- 2 Temmuz 2024
- 1.624
- 3.362
- 26
-
- Konu Sahibi Pestososlumakarnam
- #41
Bir çocukluk travmasi daha... Basite alınan önemsenmeyen şeyler aslinda nasıl büyük travmalara neden oluyorÇok uzun yıllar kilo problemi yaşadım. İnanılmaz derecede sadece deri ve kemikten oluşuyordum. Senelerce sosyal çevreden uğradığım kilo zorbalığı bir yana. Yapım bu zannederdim ama değilmiş. Neden kilo alamadığımı terapiler sonucunda farkına vardım.
Bir gün sofrada ekmek zeytin yerken (zeytine bayılırdım) annemin annesi dedenin bağı var herhalde demiş kızmıştı. Bir gün de bakkaldan alınmış tazecik ekmeği kopara kopara yedim diye tabiri caizse ağzıma tükürdü o kadın. Vallahi abartmıyorum en basit örnekler.
Yanlış anlaşılmasın paramız var. Sadece biz annem boşandığı ve onların yanına taşındığımız için her yediğimiz göze batardı. Annem çalışır cidden iyi kazanırdı o dönemde. Hatta annem sayesinde yalnız kalmadılar sağlık bakımları her şeyleri ile ilgilendi yaşam standartları arttı ama hiç istenmedik hem annem hem ben.
2 öğün yemek yenirdi. Bir öğlene doğru bide akşam üzeri. Bu öğünlerde inanılmaz bir psikolojik şiddet hakaret beddua tarzı şeyler duyduğum için (annem çalışıyor tanık değil ) daha onlar çorbasını bitirmeden 1 dk da yer kalkardım yada hiç sofraya oturmazdım ayrıca atıştırırdım oda peynir ekmek.
Yeterki tokluk hissi olsun. Ne zaman mesleğimi edindim değerli oldum “ kızım neden hiç uğramıyorsun oldum” ayrı eve çıktım hafifledim seneler içinde de kilo almaya başladım ve güzelleşmeye başladım. İskeletör tabirinden kurtulmuştum.
Yaşadığım şiddetin sadece yeme içme ile ilgili olan kısmından bahsediyorum.
Kilomu aldım sağlıklı bir görüntüye kavuştum. Ama bugün zeytin yerken yine içim burkuldu. Çok öfkelendim.
Sağlıklıydık ev kendimizindi paramız vardı mutlu olabilirdik en azından huzurla yemek yiyebilirdik. Şimdi o eve gidip o kadını beni kolumdan tutup sokağa attığı günler gibi kolundan tutup duvara fırlatmamak için aynı beni bıraktığı çaresizlik hissini ona yaşatmamak için bir yandan buraya yazıyorum bir yandan sakinleşmeye çalışıyorum .
İnsanlar nasıl cinnet geçiriyor bazen anlıyorum.
Çok üzgünüm geçen senelere.
Yazdıklarınızı okuyunca boğazım düğüm düğüm oldu. Hikayenizde çok benzer şeyler buldum (anneanne hariç, benim derdim evin dışında olması gereken biriydi). İlkokuldaki İskeletor lakabım, zayıflıgim yüzünden zorbalanmam, anne babanın ayrı olması... Ama annemle babam boşanınca annem anne evine dönmedi, ülkenin bir ucundan diğer ucuna gitti. Ondan öncesinde evde kavgalar bitmediği için anneannemle kaldım, ama o dönem başıma gelenler ikisinin de suçu değil. Anneannem annem gibiydi hep, o yönden annemden daha iyi baktı diyebilirim, annem de der.
Taşınıp gittiğimiz dönemlerde de çok sıkıntı çektik. 90larin başları, iki çocuk, bekar genç anne, tek maaş... Toplum baskısı vb ve bazı şeyler oldu. Atlattım diyorum bazen ama geçen sene oğlum ve eşimle yemek yerken laf nereden geldi bilmiyorum, sanırım oğlumun babasıyla ilgili dertlerinden konuşuyorduk, birden taa 28 sene önce olmuş bir olayı anlatıp hıçkırarak ağladım. Bunu çok üzülsem de, bunalsam da aglayamayan, taşa dönen bir insan olarak söylüyorum. O kadar oturmuş ki içime o değersizlik hissi. Hayatımda çok daha kötü şeyler de oldu ama annemle olan içsel kavgam küllenemedi bir türlü. Hala ara ara annemle ilgili gergin rüyalar görürüm, haksızlığa uğradığım, zarar gördüğüm... Birinde annem yaptığım şeyi beğenmeyip kafama kızartma tavasiyla vuruyordu; uyanınca hem güldüm hem günüm zehir oldu. Şu günlerde biraz daha iyi olmamın sebebi hem birkaç sene önce harika bir psikiyatristim vardı, hem de annem hala bu konular açılınca özür diler, bana hep destek olur, incitmemeye çalışır.
