ben sizi hiç anlamadım. tek bir iyi yanı yok. nişanlıyken her şey belli etmiş kendisini. başınıza silah dayadılar da mı evlendiniz, üstüne iki çocuk yaptınız?
İnan bunu ben de soruyorum.
Gerçekten neden evlendim ben bu adamla?
Neden bir hayat birleştirdim?
Bir gün bile arkamda durmadı, bir gün bile beni savunmadı.
Ne ailesine ne de bir başkasına karşı....
İnan bunu ben de soruyorum.
Gerçekten neden evlendim ben bu adamla?
Neden bir hayat birleştirdim?
Bir gün bile arkamda durmadı, bir gün bile beni savunmadı.
Ne ailesine ne de bir başkasına karşı....
annesinin hastalığı nedir? yani kötü bir rahatsızlık mı atlattı?
İnan bunu ben de soruyorum.
Gerçekten neden evlendim ben bu adamla?
Neden bir hayat birleştirdim?
Bir gün bile arkamda durmadı, bir gün bile beni savunmadı.
Ne ailesine ne de bir başkasına karşı....
Günaydın, eşiniz hala küçük bir çocuk gibi annesinin dibinden ayrılmadığı sürece bu evlilik bugün olmasa da 5 yıl sonra yine biter.
bir şey sormak istiyorum ama inanın kötü niyetli değilim cidden merak ettiğim için soracağım
hani diyorsunuz ya ikinci çocuğum nasıl oldu anlamadım korunuyorduk zaten o arada aramız çok kötüydü kavgalıydık boşanmak üzereydik vs..
eşlerin arası bu denli berbatken cinsellik nasıl ne ara yaşanıyor inanın bu kısmı anlamıyorum
biz eşimle kavgalıyken bana dokunmasını dahi istemiyorum
korunarak kısmı ayrı
cinsellik yaşama kısmı ayrı
direk rahmimi aldırsam diyo insan ne kadar varmış korunarak hamile kalan
Dayak, kumar, ikinci bir kadın olmadığı sürece ikinci bir şans verilmesinden yanayım( ana kuzusu olmayan, kayınvalidesini seven çok az insan var) Yerden göğe kadar haklısınız ama herkes çektiğini bilir. Eğer sevginiz bitmediyse en azından eşinizle avukata gitmeden önce o iki minik yavru için bir aile terapistine gitmenizi isterdim
nasıl ayrı?
vallahi anlamadım :)
En başından beri bitecek birşey, benim sürüklemem ile bu noktalara geldi.
Çalışıyorum, kazancım kötü değil, İstanbul şartlarında kendi kendime yetebilecek durumdayım.
Ha bolluk içinde olmam, ama Allah'ın izniyle kimseye de muhtaç olmam.
Ancak iki erkek evlat, baba başta olmadan nasıl büyütülür kaygısı var.
Çocuklarım babalarına çok düşkün, bu da göz ardı edemeyeceğim bir durum.
Çünkü eşim de çocuklarına düşkün bir baba.
Ama şimdi iyi anlıyorum ki, eşimin ve ailesinin psikolojileri berbat bana göre.
Ya anlatılacak o kadar çok şey var ki, hangi birini anlatıp buraya katsam bilemiyorum.
Boşanmaya karar verdim ama emin adım atamıyorum.
Bir avukat arkadaşım var, ancak bu arkadaşım eşimin de arkadaşı olduğu için onunla ilerlemem mümkün değildi, en azından ben öyle bir kanıya vardım.
Eşim ile çeşitli sorunlar yaşıyoruz, genelde hep pozitif yönünden bakmaya çalışıyorum. Kendimi hastalıklı ve mantıklı düşünemeyen bir insan olarak görmeye başladım son zamanlarda ve hakikaten kendimden şüphe ediyorum.
Bu güne kadar bir eşin maddi manevi nasıl destek olması gerekiyorsa o şekilde davrandığımı düşünüyorum. 5 senelik evliliğimde, iyi kötü elimden geleni yaptım ve 2 çocuk verdim ben bu adama, fakat gelgelelim evlendiğimiz ilk günden beri eşim ailesine olan düşkünlüğünden vazgeçmedi. Aklıma kazınan sahnelerden bir kaçtanesi (inanın unutmak istiyorum sarmak istemiyorum geçmişe, ancak durup durup aklıma aynı görseller geliyor, canlanıyor kafamda)
- Evlendiğimiz gecenin ilk sabahında balkonda oturuyoruz eşim ile sigara içiyoruz eşim ağlamaya başladı, sordum ne oluyor diye "annem gerçekten hasta benim, ben de evlendim şimdi ne olacak" gibilerinden saçma sapan birşeyler zırvalamıştı. Annesi o kadar duygu sömürüsü yapan bir kadın ki anlatamam, sonuç, 5 senedir maşallah hiç birşey olmadı.. Olmasın da zaten, ancak eşimi varın siz düşünün...
