2009 Şubat Anneleri

şehitlerimize allahtan rahmet diler yakınlarınada sabır diliyorum...
 
ssaslan canım biliyorsun benimde kaderim seninle beraber...erken doğum riskimiz var ama inşallah kilolarını ve sağlıklarıyla tam bir şekilde doğarlarda şu şubat annelerine hava atarız bakın sizden erkeniz diye:)))
inşallahhhhhhhh hayırlısıylaaaaa kucağımıza alırız miniklerimizi...
çok dua ediyorum vallahi hem kendim hemde sizler için.....
 
kizlar cok ilginc bakin ne buldum

Kordon kanı hakkında merak ettikleriniz?
Kök hücrelerle ilgili çalışmaların yoğunlaşmasıyla birlikte, tüm dünyada yaygınlaşan, kordon kanının dondurularak saklanması uygulamasına ülkemizde de başlandı.

Yenidoğan bebeklerin kordon kanından alınan kök hücrelerin özel koşullarda dondurularak saklanmasıyla, çocuklarda yaş ilerledikçe ortaya çıkabilecek, çoğu ağır seyirli hastalığın tedavisi için, önemli bir seçenek sağlanıyor.

KORDON KANI NEDİR?
Anne karnında bebek ile anne arasındaki besin ve oksijen alışverişi plasenta tarafından sağlanır. Bebek göbek kordonu ile plasentaya bağlıdır. Doğum sürecinin tamamlanmasından kısa süre sonra plasenta görevini tamamlayarak rahim dışına atılır. “Kordon kanı” olarak isimlendirilen kan, bebeğin doğumundan sonra göbek kordonu içinde kalan kandır.
Yakın bir zamana kadar, kordon kanı; plasenta ve göbek kordonu ile atılıyordu. Ancak son gelişmelerle kordon kanının çeşitli hastalıkların tedavisi açısından önemi anlaşıldı ve özel yöntemlerle toplanıp saklanmaya başlandı.
Bebeğin kordon kanı, “kök hücreler” açısından oldukça zengin bir kaynaktır.

KÖK HÜCRE NEDİR?
Kök hücreler, birçok dokuda bulunan ve değişerek vücudun diğer dokularını oluşturma yeteneğine sahip bir grup hücredir. Kök hücrelerin vücuttaki diğer tip hücrelere farklılaşma özelliğinin keşfedilmesi ile birlikte bu hücrelerin kanser, felç, Parkinson, Alzheimer, omurilik zedelenmeleri, kalp ve birçok genetik kaynaklı hastalıkların tedavisinde kullanılabileceği fikri ortaya çıkmıştır.
Günümüzde kök hücreler özellikle kemoterapi ve/veya radyoterapi gören kanser hastalarının kan ve bağışıklık sistemini yeniden canlandırmak için kullanılıyor. Embriyodan, kordon kanından veya kemik iliğinden elde edilebilen kök hücreler vücudun “kaynak” hücreleridir.

KORDON KANI BANKASI
Kordon Kanı Bankası, bebeğin kordon kanını gelecekte olası tıbbi gereklilikler için saklayabilme olanağını sunuyor.
Doğumdan sonraki ilk 10 dakika içinde alınan kordon kanı uygun şartlarda dondurulup, kordon kanı bankasında saklanıyor. Bu değerli kök hücreler gerektiğinde çözülerek kullanılabiliyor.
Kordon kanı kök hücreleri çok değerli oldukları ve sadece doğumda toplanabildikleri için toplama işleminin bu konuda uzman hekimler tarafından yapılması, toplanma sonrası işlemlerin uzman kişilerce yürütülmesi ve örneklerin uygun koşullarda saklanması gerekiyor.
İlk kordon kanı nakli 1988 yılında gerçekleştirildi. 1995 yılından itibaren dünyada kordon kanı bankaları yeni doğanların kordon kanlarının saklanabilmesi için yaygın olarak faaliyete geçti.
Çocuklarının kordon kanına ihtiyacı olan ve/veya ileride ihtiyaç olduğunda kullanılmak üzere bebeklerinin kordon kanını saklamak isteyen aileler için kordon kanı bankasında belirli bir ücret karşılığında saklama işlemi yapılıyor. Aile bir süre sonra saklama işleminden vazgeçerse kendilerinden izin alınarak kordon kanları imha edilebiliyor veya kök hücre nakli ihtiyacı olabilecek hastaların tedavisi için saklanmaya devam edilebiliyor.

