Boşanmak konusunda çok israrcisiniz, tabi tercih sizin inşallah pişman olmazsınız.
Ne yaşadığınızı siz daha iyi bilirsiniz anlıyorum.
Cocuklar acısından ne kadar olumlu ,olumsuz etkilerini kestirmek pek kolay değil .
Önce mutlaka pedagog görmeli .
Hakkınızda hayırlısı olsun.
Bi ara esiniz hastaydi ne kadar üzüldüğünü burda okuduk , yazdıklarından da aklı basında bi insan olduğun anlaşılıyor .Boşanma konusunda ısrarcı değilim, mesajımda bunu da belirttim.
Ancak olmayan birşeyin peşinde koşmakta da ısrarcı değilim.
Pedagog kesinlikle başvuracağım bir durum zaten.
Şu aşamada neye yöneleceğimizi bilmediğim için bir adım atmıyorum o konuda.
Ama emin olun, bilinçli ve aklı başında bir insanım, en azından o kadarını diyebilirim.
Bi ara esiniz hastaydi ne kadar üzüldüğünü burda okuduk , yazdıklarından da aklı basında bi insan olduğun anlaşılıyor .
Belki boşanmak için bir sebeb değil bu anlattıkların ama bi kadın için yıpratıcı şeyler.
Sadece cocuklar acısından baktım, ama sende böyle mutsuzsun.
Hakli olduğunu düşünüyorum.
Gelişmeleri yazarsan sevinirim. Eşinin ve ailesinin tepsini merak ediyorum doğrusu.
en gıcık olduğum erkek tiplemesi ana kuzusu nedir ya yakışıyormu hiç anlamıyorum ki....Boşanmaya karar verdim ama emin adım atamıyorum.
Bir avukat arkadaşım var, ancak bu arkadaşım eşimin de arkadaşı olduğu için onunla ilerlemem mümkün değildi, en azından ben öyle bir kanıya vardım.
Eşim ile çeşitli sorunlar yaşıyoruz, genelde hep pozitif yönünden bakmaya çalışıyorum. Kendimi hastalıklı ve mantıklı düşünemeyen bir insan olarak görmeye başladım son zamanlarda ve hakikaten kendimden şüphe ediyorum.
Bu güne kadar bir eşin maddi manevi nasıl destek olması gerekiyorsa o şekilde davrandığımı düşünüyorum. 5 senelik evliliğimde, iyi kötü elimden geleni yaptım ve 2 çocuk verdim ben bu adama, fakat gelgelelim evlendiğimiz ilk günden beri eşim ailesine olan düşkünlüğünden vazgeçmedi. Aklıma kazınan sahnelerden bir kaçtanesi (inanın unutmak istiyorum sarmak istemiyorum geçmişe, ancak durup durup aklıma aynı görseller geliyor, canlanıyor kafamda)
- Evlendiğimiz gecenin ilk sabahında balkonda oturuyoruz eşim ile sigara içiyoruz eşim ağlamaya başladı, sordum ne oluyor diye "annem gerçekten hasta benim, ben de evlendim şimdi ne olacak" gibilerinden saçma sapan birşeyler zırvalamıştı. Annesi o kadar duygu sömürüsü yapan bir kadın ki anlatamam, sonuç, 5 senedir maşallah hiç birşey olmadı.. Olmasın da zaten, ancak eşimi varın siz düşünün...
- Balayına gittiğimizde her Allah'ın günü annesi ile 3 sefer konuştu telefonda. Sabah & Akşam annesi aradı, öğle saatlerinde de eşim annesini arardı. Sanırsın kendisi kız tarafı, ben anlayamadım. Çok bozuluyordum duruma, beni bu kadar annem aramadı garip geliyordu bana. Hiç böyle olabileceğini tahmin dahi etmemiştim açıkçası.
- Balayından döndükten sonra, ilk pazar günü kayınvalidem elinde bir tencere çorba ile kayınpederle birlikte çıkageldiler... Merak ettik sizi diye...