Ben de arkadaşlara katılıyorum. Terapinize devam edin, ve yüzleşmek istiyorsanız yüzleşin, bağırın çağırın gerekirse, içinizde kalmasın. Mindfulness hiç denediniz mi bilmiyorum ama hislerin farkında olmak ve bastırmak değil ama onları kabul ederek zihni rahatlatmak benim için güzel bir teknik oldu açıkçası. Kitapları, uygulamaları vb pek çok kaynak var, deneyebilirsiniz. Dingin bir ruh, huzur ve mutluluk diliyorum size.
İnan bunu insan kabullenmek istemiyor,anneme defalarca kızdım niye izin verdin,niye sustun diye.Verdiği hiçbir cevap rahatlatmadı beni. Parasını aldığı gibi eve bırakırdı annem yine de yaranamazdı,onlar laf söylediğinde ben tepki vermek istesem,bana kızar sustururdu. Yıllarca sevgiyle karışık değişik bir öfke hissettim anneme. Yıllar sonra annem konuşup,tepki verebilen bir kadına dönüştü ve farkettim ki yıllarca 30-40lı yaşlarında dahi ayıp, günah ve korku içinde yaşamış.Annem en son onlardan uzaklaşıp,acıma duygusunu yok edince,onlara laf söyledikçe ben rahatladım sanki ve annemi sevdiğimi hissettim.Bu tarz insanlar bize gelene kadar kendi çocuklarını korkuyla bastırarak yetiştirdikleri için annelerimizin kendi benliğini bulmaları,yıllar sonra oluyor ya da hiç olmuyor.Annen de çaresizdi belki, hiç parası yoktu o zamanAnnen boşanıp gitmiş, kalacak yeri ve parası yoktu büyük olasılıkla. Bunları dürüstce söylese keşke sen de böyle hissetmezdin.
İnan bunu insan kabullenmek istemiyor,anneme defalarca kızdım niye izin verdin,niye sustun diye.Verdiği hiçbir cevap rahatlatmadı beni. Parasını aldığı gibi eve bırakırdı annem yine de yaranamazdı,onlar laf söylediğinde ben tepki vermek istesem,bana kızar sustururdu. Yıllarca sevgiyle karışık değişik bir öfke hissettim anneme. Yıllar sonra annem konuşup,tepki verebilen bir kadına dönüştü ve farkettim ki yıllarca 30-40lı yaşlarında dahi ayıp, günah ve korku içinde yaşamış.Annem en son onlardan uzaklaşıp,acıma duygusunu yok edince,onlara laf söyledikçe ben rahatladım sanki ve annemi sevdiğimi hissettim.Bu tarz insanlar bize gelene kadar kendi çocuklarını korkuyla bastırarak yetiştirdikleri için annelerimizin kendi benliğini bulmaları,yıllar sonra oluyor ya da hiç olmuyor.
O kadar ugrasmazdimBen de bir o kadar zeytin alıp kapılarının önünde zeytini yer çekirdeğini ağzımla fırlatırdım. Bahçesi varsa ne ala
pislikler. Allah sorsun hesabini insallah.Çok uzun yıllar kilo problemi yaşadım. İnanılmaz derecede sadece deri ve kemikten oluşuyordum. Senelerce sosyal çevreden uğradığım kilo zorbalığı bir yana. Yapım bu zannederdim ama değilmiş. Neden kilo alamadığımı terapiler sonucunda farkına vardım.
Bir gün sofrada ekmek zeytin yerken (zeytine bayılırdım) annemin annesi dedenin bağı var herhalde demiş kızmıştı. Bir gün de bakkaldan alınmış tazecik ekmeği kopara kopara yedim diye tabiri caizse ağzıma tükürdü o kadın. Vallahi abartmıyorum en basit örnekler.
Yanlış anlaşılmasın paramız var. Sadece biz annem boşandığı ve onların yanına taşındığımız için her yediğimiz göze batardı. Annem çalışır cidden iyi kazanırdı o dönemde. Hatta annem sayesinde yalnız kalmadılar sağlık bakımları her şeyleri ile ilgilendi yaşam standartları arttı ama hiç istenmedik hem annem hem ben.
