- 30 Kasım 2016
- 208
- 130
- 37
- Konu Sahibi Eyiryah1987
- #1
APTAL BİR ERKEĞİN İTİRAFLARI
İki yıllık evliydim. Bakımlı, öz güveni olan, sosyal çevresinde sevilen bir adamdım. Eşimle severek evlendik daha doğrusu o beni sevdi ben onu sevdiğimi sandım. Başlarda her şey çok güzeldi mutluyduk hatta. İkimizde çalışıyorduk ve sadece akşamları görüşüyorduk. Hafta sonları da beraber vakit geçiriyorduk. Ama evliliğimizde bir şey eksikti heyecan mı başka bir şey mi bilemiyorum ama bir şey eksikti. Ben kendimi tamamen evliliğe adapte edemiyordum. Sorumluluklar ağır gelmeye başlamıştı. Karım çirkin sayılmazdı hatta birçok kadına bakarak fazlasıyla güzeldi ve beni gerçekten çok seviyordu ama bu bana yetmiyordu. Daha fazlası olmalıydı bir heyecan bir adrenalin yaşamalıydım. Çünkü evlenmeden önce hep böyleydi bağlanmak bana göre değildi. Eşime hala tam anlamıyla bağlı değildim ama onu aldatmıyordum da çünkü benim gözümde bunu hak etmiyordu üstelik dünya tatlısı bir kızımız vardı ve bunu onlara yapamazdım. Günler böyle devam ederken hayattan çok sıkıldığımı fark ettim. Hayatım aynı döngü içinde devam ediyordu iş, ev ve çok sevdiğim arkadaş ortamları. Eşim arkadaş ortamlarıma kızıyor fakat sorun olmaması için pek sesini çıkarmıyordu. Sonra bütün arkadaşlarımın eşlerinin haberi olmayan sosyal hesaplar kullandıklarını öğrendim neden ben açmamıştım ki şimdiye kadar çok ta eğlenceli olabilirdi. Zaten eşim evde bana çok sıkıcı geliyordu. Evet, yemeğim hazırdı eşyalarım ütülüydü ve evet hatta çok iyi bir anne ve eşti ama bana yetmiyordu. İstediğim tam olarak neydi bende bilmiyordum. Bende o sahte sosyal hesaplardan açtım. En karizmatik resimlerimi yükleyip kendime tam bir bekâr havası yarattım ve tabi ki adımı da değiştirdim. Kızlarla mesajlaşmalar konuşmalar başlamıştı. Benimle hala birilerinin ilgilenmesi hoşuma gitmeye başlamıştı. Artık cep telefonumu ortalarda bırakmamaya başladım ve şifre koydum zavallı karımın ruhu bile duymadı hem zaten onunla evliliğim çok sıkıcıydı. Bana yeni heyecanlar gerekiyordu. O sahte hesaptan bir kadınla tanıştım güzel ve çekici bir kadındı birkaç gün mesajlaştıktan sonra buluşmaya karar verdik ve buluştuk zaman harika geçiyordu ve öpüştük aman Allahım karım bile beni böyle öpmemişti. Resmen ayaklarım yerden kesildi saf karım ise beni kımızla evde bekliyordu. O gece eve gittim ve hiç bir şey olmamış gibi rahattım. Hiçbir suçluluk duygusu hissetmedim. Zaten karımı sevmediğimi anladım ve evliliğimiz sıkıcıydı. Onu kaybetmekten korkmuyordum. Evliliğimizden yavaşça uzaklaşıyordum. Eşimle cinsel hayatımız neredeyse bitme noktasına gelmişti ve bir şeylerden şüphelenmeye başladı ama benim umurumda değildi hem neyi ispatlayabilirdi ki. Günler böyle geçerken bir gece işten eve geldim eşimin ağlamaktan gözleri şişmiş bitkin bir haldeydi. Konuşmak istediğini söyledi ve o çok sevdiği cam önünde ki koltuğa oturdu. Hiç bir şey söylemeden alyansı parmağından çıkarıp boşanmak istediğini bana zorluk çıkarmak istemediğini söyledi benim başkasına âşık olduğumu hareketlerimin bu yüzden bu kadar değiştiğini ona artık tahammülümün kalmadığını bildiğini