- Evlendikten 1 - 2 hafta sonra, balayından dönünce, eşimin halalarına gitmiştik, abisi vs. de vardı (abisi de o zamanlar 6 senelik evliydi 1 oğlu var) konuşma esnasında "nasıl Souvvenir alıştınız mı" diye bir soru yöneltti, ben de alıştım tabii ki derken eşim tam tersi birşey söyledi abisi bile şok oldu. Nasıl yani diye sordu haliyle, çok saçma sapan birşey gevelemişti yine, evliliğe ve yeni eve alışmanın zor olduğunu ve eski evini özlediğini falan zırvalamıştı, gözleri dolmuştu resmen....
Yani balık baştan kokmuştu aslında da ben anlamamıştım.
Evliliğimizin ilk senesinde boşanmak istedim, dayanamadım bu kadar "ana kuzusu" durumlarına.
Çünkü ben tek çocuk olmama rağmen hep ayakları üzerinde durabilen bağımsız bir insan olarak yetiştirildim, bana ters geldi bu durumlar. Nasıl olduysa kandırdı beni, belki de durumun getirdikleri beni geri adım atmaya sevk etti... İnsan ne kadar inkar etse de yapılan masrafları, ailesinin yaşayabileceğini yıpranışları, üzüntüleri düşünüyor... Sanırım bu geri adım atmamda en büyük etken oldu beni için.. Daha dur Souvvenir, bismillah yeni evlendin, düzelir, rayına girer diye düşündüm hep...
Evlenmeden önce de çok sorunlar yaşadık, isteme zamanı resmen zorla istediler diyebilirim, bin kere eşime söyledim böyle olmaz, gel dönelim biz bu yoldan, ailen istemiyor belli ki diye, ancak o diretti evleneceğim ben seninle seni çok seviyorum, söz herşey çok güzel olacak evlendikten sonra diye...
Nişanlılık evresi zaten tam bir kaos, tutulupta anlatılacak hiç bir yanı yok. Aslında tam o zaman ayrılmalıydım ki bir ayrılıkta geçirdik bu evrede... Kayınvalide kişisi de o zaman belli etti kendini, düğün tarihi alamıyorduk ve babam yurtdışında olduğu için tarihi bir an önce alalım ki uygun bir bilet ile uçuşunu gerçekleştirsin diye... Boru değil, 1000 USD bir bilet (tek yön) (2012 senesinden bahsediyorum bu arada) verene kadar bana daha iyi bir hediye yapar demiştim, anlatamadım tabii ki halden anlamayanlara....
Vel hasıl babam uygun bilet alamamıştı son dakikaya kaldığı için durumlar.
Ben nişanda ayrılmaya kalktım dedim ya, sözüm ona durum düzeltmek için kayınvalide kişisi geldiler eve ve bana dediği "sen kararını vermişsin zaten" oldu... ve ekledi "Biz yine de bir bakalım diye geldik, X (eşim) çok diretti gelmemiz için".... Ben de kendisine söyledim ne gerek vardı boşuna zahmet ettiniz... Gergin bir ortamda nahoş bana ve aileme hiç yakışmayan konuşmalar döndü malesef...
Dedim "ben tek kızım ve başımda babam yok uzakta, sizin hiç aklınıza gelmiyor değil mi bu kızı oyalamayalım da bir an önce evlensin, annesi babası zor durumda kalmasın, oğlum ile gezip tozuyorlar laf olmasın" diye... bana dönüp gayet rahat "gezmeseydin o zaman" dedi....
Böyle bir insan kişisinden bahsediyoruz... Ben o zaman kızıp kendisine "evet hata bende haklısınız, gezmemeliydim, şimdi lütfen çıkın gidin evimizden, ayağınıza sağlık ama sizinle birşey konuşulmaz, annemi de böyle üzmeye hakkınız yok" diyerek defetmiştim evden...
Diyorum ya, ister kader deyin ister kısmet.
Günler yıllar geçti, 2 çocuğum ile ite kaka birşeyleri ilerletmeye çalışıyorum.
Geleyim konunun en başına, avukat arkadaşımdan başka bir avukat önerisi aldım ve dün avukat ile konuştum. Cesaretsizce... Kendisi ile haftabaşına randevulaştık. Eşime akşam durumu söyledim bana tek dediği "aferin onlara, Allah razı olsun" oldu.
