Söz konusu annem olunca, fazlasıyla duygusal bir insanım, sevgisini belki de haddinden fazla gösteren bir kadındır. Her zaman fazla ilgili, fazla meraklı ve fazla evhamlı olmuştur bana karşı. Hareketlerinin aşırıligini, 8 sene çocuk sahibi olamaması ve bu süreçte çok yipranmasi, kendisini bir çocuk fikrine cok saplamasına bağlıyorum. Çoğu insan için mükemmel bir anne dışarıdan bakıldığında. Bir gün bile okula kahvaltısız yollamışligi yoktur bizi, "Siz yorulmayın" diyerek her işe koşar, yerinize düşünür, planlar. Aslında buraya konu açıp sayfalarca onu şikayet ettim diye suçluluk duyuyor bir yanım, ona okusam mesela burayı "Ben bu kadar kötü bir anne miyim?" diyerek gözleri dolardı eminim.
Huy olmuş artık ona, bizim büyüdüğümüzü kabul edemiyor. 31 yaşındayım, hala daha "Terli terli oturma buraya üşürsün" diye balkonlardan içeri kovalar, öyle bir kadın.
Elbette çok güzel hatıralarımız, sohbetlerimiz var. Belki 3.ye tekrarım olacak, yine söyleyeyim, annem aynı zamanda arkadaşım da. Hakkını yiyemem, benimle iyi baş etti belki de. Ama çok müdahil, çok yöneten oldu başımda. Beni yaralayacak, eksik ve yetersiz hissettirecek kadar ileri gitti bu evhamlı koruma, kollama ve yönetme davranışları içinde. Bunu tabi iyilik düşüncesi ile yaptı. Ancak izi kaldı bazı şeylerin. Ve hala daha, konuştuğumuz ve anlaştığımız halde kendisine hakim olamayarak 31 yaşında olmama rağmen, eleştirir, müdahil olur, enerjimi emer, yorar.
İstediği kız olmadım, ama ben ben de olamadım tam. Böyle arada bir yerde kaldım, yapımda olmayan uyumsuz, ters ve haddinden fazla öfkeli bir yön gelişti içimde, bir çeşit otomatik pilot savunma mekanizması gibi.
Onu önemsediğim için ondan geçemedim, bilmiyorum belki de sağlıksız düşündüm, bir çeşit bağımlılık hali gibi. Şimdi iște, son patlama, kendimde başka noktaları fark etmemi sağladı. Düzenliyorum, düzeltiyorum 30 yaşından sonra. Bu konuda hep ufak bir kız olarak kalmışım, büyüyorum anladıkça.