-
- Konu Sahibi gunebakancicegi
- #221
Sizin algı probleminiz var ben size açıklayayım ama okuduğunuzu da anlayacağınızı sanmıyorum. Ben evlen ya da bırak diyenlerin yorumlarını kasdettim bu 1.si hanımefendi ben bi hakimle evli değilim olmadığım gibi burda başka birisiyle ilgili sırf hakim olduğu için tanı diyemem ne kadar saçma bi yorum yapmışsınız. Ben meslek maddi durum bi kenarda bi yorum yaptım. Kız ikilemde duyguları karmaşık farkında mısınız hiç bişeyden emin değil bırak ya da evlen demek ne kadar doğru. Ben içinizin sinmediği bir durum var ise bırakın yazdım emin değilsen tanı. Yazdığımı okumamışsınız ama fikir sahibi olmuşsunuz. Benim ağzımdan laf yürütmeyin lütfen
Evlen baban yasindaki adamla görürüm 10 sene sonraMerhaba hanımlar, öncelikle çevremde kimseye anlatamadığım ve kafamın gerçekten çok karışık olduğu bir dönemdeyim. Bu yüzden bütün yapıcı eleştirilerinize, vereceğiniz akla açığım. Bunu baştan belirtiyor ve linçlemeden yahut yargılamadan önce empati yapmanızı rica ediyorum...
22 yaşındayım hukuk fakültesi son sınıf öğrencisiyim. Ailemin maddi durumu o kadar iyi değil. Babam bir kurumda şoför. Annem ev hanımı. Kendi evimiz arabamız var ama onlar da biz çok küçükken yapılmış şeyler, onun dışında evin geçiminine anca yetiyor babamın maaşı. Bir erkek kardeşim var o da yatılı okuyor fen lisesinde. Daha çok ona desteği oluyor ailemin. Ben burslarla, çalışarak falan eğitimimi tamamladım. Bir dershanede ortaokul öğrencilerine etüt veriyordum türkçe ve tarih derslerinde. Ödevlerine yardımcı olmak gibi düşünün. Bu şekilde aileme yük olmadan hatta bazen destek olarak eğitimimin sonuna yaklaşıyorum.
Şimdi bunlar biraz hakkımda fikir sahibi olmanız için verdiğim detaylardı. Konuya girecek olursam yaklaşık 1 yıldır süren bir ilişkim var. Erkek arkadaşım hâkim. Bir ağır ceza mahkemesinde başkan. 36 yaşında. Biraz bahsedecek olursam karadenizli çok zengin bir ailenin çocuklarından biri. Varlıklı ve güçlü bir aile ama bir o kadar da muhafazakar bir aile. (Şehir adı ve fazla detay veremiyorum ifşa olmaması açısından)
Aramızda çok fazla yaş farkı var biliyorum. Bunu başta önemsemedim çünkü erkek arkadaşım uzun boylu, fit, mavi gözlü sarışın yaşına göre yakışıklı bir adam. Hayatındaki en genç kadın benim. Kız kardeşi bile 26 yaşında yani benden büyük. Benden öncekiler genelde yaşıtları ya da birkaç yaş küçükler olmuş.
Ben onun yanında epey genç dursam da beğeniyorum onu da fiziksel olarak. Velhasıl evlenmek istiyor. Annesine durumu anlatmış sanırım. Kadın benimle tanışmak istemiş. Biraz farklı kafa yapısına sahip bir kadın. Onun için ne kadar genç o kadar çocuk doğurma ihtimali ve saflık demek. Az çok öyle sezdim sevgilimin anlatışından vs. Bu işe memnun olmuş yani. Genç kız, okul da bitiyor staj falan yapmasın bir yerde. Gider isteriz nişanı yaparız. Hâkimliğe çalışsın o da senin gibi hâkim olur demiş.
Şimdi ilişkimize değinecek olursam biz iyi anlaşırız ama bu bir yılda kavgalarımız da oldu. Bana asla hakaret vs kötü bir davranışı olmadı ama ben sesini yükselttiğinde ondan çekiniyorum biraz. Sanki ailede baba azarladığında susup sessizleşen bir kız çocuğu gibi. Benim hayatımda ondan önce biri olmadı ama onun yaşanmışlıklarını bir şekilde öğrenmem canımı sıktı çoğu kez. Hâkimler, avukatlar, doktorlar. Aşk hikayeleri vs. Nasıl öğrendin derseniz erkek arkadaşımın telefonunu karıştırdığımda bir platformda hesabı olduğunu gördüm. 10 yıldır yazıyor. Günlerce okudum yıllar boyu yazdıklarını. Bu ilişkileri kendi üstü kapalı bahsetmişti ama orada çok daha derin olduğunu gördüm. Benim hakkımda da çok güzel şeyler yazmış ama işin özü ona belli etmesem de ben bu yaşanmışlıkları, birçok kadını hazmedemedim. Bu olay ilişkiyi ilk kez sorgulamama neden oldu ama bir şekilde huzurlu giden şeyi bozma deyip hislerimi susturdum.