2 öğün yemek yenirdi. Bir öğlene doğru bide akşam üzeri. Bu öğünlerde inanılmaz bir psikolojik şiddet hakaret beddua tarzı şeyler duyduğum için (annem çalışıyor tanık değil ) daha onlar çorbasını bitirmeden 1 dk da yer kalkardım yada hiç sofraya oturmazdım ayrıca atıştırırdım oda peynir ekmek.
Yeterki tokluk hissi olsun. Ne zaman mesleğimi edindim değerli oldum “ kızım neden hiç uğramıyorsun oldum” ayrı eve çıktım hafifledim seneler içinde de kilo almaya başladım ve güzelleşmeye başladım. İskeletör tabirinden kurtulmuştum.
Yaşadığım şiddetin sadece yeme içme ile ilgili olan kısmından bahsediyorum.
Kilomu aldım sağlıklı bir görüntüye kavuştum. Ama bugün zeytin yerken yine içim burkuldu. Çok öfkelendim.
Sağlıklıydık ev kendimizindi paramız vardı mutlu olabilirdik en azından huzurla yemek yiyebilirdik. Şimdi o eve gidip o kadını beni kolumdan tutup sokağa attığı günler gibi kolundan tutup duvara fırlatmamak için aynı beni bıraktığı çaresizlik hissini ona yaşatmamak için bir yandan buraya yazıyorum bir yandan sakinleşmeye çalışıyorum .
İnsanlar nasıl cinnet geçiriyor bazen anlıyorum.
Çok üzgünüm geçen senelere.
Herhalde ben olsam ve hala sinirim geçmediyse gider zeytin alırdım dedemin yok ama kendi bağımdan getirdim derdim. Herhalde o da.Çok uzun yıllar kilo problemi yaşadım. İnanılmaz derecede sadece deri ve kemikten oluşuyordum. Senelerce sosyal çevreden uğradığım kilo zorbalığı bir yana. Yapım bu zannederdim ama değilmiş. Neden kilo alamadığımı terapiler sonucunda farkına vardım.
Bir gün sofrada ekmek zeytin yerken (zeytine bayılırdım) annemin annesi dedenin bağı var herhalde demiş kızmıştı. Bir gün de bakkaldan alınmış tazecik ekmeği kopara kopara yedim diye tabiri caizse ağzıma tükürdü o kadın. Vallahi abartmıyorum en basit örnekler.
Yanlış anlaşılmasın paramız var. Sadece biz annem boşandığı ve onların yanına taşındığımız için her yediğimiz göze batardı. Annem çalışır cidden iyi kazanırdı o dönemde. Hatta annem sayesinde yalnız kalmadılar sağlık bakımları her şeyleri ile ilgilendi yaşam standartları arttı ama hiç istenmedik hem annem hem ben.
2 öğün yemek yenirdi. Bir öğlene doğru bide akşam üzeri. Bu öğünlerde inanılmaz bir psikolojik şiddet hakaret beddua tarzı şeyler duyduğum için (annem çalışıyor tanık değil ) daha onlar çorbasını bitirmeden 1 dk da yer kalkardım yada hiç sofraya oturmazdım ayrıca atıştırırdım oda peynir ekmek.
Yeterki tokluk hissi olsun. Ne zaman mesleğimi edindim değerli oldum “ kızım neden hiç uğramıyorsun oldum” ayrı eve çıktım hafifledim seneler içinde de kilo almaya başladım ve güzelleşmeye başladım. İskeletör tabirinden kurtulmuştum.
Yaşadığım şiddetin sadece yeme içme ile ilgili olan kısmından bahsediyorum.
Kilomu aldım sağlıklı bir görüntüye kavuştum. Ama bugün zeytin yerken yine içim burkuldu. Çok öfkelendim.
Sağlıklıydık ev kendimizindi paramız vardı mutlu olabilirdik en azından huzurla yemek yiyebilirdik. Şimdi o eve gidip o kadını beni kolumdan tutup sokağa attığı günler gibi kolundan tutup duvara fırlatmamak için aynı beni bıraktığı çaresizlik hissini ona yaşatmamak için bir yandan buraya yazıyorum bir yandan sakinleşmeye çalışıyorum .
İnsanlar nasıl cinnet geçiriyor bazen anlıyorum.
Çok üzgünüm geçen senelere.
Benzerlerini yaşadım gece 5 te sandalyeleri başıma fırlatıp sokağa atmisligi var bir buçuk saat uzaklıkta olan işime sabahın köründe gitmisligim var.
Ne mi oldu annem bakmadı dayım dövdü diye onunla göndermedim bakım evine verdim.
Bakımı için maddi manevi yanında oldum.
Ve vefat etti
Ne diyimki