aşağıdaki yazıyı daha önce Berith arkadaşımız yazmıştı,ondan alıntı yaptım....
Tamamı KK'nın çeşitli bölümlerinden alıntıdır. Kendim için toparlamıştım.
Midem ve ben:
- Kes sesini! Madem o kadar açsın depoya git güzelim.. Depolarda sana bir yıl yetecek malzeme var :)
- Sen ne yaptın da bugün yemek istiyon benden? Ne yaptın yani? Yük mü taşıdın? Dünyayı mı kurtardın? Utanmadan gurulduyosun..
- Yüzün olsa sesin çıkmazdı, di mi? Utancından konuşamazdın.. Saklandın içime, bar bar bağırıyon.. Sıkıysa karşıma çık!
Ben ve ben: Ne açlık hissetmeliyim, ne tokluk. Ancak o zaman miktar açısından doğru hareket ettiğimi anlamış olurum.
** Sanırım püsküüüt'ün bir yazısıydı bu..
--------------------------------------------------------------------------------
Bu da galiba "Başarı Öyküleri" başlığından...
Gerçek : Bedenim beynimin kontrolünde.
Sorun: Bedenimi zayıflatmayı beynim reddediyor.
Nedeni: Beynime öyle hatalı şeyleri yüklemişim ki o çaresiz kalıyor.
Çözüm: Beynime bedenimi zayıflatması için ihtiyacı olan doğru bilgileri yüklemeliyim.
Beynime Öğreteceklerim
1. Ben de zayıf olabilirim. Benim iskeletim de incecik bir insanınkinden farksız. Neden onunki düzgün kaslar ve yeterli miktarda yağla kaplıyken benimki katman katman yağla çevrili olsun?
2. Zayıflamak için kendimi kısıtlamam gerekmeyecek. Zaten doğal olarak olmasını bu kadar istediğim bir şey için niye kısıtlamalara ve zorlamalara ihtiyacım olsun?
3. Aşırı yemek yemekten aldığım haz gerçek bir haz değil. O, yaşayamadığım bütün o şeylerin yerini dolduruyor sadece.
4. Yemeklere niye sırt çevireyim ki? Onların ne suçu var? Bugün şişmansam suç yediklerimde değil, miktarlarında!