Bana aşık ve sadık olduğu için geçmişe o kadar takılmıyorum diye kandırdım kendimi. Ama artık çok yoruldum bu yüzden dürüst olmak istiyorum. O evlilik konusunu açınca ben aslında başından beri onunla hiç evlilik düşünmediğimi ve ondan çocuk sahibi olmak istemediğimi gördüm. Yani mutluyuz ama hep böyle gitsin kafasındaydım. Ciddileştirme düşüncesi bana tuhaf hissettirdi. Bir oyun yaşıyormuşum da gerçeğe dönüşecekmiş gibi. Belki yargılayacaksınız belki eleştireceksiniz ama yalan söylemek istemiyorum. Fark ettim ki ona aşık değilim, hayranım sadece. Ve bu hayranlığım da sahip olduğu makam, güç, zenginlikten kaynaklı. Sadece bunlar da değil. Beni koruyup kollaması, düşünmesi, ilgisi, sevgisi... Bu adamın sahip olduğu maddi manevi her şey içimdeki duygusal boşluğu ve değersizlik hissini dolduruyordu sanki.
Ailem çok kopuk bir aile. 22 yaşındayım herhalde en son çocukluğumda sofraya hep beraber oturduk. Bir aile fotoğrafımız dahi yok. Babam ilgisiz biri, hukuk okuduğumu bile bilmiyor. Öğretmen olacağım zannediyor. Ne kadar saçma bir şey değil mi? Ama öyle çünkü bilse okula devam etmeme izin vermez. Annemle onu boşayıp evi arabayı elinden alacağımı düşünür. (Annemi dövmesine ben büyüdükten sonra izin vermeyip onunla restleştiğim için bana kinli)
Anneme gelirsek o da çok muhafazakar. Baskıcı, despot biri. Küçükken hıncını hep benden çıkardı. Hiçbir zaman sarıldığımızı hatırlamıyorum. Kendimi önemli hissetmedim hiç ailede. Bana sürekli üstümde yüksün sen olmasaydın boşanacaktım deyip durdu yıllarca. Paraya çok değer verir. Babamı daha fazla getir deyip baskılar. Belki de bu yüzden ona zengin bir hayat verebilirsem beni sever diye düşündüm içten içe. Nihayet ona yaranabilirim, takdirini alabilirim. Fakat sevgilim olmasına bile karşıyken sevgilimin 36 yaşında olduğunu nasıl söyleyeceğim hiç bilmiyorum. Hâkim olması ya da zengin bir ailenin oğlu olması umurunda bile olmaz bu konuda katı, kesinlikle reddeder. Fakat beni de sevip saymıyor ki. Okul bitsin kendi evine geç arabanı al işini kur diyor. Avukatların mevcut durumda çalışma koşulları çok kötü. Stajyerlikte asgari ücret bile zor bulunuyor. Ruhsat alındıktan sonra kendi ofisimi açacak durumum yok şu an. Açsam da aylarca iş gelmeyebilir, bağlı çalışsam zaten asgari ücret belki biraz fazlası. Annem bunu anlamıyor benden beklentileri çok yüksek.
Hâkim savcılık ise sınavı geçmekten çok mülakatı geçmeye bağlı bir iş. Fakülteye girdiğimden beri esas hayalim bu. Ama yıllarca birinci olsa bile referansı olmadığı yahut yeterli kalmadığı için geçemeyen insanlar var.
Bu da beni düşündürüyor.
Toparlayacak olursam, evlenirsek varlık içinde bir yaşam sürdüreceğim belki ben de makam mevki sahibi biri olacağım. Muhtemelen çocuğumuz da olacak ama evliliğimizin uzun yıllar süreceğini hiç sanmıyorum. Çünkü aramızdaki yaş farkı bazen kendini hissettiriyor. Benim alındığım şeyler ona saçma gelebiliyor. Onun hayat tarzı da bana sıkıcı gelebiliyor. Belki 5 6 yıllık bir evlilik olur bu. Ötesini göremiyorum. Yanılıyor da olabilirim tabii bilmiyorum.
Çocuk olsa onun açısından nasıl olur hayat onu da bilmiyorum. 25’lerinde bir anne ve 40’ında bir babayla büyümek sorun olur mu yoksa olmaz mı bu konuda da fikrinize ihtiyacım var…
Reddedersem açık konuşayım belki bir daha böyle bir fırsat geçmeyecek elime. Her şeye 0’dan başlayacağım. Zorlanacağım ve halimi vaktimi toplamam belki yıllar alacak. Bu 1 yılda çok üst tabakada bir yaşam standardım oldu.