söyledi hiç bir şey diyemedim. Ve usulca gidip yattı. Sabah ben işe giderken ilk defa beni uğurlamadı kravatımı düzeltmedi. Bana hayırlı işler dilemedi… İçim bir tuhaf olmuştu. O gün birbirimizi hiç aramadık zaten benim istediğim buydu ondan kurtulmak. Ama o neden bu kadar çabuk kabul etmişti neden benim için mücadele etmemişti. Bunları düşünerek akşam oldu eve gittiğimde kapıyı çaldım ama açan olmadı. Hiç alışkın olmadığım şekilde anahtarımla kapıyı açtım ki eşim kızımız bebekken bile bana anahtarla kapıyı açtırmaz kapıya vur sana kapıyı ben açıcam derdi. Neyse eve girdim ev toplu eşyalar yerli yerinde her yer tertemiz di fakat bana gülümseyerek kapıyı açan sıkıcı evliliğimin bir parçası olarak gördüğüm karım, kapı açılıp beni gördüğünde sevinç çığlıkları atan dünyalar güzeli kızım yoktu. O anda içime bir hüzün bir yalnızlık çöktü. Evin odalarını dolaşırken gömleklerimin ütülü şekilde bırakıldığını hafta sonu olan toplantım için giymem gereken takım elbisemin kuru temizlemeden alındığını gördüm. Mutfağa girdiğimde gözyaşlarımın yanağımı ıslattığını fark ettim. En sevdiğim yemekler yapılmış tezgâhın üzerinde öylece duruyordu. Üzerlerine tutuşturulmuş bir not gördüm. ‘yemekleri bugün yaptım afiyetle ye biliyorum dışarıdan yediğinde miden ağrır yazıyordu’ nasıl oluyordu bu. Benim bu kadar haksızlık yaptığım biri nasıl olurda hala beni düşünür. Banyo ya girdiğimde parfümümün yerinde olmadığını gördüm ve dolabın üzerinde bir not duruyordu. ‘seni göremeyeceğim günler için kokunu yanımda götürebilir miyim?’ o an yere çöküp hıçkırarak ve bağırarak ağladım benim istediğim bu değildi ben onsuz yapamazdım. Onu ve kızımı kaybedemezdim. Peki, bir anda düşüncelerim nasıl değişti ne oldu da gerçek bir tokat gibi yüzüme çarptı. Aslında birçoğumuz bizi sevenlerin kıymetini bilmiyoruz. Şimdi düşünüyorum da ben karımın en çok bana küsmesini sevmişim bana küsüp 5 saniye sonra bana sarılmasını, göğsüme yatmadan uyumamasını, her zaman yanımda olmasını, beni kayıtsız şartsız sevmesini… Neleri kaybettiğimi anladım. Beni ben yapan aslında o. Siz hiç kendinizi biriyle bütün bir parça hissettiniz mi? Benim sanki sol yanım kırıldı parçalandı. Bir kadın benim hayatıma nasıl bu kadar hâkim olabilir ki. Gülmek ve ağlamaklı karışık duygularım la sesim titreyerek eşimi aradım. Eğer o telefon açılmazsa kendime zarar bile verebilirdim. Dağ gibi olan egom şuan yerle birdi. Ben nasıl bu hale gelmiştim. Ve telefonun diğer ucunda duyduğum ses karşısında içim taşarcasına ağlayarak seni çok seviyorum seni kaybedemem diyebildim sadece. Ve eşim bana hayatım boyunca asla unutamayacağım o cümleyi kurdu…’ hayatım bizde seni yemeğe bekliyoruz annem senin için sarma sardı geç mi kalacaksın yemeğe?’ nasıl yani dedim bu yaşananlar kafamı karıştırmıştı. Hadi gel bizi al seni bekliyoruz dedi o an anladım ki benden asla vazgeçmemişti. Ve şunu anladım ki ben onu, onun beni sevdiğinden daha fazla seviyordum. Hatalarımı geride bıraktım. Şuan 4 yıllık evliyiz ve size anlattığım bu hikâyeyi yarın 3 yaşına basacak olan kızımla oyun oynayarak yazıyorum. Benden size küçük bir tavsiye sevdiklerinize sahip çıkın ama sizi sevenleri asla kaybetmeyin…
