güçlü kadın ben biyim bilmiyorum ki

sağolun çok tatlısınız.
fakat ben biraz ayrık otu gibi kalıyorum
kendi çevreme göre fazla liberal kalıyorum -örtülü değilim, (benim kuşağımda bir ilk, ha benden sonra bunlar kalmadı ama arada yaş farkı var bunların kalktığı zamana göre) yani 40 yaş üstü olup (sonradan açılanlar hariç) örtülü olmayan ben ilkim, kendi mesleğimde de ben ilkim, şimdi 25-30 yaşında olup doktor avukat vb. olup örtülü olmayan, anadolu kenti ortamına göre görece daha liberal yaşayanlar var (mesela ben ailede, bekarken, tayin vs. mecburiyetler yokken, kendine ev alan ve kendi evine çıkan da ilk kadınım) şimdi normal- ha ev alamıyorlar ama kiraya çıkıyorlar. ben kendi başına gezmeye, tatile gitme vs. olayını yaşatan ilk kadınım şimdi hepsi yazın çeşmelerde bodrumlarda (ki ben öyle beach tatili filan sevmem ben aslında şimdikilere göre daha az tüketen, daha çok okuyan, sosyal medyası da olmayan vs bir tipim) neyse ama aradan 15 yıl geçti. ben çevrem için fazla erkenciydim sanıyorum etraflarında hiç bana göre insan yoktu.
ha hala çok da yok çünkü bizde kızlar iyi okuyor erkekler biraz tırt, o biraz ondan. ama mesela şimdi ben marjinal kalmıyorum çünkü kızların bir kısmı en azından benim tarzıma yaklaştı hatta bu kızlar beni de çok sever ben de onları çok severim.
ha bu kız polülasyonuna göre etrafta erkek var mı dersen yok. kızlarda evlenen kendi bulup evlendi. erkekler ağırlıkla hala muhafazar kafalarda, mesela. ya da mesela aynı aile kızlar avukat ve iyi işler alan avukatlar (yoksa asgari ücretli işçi avukat değil yani) erkek zor bela ite kaka özel okulda tırt bölüm okuyor :S bizde böyle bir profil var. kızlarımızın çevresi de genelde kendi gibi kadınlardan oluşuyor biz iyi eğitimli, donanımlı, çağdaş kafalı, hadi diyelim belli düzeyde seküler, ama aynı zamanda aile vs. değerleri olan,yani kast ettiğim şey aslında düzgün ahlaklı erkek nereden bulunur bilmiyoruz! evlenenler de taa liseden arkadaş filan bu arada.
işte o noktada da ben liberal/seküler (ne diyeceksek artık) iş, okul vs. kendi çevreme göre -en azından onlar öyle sanıyor- daha "anadolu kokusu üstünde" kalıyorum. mesela ben bayramda düğünde aileme, memlekete vs. giderim, benim arkadaş çevrem tatile gider veya trekkinge gider ya da akademisyendir mesela makaleye revizyon yazar. en kısa fark olarak böyle. ha benim de yurtdışı tatile gittiğim, yurtdışında yaşarken gelemediğim bayramlar olmuştur mesela yani o kadar geleneksel filan da değilim ama tuhaf bir kan uyuşmazlığımız var, çözemediğim. seküler dünyadan olup benim gibi ailesini filan önemseyen, köklerini bilen aynı derecede dünyaya da açık (daha kimseler bilmezken 30 sene önce lisede değişim programıyla ABDde okumuş, öyle diyim yani) başka bir arkadaşım var mesela Çeşme'li bu kız. oralar dutlukken de Çeşme'de yaşıyormuş, o da bekar.

onun aileden durumu iyi bir de benim durumum aileden iyi değil kendi birikimim. bu da şu demek, ben son 2-3 seneye kadar çoook çalıştım hep. çok çalışırken de lay laylay olamıyorsunuz.
bir dünya görüşüm var, din anlayışım var, dünyaya kültürlere dinlere vs. merakım var, her konuda fikrim var biraz (!)
işimse tamamen pozitif bilim o da zaten sürekli okuma araştırma vs. gerektiriyor
güçlülük burada nerde tam bilmyorum ama şey oluyor genelde "sen fazla biliyorsun"
peki ne yapayım salak numarası mı?
öyle baskın dominant karakter de değilim bu arada, birinin derdini sabaha kadar dinlerim, illa benim dediğim olacak (benim dediğim yere gidilecek, benim dediğim zaman olacak vs. hiç böyle huylarım yoktur), araç kullanmayı sevmiyorum erkek kullansa işime gelir. (yani örnek olarak veriyorum, böyle kedi kadın gibi dolanmıyorum ortalıklarda), illa herşeyi şahane yapıyorum yaparım gibi bir iddiam yok zaten yapamam. evimde oturan bir tipim aslında, evden çalıştığım için. burada hatam eskiden çok sosyalken şimdi olmamam ancak gerçekten benim kafam kaldırmıyor ortamları, en azından yaşadığım şehirde normal adama denk gelmek imkansızmış gib görünmeye başladı artık gözüme.
neyse bu güçlü olmak, ve ben de oysam? herhalde bayılmıyor erkekler buna....
ha bunu dert etmeyen yok mu var. mesela şu anda da hayatımda birisi var, yok değil ve kısa net "seninle akıl yarıştıramam öyle bir kapasitem yok" diyor. (çok açısözlüyüzdür) yani böyle erkek de var elbet yok değil ama onunla bir aile kurmam filan mümkün değil, o kadar çok geçmişten gelen bagajı ve maaesef sıkıntılı yönü var ki istese de düzeltemiyor. işin açıkçası ben de aşık değilim -bunu gizlemiyorum. aşık olsam gözüm görmeyebilirdi belki (bu yaşta aşık olunuyor mu?)
seviliyorum, dürüst davranıyorum, birlikteyken de iyiyiz gayet (ama beraber yaşamıyoruz) bu benim için tuhaf, böyle ilişki istemezdim ama işte diyorum ya yok yani, durum bu. o yüzden burada ilişki yorumu yaparken hep şey derim bakın benim hiç evlenmeyi düşünemediğim bir ilişkim var ama biz yapmayız yani sizin şu yaptığınız muhabbeti ,ne kadar seviyesiz" filan gibi...neyse herkes de evlenmek zorunda değil zaten ama olay o değil, daha fazla paylaşımım olsun isterdim. ben hayatımın %20sini filan paylaşabiliyorum onunla -bunu da söylüyorum zaten. söylemesem de ortada. ben gözleme yaparken tarkovsky izliyorum sorun bu sanırım.
ha bir de benimle akıl yarıştırma kendini ispatlama çabasına girmeyen ve ama öyle geçmiş bagajlar, sıkıntıları da olmayan başka erkek arkadaşlarım oldu ama bunlar sevgili değil normal arkadaş. (zaten hayatımda az sayıda kişi olmuştur ama libidom da yüksek bu da diğer bir dert) hayatımde en çok yararlı iletişimimim olan kişiler hep bunlar oldu. güzelce eksik yanlış noktalarımı söylediler, çok temiz değerlendirmeler yaparlar hep, ben onlara akıl verdim, destek oldum, olurum onlar bana fikir verir verdi.. şahane arkadaşlıklar yani. erkek kafasından şunu atsa mükemmel ilişkiler oluyor o zaman. böyle bir gönül ilişkisi olsa bir de nasıl güzel olacak demek ki.