Varlığın yüzünü bir kere çokça gördükten sonra mütevazı bir yaşama geri dönmek nasıl olur bilmiyorum. Esasen bunları yazarken anlamadığım bir utanç ve mahcubiyet içindeyim. Kimseye ilişkimi bile anlatamıyorum aileme nasıl söyleyeceğim diye kara kara düşünüyorum. Çünkü insanların hakkımda ne düşüneceğini biliyorum. Böyle mutlu muyum değil miyim bilmiyorum. Bu düşünceler evlilik teklifinden önce yoktu. Son zamanlarda var.
Erkek arkadaşımın ailesi yaşıma takılmadı. Bilakis genç olmam ve hayatımda birinin olmamış olması, bir yaşanmışlığımın bulunmaması, nispeten muhafazakar bir ailede büyümem onları memnun etmiş. Ben de hukuk okuduğum için de denk sayılırsınız demiş annesi.
Bugün yine tartıştık ailene ne zaman söyleyeceksin vs diye. Annemle şu sıralar limoniyiz beni sofraya dahi çağırmıyor evde konuşmuyor. Doğru karar vermek istiyorum. Ne önerirsiniz sizce ayrılmak mı mantıklı yoksa devam etmek mi? Şu an görünürde bir sorunumuz yok ikimizin arasında. Onu seviyorum ve saygı duyuyorum ama evliliğin aşktan ziyade sevgi, hayranlık ve mantık temelleri üzerine kurulu olması ileride pişmanlık yaratır mı bunu merak ediyorum. Kısacası benden daha deneyimli ve tecrübelisiniz. Yerimde olsanız ne yapardınız? Uzun oldu ama okuduysanız çok teşekkür ederim…
Fakire aşık oluyoruz demıyorum. Ama bu insanlar uzun zamandır gorusuyo. Demekkı bır cekım var. Zaten arada sevgı istek arzu sıfırsa evlenmesın. Aynı böyle bı arkadaşım var adamdan hoşlanıodu sevıodu dünyaya bır kere gelsem yıne bu adamla evlenmek ısterdım dıyor. Yani ben belırttım zaten arada sevgı yoksa çekim yoksa sırf para ıcın asla evlenılmez.İlla fakir gurabaya aşık olmuyoruz
Ben aşk evliliği yaptım. Çok zengin bir hayatımız yok ama sürünmüyoruz da. Türkiye ortalamasında standart bir hayat yaşıyoruz. Aşık olurken illa kendimizin altından insana aşık oluyoruz gibi saçma bir algı var.
Gayet kendi yaşıtım, kendi dengimde bir adama aşık oldum. Çok da mutluyum
Şimdi 38 yaşında bir kadınım ve kocamın şu an 52 yaşında olmasını istemezdim açıkçası.
Yaş farkı çok, adamın bekaret mevzusunu annesiyle konuşması gibi direkt red flag var.
Genç bir kızı gözü açılmadan kafesleyen bir orta yaş erkeği sırf kariyeri iyi diye de güzelleyemem.
Bu kadın 35te seks hayatını yoğun yaşamak isterken adam 50ye yaklaşmış olacak Allah aşkına
Hanımefendi ben böyle bişey yazmadım iyi misiniz yazdığınızı mı bilmiyorsunuz okuduğunuzu mu anlamıyorsunuzBir senedir birlikte olduğu kişiye karşı kafa karışıklığı geçmeyen tam tersine evlilik lafını duyunca daha da kafası karışmış birine kestirip atma iyice tanı demek daha fazla bağlan demektir.
Öff aman kaçtır aynı şey oluyor, hatta hep oluyor. Herkes güzel güzel gerçekleri göstermeye çalışıyor. Sonra o da ne? Konu sahibinden atarlı bir mesaj. Hep aynı şeyleri yaşamaktan gına geldi.Açıkçası bekliyordum bu çıkışı. Çünkü bu zamana kadar yazdıklarınızdan çok da öyle toy genç kız vaybı almamıştım, ama karşı tarafın modelini bildiğimden aradığının o olduğunu söylemiştim. Şu kadarını diyeyim ateşle oynuyorsunuz, farkındasınız yine de oynuyorsunuz. Allah kolaylık versin, size şunu diyebilirim sadece, gerçeklerinizin farkında olun, size verilen ilgiye, sevgiye, krediye güvenip boy ölçüşemeyeceğiniz alanlara girmeyin ki boyunuzun ölçüsünü almasınlar. Bir de ne yapın edin, aileniz hakkında az bilgi verin. İyi geçinir görünün. Bu aile en ufak şeyi bile kullanacak. Bize güvenin.