- Balayına gittiğimizde her Allah'ın günü annesi ile 3 sefer konuştu telefonda. Sabah & Akşam annesi aradı, öğle saatlerinde de eşim annesini arardı. Sanırsın kendisi kız tarafı, ben anlayamadım. Çok bozuluyordum duruma, beni bu kadar annem aramadı garip geliyordu bana. Hiç böyle olabileceğini tahmin dahi etmemiştim açıkçası.
- Balayından döndükten sonra, ilk pazar günü kayınvalidem elinde bir tencere çorba ile kayınpederle birlikte çıkageldiler... Merak ettik sizi diye...
- Evlendikten 1 - 2 hafta sonra, balayından dönünce, eşimin halalarına gitmiştik, abisi vs. de vardı (abisi de o zamanlar 6 senelik evliydi 1 oğlu var) konuşma esnasında "nasıl Souvvenir alıştınız mı" diye bir soru yöneltti, ben de alıştım tabii ki derken eşim tam tersi birşey söyledi abisi bile şok oldu. Nasıl yani diye sordu haliyle, çok saçma sapan birşey gevelemişti yine, evliliğe ve yeni eve alışmanın zor olduğunu ve eski evini özlediğini falan zırvalamıştı, gözleri dolmuştu resmen....
Yani balık baştan kokmuştu aslında da ben anlamamıştım.
Evliliğimizin ilk senesinde boşanmak istedim, dayanamadım bu kadar "ana kuzusu" durumlarına.
Çünkü ben tek çocuk olmama rağmen hep ayakları üzerinde durabilen bağımsız bir insan olarak yetiştirildim, bana ters geldi bu durumlar. Nasıl olduysa kandırdı beni, belki de durumun getirdikleri beni geri adım atmaya sevk etti... İnsan ne kadar inkar etse de yapılan masrafları, ailesinin yaşayabileceğini yıpranışları, üzüntüleri düşünüyor... Sanırım bu geri adım atmamda en büyük etken oldu beni için.. Daha dur Souvvenir, bismillah yeni evlendin, düzelir, rayına girer diye düşündüm hep...
Evlenmeden önce de çok sorunlar yaşadık, isteme zamanı resmen zorla istediler diyebilirim, bin kere eşime söyledim böyle olmaz, gel dönelim biz bu yoldan, ailen istemiyor belli ki diye, ancak o diretti evleneceğim ben seninle seni çok seviyorum, söz herşey çok güzel olacak evlendikten sonra diye...
Nişanlılık evresi zaten tam bir kaos, tutulupta anlatılacak hiç bir yanı yok. Aslında tam o zaman ayrılmalıydım ki bir ayrılıkta geçirdik bu evrede... Kayınvalide kişisi de o zaman belli etti kendini, düğün tarihi alamıyorduk ve babam yurtdışında olduğu için tarihi bir an önce alalım ki uygun bir bilet ile uçuşunu gerçekleştirsin diye... Boru değil, 1000 USD bir bilet (tek yön) (2012 senesinden bahsediyorum bu arada) verene kadar bana daha iyi bir hediye yapar demiştim, anlatamadım tabii ki halden anlamayanlara....
Vel hasıl babam uygun bilet alamamıştı son dakikaya kaldığı için durumlar.
Ben nişanda ayrılmaya kalktım dedim ya, sözüm ona durum düzeltmek için kayınvalide kişisi geldiler eve ve bana dediği "sen kararını vermişsin zaten" oldu... ve ekledi "Biz yine de bir bakalım diye geldik, X (eşim) çok diretti gelmemiz için".... Ben de kendisine söyledim ne gerek vardı boşuna zahmet ettiniz... Gergin bir ortamda nahoş bana ve aileme hiç yakışmayan konuşmalar döndü malesef...
