Evet çekişmeli devam ediyor,hatta bu dava devam ederken ceza davası, tazminat davası da açtı.Durusmalar devamSiz ne yaptınız peki çekilmelimi devam ediyor davanız
Ben size söyleyeyim, o davanın konusu olarak dikkate alınmaz ancak bir başka dava açılıp ileri sürülebilir. Kararın anlatmak istediği budur. Mesela sen evlilik birliğinin temelden sarsılmasıyla dava açtın dava tarihinden sonra adam gitti sevgilisiyle yaşamaya başladı. Açtığın davada bunu ileri sürmen kusur durumunu etkilemez. Biz aldatma sebebiyle ikinci bir dava açıp davaların birleştirilmesini talep ederiz. Sadakat yükümlülüğünün kalkması söz konusu değil yani.Bu değişti artık çok şükürartık boşanma davası açtığınızın ertesi günü bile sadakat yükümlülüğü yok. Sonuçta davalar yıllar sürüyor. İsabetli karar olmuş:
Boşanma Davası Açıldıktan Sonra Sadakat Yükümlülüğü Kalmaz | Baykan Avukatlık Bürosu Baykan Avukatlık Bürosu
T.C. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/20330 E., 2015/9692 K., T. 11.5.2015 kararı ile İçtihat Değişikliğine gitti. Yargıtay, eşlerin boşanma davası açtıktan sonra da “sadakat” başta olmak üzere evlilik birliğinin devamıyla ilgili yükümlülüklerinin devam ettiğine ilişkin önceki içtihatlarını...www.deryabaykan.av.tr
Allah yardımcın olsunn çok zor kendini bırakmaEvet çekişmeli devam ediyor,hatta bu dava devam ederken ceza davası, tazminat davası da açtı.Durusmalar devam
Evet banada bu şekilde yaptılar çünküBen size söyleyeyim, o davanın konusu olarak dikkate alınmaz ancak bir başka dava açılıp ileri sürülebilir. Kararın anlatmak istediği budur. Mesela sen evlilik birliğinin temelden sarsılmasıyla dava açtın dava tarihinden sonra adam gitti sevgilisiyle yaşamaya başladı. Açtığın davada bunu ileri sürmen kusur durumunu etkilemez. Biz aldatma sebebiyle ikinci bir dava açıp davaların birleştirilmesini talep ederiz. Sadakat yükümlülüğünün kalkması söz konusu değil yani.
Bir üst mahkemeye gidip itiraz edinHakime hanım olacak kişi somut delil yokmuş o yüzden ya bende olsa niye dava açayım,bu nasıl adalet hep mi kötüler kazanacak bu dünyada
Ben davayi evlilik birliğinin temelinden sarsılması diye açtım bir hafta sonra yani o bize cevap dilekçesi yazmadan önce eski sevgilisiyle görüştü bunu dosyaya"Sadakat yükümlülüğunu de ihlal etti " diyerek koyduk, aldatma davası açmadık ayriyeten.Ben size söyleyeyim, o davanın konusu olarak dikkate alınmaz ancak bir başka dava açılıp ileri sürülebilir. Kararın anlatmak istediği budur. Mesela sen evlilik birliğinin temelden sarsılmasıyla dava açtın dava tarihinden sonra adam gitti sevgilisiyle yaşamaya başladı. Açtığın davada bunu ileri sürmen kusur durumunu etkilemez. Biz aldatma sebebiyle ikinci bir dava açıp davaların birleştirilmesini talep ederiz. Sadakat yükümlülüğünün kalkması söz konusu değil yani.
Cevap dilekçesi süresi içinde olduğundan aslında dava dilekçesine ek yapar gibi olmuş sizinki.Ben davayi evlilik birliğinin temelinden sarsılması diye açtım bir hafta sonra yani o bize cevap dilekçesi yazmadan önce eski sevgilisiyle görüştü bunu dosyaya"Sadakat yükümlülüğunu de ihlal etti " diyerek koyduk, aldatma davası açmadık ayriyeten.
Üst mahkemeye gidin. Bam bozacaktır diye düşünüyorum.Bende öle demedim zaten delil ve şahit sunduk ama olmadı
O nafaka, 4 senelik boşanma davasının yarı acısını dahi çıkarmaz. Bu ülkede evlenip boşanmış kadın olmanın getirdiği maddi ve manevi yükün yarısını da karşılamaz. Dul olma sıfatının kadına yüklediği iş ve sosyal hayat yükünün onda biri etmez. Alamadığı ziynetin yıllk yasal faizi de etmez. Boşanma esnasındaki yediği iftiralara karşılık hak ettiği tazminatın yanına yaklaşmaz.Bu iftiraların etrafından duyulması halinde insanların aklında bu kadın için oluşabilecek eksi düşüncelerin doğuracağı sonuçları, yükleri asla yok etmez. Çocuk olmadan da yeterince yükü doğdu. Nafaka tamamını katşılamaz ama bir kısmının tazmin edilmesi mecburi.B bakmayageldim , nafaka ile ilgili söylediğimi beğenmedin sanırım.dogru dürüst evlilik hayatı olmamış (3-5 ay evli kalmis) çocuk olmamış bir evlilikte erkeğin nafaka ödemesi saçma değilde nedir?
