• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

+30 yaş üstü yalnız kadınlar sizce neden yalnızsınız?

güçlü kadın ben biyim bilmiyorum ki :D sağolun çok tatlısınız.

fakat ben biraz ayrık otu gibi kalıyorum

kendi çevreme göre fazla liberal kalıyorum -örtülü değilim, (benim kuşağımda bir ilk, ha benden sonra bunlar kalmadı ama arada yaş farkı var bunların kalktığı zamana göre) yani 40 yaş üstü olup (sonradan açılanlar hariç) örtülü olmayan ben ilkim, kendi mesleğimde de ben ilkim, şimdi 25-30 yaşında olup doktor avukat vb. olup örtülü olmayan, anadolu kenti ortamına göre görece daha liberal yaşayanlar var (mesela ben ailede, bekarken, tayin vs. mecburiyetler yokken, kendine ev alan ve kendi evine çıkan da ilk kadınım) şimdi normal- ha ev alamıyorlar ama kiraya çıkıyorlar. ben kendi başına gezmeye, tatile gitme vs. olayını yaşatan ilk kadınım şimdi hepsi yazın çeşmelerde bodrumlarda (ki ben öyle beach tatili filan sevmem ben aslında şimdikilere göre daha az tüketen, daha çok okuyan, sosyal medyası da olmayan vs bir tipim) neyse ama aradan 15 yıl geçti. ben çevrem için fazla erkenciydim sanıyorum etraflarında hiç bana göre insan yoktu.

ha hala çok da yok çünkü bizde kızlar iyi okuyor erkekler biraz tırt, o biraz ondan. ama mesela şimdi ben marjinal kalmıyorum çünkü kızların bir kısmı en azından benim tarzıma yaklaştı hatta bu kızlar beni de çok sever ben de onları çok severim.

ha bu kız polülasyonuna göre etrafta erkek var mı dersen yok. kızlarda evlenen kendi bulup evlendi. erkekler ağırlıkla hala muhafazar kafalarda, mesela. ya da mesela aynı aile kızlar avukat ve iyi işler alan avukatlar (yoksa asgari ücretli işçi avukat değil yani) erkek zor bela ite kaka özel okulda tırt bölüm okuyor :S bizde böyle bir profil var. kızlarımızın çevresi de genelde kendi gibi kadınlardan oluşuyor biz iyi eğitimli, donanımlı, çağdaş kafalı, hadi diyelim belli düzeyde seküler, ama aynı zamanda aile vs. değerleri olan,yani kast ettiğim şey aslında düzgün ahlaklı erkek nereden bulunur bilmiyoruz! evlenenler de taa liseden arkadaş filan bu arada.

işte o noktada da ben liberal/seküler (ne diyeceksek artık) iş, okul vs. kendi çevreme göre -en azından onlar öyle sanıyor- daha "anadolu kokusu üstünde" kalıyorum. mesela ben bayramda düğünde aileme, memlekete vs. giderim, benim arkadaş çevrem tatile gider veya trekkinge gider ya da akademisyendir mesela makaleye revizyon yazar. en kısa fark olarak böyle. ha benim de yurtdışı tatile gittiğim, yurtdışında yaşarken gelemediğim bayramlar olmuştur mesela yani o kadar geleneksel filan da değilim ama tuhaf bir kan uyuşmazlığımız var, çözemediğim. seküler dünyadan olup benim gibi ailesini filan önemseyen, köklerini bilen aynı derecede dünyaya da açık (daha kimseler bilmezken 30 sene önce lisede değişim programıyla ABDde okumuş, öyle diyim yani) başka bir arkadaşım var mesela Çeşme'li bu kız. oralar dutlukken de Çeşme'de yaşıyormuş, o da bekar. :D onun aileden durumu iyi bir de benim durumum aileden iyi değil kendi birikimim. bu da şu demek, ben son 2-3 seneye kadar çoook çalıştım hep. çok çalışırken de lay laylay olamıyorsunuz.

bir dünya görüşüm var, din anlayışım var, dünyaya kültürlere dinlere vs. merakım var, her konuda fikrim var biraz (!)
işimse tamamen pozitif bilim o da zaten sürekli okuma araştırma vs. gerektiriyor

güçlülük burada nerde tam bilmyorum ama şey oluyor genelde "sen fazla biliyorsun"

peki ne yapayım salak numarası mı?