Dedim "ben tek kızım ve başımda babam yok uzakta, sizin hiç aklınıza gelmiyor değil mi bu kızı oyalamayalım da bir an önce evlensin, annesi babası zor durumda kalmasın, oğlum ile gezip tozuyorlar laf olmasın" diye... bana dönüp gayet rahat "gezmeseydin o zaman" dedi....
Böyle bir insan kişisinden bahsediyoruz... Ben o zaman kızıp kendisine "evet hata bende haklısınız, gezmemeliydim, şimdi lütfen çıkın gidin evimizden, ayağınıza sağlık ama sizinle birşey konuşulmaz, annemi de böyle üzmeye hakkınız yok" diyerek defetmiştim evden...
Diyorum ya, ister kader deyin ister kısmet.
Günler yıllar geçti, 2 çocuğum ile ite kaka birşeyleri ilerletmeye çalışıyorum.
Geleyim konunun en başına, avukat arkadaşımdan başka bir avukat önerisi aldım ve dün avukat ile konuştum. Cesaretsizce... Kendisi ile haftabaşına randevulaştık. Eşime akşam durumu söyledim bana tek dediği "aferin onlara, Allah razı olsun" oldu.
Nedir, nedendir, niyedir... Onun için önemli değil.
Ben ona "boşanmak istiyorum, avukatla konuştum" diyorum, o bana hiç birşey sormayarak sessizce kalabiliyor, akşam olduğunda da bir konuşma bir çabalama yok... Birşey sorsam "ben boşanmak istemiyorum zaten sen biliyorsun bunu" demekle yetinir... Kısaca sanırım davranmaya çalıştığı "sıkıyorsa boşa bakalım... " bunu mu çıkartmalıyım ben de bilmiyorum....
Eşim için şu anda önemli olan "bak x arkadaşım benim eşim gidip ayrılacağım dediğinde dur demek yerine hemen bir avukat önermiş, ne kadar çiğ insanlar" düşüncesi...
Her konuya bu açıdan baktığı için, sanırım haklıyım.
Hiç bir zaman aynı açıdan bakamadık ki hayata....
Diğer yandan akşam bir odaya kapandı cep telefonu elinde.
Gidip yanına "çözümün bu mu?" diye sorduğumda, "yardım edeyim dedim kabul etmedin" dedi...
Doğru mu yapıyorum acaba?
2 çocukla nasıl baş ederim yalnız?
İyi kötü diyerek idare mi etmeliyim?
Yoksa, bu hayat böyle çekilmiyor zaten diyerek aldığım kararda ilerlemeli miyim?
Hiç sağlıklı düşünemiyorum şu an, haftaya avukat ile görüşeceğim ama nasıl görüşeceğim onu da bilmiyorum. Şu anda içimde "elalem ne diyecek, insanlar nasıl bakacak, nasıl yadırgayacaklar, eşimin ailesi nasıl bana yüklenecek" bu sorular deli dönüyor...
Şu noktada annesinin ve babasının bakışlarında gördüğüm tek şey bana karşı "oğlumun başını yaktı" oluyor sanırım... Tabii biz bir anne-babanın evladı değiliz zaten, onların evladının başı yanıyor sadece... Haklılar....
Bütün bu bencillikler arkada kalır mı?
Çok uzun oldu farkındayım ancak nolur desteğinize ihtiyacım var...
Evliliklerin 5. yılda bir travma geçirdiğini okumuştum.
Ben boşanmak yerine öncelikle başka çözümler bulunması, olmuyorsa boşanma konuşulması düşüncesindeyim.
Annesine davranışlarında değişme olmadı mı hiç?
yaşadığın hissiyatlar aslında çok normal süreçler. annesi ve babası ayrılmış ve bütün bu süreçlerde annesinin geçtiği her maddi ve manevi anı yaşamış biri olarak söylemek istediğim tek bir şey var; ayrıldığında aklında keşkeler kalmasın, her anda iyi ki ayrılmışım diyebilmelisin. bunu aman dikkat yapamazsın gibi söylemiyorum yanlış anlama. bir kadın isterse çok güçlü olup dünyayı da sırtlayabilir ama paylaşabileceği biri varken neden sırtlasın. kocanı anlatırken beni de bi boğdu/baydı ama bilemedim tam anlamıyla boşanılmalı mı.. hiç mi elle tutulur yanı yok. önüne bir kağıt alsan yazsan hep mi eksiler artılara ağır basar? bi aile terapistine gidilse hiç mi çözülmez mesela?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?