Nedir, nedendir, niyedir... Onun için önemli değil.
Ben ona "boşanmak istiyorum, avukatla konuştum" diyorum, o bana hiç birşey sormayarak sessizce kalabiliyor, akşam olduğunda da bir konuşma bir çabalama yok... Birşey sorsam "ben boşanmak istemiyorum zaten sen biliyorsun bunu" demekle yetinir... Kısaca sanırım davranmaya çalıştığı "sıkıyorsa boşa bakalım... " bunu mu çıkartmalıyım ben de bilmiyorum....
Eşim için şu anda önemli olan "bak x arkadaşım benim eşim gidip ayrılacağım dediğinde dur demek yerine hemen bir avukat önermiş, ne kadar çiğ insanlar" düşüncesi...
Her konuya bu açıdan baktığı için, sanırım haklıyım.
Hiç bir zaman aynı açıdan bakamadık ki hayata....
Diğer yandan akşam bir odaya kapandı cep telefonu elinde.
Gidip yanına "çözümün bu mu?" diye sorduğumda, "yardım edeyim dedim kabul etmedin" dedi...
Doğru mu yapıyorum acaba?
2 çocukla nasıl baş ederim yalnız?
İyi kötü diyerek idare mi etmeliyim?
Yoksa, bu hayat böyle çekilmiyor zaten diyerek aldığım kararda ilerlemeli miyim?
Hiç sağlıklı düşünemiyorum şu an, haftaya avukat ile görüşeceğim ama nasıl görüşeceğim onu da bilmiyorum. Şu anda içimde "elalem ne diyecek, insanlar nasıl bakacak, nasıl yadırgayacaklar, eşimin ailesi nasıl bana yüklenecek" bu sorular deli dönüyor...
Şu noktada annesinin ve babasının bakışlarında gördüğüm tek şey bana karşı "oğlumun başını yaktı" oluyor sanırım... Tabii biz bir anne-babanın evladı değiliz zaten, onların evladının başı yanıyor sadece... Haklılar....
Bütün bu bencillikler arkada kalır mı?
Çok uzun oldu farkındayım ancak nolur desteğinize ihtiyacım var...
Dün akşam nereye gitti ne yaptı bilmiyorum.
Gerçekten umursamıyorum da.
Bu saatten sonra ne hali varsa görebilir.
Daha önce de, ikinci hamileliğim dönemlerinde, ben onu sokağa attım bir sefer.
Gitmemişti bir yere, evin önünde arabada yatmış bütün gece.
Ailesine bile anlatmamıştı benim sandığım.
Ancak, meğersem donuna kadar annesi ile paylaşan bir insan.
Benim evime gelecek insanı benden önce anası bildi hep.
Napayım ben böyle adamı.
Daha kendi evinin mahremiyetini koruyamayan bir eş, ne yapılır ki?
Hayırlısı artık. Neyse ki sizin tahmin ettiğiniz gibi birşey olmadı.
Tartışma ya da kavga olmadı evde.
Gerçi biz hiç adam akıllı çata çat kavga etmedik ki.
Belki bundan da oluyor birşeyler, adam kavga bile etmiyor benimle.
Ben anlatıyorum o susuyor dinliyor, en azından karşılıklı bir kavga olsa, belki enerjimizi atarak, içimizdekileri tam anlamı ile dökerek bir şekilde rahatlayacaktık. Bunu bile başaramadığımız için, hep üstü kapalı gitti herşey.
Problemler çözülmeden, susarak örtüldü, ama işte çözüme ulaşmayan herşey sonradan daha büyük patlak veriyor, bunu idrak edebilecek bir adam olmadığı için de bu noktaya geldik.
Düne nazaran daha iyiyim.
Daha farkındayım, daha "iyiki bu kararı alıyorum" düşüncesindeyim...
Ama kendimin de idrakındayım.
Ne kadar zaman alır bu süreç, ne kadar sürümcemede geçer bilmiyorum ancak bir gün ben de dibe vuracağım.
Beni fena sarsacak bu ayrılık durumları, kendimi toparlamam zaman alacak.
Ama üstesinden geleceğim, buna eminim...