öyle baskın dominant karakter de değilim bu arada, birinin derdini sabaha kadar dinlerim, illa benim dediğim olacak (benim dediğim yere gidilecek, benim dediğim zaman olacak vs. hiç böyle huylarım yoktur), araç kullanmayı sevmiyorum erkek kullansa işime gelir. (yani örnek olarak veriyorum, böyle kedi kadın gibi dolanmıyorum ortalıklarda), illa herşeyi şahane yapıyorum yaparım gibi bir iddiam yok zaten yapamam. evimde oturan bir tipim aslında, evden çalıştığım için. burada hatam eskiden çok sosyalken şimdi olmamam ancak gerçekten benim kafam kaldırmıyor ortamları, en azından yaşadığım şehirde normal adama denk gelmek imkansızmış gib görünmeye başladı artık gözüme.

neyse bu güçlü olmak, ve ben de oysam? herhalde bayılmıyor erkekler buna....

ha bunu dert etmeyen yok mu var. mesela şu anda da hayatımda birisi var, yok değil ve kısa net "seninle akıl yarıştıramam öyle bir kapasitem yok" diyor. (çok açısözlüyüzdür) yani böyle erkek de var elbet yok değil ama onunla bir aile kurmam filan mümkün değil, o kadar çok geçmişten gelen bagajı ve maaesef sıkıntılı yönü var ki istese de düzeltemiyor. işin açıkçası ben de aşık değilim -bunu gizlemiyorum. aşık olsam gözüm görmeyebilirdi belki (bu yaşta aşık olunuyor mu?)

seviliyorum, dürüst davranıyorum, birlikteyken de iyiyiz gayet (ama beraber yaşamıyoruz) bu benim için tuhaf, böyle ilişki istemezdim ama işte diyorum ya yok yani, durum bu. o yüzden burada ilişki yorumu yaparken hep şey derim bakın benim hiç evlenmeyi düşünemediğim bir ilişkim var ama biz yapmayız yani sizin şu yaptığınız muhabbeti ,ne kadar seviyesiz" filan gibi...neyse herkes de evlenmek zorunda değil zaten ama olay o değil, daha fazla paylaşımım olsun isterdim. ben hayatımın %20sini filan paylaşabiliyorum onunla -bunu da söylüyorum zaten. söylemesem de ortada. ben gözleme yaparken tarkovsky izliyorum sorun bu sanırım.

ha bir de benimle akıl yarıştırma kendini ispatlama çabasına girmeyen ve ama öyle geçmiş bagajlar, sıkıntıları da olmayan başka erkek arkadaşlarım oldu ama bunlar sevgili değil normal arkadaş. (zaten hayatımda az sayıda kişi olmuştur ama libidom da yüksek bu da diğer bir dert) hayatımde en çok yararlı iletişimimim olan kişiler hep bunlar oldu. güzelce eksik yanlış noktalarımı söylediler, çok temiz değerlendirmeler yaparlar hep, ben onlara akıl verdim, destek oldum, olurum onlar bana fikir verir verdi.. şahane arkadaşlıklar yani. erkek kafasından şunu atsa mükemmel ilişkiler oluyor o zaman. böyle bir gönül ilişkisi olsa bir de nasıl güzel olacak demek ki.
Son paragrafta bahsettiginiz arkadaşlarla neden sevgili olmak yerine arkadaş olarak kaldınız? Hepsi kalbi olarak mı friendzone oldu yoksa insanları başta hep arkadaş olarak hayatınıza alıp sonra başka gözle bakamama durumu mu?
 
Son paragrafta bahsettiginiz arkadaşlarla neden sevgili olmak yerine arkadaş olarak kaldınız? Hepsi kalbi olarak mı friendzone oldu yoksa insanları başta hep arkadaş olarak hayatınıza alıp sonra başka gözle bakamama durumu mu?
birkaçı zaten evli- tanıştığımızda da evlilerdi hiç duygusal birşey düşünmedim, aklıma gelmez yani, hani aklıma böyle inceden birşeyler kalbime gelip de "ama evli kızım saçmamala" demedim hiç.

diğelreriyle karşılıklı hiç düşünmedik sanırım. irdelemedim aslında.

esas olarak ben bir diğerini aslında sonradan sevdim işte, o sonradan sevince zaten

dediğiniz "insanları başta hep arkadaş olarak hayatınıza alıp sonra başka gözle bakamama durumu mu" dediğiniz şey var-mış bende. kesinlikle o çok haklı bir tespit. bunu görmüş oldum herkesi arkadaş olarak hayatıma alıyormuşum. cinsiyetiyle değil.