İki yıllık evliydim. Bakımlı, öz güveni olan, sosyal çevresinde sevilen bir adamdım. Eşimle severek evlendik daha doğrusu o beni sevdi ben onu sevdiğimi sandım. Başlarda her şey çok güzeldi mutluyduk hatta. İkimizde çalışıyorduk ve sadece akşamları görüşüyorduk. Hafta sonları da beraber vakit geçiriyorduk. Ama evliliğimizde bir şey eksikti heyecan mı başka bir şey mi bilemiyorum ama bir şey eksikti. Ben kendimi tamamen evliliğe adapte edemiyordum. Sorumluluklar ağır gelmeye başlamıştı. Karım çirkin sayılmazdı hatta birçok kadına bakarak fazlasıyla güzeldi ve beni gerçekten çok seviyordu ama bu bana yetmiyordu. Daha fazlası olmalıydı bir heyecan bir adrenalin yaşamalıydım. Çünkü evlenmeden önce hep böyleydi bağlanmak bana göre değildi. Eşime hala tam anlamıyla bağlı değildim ama onu aldatmıyordum da çünkü benim gözümde bunu hak etmiyordu üstelik dünya tatlısı bir kızımız vardı ve bunu onlara yapamazdım. Günler böyle devam ederken hayattan çok sıkıldığımı fark ettim. Hayatım aynı döngü içinde devam ediyordu iş, ev ve çok sevdiğim arkadaş ortamları. Eşim arkadaş ortamlarıma kızıyor fakat sorun olmaması için pek sesini çıkarmıyordu. Sonra bütün arkadaşlarımın eşlerinin haberi olmayan sosyal hesaplar kullandıklarını öğrendim neden ben açmamıştım ki şimdiye kadar çok ta eğlenceli olabilirdi. Zaten eşim evde bana çok sıkıcı geliyordu. Evet, yemeğim hazırdı eşyalarım ütülüydü ve evet hatta çok iyi bir anne ve eşti ama bana yetmiyordu. İstediğim tam olarak neydi bende bilmiyordum. Bende o sahte sosyal hesaplardan açtım. En karizmatik resimlerimi yükleyip kendime tam bir bekâr havası yarattım ve tabi ki adımı da değiştirdim. Kızlarla mesajlaşmalar konuşmalar başlamıştı. Benimle hala birilerinin ilgilenmesi hoşuma gitmeye başlamıştı. Artık cep telefonumu ortalarda bırakmamaya başladım ve şifre koydum zavallı karımın ruhu bile duymadı hem zaten onunla evliliğim çok sıkıcıydı. Bana yeni heyecanlar gerekiyordu. O sahte hesaptan bir kadınla tanıştım güzel ve çekici bir kadındı birkaç gün mesajlaştıktan sonra buluşmaya karar verdik ve buluştuk zaman harika geçiyordu ve öpüştük aman Allahım karım bile beni böyle öpmemişti. Resmen ayaklarım yerden kesildi saf karım ise beni kımızla evde bekliyordu. O gece eve gittim ve hiç bir şey olmamış gibi rahattım. Hiçbir suçluluk duygusu hissetmedim. Zaten karımı sevmediğimi anladım ve evliliğimiz sıkıcıydı. Onu kaybetmekten korkmuyordum. Evliliğimizden yavaşça uzaklaşıyordum. Eşimle cinsel hayatımız neredeyse bitme noktasına gelmişti ve bir şeylerden şüphelenmeye başladı ama benim umurumda değildi hem neyi ispatlayabilirdi ki. Günler böyle geçerken bir gece işten eve geldim eşimin ağlamaktan gözleri şişmiş bitkin bir haldeydi. Konuşmak istediğini söyledi ve o çok sevdiği cam önünde ki koltuğa oturdu. Hiç bir şey söylemeden alyansı parmağından çıkarıp boşanmak istediğini bana zorluk çıkarmak istemediğini söyledi benim başkasına âşık olduğumu hareketlerimin bu yüzden bu kadar değiştiğini ona artık tahammülümün kalmadığını bildiğini söyledi hiç bir şey diyemedim. Ve usulca gidip