Bebek Beslenmesi, Anne Sütü ve Ek Besinler
Beslenme yaşamın her döneminde önemlidir. Büyümenin en hızlı olduğu evrelerden bebeklik döneminde beslenme ayrı bir önem taşımaktadır. Doğumdan iki yaşın sonuna kadar devam eden dönem, çocuklarda büyüme-gelişmenin en hızlı olduğu yaşama sağlıklı başlangıç için en kritik dönemdir.
Yenidoğan bir bebek için en uygun besin ANNE SÜTÜ’dür. Anne sütü bebeğin sağlıklı olması, tüm besin öğeleri gereksinmelerini karşılaması, kolaylıkla sindirilebilmesi ve enfeksiyonlara karşı koruması açısından yeri doldurulamaz bir besindir. Yenidoğan bir bebeğe İLK 6 AYLIK dönemde SADECE ANNE SÜTÜ verilmelidir.
EK BESİNE BAŞLAMA
Bebeğin sağlıklı büyüme ve gelişmesi için anne sütü ilk 6 ay tek başına yeterli olmaktadır, ancak bu dönemden sonra bebeklerin gereksinmelerini tek başına karşılayamadığı için bebeklerin beslenme programlarına bazı eklemeler yapmak gerekmektedir.
6. aydan sonrayı kapsayan bu dönemde bebek değişik tat, lezzet ve yapıda besinlerle tanışır.
Ek besinlere geçilen bu dönemde beslenme ile birlikte emzirmenin sürmesi çocuk sağlığı açısından önem taşımaktadır. Uygun zamanda başlatılan ve kurallara uygun şekilde sürdürülen ek besinler, bebeğin bir yaş civarında aile sofrasındaki yiyecekleri tüketebilecek olgunluğa ulaşmasını sağlar.
Bebeklerin katı besinlerle beslenme yetenekleri, nöromüsküler, sindirim, boşaltım ve savunma sisteminin olgunlaşması ile ilişkilidir. Altıncı aydan itibaren bebekler daha güçlü besinleri sindirebilecek mide-barsak ve sinir sistemi gelişimine ulaşmış olurlar.
Başlangıçta (6-7. aylarda)
Besinler yumuşak kıvamda ezme şeklinde verilmeli,
7-8. aylarda püre şeklinde çok pütürlü olmayan besinler ile devam edilmeli ve bebekteki çiğneme hareketleri ve sıvı içme becerileri izlenmelidir. Püre şeklindeki yiyeceklere bebeğin çiğneme yeteneğinin kazanıldığı döneme kadar devam edilmelidir.
8-12. aylarda kıvam dereceli olarak (püre kıvamında çatalla ezilmiş besinler) artırılmalıdır. Bu aylarda bebeklerde verilen besini ağızda döndürme becerileri gelişir. Bebek bir yaşında aile yemeklerini yemeğe hazır duruma gelmeli ve aile sofrasında yerini almalıdır. Bebeklerin dişlerinin çıkması, çiğneme işleminin başlamasına katkıda bulunmaktadır. Eğer, tamamlayıcı besinin kıvamı bebeğin gelişimine uygun değilse, bebek yeterli miktarda besini tüketemez ya da gereken miktarın çok üstünde alır.
Bebeğin katı besinlere geçişi 10. aya kadar geciktirilirse, bu dönemde gelişen beslenme ile ilgili davranış bozuklukları, daha sonraki dönemlerde devam etmektedir. Bu nedenle, yaş ile birlikte besin kıvamının dereceli olarak arttırılmadır.
Ek Besine Erken ve Geç Başlamanın Dezavantajları
• Ek besinlere erken başlama ile anne sütü verimi ve anne sütü verme süresi azalır.
• Ek besinler önemli bir bulaşma kaynağı olduğu için bu besinlere erken başlama ile anne sütündeki koruyucu etmenler daha az alınır. Bu nedenle bebeklerde hastalık görülme oranı ve bu hastalıklara bağlı ölüm riski artar.
• Ek besinlerin besin değerleri anne sütüne göre daha düşüktür ve anne sütünün yerine geçemezler.