HANGİ AİLELER İÇİN BEBEKLERİNİN KORDON KANINI SAKLAMAK UYGUNDUR?
Kordon kanı saklamanın kimler için uygun ve gerekli olduğu konusunda bilim çevrelerinde henüz tam bir fikirbirliği yok. Yeni olan bu uygulama ile ilgili olarak iki farklı görüş bulunuyor. Bazı araştırmacılar sadece ailelerinde ilik nakli gerektirebilecek hastalık öyküsü bulunan ailelerin bebeklerinde bu uygulamanın yapılmasını savunurken, diğer araştırmacılar kök hücre çalışmalarındaki hızlı gelişimi göz önünde bulundurarak herkesin bu alternatifi kullanmasını öneriyor.
Günümüzde kordon kanı nakli ile tedavi edilebilen hastalıklardan bazıları...
Lösemiler
Lenfomalar
Aplastik anemiler (kemik iliğinde hücre üretiminin olmaması)
Orak hücreli anemi
Talasemi
Amegakaryositik trombositopeni
Nöroblastom
Bazı bağışıklık yetmezlikler

KORDON KANI KÖK HÜCRELERİNİN DİĞER TİP KÖK HÜCRELERE GÖRE AVANTAJLARI NELERDİR?
Kordon kanı kök hücreleri elde edilebilecek en genç kök hücreler olup bunlar saklanmak için dondurulduklarında yaşlanma ve yıpranma süreçleri de durdurulmuş olur. Kordon kanı kök hücrelerinin kemik iliği kök hücrelerine göre üreme hızı daha fazladır.
Kemik iliği nakli için alıcı ile verici arasında çoğunlukla tam bir doku (HLA) uyumu olması gerekir. Kök hücrelerin bağışıklık red cevapları henüz tam olarak gelişmediğinden kordon kanı naklinde tam bir uyum olmasa da başarı sağlanabilir. Bu özellik aile bireyleri arasında kordon kanı nakli gerçekleştirilmesine olanak sağlar.
Saklanan kordon kanındaki kök hücreler, gerekli olduğu durumda hemen kullanılabilecek halde olurlar. Bu durum, hastalıkların ilerlemesini önleyebilmek için en kısa sürede tedavinin zorunlu olduğu durumlarda önem kazanır.

KORDON KANININ ALINMASI
Kordon kanı bebek doğar doğmaz ilk 10 dakika içinde, göbek bağı kesildikten sonra göbek bağının plasenta tarafında kalan bölümünden alınır. Bu kan, toplanmadığı tüm durumlarda plasenta ile birlikte atıldığından, toplanması normal doğum prosedürünü ve bebeği herhangi bir şekilde etkilemez. Genelde toplama işlemi doğum esnasında doğumu yaptıran hekim tarafından yapılır. Hem normal yolla hem de sezeryan doğumlarda uygulanabilir.
Sadece birkaç dakika alan kordon kanının toplanması işlemi; basit, tehlikesiz ve acı vermeyen bir uygulamadır. Bilindiği gibi bebek doğduktan hemen sonra göbek kordonu bağlanarak ayrılır ve bu ayrılmadan hemen sonra eğer kordon kanı toplanacaksa plasentaya bağlı olan kordonun içindeki kan özel bir sistem yardımıyla pıhtılaşmayı önleyici madde içeren kan torbası içine toplanır. Yaklaşık 35 - 120 mililitre kan alınabilir. Araştırmalar çok miktardaki kök hücre örneklerinin nakil sonrası daha başarılı sonuç verdiğini kanıtlamıştır.
Toplanan kan 36 saat içinde kordon kanı bankası laboratuvarına gönderilir. Kordon kanı laboratuvarda özel yöntemler ile dondurulur ve sıvı azot içinde saklanır. Dondurulan hücreler daha sonra gerek duyulduğunda çözülerek tedavide kullanılabilir.
 
aslında imkanım olsada yaptırmak isterdim canım..ama bunu her hastanede yapılmadığını biliyorum...ne olur ne olmaz diye saklamak lazım ....
 
saol cimcimem bu değerli bilğiyi paylaştığın için...a.s.
 
balık balıkdır haftada bir iki sefer yemek yeterli diye biliyorum ama ben hiç yiyemiyorummmmm:bbo:

cnm benim saol yorumun icin a.s. az önce buldum bi bilgi buldum




Gebelikte ton balığı yenebilir mi?

Büyük balıklar içerdikleri yüksek civa miktarları nedeni ile genellikle hamilelikte önerilmemektedir. Ton balığı ise büyük olmasına rağmen genelde düşük civa içeren balıklar sınıfına dahil edilmektedir.

Yüksek oranda Omega 3 içermesi, doymuş yağ oranlarının düşük olması ve yüksek kaliteli proteini nedeni ile deniz ürünleri ve özellikle ton balığı tüketilmesi gebelikte önerilmektedir. Ancak Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi haftalık ton balığı tüketiminde sınırlamalar koymuştur.

Ton balığı hazır kutulanmış konserve şeklinde tüketilebileceği gibi bütün eti biftek gibi ızgara şeklinde de yenilebilir. Gebelikte önerdiğimiz konserve ve light olarak adlandırılan yağsız ton balığı tüketilmesidir. Bunda sınır haftada 2 porsiyonun geçilmemesidir.