mesela okul ve işyerine giderken okul/iş arkadaşlarıma hiç "alıcı gözle" bakmadım. bunun çok uzun uzun analizini yapabiliriz, biraz erkek gibi yetiştirilmek var, "aan kızım" olarak sevilmek var, hiç güzel kızım denilmemiş hiç bebek oynanamış bir kız olmak var, biraz erkek olmaya öykünmek var kadınlar için hayatın çok zor olduğu bir yerden geliyorum. kadınlığımla çok geç barışmam (bakire olarak ilk ciddi ilişkimde evlencem sanıyordum ben) ve insanlara kadın-erkek değil başarılı-başarısız zaviyesinden bakmam var. var da var, olaylar olaylar geçiyorum.

şimdi bu yok, ama şimdi de zaten 1 hayatımda biri var 2- hadi buna rağmen birinden etkilensem hemen ayrılırım ama kimseye bi en ufak acaba dediğim olmuyor
 
birkaçı zaten evli- tanıştığımızda da evlilerdi hiç duygusal birşey düşünmedim, aklıma gelmez yani, hani aklıma böyle inceden birşeyler kalbime gelip de "ama evli kızım saçmamala" demedim hiç.

diğelreriyle karşılıklı hiç düşünmedik sanırım. irdelemedim aslında.

esas olarak ben bir diğerini aslında sonradan sevdim işte, o sonradan sevince zaten

dediğiniz "insanları başta hep arkadaş olarak hayatınıza alıp sonra başka gözle bakamama durumu mu" dediğiniz şey var-mış bende. kesinlikle o çok haklı bir tespit. bunu görmüş oldum herkesi arkadaş olarak hayatıma alıyormuşum. cinsiyetiyle değil.

mesela okul ve işyerine giderken okul/iş arkadaşlarıma hiç "alıcı gözle" bakmadım. bunun çok uzun uzun analizini yapabiliriz, biraz erkek gibi yetiştirilmek var, "aan kızım" olarak sevilmek var, hiç güzel kızım denilmemiş hiç bebek oynanamış bir kız olmak var, biraz erkek olmaya öykünmek var kadınlar için hayatın çok zor olduğu bir yerden geliyorum. kadınlığımla çok geç barışmam (bakire olarak ilk ciddi ilişkimde evlencem sanıyordum ben) ve insanlara kadın-erkek değil başarılı-başarısız zaviyesinden bakmam var. var da var, olaylar olaylar geçiyorum.

şimdi bu yok, ama şimdi de zaten 1 hayatımda biri var 2- hadi buna rağmen birinden etkilensem hemen ayrılırım ama kimseye bi en ufak acaba dediğim olmuyor
Anladım. Evli oldukları aklıma gelmedi, hepsi bekar ama sadece arkadaş diye düşününce ben olsam beğendiğimi alırdım baska arkadaş mi yok yav diye düşündüm 😅 Çok flörtöz biri olarak, sevgilim yokken birilerine alıcı gözle bakmıyor olma fikir bana çok uzak😅 Ben eşimle tanıştığımda sevgilim vardı. Hatta mankendi, baya hoş bir çocuktu da çok aşık değildim. Ayrıldıktan sonra eşimin meylini hissettiğim gibi hop kaptım çünkü hem arkadaş olduğum için kaliteli biri olduğunu biliyordum (maskeleme yapma ihtiyaci olmadan gözlem yapabildim) hem eğleniyorduk hem de hoş çocuk yav kaçırma dedim😅 Sanirim bunda annemin bir lafının ister istemez bende etkisi olmuş. Ben küçükken teyzem bekardı ve çevresinde çok süper tipler olduğu halde hep ama o benim arkadaşım der zamanla da hoşlansa bile geç kalırdı. Annem de çok lazım arkadaş diye kızardı 😅 Hep aklımda bu kalmış valla çok lazım arkadaş. Önce o gözle bakar beğenmediğimi hop arkadaş yapardım 😅
 
