Hanımefendicim, çok yanlış bir açıdan bakıyorsunuz konu sahibinin konusuna. Eleştirdiğiniz türde kadınlar, aslında şiddeti biliçaltında normalleştirmiş, hatta değer görmekle karıştırmış oluyorlar. Üstüne hatalarını kabullenmek, sıfırdan mücadeleye başlamak da zor geldiğinden gidip adamla (nikahlı kocaları tabii!) sevişiyorlar. Bahaneleri hazır zaten, olmasa bile bilinçaltı uyduruyor bir tane hemen. Sadece şiddetin yanlış olduğunu biz bas bas bağırdığımız için acaba yanlış mı yaa diye düşünüp açıyorlar konularını. Ama değişen bir şey olduğunu düşünmüyorum hayatlarında. Burada yönetici bir hanıma eşinin psikolojik şiddet uyguladığını diğer yazanlar söyledi de öyle fark etti. Düşünün durumun vahametini.
Konu sahibinin konusuna gelince, bakın benim canciğer kuzu sarması olduğum eşcinsel bir erkek arkadaşım var. Her şeyimi bilir benim, içimizi açtık beraber ağladık defalarca. Sonsuz güvenim var ona. Şimdi ben bu arkadaşımla evlensem eminim çok saygılı, sevgi dolu bir eş olur. Hem maddi anlamda rahatlarız, hem de bu evlilik ona gelebilecek olan homofobik önyargılardan onu korur. Beni de rahatlatır, desteğini esirgemez. Ama işte bu evlilik olur mu?
Konu sahibi eşine sevgisini yukarıda da söylendiği gibi cinsellikten dolayı kaybetmedi. 5 yılda bir arpa boyu yol alamadığı, durumu düzeltmeye yarım ağız uğraştığı, düzeltemiyorsa da açık açık ben böyleyim sen de kararını ver istersen diyemediği için kaybetti. Bu kadın 32 yaşında, en son ne zaman kadınlığını hissetti, ne zaman hissedecek meçhul. Ne zaman anne olabilir o da meçhul. Üzülmediniz mi Allah aşkına? Lütfen çarpıtmayın, cinsellik evliliğin önemli bir parçası, tarafların libidoları birbirine yakın olmalı. Her konuda az biraz denklik önemli.
Konu sahibi daha önce de yazmıştım, dileğim aynı. Umarım her şey yoluna girer, çok mutlu olursunuz.