Çok teşekkür ederim. Nezaketi koruyup yorum yapabilmek bu kadar basit işte ya. Olumlu olumsuz olsun hiç önemli değil ama üslup o kadar önemli ki. Kendini güzin abla sananların yanında bu nahif yorumunuz için çok teşekkür ederimZekisin, bilinçlisin, azimli ve başarılısın. Güzellikler seninle olsun. Kendini ve nasıl bir hayatı hak ettiğini sen biliyorsun. Evlenmeden de hâkim olabilirsin. Ayaklarının üzerinde durabilirsin. Çok gençsin. Evlilik ise tüm hayatını değiştirebilecek çok riskli bir karar. Birkaç paragraf okumayla yönlendirmemiz mümkün değil. Belki bu yazdıklarım iyi gelir, yolun açık olsun
Aynen öyle onu belırttım egerkı ruhları dunyaları farklıysa olmuyor. Aynı yaşta olsalarda olmuyor. Geçen kadında akademısyen erkekte akademısyen aynı yaşta lar ama olmadı. O kadar uyumsuzlardıkı. Olmadı. Uyum onemlı. Bence uyum sevgıyıde aşkıda saygıyıda getırıyor. Sırf para ile sadet olmaz.Sizinle aynı düşüncede biriyle sağlam olurda değilse hiç öyle olmuyor.
Gidin yorumlarınızı tekrar okuyun.Hanımefendi ben böyle bişey yazmadım iyi misiniz yazdığınızı mı bilmiyorsunuz okuduğunuzu mu anlamıyorsunuz
Ya biliyor hepsini zaten. Bile bile giriyor yola. Bile bile girene hayırlı olsun denir.Öff aman kaçtır aynı şey oluyor, hatta hep oluyor. Herkes güzel güzel gerçekleri göstermeye çalışıyor. Sonra o da ne? Konu sahibinden atarlı bir mesaj. Hep aynı şeyleri yaşamaktan gına geldi.
Konu sahibinin mantığına göre herkes arsız, hırsız olmalı. Kimse hakkıyla bir yerlere gelemiyor, herkes torpille yüksek mevkilere geliyor.
Tamam torpil çok fazla ama millet hak yiyor diye bizde mi yiyelim?
Doğruları okumak kimsenin işine gelmiyor. Madem işlerine gelmiyor, kararlarını çoktan vermişler. Konu açmasınlar. Ya ben burada kendimi konu sahibinin yerine koyup sinirlenip üzülüyorum. Ama sonra bak noluyor?
Kendini neden bir seçim yapmak zorunda bırakıyorsun? Sen bu zamana kadar biraz aile desteği belki sıfır aile desteği ve kendi kendine yeterek zaten kendini okutmuşsun büyütmüşsün hiç kimseye ihtiyaç duymadığın çok açık. Kimsenin parasına malına mülküne hatta sevgisine muhtaç değilsin zeki bir kızsın sevgilin gibi zilyoner olamayabilirsin ama ileride kendine güzel bir hayat kurabilecek kadar donanımlısın kendini hafife alma. Kendi yapmadığın her şeyin lafını yersin bu hayatta sana verdiklerinin lafını yapmayacak tek insanlar istiyorlarsa dünyanın en kötü insanları olsun annen babandır onlar da dışarıdaki fırsatçılardan daha kötü olamazlar buna emin olabilirsin. 36 yaşında iş güç sahibi zengin bir insan ne gibi bir zihniyetle 22 yaşında bir kızla sevgili olabiliyor ben bunu hiç hoş karşılayamadım ya altında başka bir şey arıyorum. Senin sebeplerin çok masum olabilir ama aynı şeyi kendisi için söyleyemem. Özetle aklını başına al mantık böyle bir şey değildir mantıklı seçimler yaptığında seni buna pişman edecek çoğu etkeni sıfırlamış olman gerekir ama sen adamın ailesinin tutucu olduğundan annesinin laflarından falan bahsediyorsun mantık bunun neresinde? Lütfen kendine güzelliğine gençliğine kıyma ve kendine kendin gibi çalışkan çalıştığıyla emeğiyle dişiyle tırnağıyla hayat kuran kendi dengin bir genç delikanlı bul ve hayatınızı birlikte kurun en güzeli budur denklik budur bunu asla unutmaMerhaba hanımlar, öncelikle çevremde kimseye anlatamadığım ve kafamın gerçekten çok karışık olduğu bir dönemdeyim. Bu yüzden bütün yapıcı eleştirilerinize, vereceğiniz akla açığım. Bunu baştan belirtiyor ve linçlemeden yahut yargılamadan önce empati yapmanızı rica ediyorum...
22 yaşındayım hukuk fakültesi son sınıf öğrencisiyim. Ailemin maddi durumu o kadar iyi değil. Babam bir kurumda şoför. Annem ev hanımı. Kendi evimiz arabamız var ama onlar da biz çok küçükken yapılmış şeyler, onun dışında evin geçiminine anca yetiyor babamın maaşı. Bir erkek kardeşim var o da yatılı okuyor fen lisesinde. Daha çok ona desteği oluyor ailemin. Ben burslarla, çalışarak falan eğitimimi tamamladım. Bir dershanede ortaokul öğrencilerine etüt veriyordum türkçe ve tarih derslerinde. Ödevlerine yardımcı olmak gibi düşünün. Bu şekilde aileme yük olmadan hatta bazen destek olarak eğitimimin sonuna yaklaşıyorum.