Ben ileriki planlarımı bile yaptım kafamda. eğer buna hazırlamasaydım kendimi içten içe bu kadar detaylı düşünemezdim herhalde diyorum.
Babam yurtdışından gelsin, annem ben babam farklı bir yerde ev tutup, annemlerin evini kiraya verip, sitede oturma hayalim var.
Büyük oğlumu kreşe yazdırırım, ufak oğlum ile annem rahat ilgilenir.
Zaten dede de başlarında olunca Allah'ın izniyle yaşar gideriz.
Annemin emeklisi var, benim de çalışıp kazancım var, geçiniriz ne olacak ki.
Ben onlara da yeterim kendime de...
Allah yeterki sağlıklı olmayı nasib etsin, herşeyin üstesinden gelinir bence.
Iletişim kadar önemli birşey yok evlilikte. Bizde eşim ile sirf iletişimden dolayi çift terapisine gitmiştik.
Ancak sizinki sadece iletişim sorunu değil. Bariz problemleri kabullenmemek, ana kuzuluğu, eşi değersiz görmek,..
Yani sizde sadece iletişim değil, eşinin karakteride problem.
Elbette bunun altindan kalkarsiniz. Ilk başta çok üzülürsün. Neticede yillarini verdin, mutlu bir yuva için evlendin. Elbette ağlayacaksin, üzeleceksin.
Ama sonrada bir yük kalkti gibi his edersin. Artik kv'de ile konuşmak yok, onu görmek, ağirlaman yok, onub iğneleyici laflarini dinlemek yok. Ve en önemlisi, bunlara hiç birşey demeyen eşi görmekte yok.
Çok güzel hayal kurmuşsun canim. Eminim annenler hemen arkanda olurlar. Beraber bu aciyi atlatirsiniz.
Böyle eş çekilmez şayet tamamen böyleyse.
Eş olmaya dair bir performansı yok kılını kıpırdatmıyor
Nerde sahiplenme nerde bi adım atma hiçbişey yok
İyi bile dayanmışsınız taş olsa catlar
Adam sanki zorla evlenmiş
Klasik bi soru olacak belki ama oynayan evlilikte 2 çocuk yapmak niye ?
Allah bağışlasın evlatlarınızı lâkin çocuk evlilikleri kurtaracak bi araç değildir .
Çocuk aldırmamakla tabiki en doğrusunu yapmışsınız ki onların masumiyeti sizi bi şekilde hayata tutundurur ama eşinizin yerinide başka kimse ya da birşey sağlamaz eşinizle açık açık konuştunuz mu içinizi döktünüz mü bu kadar kayıtsız kalışı gerçekten garip ve siz bu şekilde hayatı çekmek zorunda değilsiniz en azından baba olarsk evliliğe sahip çıkması gerek . Ailesiyle ne kadar mesafeli dursanız sizin için o kadar iyi . Gelinsiniz diye kimsenin mutsuz etmeye hakkı yok kendi değerinizi bilin sizde bi ana baba evladısısınız kimse tek taraflı kaybetmez tavrımız neyse hiç saklamayın kimse sizden önemli deilBen hiç bir zaman çocuklarımı evlilik kurtaracak bir araç olarak görmedim.
İlk oğlum dünyaya geldiğinde bile isteye sahip oldum, o dönemlerde gayet iyiydik.
Ancak hamilelik ile birlikte çatırdamaya başladık, annesinden gördüğüm bir çok şeye artık müdahale etmez oldu.
Eşimde sanıyorum ki "artık çocuk oluyor, beni hayatta bırakamaz" mantığı oluştu.
İkinci çocuğumda (kimse başına gelmeden bilmez samimiyetle söylüyorum) korunurken hamile kaldım.
Ben bile hamile kaldığımı öğrendiğimde şoka girdim, bir süre şoktan çıkamadım.
Eşime birşey belli etmedim ama, Allah'ta günah yazmasın, istemedim çocuğumu.
Fakat Allah korkusundan aldıramadım da. Rabbim vermiş, kolaylığını da verir düşüncesi ile doğurdum.
Yani evliliğim kurtulsun diye çocuk yapmadım, zaten o zihniyette bir insan değilim.