• Ek besinlere erken başlama sonucunda anne sütü ile beslenme süresinin kısalması, bebeğin anne sütünden yararlanmamasına neden olur.
• Ek besinlere erken başlanması ve anne sütü ile birlikte aynı öğünde kullanılması anne sütündeki demir, çinko gibi birçok besin öğesinin emilimini azaltır.
• Ek besinlere erken başlanması sonucu atopik hastalıklar, astım, tip 1 diyabet, alerjik hastalıkların, enfeksiyon hastalıklarının ve özellikle barsak villus işlevlerinin bozulması riski artar.
• Ek besinlere geç başlanması sonucunda ise bebeğin bü-yüme ve gelişmesi duraksamakta, malnütrisyon (kötü beslenme) ve çeşitli vitamin mineral yetersizlikleri oluşmaktadır.
• Ek besinlere geç başlanması ile demir ve çinko gibi mikro besin eksiklikleri oluşmaktadır.
Çünkü 6. aya kadar bebeğe yeterli miktarda demir ve çinko sağlayan anne sütü, bu süreden sonra tek başına yetersiz kalmaktadır.
• Ayrıca ek besinlere geç başlama ile bebeğin çiğneme gibi yeme işlevlerinin gelişimi ile yeni tat ve yapıdaki besinlere alışması gecikir.
• Eğer ilk 6 aylık dönemde anne sütü azalıyorsa (yanlış emzirme tekniği sonucu veya göğüslerdeki sütün tamamen boşaltılmaması sonucu), önce anneye anne sütünün arttırılmasına yönelik eğitim verilmeli, yanlışlar düzeltilmeli ve tamamlayıcı besinlere gereksiz yere erken başlanmamalıdır.
Yaşamın ilk 15 haftasından önce tamamlayıcı besinlere geçen çocuklar, 6 aydan sonra tamamlayıcı besinlere geçen çocuklarla karşılaştırıldıklarında, 7 yaşında solunum sistemi bozukluklarının daha sık olduğu (sırasıyla % 21 ve % 10) ve vücut yağlanmasının daha yüksek olduğu (sırasıyla % 19 ve % 17) gösterilmiştir.
Ek besinlere başlarken, her seferinde yeni ve tek bir besinin az miktarlarda başlanması ve çocuğun izlenmesi gerekmektedir. Uygun besinler seçilmeli, bebeğin öğün sayısı, iştahı, alma isteği ve bazı besinleri reddetmesi dikkate alınarak erken dönemde sağlıklı bir beslenme alışkanlığı geliştirilmeye çalışılmalıdır.
Bebekler 6 aydan sonra;
- Dillerini daha iyi kontrol edebilirler
- Aşağı ve yukarı çiğneme hareketlerini gerçekleştirebilirler
- Dişleri çıkmaya başlar
- Ağızlarına bir şeyler koymayı severler
- Yeni tatlarla ilgilenirler
Ek Besinlere Neden 6 Aydan Önce Başlanmamalıdır?
Anne sütünün veriminin azalması
Anne sütünün hastalıklara karşı koruyucu etkisinin azalması
Büyüme açısından bir üstünlüğünün olmaması
İlk aylarda dilin dışarı itme refleksinin güçlü olması
Çiğneme becerisinin 6 aydan önce gelişmemesi
Baş kontrolünün tam gelişmemiş olması
Bebeklerin isteksizliği
Böbrek fonksiyonlarının yeterince gelişmemesi
Sindirim sistemindeki enzimlerin yeterince gelişmemesi
Alerjik hastalıkların artmasına neden olması
Katı besinlerin boğulmalara neden olabilmesi
Tamamlayıcı Besinlere Neden 6 Ayda Başlanmalıdır?
Bebeğin artan kalsiyum ve enerji gereksiniminin, yalnızca anne sütüyle karşılanamaması
Doğumda sağlanan demir ve çinko depolarının tükenmesi
Farklı tat ve kıvamların bebekte ısırma ve çiğneme becerisini arttırması
Çiğneme becerisinin ağız ve dil koordinasyonunu arttırması
Daha geç başlamanın besinlerin reddedilmesine neden olabilmesi
Uzm. Diyetisyen Merve Tığlı