Merhabalar kızlar, nasılsınız_?
Filiz kızlar hastaymış, geçmiş olsun canım. 2 tane olunca tabii biri uyanıyor, uyutuncaya kadar ötekini uyandırıyor.İşin zor güzelim.
Duygu, inşallah kendi evinize geçersiniz bir an önce , bütün sıkıntılar bitmesede önemli bir ölçüde rahatlamış olursunuz. Nil bile sıkılmış anlaşılan, ne kadar dede babaanne onunla ilgilense de çocuklar kendi evlerinde rahat ediyorlar en çok.
Emel söz dinlemememe bizde de hat safhada.Oğlum yapma düşersin, düşmem anne ben dikkat ediyorum.Oğlum, atlama bir yerin acıyacak, acımaz anne, bak ne güzel yapıyorum:))))
Dün sahilde dolaşmaya çıktık, onunda bisikletini aldım yanıma, o onu sürdü, biz yürüdük.Sahil yolunda köprüler var, köprünün ortasına kadar bisikleti kendi çıkarıyor.Tam tepede bisiklete binip kendini aşağı salıveriyor.Düşeceksin oğlum diyorum, hayıl anne düşmem diyor ama tabii hızlı giderken bazen düşüyor.Ama bana görünmeden hemen tekrar biniyor, düştüğü farkedilmesin diye.Sahilde bir cafeye oturduk, aşağıda helikopter pisti var.Yanları 2 m gibi epey eğimli beton dökülmüş.Dik yokuşlar. Koskoca alan yetmedi, oralardan yürüyerek aşağı iniyor, 4 ayak yukarı çıkıyor.Kumlar var tepe oluşturulmuş.Onbların tepesine çıkıp aşağı kayıyor.Akşama kadar öyle oynadı.Biz cafede oturduk, içeceklerimizi içtik, aşağıda onu seyretttik.Hiç karışmadık.Düşsede hiç sesini çıkarmadan kalktı tekrar yapacağını yaptı.
Havalar düzelmeye başladı ya o da bende çok mutllu oldum açıkçası.
Ama emel senin söylediğin gibi oğlum şunu sen çiz, hayıl anne ben çizemiyolum, sen çiz.Sen oku oğlum, hayıl, ben okumayacağım, sen oku.İstediğinde de böyle.