Anladım. Evli oldukları aklıma gelmedi, hepsi bekar ama sadece arkadaş diye düşününce ben olsam beğendiğimi alırdım baska arkadaş mi yok yav diye düşündüm 😅 Çok flörtöz biri olarak, sevgilim yokken birilerine alıcı gözle bakmıyor olma fikir bana çok uzak😅 Ben eşimle tanıştığımda sevgilim vardı. Hatta mankendi, baya hoş bir çocuktu da çok aşık değildim. Ayrıldıktan sonra eşimin meylini hissettiğim gibi hop kaptım çünkü hem arkadaş olduğum için kaliteli biri olduğunu biliyordum (maskeleme yapma ihtiyaci olmadan gözlem yapabildim) hem eğleniyorduk hem de hoş çocuk yav kaçırma dedim😅 Sanirim bunda annemin bir lafının ister istemez bende etkisi olmuş. Ben küçükken teyzem bekardı ve çevresinde çok süper tipler olduğu halde hep ama o benim arkadaşım der zamanla da hoşlansa bile geç kalırdı. Annem de çok lazım arkadaş diye kızardı 😅 Hep aklımda bu kalmış valla çok lazım arkadaş. Önce o gözle bakar beğenmediğimi hop arkadaş yapardım 😅
ya işte ne kadar güzel size motivasyon lmuş :D

bense bir kız birine baksa direkt "oruspu"dur gibi düşünülen bir çevrede
annem o kafada olmamasına rağmen (ama tabi bakeret filan tabu yine de) anneminse "aman kızım oku, çalış, ne gerek var erkeğe, sen yaparsın kendin zaten" telkinleriyle büyüdüm. arkdaş olmak (başka aileler için o da zındık işi olsa da benim ailem için normaldi) o yüzden mesela kuran kursu çıkışı erkeklerle maç yapardım ben, ve ben hep arkadaş oldum böyle.
hani kadın-erkek ilişkisinin normal sağlıklı bir gerek olduğu, her yaşa göre bir yaşanışı olacağı, bunun da öğrenilmesi gerektiği vs. bu kafalar hala yok bizimkilerde
tamam bende var da benim de kendime göre kimse yok işte çevremde.
 
ya işte ne kadar güzel size motivasyon lmuş :D

bense bir kız birine baksa direkt "oruspu"dur gibi düşünülen bir çevrede
annem o kafada olmamasına rağmen (ama tabi bakeret filan tabu yine de) anneminse "aman kızım oku, çalış, ne gerek var erkeğe, sen yaparsın kendin zaten" telkinleriyle büyüdüm. arkdaş olmak (başka aileler için o da zındık işi olsa da benim ailem için normaldi) o yüzden mesela kuran kursu çıkışı erkeklerle maç yapardım ben, ve ben hep arkadaş oldum böyle.
hani kadın-erkek ilişkisinin normal sağlıklı bir gerek olduğu, her yaşa göre bir yaşanışı olacağı, bunun da öğrenilmesi gerektiği vs. bu kafalar hala yok bizimkilerde
tamam bende var da benim de kendime göre kimse yok işte çevremde.
Ya muhtemelen teyzem de bi 25 30una kadar öyle yetişmiştir. 40tan sonraysa böyle azar çekmeye başladılar kadına 😂 Teyzemin neslini ayrı tutarım ama şu an zaten standartların üstünde bir kadın es kaza genç yaşta evlenmediyse kolay kolay evlenmek istemez. Çoğu erkek bir kadın kadar donanımlı değil. Her konuda ufak ufak bilgisi olmasını geçtim düzenli kitap okuyan ya da her şeyi geçtim kendi alanında bir şeyler okuyan erkek bile çok çok az. Kadınların doğru kişiyle yuva kurma güdüsü, manipülasyon yetenekleri düşünülürse çoğu iyi erkek erkenden kapılırken kadınlarda durum tersine isliyor. İşin mantığını anlasam da kadın erkek ilişkileri anlamında işler iyice içinden çıkılmaz bir denkleme döndü. Bi 20 sene sonra daha da çözülmez olacak konu.
 
+30 değil ama oraya yakın bir yerden yazıyorum. ben bu yalnızlık durumunu fırsat maliyeti olarak değerlendiriyorum. günümüzde biz kadınların durumu malumunuz. bir çoğumuz "oku, eline ekmeğini al, kariyer yap, bir erkeğin eline bakma" sözleri ile büyütüldük. dolayısıyla kendi gelişimimizi seçerken, bunun yerine yapabileceğimiz türlü şeylerden feragat etmiş oluyoruz. ilişki/evlilik de bunlardan bir tanesi. dolayısıyla bu +30 yalnız dediğiniz kadınlar kendilerini yetiştirip, ayaklarının üzerinde durduğu için yalnızlar bence.

tüm bu realistik yorumuma ek olarak şunu da belirtmek isterim ki hayat hesapla değil, nasiple yaşanır. bir de bu sebeple yalnızız.
 