Evlenip boşanmış bir sürü insan var..hala hayatı, 50 yıl oncesinde çekilen türk filmi sanıyorsunuz. siz, ben dulum, ezilirim, kotu gözle bakarlar vs derseniz ,kendinizi bu konumda görürseniz, evet hayat size zindan olur...herkeste sizi ezer..cevremde boşanan 4 kadin var.hic de sizin dediginiz gibi zavallı değiller.evlenmeden öncede çalışıyorlardı yine çalışıyorlar.. nafaka olayını acizliginizi gidermek için kullanmayın...olaya kusur gözüyle bakıyorsanız, kadin kusurlu ise ,kadin erkeğe nafaka ödesin...insanların hem ayrılmak istemelerini hemde arada bağ olacak şekilde karar almalarını anlamak zor..O nafaka, 4 senelik boşanma davasının yarı acısını dahi çıkarmaz. Bu ülkede evlenip boşanmış kadın olmanın getirdiği maddi ve manevi yükün yarısını da karşılamaz. Dul olma sıfatının kadına yüklediği iş ve sosyal hayat yükünün onda biri etmez. Alamadığı ziynetin yıllk yasal faizi de etmez. Boşanma esnasındaki yediği iftiralara karşılık hak ettiği tazminatın yanına yaklaşmaz.Bu iftiraların etrafından duyulması halinde insanların aklında bu kadın için oluşabilecek eksi düşüncelerin doğuracağı sonuçları, yükleri asla yok etmez. Çocuk olmadan da yeterince yükü doğdu. Nafaka tamamını katşılamaz ama bir kısmının tazmin edilmesi mecburi.
Bu toplumda durum şu an bu. Bir gün boşanan kadın ile boşanan erkek eşit hakka sahip olursa o zaman tekrar konuşuruz. Ama eşitlik değil adalet bunu gerektiriyor şu an.
Ben aciz değilim, rahat olabilirsiniz. Allaha şükür. En sevmediğim şey slogan cümledir. Çünkü yalandır ve kimseye fayda sağlamayan ikiyüzlülük içerir. Aynı yukardaki genel cümleler gibi. Dul olan kendini köyü hissetmez zaten, birileri ona kötü olduğunu hissettirir. Bunu da sadece dedikoduyla yapmaz. Ona kira daha fazladır mesela.Siz burada - iyi düşüneyim gene de- olmasını istediğin hayatı yazarsın, sonra da kendini bu gerçekmiş, herkes böyle bir hayat yaşıyormuş gibi avutursun. Zaman değişti der, kenara çekilirsin. Ben ise olana, yaşanana göre yorum yaparım. Ayda 10 bin tl maaşı olan kadınlar dışında, dört bin lira maaş alan ve saat dokuzdan sonra işten çıkan ve büyük şehirlerin ücra yerlerinde ancak ev tutabilmiş boşanmış kadınlar senin bahsettiğin bu ezikliği, acizliği her akşam yaşıyor. Evliyken değil, boşanmışken yaşıyor. Çünkü boşanınca aile evine dahi sığınması sorun oluyor o kadının. Benim mesrlem senin ütopyan değil. O beni ilgilendirmez, sen orada yaşayabilirsin. Ben şu an şu saatte birilerinin yaşadığı dertten bahsediyorum. Sizin yanlış anladığınız da bu. Bu bir özgüven sorunu değil. Boynunu büktüğün için yaşadığın bir şey değil. Bu dışardan gelen çok somut bir dert. Ya vardır ya yoktur.Evlenip boşanmış bir sürü insan var..hala hayatı, 50 yıl oncesinde çekilen türk filmi sanıyorsunuz. siz, ben dulum, ezilirim, kotu gözle bakarlar vs derseniz ,kendinizi bu konumda görürseniz, evet hayat size zindan olur...herkeste sizi ezer..cevremde boşanan 4 kadin var.hic de sizin dediginiz gibi zavallı değiller.evlenmeden öncede çalışıyorlardı yine çalışıyorlar.. nafaka olayını acizliginizi gidermek için kullanmayın...olaya kusur gözüyle bakıyorsanız, kadin kusurlu ise ,kadin erkeğe nafaka ödesin...insanların hem ayrılmak istemelerini hemde arada bağ olacak şekilde karar almalarını anlamak zor..
Ziynet sizin için cok önemli ise o zaman evlilik birliği içinde maddi anlamda kullanmayacaksınız..