Böyle bir adamdan çocuk yapmayı bırak, evet evcil hayvan bile beslenilmez beraber, malesef ki.
Ancak elimde olmayan durumlara müdahale edebilmem mümkün değil.
Kader ve kısmet denilen birşey var hayatta, herşeyi ona bağlamak doğru değil, ancak ne kadar insan var çocuğu olsun istiyor ve ne kadar insan var istemediği halede hamile kalıyor. Bu Allah'ın taktiri. Yapabilecek birşeyim yoktu malesef bu alanda.
Ben şimdiden sonraya bakıyorum bakalım ne olacak, hayatımı nasıl düzene koyacağım.
Allah indan bulsunlar bosver Rabbim goruyor herseyi.Ben böyle olmayacağım onu biliyorum en azından.
Yaşadıklarım ve yaşatıldıklarım hiç bir annenin evladına yakışmayacak şeyler.
Hiç bir anne baba kendi evladı için benim yaşadıklarımı yaşamasını istemez.
Ben gerçekten özverili ve saygılı bir insanım.
Bir gün kayınvalidem ile ağız dalaşına girmedim, yaptığı bütün saygısızlıklara ve su altından saman yürütmelerine rağmen terbiyemi bozmadım, sensin demedim, buna rağmen ne eşim beni anladı adam akıllı, ne de annesi-babası anladı.
Bu saatten sonra anlayacaklarını sanmıyorum.
Karnım burnumda işe geldiğim günlerde dahi, ki alerjik durumlarımdan nefes alamayacak kadar tıkanıklık yaşadıklarım oldu, eve geldiğimde sanki işten değil gezmekten geliyormuşçasına, benden yemek ve sofra kurmamı beklediler.
İkinci oğlum doğduktan sonra kayınvalide kişisi 20 gün bende kaldı, doğumumun ilk haftasında evi temizlemeye giriştirdi beni, eşim eve gelince de "ay çok yoruldum ev temizledim bugün" ayaklarına yattı hep...
Allah bilsin diyorum ben artık ve onlara olan haklarımı helal etmiyorum.
Benim hesabım Ahirette görülecek artık, Allah'ından bulsunlar ne diyeyim.
Avukatim...Çok teşekkür ederim.
Sizin başınızdan bir boşanma geçti mi? Yoksa siz de avukat mısınız?
Sağolsun bir kaç arkadaş özelden de destek veriyor ve hiç birinin hakkını ödeyemem.
Çok uzun yıllardır KK üyesiyim, bir çok konulara şahit oldum.
Bir çok bu şekilde konunun başkaları tarafından baltalandığını da gördüm, destek aldığını da gördüm.
Ama inanın bu kadar samimi destekleri beklemiyordum, gerçekten herkese ayırdığı vakit ve harcadığı düşünce zamanı için minnettarım...
Ne desem bu teşekkürlerimi dile getirmem tam anlamıyla mümkün değil.
Tek çocuk olmanın verdiği bir yalnızlığımda var benim.
Çevremde eşim sayesinde ne dostum ne de arkadaşım da kalmadı desem yeridir.
Çünkü kendisi asosyal bir karakterdi, bu da problemlerimiz arasındaydı.
Nitekim kendimi en yanlız ve ne yapacağını bilmez haldeyken buradaki insanlar her daim derdime ortak oldular.
O açıdan iyiki bu platform var ve iyi ki buradan destek alabiliyoruz diyorum.
Canım madem bu kadar annesine düşkün niye evlendi balayı sabahı ağlamak ne sacmaliktir benim bildiğim sadece gelinler ağlar biraz abes gelecek ama bunu gerdek gecesi sabahimi soylediBoşanmaya karar verdim ama emin adım atamıyorum.
Bir avukat arkadaşım var, ancak bu arkadaşım eşimin de arkadaşı olduğu için onunla ilerlemem mümkün değildi, en azından ben öyle bir kanıya vardım.
Eşim ile çeşitli sorunlar yaşıyoruz, genelde hep pozitif yönünden bakmaya çalışıyorum. Kendimi hastalıklı ve mantıklı düşünemeyen bir insan olarak görmeye başladım son zamanlarda ve hakikaten kendimden şüphe ediyorum.