Şimdi bunlar biraz hakkımda fikir sahibi olmanız için verdiğim detaylardı. Konuya girecek olursam yaklaşık 1 yıldır süren bir ilişkim var. Erkek arkadaşım hâkim. Bir ağır ceza mahkemesinde başkan. 36 yaşında. Biraz bahsedecek olursam karadenizli çok zengin bir ailenin çocuklarından biri. Varlıklı ve güçlü bir aile ama bir o kadar da muhafazakar bir aile. (Şehir adı ve fazla detay veremiyorum ifşa olmaması açısından)
Aramızda çok fazla yaş farkı var biliyorum. Bunu başta önemsemedim çünkü erkek arkadaşım uzun boylu, fit, mavi gözlü sarışın yaşına göre yakışıklı bir adam. Hayatındaki en genç kadın benim. Kız kardeşi bile 26 yaşında yani benden büyük. Benden öncekiler genelde yaşıtları ya da birkaç yaş küçükler olmuş.
Ben onun yanında epey genç dursam da beğeniyorum onu da fiziksel olarak. Velhasıl evlenmek istiyor. Annesine durumu anlatmış sanırım. Kadın benimle tanışmak istemiş. Biraz farklı kafa yapısına sahip bir kadın. Onun için ne kadar genç o kadar çocuk doğurma ihtimali ve saflık demek. Az çok öyle sezdim sevgilimin anlatışından vs. Bu işe memnun olmuş yani. Genç kız, okul da bitiyor staj falan yapmasın bir yerde. Gider isteriz nişanı yaparız. Hâkimliğe çalışsın o da senin gibi hâkim olur demiş.
Şimdi ilişkimize değinecek olursam biz iyi anlaşırız ama bu bir yılda kavgalarımız da oldu. Bana asla hakaret vs kötü bir davranışı olmadı ama ben sesini yükselttiğinde ondan çekiniyorum biraz. Sanki ailede baba azarladığında susup sessizleşen bir kız çocuğu gibi. Benim hayatımda ondan önce biri olmadı ama onun yaşanmışlıklarını bir şekilde öğrenmem canımı sıktı çoğu kez. Hâkimler, avukatlar, doktorlar. Aşk hikayeleri vs. Nasıl öğrendin derseniz erkek arkadaşımın telefonunu karıştırdığımda bir platformda hesabı olduğunu gördüm. 10 yıldır yazıyor. Günlerce okudum yıllar boyu yazdıklarını. Bu ilişkileri kendi üstü kapalı bahsetmişti ama orada çok daha derin olduğunu gördüm. Benim hakkımda da çok güzel şeyler yazmış ama işin özü ona belli etmesem de ben bu yaşanmışlıkları, birçok kadını hazmedemedim. Bu olay ilişkiyi ilk kez sorgulamama neden oldu ama bir şekilde huzurlu giden şeyi bozma deyip hislerimi susturdum.
Bana aşık ve sadık olduğu için geçmişe o kadar takılmıyorum diye kandırdım kendimi. Ama artık çok yoruldum bu yüzden dürüst olmak istiyorum. O evlilik konusunu açınca ben aslında başından beri onunla hiç evlilik düşünmediğimi ve ondan çocuk sahibi olmak istemediğimi gördüm. Yani mutluyuz ama hep böyle gitsin kafasındaydım. Ciddileştirme düşüncesi bana tuhaf hissettirdi. Bir oyun yaşıyormuşum da gerçeğe dönüşecekmiş gibi. Belki yargılayacaksınız belki eleştireceksiniz ama yalan söylemek istemiyorum. Fark ettim ki ona aşık değilim, hayranım sadece. Ve bu hayranlığım da sahip olduğu makam, güç, zenginlikten kaynaklı. Sadece bunlar da değil. Beni koruyup kollaması, düşünmesi, ilgisi, sevgisi... Bu adamın sahip olduğu maddi manevi her şey içimdeki duygusal boşluğu ve değersizlik hissini dolduruyordu sanki.
