleri kabul edemem. Güç sarhoşluğundan ne yapacağını şaşırmış bir adam görüyorum ben sadece ve ben kağıt üstünde bile dört dörtlük olmayan sistemin bu adamın elinde oyun hamuruna dönüşeceğini hissediyorum.
Aklı mantığı olan her insanın bir adamın peygamber edası ile takip edilmesinden, asla hata yapmaz diye kabul edilmesinden korkması gerektiğini düşünüyorum. Beni çok korkutan başka bir şey is ehiç bir şey kalıcı değil. Gün olur devran döner. Güç bizim(!) tarafın elinden karşıya geçerse zamanında yapılan baskılardan çok daha fazlasını görebiliriz ve ben bunun için sadece güç bizim elimizdeyken yapılanları bunu yapanları suçlarım. İlk balkon konuşmasındaki gibi insanları kucaklayabilseydi çok çok başka bir noktada olurduk.
Şu an isteyip de yapamadığı hiç bir şey yok. Ve demokrasinin kırıntısının bari kalmasını istiyorum ben. Ben de önceden ya saçmalamayın şeriat falan gelmez diyordum. Öyle şey olur mu ya diyordum. Ama kurbağanın yaaş yavaş ısıtılan suda mücadele etmeden kuzu kuzu pişmesi gibi bir yolda gidiyoruz. Benim bundan 6-7 yıl önceki halim gibisin. Umarım düşüncelerini değiştirecek şeyler yaşamayız ülkece.
Chpli arkadaşlarım var chpyi herkesten çok eleştirirler.
Mhpli arkadaşlarım var şu an Bahçeliyi inanılmaz eleştiriyorlar.
Ama bir tane Akpli arkadaşım yok ki hata olduğu su geçirmez bir olayda bile akpyi eleştirsin. Hiç bir şey demeseler bile bizim bilmediğimiz şeyler vardır kesin diyorlar. Böyle bir mantık var mı? Yahu insan en azından iki gün önce kardeşim Esad dediğime şimdi Esed diyorumi Rusyaya bir gün küfrediyorum bir gün dostum diyorum, İsrail desen öyle. Yalama oldu neye ne diyeceğimi şaşırdım demez mi? Hadi Feto söz konusu olduğunda 10-15 yıl gibi bir zaman vardı. Kandırıldık falan da. Sadece son 1 yıl içinde bir öyle diyoruz bir böyle. Napıyoruz hocam biz diyen var mı?
 
Gittim geldim gene aynı tas aynı hamam...
Referanduma evet diyenler gerçekten neye evet dediklerini biliyorlardır diye ümit ediyorum.
Sevdiğiniz insan uğruna bir ülkenin ilelebet kaderiyle oynamanın, ne büyük bir vebali olduğunu biliyorsunuzdur umarım...
 

Su mesaj sanirim benim hislerimi en iyi anlatan mesaj.. cunku oy verdigimiz ve vazgectigimiz zamanlar / nedenler tipatip ayni..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…