Bugün kötü bir gün benim için...
Ama sadece iş, 17.30'da bitecek, kurtulacam...
Bi arkadaşım aracılığıyla tanıştım psikologla, çok uzun konuşamadım maalesef.
Hepimizin aklına takılan bir kaç şey sordum.
Hayır savurganı olmayın dedi, Hayır'ı sadece kendisi için tehlike yaratacak durumlarda kullanın, çocuğunuzu özgür bırakın, evinizi ona açın. Canına zarar verecek durumlarda, asla taviz vermeyin, zaaflarınızı ona göstermeyin, istikrarlı olun. Bunları biliyoruz zaten... Aynı şeyi defalarca yapmak isteyecek, her seferinde aynı sakinlikle hayır deyin, göz teması kurun... Bağırmayın, bu ona kendini kötü hissettirmekten, size olan güvenini zedelemekten başka hiç bir işe yaramaz.
Çok hoşuma giden bir fikir paylaştı. Havlusu, diş fırçası, kıyafetleri, eviniz el verdiği ölçüde, erişebileceği yerlerde olsun. Öz bakımını yapması için gerekli şartları sağlayın ve tanıştırın. Severse kendisi yapar zaten. Parmak boyası, boya kalemi, büyük kartonlar vb gibi materyallerle artık tanıştırın.
Bebeksi konuşma yapmayın. Çocuk, büyümek, sizin gibi olmak ister, sizi taklit eder, bebeksi konuşma onun dil gelişimine hiç bir katkı sağlamaz.
Aklımda bunlar kaldı, işe dönmem lazım.
Ama dün akşam bir kere daha fark ettim ki, anneler en doğru davranış biçimini kendi hislerine kulak vererek belirliyorlar. Çok kasmamak lazım.