Ailem çok kopuk bir aile. 22 yaşındayım herhalde en son çocukluğumda sofraya hep beraber oturduk. Bir aile fotoğrafımız dahi yok. Babam ilgisiz biri, hukuk okuduğumu bile bilmiyor. Öğretmen olacağım zannediyor. Ne kadar saçma bir şey değil mi? Ama öyle çünkü bilse okula devam etmeme izin vermez. Annemle onu boşayıp evi arabayı elinden alacağımı düşünür. (Annemi dövmesine ben büyüdükten sonra izin vermeyip onunla restleştiğim için bana kinli)
Anneme gelirsek o da çok muhafazakar. Baskıcı, despot biri. Küçükken hıncını hep benden çıkardı. Hiçbir zaman sarıldığımızı hatırlamıyorum. Kendimi önemli hissetmedim hiç ailede. Bana sürekli üstümde yüksün sen olmasaydın boşanacaktım deyip durdu yıllarca. Paraya çok değer verir. Babamı daha fazla getir deyip baskılar. Belki de bu yüzden ona zengin bir hayat verebilirsem beni sever diye düşündüm içten içe. Nihayet ona yaranabilirim, takdirini alabilirim. Fakat sevgilim olmasına bile karşıyken sevgilimin 36 yaşında olduğunu nasıl söyleyeceğim hiç bilmiyorum. Hâkim olması ya da zengin bir ailenin oğlu olması umurunda bile olmaz bu konuda katı, kesinlikle reddeder. Fakat beni de sevip saymıyor ki. Okul bitsin kendi evine geç arabanı al işini kur diyor. Avukatların mevcut durumda çalışma koşulları çok kötü. Stajyerlikte asgari ücret bile zor bulunuyor. Ruhsat alındıktan sonra kendi ofisimi açacak durumum yok şu an. Açsam da aylarca iş gelmeyebilir, bağlı çalışsam zaten asgari ücret belki biraz fazlası. Annem bunu anlamıyor benden beklentileri çok yüksek.
Hâkim savcılık ise sınavı geçmekten çok mülakatı geçmeye bağlı bir iş. Fakülteye girdiğimden beri esas hayalim bu. Ama yıllarca birinci olsa bile referansı olmadığı yahut yeterli kalmadığı için geçemeyen insanlar var.
Bu da beni düşündürüyor.
Toparlayacak olursam, evlenirsek varlık içinde bir yaşam sürdüreceğim belki ben de makam mevki sahibi biri olacağım. Muhtemelen çocuğumuz da olacak ama evliliğimizin uzun yıllar süreceğini hiç sanmıyorum. Çünkü aramızdaki yaş farkı bazen kendini hissettiriyor. Benim alındığım şeyler ona saçma gelebiliyor. Onun hayat tarzı da bana sıkıcı gelebiliyor. Belki 5 6 yıllık bir evlilik olur bu. Ötesini göremiyorum. Yanılıyor da olabilirim tabii bilmiyorum.
Çocuk olsa onun açısından nasıl olur hayat onu da bilmiyorum. 25’lerinde bir anne ve 40’ında bir babayla büyümek sorun olur mu yoksa olmaz mı bu konuda da fikrinize ihtiyacım var…
Reddedersem açık konuşayım belki bir daha böyle bir fırsat geçmeyecek elime. Her şeye 0’dan başlayacağım. Zorlanacağım ve halimi vaktimi toplamam belki yıllar alacak. Bu 1 yılda çok üst tabakada bir yaşam standardım oldu.
Varlığın yüzünü bir kere çokça gördükten sonra mütevazı bir yaşama geri dönmek nasıl olur bilmiyorum. Esasen bunları yazarken anlamadığım bir utanç ve mahcubiyet içindeyim. Kimseye ilişkimi bile anlatamıyorum aileme nasıl söyleyeceğim diye kara kara düşünüyorum. Çünkü insanların hakkımda ne düşüneceğini biliyorum. Böyle mutlu muyum değil miyim bilmiyorum. Bu düşünceler evlilik teklifinden önce yoktu. Son zamanlarda var.
Erkek arkadaşımın ailesi yaşıma takılmadı. Bilakis genç olmam ve hayatımda birinin olmamış olması, bir yaşanmışlığımın bulunmaması, nispeten muhafazakar bir ailede büyümem onları memnun etmiş. Ben de hukuk okuduğum için de denk sayılırsınız demiş annesi.