Katılıyorum. 3 yıl önce boşandım karşı taraf kusurlu olduğu halde tazminat almadım bir an önce soyadından kurtulmak hayatıma dönmek için şuan devlet memuruyum kazancımda iyi fakat boşanan kadın erkek gibi hayatına devam edemiyor yaşadığımız kültürün gerçeği bu. En azından Anadolu kültürünün yaşandığı yerlerde durum böyle. Şuan 1 seneye yakındır biriyle görüşüyorum sırf boşanmış olduğum için ailesi tarafından kabul görmüyorum. Kimbilir niye boşandı. İnsan içine nasıl çıkacağız, hakkımı helal etmiyorum diye binbir türlü şey söylüyor ailesi. En mutlu anımda bu cümleler zehir ediyor hayatımı. Bunları yaşadıkça hayatımdan 1 ay süren evliliğin neleri yok ettiğini nasıl 3 yıl sonramı bile huzursuz ettiğini anlıyorum ve keşke tazminat alsaydım diyorum. Kesinlikle o alacağımız tazminatlar bu yaşadıklarımızın bedeli olamaz bile.Ben aciz değilim, rahat olabilirsiniz. Allaha şükür. En sevmediğim şey slogan cümledir. Çünkü yalandır ve kimseye fayda sağlamayan ikiyüzlülük içerir. Aynı yukardaki genel cümleler gibi. Dul olan kendini köyü hissetmez zaten, birileri ona kötü olduğunu hissettirir. Bunu da sadece dedikoduyla yapmaz. Ona kira daha fazladır mesela.Siz burada - iyi düşüneyim gene de- olmasını istediğin hayatı yazarsın, sonra da kendini bu gerçekmiş, herkes böyle bir hayat yaşıyormuş gibi avutursun. Zaman değişti der, kenara çekilirsin. Ben ise olana, yaşanana göre yorum yaparım. Ayda 10 bin tl maaşı olan kadınlar dışında, dört bin lira maaş alan ve saat dokuzdan sonra işten çıkan ve büyük şehirlerin ücra yerlerinde ancak ev tutabilmiş boşanmış kadınlar senin bahsettiğin bu ezikliği, acizliği her akşam yaşıyor. Evliyken değil, boşanmışken yaşıyor. Çünkü boşanınca aile evine dahi sığınması sorun oluyor o kadının. Benim mesrlem senin ütopyan değil. O beni ilgilendirmez, sen orada yaşayabilirsin. Ben şu an şu saatte birilerinin yaşadığı dertten bahsediyorum. Sizin yanlış anladığınız da bu. Bu bir özgüven sorunu değil. Boynunu büktüğün için yaşadığın bir şey değil. Bu dışardan gelen çok somut bir dert. Ya vardır ya yoktur.
Siz bunu onların dertli olanlarına rastlamadığınız(!) için yok sayar, hayatta etiketi basar geçersiniz. Sen ben geçiyoruz diye o da kendi ekstra sorunlarıyla başbaşa kalır. Konu kapandıysa mesele yok, nafakaya da ihtiyaç yok.
Tüm kadınlar evlendiğinin ertesi günü altınlarımı istiyorum dese, evliliğin ikinci gününe kaç çift çıkar sanıyorsunuz? Ha, o zaman zaten boşansın diyeceksiniz. Doğru tabiki. Ama bir insan suskun ve hakkını müdafa etmeyi bilmiyor diye sürünmeyi hak etmez. Güçlü olan yani devletin asıl olayı bu şekilde mağdur olabilecekleri korumaktır. Hikaye yazmak değil.
Nafaka arada bağ değildir. Bu kadar duygusallığa gerek yok. Buna bağ dersek ev sahibimiz kardeşimiz falan olur herhalde.
Merhaba kızlar benm 4 yıl süren çekilmeli boşanma davam vardı bitti Ama benm ziynet eşyalarımı alamadım hakim bende olduğun kanaat getirdi.Davayı ben açmama rağmen, 10 bin maddi manevi tazminat verilmesine kanaat getirildi.
benim normal bir arkadaşımla erkek yanyana çekilmiş fotoğraflarımızı bulup sadakatsizlikle suçladılar şimdi bu resimleri tekrar mahkemeye sunup bana dava açcaklar tazminat davası,10 bini vermemek için hiç umurumda değil parası (hala benle uğraşıyorlar bıkmadan) sizce bu davadan bir şey çıkarmı o fotoğraflar da normal arkadaşım tek sorun erkek olması,nafaka yada itiraz edildi istinafa gönderceklermiş ben artık okadar yoruldumki bu bu durumda bir şey alabilirlermi benden sizce ?
Onlar size ödeyecekse kusurlu olarak onu görmüşler sizi değil .Karşı taraf bana ödeyecek ama benide kusurlu görmüş hakim be bunlar sadakatsizlik davası açcaklar bana manavi tazminat yani
Yok kız Yargıtay kararı var değişti dava açılınca sadakat kalkıyor.