yattı. Sabah ben işe giderken ilk defa beni uğurlamadı kravatımı düzeltmedi. Bana hayırlı işler dilemedi… İçim bir tuhaf olmuştu. O gün birbirimizi hiç aramadık zaten benim istediğim buydu ondan kurtulmak. Ama o neden bu kadar çabuk kabul etmişti neden benim için mücadele etmemişti. Bunları düşünerek akşam oldu eve gittiğimde kapıyı çaldım ama açan olmadı. Hiç alışkın olmadığım şekilde anahtarımla kapıyı açtım ki eşim kızımız bebekken bile bana anahtarla kapıyı açtırmaz kapıya vur sana kapıyı ben açıcam derdi. Neyse eve girdim ev toplu eşyalar yerli yerinde her yer tertemiz di fakat bana gülümseyerek kapıyı açan sıkıcı evliliğimin bir parçası olarak gördüğüm karım, kapı açılıp beni gördüğünde sevinç çığlıkları atan dünyalar güzeli kızım yoktu. O anda içime bir hüzün bir yalnızlık çöktü. Evin odalarını dolaşırken gömleklerimin ütülü şekilde bırakıldığını hafta sonu olan toplantım için giymem gereken takım elbisemin kuru temizlemeden alındığını gördüm. Mutfağa girdiğimde gözyaşlarımın yanağımı ıslattığını fark ettim. En sevdiğim yemekler yapılmış tezgâhın üzerinde öylece duruyordu. Üzerlerine tutuşturulmuş bir not gördüm. ‘yemekleri bugün yaptım afiyetle ye biliyorum dışarıdan yediğinde miden ağrır yazıyordu’ nasıl oluyordu bu. Benim bu kadar haksızlık yaptığım biri nasıl olurda hala beni düşünür. Banyo ya girdiğimde parfümümün yerinde olmadığını gördüm ve dolabın üzerinde bir not duruyordu. ‘seni göremeyeceğim günler için kokunu yanımda götürebilir miyim?’ o an yere çöküp hıçkırarak ve bağırarak ağladım benim istediğim bu değildi ben onsuz yapamazdım. Onu ve kızımı kaybedemezdim. Peki, bir anda düşüncelerim nasıl değişti ne oldu da gerçek bir tokat gibi yüzüme çarptı. Aslında birçoğumuz bizi sevenlerin kıymetini bilmiyoruz. Şimdi düşünüyorum da ben karımın en çok bana küsmesini sevmişim bana küsüp 5 saniye sonra bana sarılmasını, göğsüme yatmadan uyumamasını, her zaman yanımda olmasını, beni kayıtsız şartsız sevmesini… Neleri kaybettiğimi anladım. Beni ben yapan aslında o. Siz hiç kendinizi biriyle bütün bir parça hissettiniz mi? Benim sanki sol yanım kırıldı parçalandı. Bir kadın benim hayatıma nasıl bu kadar hâkim olabilir ki. Gülmek ve ağlamaklı karışık duygularım la sesim titreyerek eşimi aradım. Eğer o telefon açılmazsa kendime zarar bile verebilirdim. Dağ gibi olan egom şuan yerle birdi. Ben nasıl bu hale gelmiştim. Ve telefonun diğer ucunda duyduğum ses karşısında içim taşarcasına ağlayarak seni çok seviyorum seni kaybedemem diyebildim sadece. Ve eşim bana hayatım boyunca asla unutamayacağım o cümleyi kurdu…’ hayatım bizde seni yemeğe bekliyoruz annem senin için sarma sardı geç mi kalacaksın yemeğe?’ nasıl yani dedim bu yaşananlar kafamı karıştırmıştı. Hadi gel bizi al seni bekliyoruz dedi o an anladım ki benden asla vazgeçmemişti. Ve şunu anladım ki ben onu, onun beni sevdiğinden daha fazla seviyordum. Hatalarımı geride bıraktım. Şuan 4 yıllık evliyiz ve size anlattığım bu hikâyeyi yarın 3 yaşına basacak olan kızımla oyun oynayarak yazıyorum. Benden size küçük bir tavsiye sevdiklerinize sahip çıkın ama sizi sevenleri asla kaybetmeyin…