32 yaşındayım. 2 senedir düzgün bir ilişkim var. İlişkilerim hep uzun soluklu olurdu ama evlilik niyetim olmadı bugüne kadar. Kafamda her şeyin oturmasını istedim. Şimdi de hayatımdaki düzen çok güzel olduğu için evlilik için maddi olarak da tam istediğimiz yere gelince evlenmek istiyorum. O sürece girdik ama yarın ayrılsam +30 bekar bir kadın olacağım.
Gözlemlediğim kendi çevrem adına konuşursam 20lerin başında evlenmiş ve çocuğu olan arkadaşlarımdan 1-2 tanesi dışında hepsi boşandı. Yaşadığımız dünyada muhafazakarlıkla cinsellik kaygısı gütmeyen kadınların zaten en erken 30 yaşında evlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Herkes evlenecek diye bir şey yok, evlilik de başarı değil ama kendi isteği dışında bekar kalıp ben çok seçiciyim diyenler de biraz özeleştiri yapmalı bence.
 
29umda evlendim 30umda boşanarak yalnızlar kervanına katıldım. 3 senedir yalnızım flörtleştim bi kaç kişiyle olmadı gelenlerin amacı cinsellikti defettim. 1'i iyidi ama o duygu oluşmadı yine devam etmedim. zaten kötü bir evlilik yaşadım güven sorunum var. tekrar evlenebilmem için öyle biri olmalı ki tekrar evlilik fikrine sıcak bakabileyim artık olursa olur kafasındayım. yalnızda mutluyum. zaten yine berbat bir evlilik yapmaktansa bekar mutlu olurum daha iyi. nasip bu işler ama artık etrafta adam gibi adam kalmadı bunu kabullendim sanırım.
 
Arkadaşlarıma bakıyorum memurlar evlerini hatta çoğu arabasını almış, genelde yaklaşanlar bu sebeple yaklaşıyorlar aynı yaşta oluyorlar kızlar evi almış onlar birikim yapamamış düğün bile ortak yaparız diye yaklaşıyorlar hem kızların evine gelip kira vermeyecek hem çoğu eşya alınmayacak hem de yapılacaklar ortak olacak vs diyorlar ya da bir bakıyorlar sosyal medyada on kişiye yazmış ona takılmıyorlar ama görüşmeye başlayınca da yazışmaları kesmemişler vs genelde Hun’dan yalnızlar yani akıllılar böyle davrananı çekecek çömezlikte değiller.
 
Yaş 32den sesleniyorum, sorunu cevabını bilmiyorum. Yıllardanberi değil bana aşık olan, çaya kahveye çağıran bile olmadı. O kadar üzülüyorum ki. Karşıma tek tük birileri çıktı ama cinsellik odaklıydı. Daha dün bir bu gün iki konuyu oraya getiriyolar.bu kez ben soğuyorum. Öyle
Yalnız değilsiniz +1😢
 
+30 değil ama oraya yakın bir yerden yazıyorum. ben bu yalnızlık durumunu fırsat maliyeti olarak değerlendiriyorum. günümüzde biz kadınların durumu malumunuz. bir çoğumuz "oku, eline ekmeğini al, kariyer yap, bir erkeğin eline bakma" sözleri ile büyütüldük. dolayısıyla kendi gelişimimizi seçerken, bunun yerine yapabileceğimiz türlü şeylerden feragat etmiş oluyoruz. ilişki/evlilik de bunlardan bir tanesi. dolayısıyla bu +30 yalnız dediğiniz kadınlar kendilerini yetiştirip, ayaklarının üzerinde durduğu için yalnızlar bence.

tüm bu realistik yorumuma ek olarak şunu da belirtmek isterim ki hayat hesapla değil, nasiple yaşanır. bir de bu sebeple yalnızız.
O kadar güzel nokta atışı yapmışsınız ki hesapla değil nasiple gerçekten de öyle
Allah iki kulu birbirine yazmışsa ne olursa olsun o ikisinin yolları bir şekilde kesişiyor sıra beklerken tanışıp evlenen insanlar var kişi kendi denk getirse belki sonuç çıkmaz ama tevafuk eseri karşılaşıyorlar işte ...
Her şey nasip her şey nasip...öbür türlü ne yaparsan yap boş o yüzden pek de fazla takmamaya çalışılması lazım birde yine de sosyalleşmek de fayda var evde dururken de bazı şeyler bulmaz insanı her şey herkesin gönlünce olsun 🌸
 