Bugün yine tartıştık ailene ne zaman söyleyeceksin vs diye. Annemle şu sıralar limoniyiz beni sofraya dahi çağırmıyor evde konuşmuyor. Doğru karar vermek istiyorum. Ne önerirsiniz sizce ayrılmak mı mantıklı yoksa devam etmek mi? Şu an görünürde bir sorunumuz yok ikimizin arasında. Onu seviyorum ve saygı duyuyorum ama evliliğin aşktan ziyade sevgi, hayranlık ve mantık temelleri üzerine kurulu olması ileride pişmanlık yaratır mı bunu merak ediyorum. Kısacası benden daha deneyimli ve tecrübelisiniz. Yerimde olsanız ne yapardınız? Uzun oldu ama okuduysanız çok teşekkür ederim…
Siz ne anlatıyorsunuz ? Bende mi sorun var anlayamadım ki. Kendimden 15 yaş büyük biriyle sırf para ve mevki için evlenmek istiyorum doğru mu yapıyorum diye konu açmışsınız hata yaptığınızı söyleyenlere sistem çürük ben napim diyerek cevap veriyorsunuz. O zaman şu an yeni mezun tüm mühendis mimar avukat eli yüzü düzgün ne kadar kız varsa hepsi 40 larında erkeklerle göz açtırmamak üzere parasal evlilik yapsın. Üzgünüm ama gerçekten babanız gibi gördüğünüz biriyle evlenme Fikri bir yerde midenizi bulandırmalı bence. Tabi yine 'reşit' biri olarak sizin kararınız.Haklısınız adalet dağıtacak insanın kapı kapı referans araması kadar saçma bir şey olamaz fakat var. Hiç acımadan 1. adamı bile çat diye eliyorlar. Bu konuda biraz araştırma yaparsanız yargının ne kadar çürüdüğünü görürsünüz. Bu sistemin düzeleceğini açıkçası sanmıyorum. Öğretmenlerin mülakatlarında bile adil davranılmadığıyla çalkalanıyor sosyal medya. Birileri nereden geldiği belli olmayan burslarla sırf birinin çocuğu diye yurt dışında okurken birileri sefa sürerken 5 çocuk yandı ülkede. Toplumda korkunç bir çürüme var ve nereden tutup kurtarabiliriz diye inanın kimse umursamıyor. Ben hakim olayım olmayayım bu sistemin sahipleri her zaman bu kademeleri kendi adamlarıyla dolduracak. Ülkede bir çikolatanın ortadan ikiye ayrılması konuşulduğu kadar bir kızın bedeninin ikiye ayrılıp atılması konuşulmadı. Gündem jet hızıyla değiştiriliyor. Hayat sandığınız kadar toz pembe değil
Ben buradaki saçma yorumları anlayabiliyorum çoğunun meslekten, ülkenin gerçeklerinden haberi yok. Hayatı kendi dört duvarlarından ibaret sanıyorlar fakat siz beni çok şaşırttınız. Hukukçu olduğunu iddia eden ve benden yaşça büyük birinin camianın içindeki olaylardan haberdar olmaması mümkün değil çünkü.
Daha birkaç ay önce adliyede çevirmediği halt kalmayan hâkime hanımı okuduk hepimiz. Bu kadının geçtiğimiz haftalarda belgeseli yapıldı youtube’da. Sevgilisi çıkıp açıkça dedi ki “ben onun hakkında açılan dosyayı kapatmaları için Ankara’ya yargıtaydaki tanıdıklarıma gittim. Onlar da bana bu dosyadan ancak zaman aşımıyla kurtulabileceğini söylediler ben de dosyayı 3 yıl geciktirdim.”
Demek ki ortaokul mezunu hukukla alakası bile olmayan adam yargıtaydaki tanıdıklarıyla bir dosyayı bir “ricayla” geciktirebiliyor. Gelelim diğer konulara. Hakim savcılıkta esas olanın sınavı geçmekten ziyade mülakatı geçmek olduğunu 1. sınıf biri bile bilir. Mülakat dönemi hiç telegram gruplarında konuşulan referansları görmediniz herhalde. Ya da yargıtay danıştay önündeki kuyruklardan haberiniz yok. Geçene kadar herkes sisteme lanet eder geçtikten sonra ne hikmetse kime sorsak “ama devlet de alacağı kişiyi bilmek ister. Bir iki dakikalık mülakatta neyi ölçsün tabii referans olacak” der. Referanssız geçen var mı bilmiyorum ben hiç görmedim. Ama olanın saklamadığı, geçemeyenin açıkça “referansı olmadığı yahut yeterli gelmediğini” belirttiği bir ortamda olmadan geçen varsa bir tane adam da çıkıp niye “ben referanssız geçtim arkadaşlar. Ailemde bir tane bile yargıdan siyasetten adam yok. Umudunuzu kaybetmeyin” demiyor?
Dalga geçtiğimiz 3 harfli marketler bile işe alırken doldurttuğu formda 3 tane referans yazın diyor. 1 bile değil bak 3 tane istiyor ne için? Sabahtan akşama kadar milletin ağız kokusunu çekmek için. Geçen twitter’da biri paylaştı herkes güldü. Bakın güldü diyorum çünkü toplum olarak bunu kanıksadık. Değiştiremiyoruz, olmuyor.