Bu güne kadar bir eşin maddi manevi nasıl destek olması gerekiyorsa o şekilde davrandığımı düşünüyorum. 5 senelik evliliğimde, iyi kötü elimden geleni yaptım ve 2 çocuk verdim ben bu adama, fakat gelgelelim evlendiğimiz ilk günden beri eşim ailesine olan düşkünlüğünden vazgeçmedi. Aklıma kazınan sahnelerden bir kaçtanesi (inanın unutmak istiyorum sarmak istemiyorum geçmişe, ancak durup durup aklıma aynı görseller geliyor, canlanıyor kafamda)
- Evlendiğimiz gecenin ilk sabahında balkonda oturuyoruz eşim ile sigara içiyoruz eşim ağlamaya başladı, sordum ne oluyor diye "annem gerçekten hasta benim, ben de evlendim şimdi ne olacak" gibilerinden saçma sapan birşeyler zırvalamıştı. Annesi o kadar duygu sömürüsü yapan bir kadın ki anlatamam, sonuç, 5 senedir maşallah hiç birşey olmadı.. Olmasın da zaten, ancak eşimi varın siz düşünün...
- Balayına gittiğimizde her Allah'ın günü annesi ile 3 sefer konuştu telefonda. Sabah & Akşam annesi aradı, öğle saatlerinde de eşim annesini arardı. Sanırsın kendisi kız tarafı, ben anlayamadım. Çok bozuluyordum duruma, beni bu kadar annem aramadı garip geliyordu bana. Hiç böyle olabileceğini tahmin dahi etmemiştim açıkçası.
- Balayından döndükten sonra, ilk pazar günü kayınvalidem elinde bir tencere çorba ile kayınpederle birlikte çıkageldiler... Merak ettik sizi diye...
- Evlendikten 1 - 2 hafta sonra, balayından dönünce, eşimin halalarına gitmiştik, abisi vs. de vardı (abisi de o zamanlar 6 senelik evliydi 1 oğlu var) konuşma esnasında "nasıl Souvvenir alıştınız mı" diye bir soru yöneltti, ben de alıştım tabii ki derken eşim tam tersi birşey söyledi abisi bile şok oldu. Nasıl yani diye sordu haliyle, çok saçma sapan birşey gevelemişti yine, evliliğe ve yeni eve alışmanın zor olduğunu ve eski evini özlediğini falan zırvalamıştı, gözleri dolmuştu resmen....
Yani balık baştan kokmuştu aslında da ben anlamamıştım.
Evliliğimizin ilk senesinde boşanmak istedim, dayanamadım bu kadar "ana kuzusu" durumlarına.
Çünkü ben tek çocuk olmama rağmen hep ayakları üzerinde durabilen bağımsız bir insan olarak yetiştirildim, bana ters geldi bu durumlar. Nasıl olduysa kandırdı beni, belki de durumun getirdikleri beni geri adım atmaya sevk etti... İnsan ne kadar inkar etse de yapılan masrafları, ailesinin yaşayabileceğini yıpranışları, üzüntüleri düşünüyor... Sanırım bu geri adım atmamda en büyük etken oldu beni için.. Daha dur Souvvenir, bismillah yeni evlendin, düzelir, rayına girer diye düşündüm hep...
Evlenmeden önce de çok sorunlar yaşadık, isteme zamanı resmen zorla istediler diyebilirim, bin kere eşime söyledim böyle olmaz, gel dönelim biz bu yoldan, ailen istemiyor belli ki diye, ancak o diretti evleneceğim ben seninle seni çok seviyorum, söz herşey çok güzel olacak evlendikten sonra diye...
Nişanlılık evresi zaten tam bir kaos, tutulupta anlatılacak hiç bir yanı yok. Aslında tam o zaman ayrılmalıydım ki bir ayrılıkta geçirdik bu evrede... Kayınvalide kişisi de o zaman belli etti kendini, düğün tarihi alamıyorduk ve babam yurtdışında olduğu için tarihi bir an önce alalım ki uygun bir bilet ile uçuşunu gerçekleştirsin diye... Boru değil, 1000 USD bir bilet (tek yön) (2012 senesinden bahsediyorum bu arada) verene kadar bana daha iyi bir hediye yapar demiştim, anlatamadım tabii ki halden anlamayanlara....