Etrafıma bakıyorum çok gezip bulamayan da var, bir barda hayatının aşkıyla 26 yaşında tanışan da. Şans faktörü mü etkili, yoksa insanlar kendi şansını kendi mi yaratıyor?
25 yaşındayım evliyim ama yas geçtikçe sanırım kadinlar daha seçici oluyor haklı olarak bizde ki evlilikler deli cesareti biz olmayan elmayi oldurmaya çalışıyoruz ama 30 yaşından sonra elmanin olmuşunu kusursuzunu istiyor insan arkadaslarim var 30 yas üstü hiçbiri evlenmeyi düşünmüyor
 
+30 değil ama oraya yakın bir yerden yazıyorum. ben bu yalnızlık durumunu fırsat maliyeti olarak değerlendiriyorum. günümüzde biz kadınların durumu malumunuz. bir çoğumuz "oku, eline ekmeğini al, kariyer yap, bir erkeğin eline bakma" sözleri ile büyütüldük. dolayısıyla kendi gelişimimizi seçerken, bunun yerine yapabileceğimiz türlü şeylerden feragat etmiş oluyoruz. ilişki/evlilik de bunlardan bir tanesi. dolayısıyla bu +30 yalnız dediğiniz kadınlar kendilerini yetiştirip, ayaklarının üzerinde durduğu için yalnızlar bence.

tüm bu realistik yorumuma ek olarak şunu da belirtmek isterim ki hayat hesapla değil, nasiple yaşanır. bir de bu sebeple yalnızız.
Bu teze göre okumuş, kendi ayakları üzerinde duran, başarılı kadınların hepsinin yalnız olması gerekirdi. Ama bir çoğu ya evli ya düzgün giden ilişkisi var. Okul, iş hayatı, kariyer planları aşk hayatımıza engel değil ki.
 
Bu teze göre okumuş, kendi ayakları üzerinde duran, başarılı kadınların hepsinin yalnız olması gerekirdi. Ama bir çoğu ya evli ya düzgün giden ilişkisi var. Okul, iş hayatı, kariyer planları aşk hayatımıza engel değil ki.
Size göre engel değildir, bana göre engel. Sizin çevrenizde bulunan bu tanıma giren kadınlar evlidir/düzgün ilişkileri vardır, benim çevremde bulunanlar bekar. herkes bulunduğu, gördüğü yerden yorum yapıyor sonuç olarak. başarılı kadın tanımımız bile aynı olmayabilir.
 
Size göre engel değildir, bana göre engel. Sizin çevrenizde bulunan bu tanıma giren kadınlar evlidir/düzgün ilişkileri vardır, benim çevremde bulunanlar bekar. herkes bulunduğu, gördüğü yerden yorum yapıyor sonuç olarak. başarılı kadın tanımımız bile aynı olmayabilir.
Çok genelgeçer bir durum gibi yazmışsınız, karşı çıktığım nokta bu oldu. Evet sizin hayatınızda engel olmuş olabilir ama bu size özel bir durum. Genele yayamayız.
 
Arkadaşlarıma bakıyorum memurlar evlerini hatta çoğu arabasını almış, genelde yaklaşanlar bu sebeple yaklaşıyorlar aynı yaşta oluyorlar kızlar evi almış onlar birikim yapamamış düğün bile ortak yaparız diye yaklaşıyorlar hem kızların evine gelip kira vermeyecek hem çoğu eşya alınmayacak hem de yapılacaklar ortak olacak vs diyorlar ya da bir bakıyorlar sosyal medyada on kişiye yazmış ona takılmıyorlar ama görüşmeye başlayınca da yazışmaları kesmemişler vs genelde Hun’dan yalnızlar yani akıllılar böyle davrananı çekecek çömezlikte değiller.
Maalesef ben de bunu çok gözlemliyorum. Babadan kalma bir evim, eski bir arabam, özel sektörde az maaşlı bir işim var. Benim bile bu nedenle talibim çıktı. Maaşı benden biraz daha iyiydi ama evi ve ya arabası yoktu. İlişkimi daha başındayken bitirdim.
 