Bu sistem çürük ve bir iki yıldır değil yıllardır böyle. Bir utanması gereken varsa bunca yıldır bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyetindekilerdir. Siz bütün bu liyakatsizlerden, stajyer avukata asgari ücreti bile çok gören üstüne “benim yanımda çalışmak için onun ücret ödemesi lazım” diyecek kadar yüzsüzler varken, 1. olan adamın bile emeğinin hiç edildiği referansı yok diye acımasızca elendiği bir camiada ben sevgilimin bana referans olmasını beklediğim için benden mi utandınız? Evet önce hakim olmayı bekledim. Çünkü aile yapısı benim güç elde etmemden rahatsız olabilecek, evlendikten sonra sen otur çocuğuna bak ne gerek var çalışmaya diyecek zihniyette insanlar gibi duruyor. Kendimi garantiye almak istememin nesi kötü? Karşı taraf benimle evlenmek isterken saf bir aşk düşüncesiyle mi düşünüyor sadece? 36 yaşındaki adam ve ailesi o kadar yaşanmışlığına rağmen kendine genç ve temiz geçmişli birini hak görebiliyorsa benim de ondan potansiyel eşi, çocuklarının annesi olacak biri olarak bunu beklememden doğal ne var? Bir utanması gereken varsa bence o bütün genç mezunları bu duruma düşüren liyakatsiz sistemin sahipleri. İyi akşamlar
Market sektöründe çalışanlarla niye dalga geçiyorsunuz ? Ne varmış 3 harfli marketlerde ? Neyin kafası ve kibri bu ?Dalga geçtiğimiz 3 harfli marketler bile
Adamdan önce kv yaptırmaz. Çünkü adam, anasının ağzına bakıyor belli.O zaman kusura bakmayın ama ne adam size ne de siz adama güveniyor ve gerçek manada seviyorsunuz. Adam genç güzel, eğitimli ama kendisine maddi manevi muhtaç sizle evlilik yapıp, bir ömür ona muhtaç bir hayat yaşayın, o ve ailesinin istediklerini yapan bir gelin istiyor, siz de onun sayesinde mülakatı düşünmeden kolayca hakimlik mesleğini yapabilmek istiyorsunuz. İkiniz içinde çıkarlar söz konusu ben buradan iki tarafında mutlu olacağı bir ilişki çıkmaz. Büyük ihtimal o adam size hakimlik falan yaptırmaz. Tek şansınız ailenizin bu konuda diretmesi bahanesi ile evlenmeden sınav süreçlerini atlayıp mesleğe başlamak.
Ben ne yazdığımı biliyorum ama bana gelipte burda benim ağzımdan konuşuyorsanız ne yazdığımı sizin bilmeniz gerek.Gidin yorumlarınızı tekrar okuyun.
Aynen öyle onu belırttım egerkı ruhları dunyaları farklıysa olmuyor. Aynı yaşta olsalarda olmuyor. Geçen kadında akademısyen erkekte akademısyen aynı yaşta lar ama olmadı. O kadar uyumsuzlardıkı. Olmadı. Uyum onemlı. Bence uyum sevgıyıde aşkıda saygıyıda getırıyor. Sırf para ile sadet olmaz.
Sazı eline alıp, hızlı hızlı yazarken yaşanan kurgu hatası onlar.Kızlar nasıl öz kızı değil ben anlamadım. En küçük kız kardeşi 26 yaşında yazmışsınız. Sevgilinizin annesinin ikinci eş olduğunu söylüyorsunuz. Eee nasıl oluyor bu? Adam ilk kadından önce bir bebek yapmış sonra ikinci kadından sevgiliniz doğmuş daha sonra ilk kadından 26 yaşındaki kız kardeş mi doğmuş? İlk kadın ölmemiş miydi
r
Siz olumsuz yorum yapabiliyorsunuz ki hakkınız. Karşı taraf itiraz edince niye kötü oluyor? Herkes düşüncesini beyan etsin diye yok mu bu forum. Herkes prenses, masum ben çok kötüyüm pekiÖff aman kaçtır aynı şey oluyor, hatta hep oluyor. Herkes güzel güzel gerçekleri göstermeye çalışıyor. Sonra o da ne? Konu sahibinden atarlı bir mesaj. Hep aynı şeyleri yaşamaktan gına geldi.
Konu sahibinin mantığına göre herkes arsız, hırsız olmalı. Kimse hakkıyla bir yerlere gelemiyor, herkes torpille yüksek mevkilere geliyor.
Tamam torpil çok fazla ama millet hak yiyor diye bizde mi yiyelim?
Doğruları okumak kimsenin işine gelmiyor. Madem işlerine gelmiyor, kararlarını çoktan vermişler. Konu açmasınlar. Ya ben burada kendimi konu sahibinin yerine koyup sinirlenip üzülüyorum. Ama sonra bak noluyor?
Ben ne yazdığımı biliyorum ama bana gelipte burda benim ağzımdan konuşuyorsanız ne yazdığımı sizin bilmeniz gerek.
Kurum avukatlığı için çalışın bence en güzeli o. Kendi emeğinizle kimseye ihtiyaç duymadan bir hukukçunun olabileceği en mantıklı meslek.Siz olumsuz yorum yapabiliyorsunuz ki hakkınız. Karşı taraf itiraz edince niye kötü oluyor? Herkes düşüncesini beyan etsin diye yok mu bu forum. Herkes prenses, masum ben çok kötüyüm pekiBu arada referans dediğiniz şey herkes düzgünce geçerken birilerinin işini kolaylaştırmak için kullandığı bir yöntem değil. En azından bizim meslekte değil. Bunu bizzat adamlar kendisi bekliyor zaten sebepleri de "devlet o kadar önemli makamlara tanımadığı kişiyi getiremezmiş bilmek istermiş. Referansın önerisiyle biliyor sanırım