Vel hasıl babam uygun bilet alamamıştı son dakikaya kaldığı için durumlar.
Ben nişanda ayrılmaya kalktım dedim ya, sözüm ona durum düzeltmek için kayınvalide kişisi geldiler eve ve bana dediği "sen kararını vermişsin zaten" oldu... ve ekledi "Biz yine de bir bakalım diye geldik, X (eşim) çok diretti gelmemiz için".... Ben de kendisine söyledim ne gerek vardı boşuna zahmet ettiniz... Gergin bir ortamda nahoş bana ve aileme hiç yakışmayan konuşmalar döndü malesef...
Dedim "ben tek kızım ve başımda babam yok uzakta, sizin hiç aklınıza gelmiyor değil mi bu kızı oyalamayalım da bir an önce evlensin, annesi babası zor durumda kalmasın, oğlum ile gezip tozuyorlar laf olmasın" diye... bana dönüp gayet rahat "gezmeseydin o zaman" dedi....
Böyle bir insan kişisinden bahsediyoruz... Ben o zaman kızıp kendisine "evet hata bende haklısınız, gezmemeliydim, şimdi lütfen çıkın gidin evimizden, ayağınıza sağlık ama sizinle birşey konuşulmaz, annemi de böyle üzmeye hakkınız yok" diyerek defetmiştim evden...
Diyorum ya, ister kader deyin ister kısmet.
Günler yıllar geçti, 2 çocuğum ile ite kaka birşeyleri ilerletmeye çalışıyorum.
Geleyim konunun en başına, avukat arkadaşımdan başka bir avukat önerisi aldım ve dün avukat ile konuştum. Cesaretsizce... Kendisi ile haftabaşına randevulaştık. Eşime akşam durumu söyledim bana tek dediği "aferin onlara, Allah razı olsun" oldu.
Nedir, nedendir, niyedir... Onun için önemli değil.
Ben ona "boşanmak istiyorum, avukatla konuştum" diyorum, o bana hiç birşey sormayarak sessizce kalabiliyor, akşam olduğunda da bir konuşma bir çabalama yok... Birşey sorsam "ben boşanmak istemiyorum zaten sen biliyorsun bunu" demekle yetinir... Kısaca sanırım davranmaya çalıştığı "sıkıyorsa boşa bakalım... " bunu mu çıkartmalıyım ben de bilmiyorum....
Eşim için şu anda önemli olan "bak x arkadaşım benim eşim gidip ayrılacağım dediğinde dur demek yerine hemen bir avukat önermiş, ne kadar çiğ insanlar" düşüncesi...
Her konuya bu açıdan baktığı için, sanırım haklıyım.
Hiç bir zaman aynı açıdan bakamadık ki hayata....
Diğer yandan akşam bir odaya kapandı cep telefonu elinde.
Gidip yanına "çözümün bu mu?" diye sorduğumda, "yardım edeyim dedim kabul etmedin" dedi...
Doğru mu yapıyorum acaba?
2 çocukla nasıl baş ederim yalnız?
İyi kötü diyerek idare mi etmeliyim?
Yoksa, bu hayat böyle çekilmiyor zaten diyerek aldığım kararda ilerlemeli miyim?
Hiç sağlıklı düşünemiyorum şu an, haftaya avukat ile görüşeceğim ama nasıl görüşeceğim onu da bilmiyorum. Şu anda içimde "elalem ne diyecek, insanlar nasıl bakacak, nasıl yadırgayacaklar, eşimin ailesi nasıl bana yüklenecek" bu sorular deli dönüyor...
Şu noktada annesinin ve babasının bakışlarında gördüğüm tek şey bana karşı "oğlumun başını yaktı" oluyor sanırım... Tabii biz bir anne-babanın evladı değiliz zaten, onların evladının başı yanıyor sadece... Haklılar....
Bütün bu bencillikler arkada kalır mı?
Çok uzun oldu farkındayım ancak nolur desteğinize ihtiyacım var...