Genelde eften püften sebeplerle 30 küsür yaşına kadar o ciddi ilişki adamlarını eleyen kadınlar bu dertten müzdarip. :)
 
Bu teze göre okumuş, kendi ayakları üzerinde duran, başarılı kadınların hepsinin yalnız olması gerekirdi. Ama bir çoğu ya evli ya düzgün giden ilişkisi var. Okul, iş hayatı, kariyer planları aşk hayatımıza engel değil ki.
olmaması gerekir tabii
ama mesela Hint kültüründe o okumuş kadınları bile arranged marriage ile evlendiriyorlar (bizdeki görücü mantığı)
ama Japon kadını ise bekar kalıyor

okumuş onlarca Hintli ve Japon kadın iş arkdaşım oldu Hintliler istisna durumlar hariç görücü usulü evlenmiş (batılı ülkelerde yaşıyorlar bunlar) Japonlar Koreliler vs. genelde bekar. Alman Fransız olanlar ise çocuklu ama partneriyle evli değil çocuk o partnerden olabilir de olmayabilir de. Slavlar çok erken yaşta evlenmiş (19-20 mesela, daha üniversiteye gitmeden evlenenleri vardı) çocuk da yapmış çocuğu biraz büyütüp, boşanıp (ya da evli ama ayrı ülkelerde olup) asıl kariyerine sonra başlamış olanı epey çoktu. ve de çooook iyi bir kariyeri olanlar içinde bekar olan baya baya kadın var. Batıda da öyle. O yüzden çok gündemde olan konular bu aile-iş dengesi, çalışan "iyi kariyerli" kadının evlilk yürütmesi vs.

Bizim kültürümüz her şehirde her ailede o kadar farklı ki maşallah kimi sülaleler Hintli gibi yaşıyor işte kimi Japon gibi kimi Slav gibi.

ha ama okuyup memur olup evlenmek diyorsanız yani o pek kariyer de sayılmaz.
 
olmaması gerekir tabii
ama mesela Hint kültüründe o okumuş kadınları bile arranged marriage ile evlendiriyorlar (bizdeki görücü mantığı)
ama Japon kadını ise bekar kalıyor

okumuş onlarca Hintli ve Japon kadın iş arkdaşım oldu Hintliler istisna durumlar hariç görücü usulü evlenmiş (batılı ülkelerde yaşıyorlar bunlar) Japonlar Koreliler vs. genelde bekar. Alman Fransız olanlar ise çocuklu ama partneriyle evli değil çocuk o partnerden olabilir de olmayabilir de. Slavlar çok erken yaşta evlenmiş (19-20 mesela, daha üniversiteye gitmeden evlenenleri vardı) çocuk da yapmış çocuğu biraz büyütüp, boşanıp (ya da evli ama ayrı ülkelerde olup) asıl kariyerine sonra başlamış olanı epey çoktu. ve de çooook iyi bir kariyeri olanlar içinde bekar olan baya baya kadın var. Batıda da öyle. O yüzden çok gündemde olan konular bu aile-iş dengesi, çalışan "iyi kariyerli" kadının evlilk yürütmesi vs.

Bizim kültürümüz her şehirde her ailede o kadar farklı ki maşallah kimi sülaleler Hintli gibi yaşıyor işte kimi Japon gibi kimi Slav gibi.

ha ama okuyup memur olup evlenmek diyorsanız yani o pek kariyer de sayılmaz.
Benim çevremde pek memur yok şekerim. O yüzden memur örneğim de pek yok. Kariyeri yüzünden evlenemedi değil de boşandı diyebileceğim bir kişi var o da bir şirkette ceo, eşi kaldıramadı kariyerini. Ama aynı kişinin kardeşi başka bir şirkette ceo, o iki çocuklu evliliği yolunda giden bir kadın mesela.

Benim çevrem şehirli, üç beş kuşak öncesi de okumuş meslek sahibi, beyaz türk diyebileceğimiz kesim. Geneli evli, çocuklu, bekar olanlar da kendi isteği ile bekar. Boşananlar da yeniden evleniyor falan. Bizim çevre aile hayatını seviyor.

Farklı çevrelerde, kültürlerde işler nasıl ilerliyordur bilmiyorum çok. Ama kariyerin engel olduğunu düşünmüyorum. Çokça şahit olduğum bir durum değil bu.
 
Back
X