Tüm gebelik boyunca haftada 2 seferi geçmemek kaydı ile 80 gramlık kutu light ton balığı yemenizde yarar vardır.


bu günlerde canim asiri ton baligi cekiyor simdide okudum haftada iki defadan fazla ton baligini önermiyorlar cokacimcoook
bana kalsa her gün konserve ton baliklarindan yiyecegim klava:
 
aslinda bi arastirmak lazim belki hastalik kasasi öder pek sanmiyorum ama ((
 
dualarim sizinle güzel hamisler :)))) olumsuz düsünmeyin
Allahin izniyle zamaninda gelcek bebisleriniz
Allahim onlari bize bagislasin ins.
 
esime siparis verdim isten gelirken bana ton baligi getirsin diye bu haftaki son hakkimi kullaniyorum senağlama cok üzgünümm senağlama :çok üzgünüm:
 


evet canım tüm bebek bekleyenler inşallah hayırlısıyla kucaklarına alırlar

bu arada bir de bebişlerimizden önce benim pişik problemim oldu
sürekli yattığımdan ve tuvalet olaylarını yatakta hallettiğimden çok eziyet çekiyorum
13ünde kontrolüm var belki dr wc izni verir

bugün 17 gün oldu ve bu süre içinde sadece hastaneden çıkmadan önce 20 saniye kadar ayakta kaldım ve basar basmaz yığılacağım sandım bacaklarım uyuşukmuş
fizyoterapistim egzersizler verdigün boyunca onları yapmam gerekiyor
 
AMİN
offf yaaa gerçekten işin zor özelliklede tuvalet işi çok kötü ama minik kuzucugun için bunlara biraz daha katlanman gerek...:teselli:
pişiğede hakiki zeytinyağ iyi geliyor diye biliyorum canım...
tez zamanda ayağa kalkman dileğiyleeee....
 
ssaslan canim senin ufakliğin cinsiyeti belli oldumu?birde isim düşündünmü?
 
bugün bebeğime iki tane zibin takimi aldim...
Biri mavi biri sari:)))
abimizde kiskanmasin diye çok güzel bir tişört aldim:)))
aslinda biraz erken ama ne olur ne olmaz diye erken doğum olursa en azindan ufakliğin herşeyi hazir olsun değilmi??
 

canimmm cok seker dimi kücücük kiyafetleri sırnaşık şey
rabbim saglik mutluluk dolu günlerde giymek nasip etsin
bende bi defasinda oglumla bebise biseyler aldim oglum kendine alinanlara bakmadan bebegin kiyafetlerini giymek istedi teyzesii :roflol:
 
bebişe bir isim düşünmüştük
2 isim istiyorduk eşim seçmişti ÇINAR ismini ben daha karar verememiştim
ama dru o kadar sevdim ki - .Namık Demir- favori isimlerimin arasında demir de vardı
ve hayırlısıyla doğduğunda demir adını koymaya karar verdik
bir arkadaşımın yorumu çok hoşuma gitti
inş. çınar gibi köklü demir gibi sağlam olur dedi :))
bu arada pişiklerim içinde drum popibaby diye pişik kremi verdi

bu arada dikiş olduğundan ayağa kalkmam doğumdan önce olmayacak bu yüzden tez olmaması tercih :)))
sadece 1-2 dakikalık kalkıp oturuşlar belki
 


Canım eşim hep büyük balık tercih ettiği için ona okudum çok yanlış olduğunu söyledi. Eşim Su Ürünleri Müh. yukarıda saydığın kıyı balıkları (istavrit,çinekop vs....) oldukları için büyük şehirlerden denizlere karışan civa oksit ve diğer ağır metaller bakır oksit vs.. bu balıkların bünyesinde daha fazla bulunmakta. Bunun aksine açık deniz balığı olan yani okyanus, büyük deniz balıkları (kılıç balığı, uskumru, palamut vs... ) diğer balıklara nazaran şehirlerdeki fabrika atıkları vs.. daha az maruz kaldıkları için bünyesinde daha az barındırırlar. Ama küçük balıklarla beslendikleri için bünyesinde bir miktar bulundurabilirler. O yüzden bizim ewde daha fazla açık balık tüketiliyor. cokacimcoook
 

saol cnmm bilgilendirdigin icin ,ben devamli dondurulmus balik aliyorum taze baliklara göre aralarinda bir fark varmi??
 
bu arada dikiş olduğundan ayağa kalkmam doğumdan önce olmayacak bu yüzden tez olmaması tercih :)))
sadece 1-2 dakikalık kalkıp oturuşlar belki


aman amann ozaman zamanı gelince kalkarsın ayağı...canım benim hem kendine hemde kuzucuğuna çok dikkat et:))
 
Rica ederim canım, nasıl şoklandığı önemli genelde piyasada norveç uskumrusu var Norveç te bu teknoloji çok ilerlediği için şoklanmış balıklarda çok fazla besin öğelerinde kaybolma olmaz ama gene de taze balığın yerini hiç birşey tutmaz. Sen gene de şoklanmış balık ye ama konserve ton balığı yeme benim doktorum ilk ayımda söylemişti sakın konserve yeme diye düşününce zaten konserve hiç birşey iyi değil içlerinde çok fazla koruyucu madde olduğundan...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…